#Türkiye Cumhuriyeti

İLKHABER-Gazetesi - Türkiye Cumhuriyeti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye Cumhuriyeti haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Atatürk’ün son günlerine dair hatıralar: “Koskoca bir tarih göçüyor” Haber

Atatürk’ün son günlerine dair hatıralar: “Koskoca bir tarih göçüyor”

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 87. yıl dönümünde tüm yurtta özlem, sevgi ve şükran hisleriyle anılıyor. Vefatının üzerinden geçen zamana rağmen Türk halkının Atatürk'e duyduğu sevgi ve bağlılık eksilmezken, O'nun son günlerine dair detaylar en yakınındaki isimlerin hatıralarında yaşamaya devam ediyor. Silah arkadaşı Kılıç Ali, son Başbakanı Celal Bayar ve hizmetkârı Cemal Granda'nın anıları, Dolmabahçe Sarayı'ndaki o son anlara farklı açılardan ışık tutuyor. SON ARZUSU: "NİÇİN ENGİNAR YEDİRMİYORLAR?" Milli Mücadele'nin başından ölümüne kadar Atatürk'ün en yakınında bulunan isimlerden Kılıç Ali, Hulusi Turgut’un “Atatürk’ün Sırdaşı - Kılıç Ali’nin Anıları” kitabında yer alan hatırasında, Atatürk'ün hasta yatağındaki son arzusunu aktarıyor. Anılara göre, o günlerde Atatürk'ün canı enginar istemişti. Kılıç Ali, bunun Atatürk'ün yanında bulunduğu uzun yıllar içinde içten arzu ederek sipariş ettiği ilk ve son yemek olduğunu belirtiyor. Mevsimi olmadığı için Hatay'dan telefonla enginar sipariş edilmişti. Kılıç Ali, ikinci ponksiyondan sonraki sabah odasına girdiğinde Atatürk'ün kendisine, "Yahu doktorlar bana niçin enginar yedirmiyorlar?" diye sorduğunu, kendisinin de enginarın yolda olduğunu söylediğini anlatıyor. Ancak anılarda, bu yemeği tatmanın Atatürk'e nasip olmadığı ifade ediliyor. 9 KASIM GECESİ VE VEFAT ANI Milliyet'den Aydın Hasan'ın derlediğine göre; Atatürk'ün 1927'den 1938'e kadar hizmetkârlığını yapan Cemal Granda'nın anıları ise 9 Kasım gecesine odaklanıyor. Granda, o geceyi "Atatürk’ün dakikadan dakikaya sönmeye başladığı" ve "artık umut kalmadığı" şeklinde aktarıyor. Granda'nın anlatımına göre, 9 Kasım'ı 10 Kasım'a bağlayan gece Atatürk'ün ateşi 37.5, nabzı 132, solunumu 33 idi. Rengi tamamen solmuş olan Atatürk'ün, Doktor Mehmet Kâmil Berk'in pamukla ağzına su vermeye çalıştığı sırada gırtlağından "Hı.. . hı.. hı..." diye bir ses çıkardığı belirtiliyor. Kılıç Ali ise vefat anını, "Herkes ellerini kavuşturmuş, büyük bir acz içinde duruyordu ve kimsenin elinden bir şey gelmiyordu" sözleriyle anlatıyor. O an Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'ın kendisine dönerek, "Kılıç bak, koskoca bir tarih göçüyor!" dediğini aktaran Kılıç Ali, "Saat tam dokuzu beş geçiyordu. Atatürk birdenbire gözlerini açtı. O güzel mavi gözlerini son olarak bize yöneltti. Ve hemen kapadı" ifadelerini kullanıyor. BAYAR: "VEKİL GÖSTERMEYİ ŞANINA YAKIŞTIRAMADIK" Atatürk'ün son Başbakanı Celâl Bayar'ın İsmet Bozdağ’ın kitabındaki hatıraları ise o günlerde devlet işlerinin nasıl yürütüldüğünü ortaya koyuyor. Bayar, Atatürk komadayken Dolmabahçe'de Meclis Başkanı Abdülhalik Renda ve bakanlarla toplandıklarını anlatıyor. Bayar, anılarında, Anayasa'nın emirlerine rağmen vekil atamanın mahsurlarını anlattığını belirterek, "Nefes alıp verdiği sürece kendisine vekil göstermeyi şanına yakıştıramadığımızı karara bağlamıştık" diyor. Böylece, Cumhurbaşkanı'nın imzasına ihtiyaç gösteren acele işlerin, "imzalanmış gibi" kendisinin sorumluluğu altında yürütülmesine devam edildiği aktarılıyor. 29 EKİM ANISI: "GÖK GÜRLÜYOR PAŞAM!" Kılıç Ali'nin "Son Günleri" kitabında yer alan bir başka anı ise 29 Ekim 1938 Cumhuriyet Bayramı'nda yaşananları aktarıyor. Her tarafın donatıldığı ancak milletin içten içe ağladığı belirtilen anıda, Kız Kulesi'nden atılan fişeklerin Atatürk'ü rahatsız ettiği anlatılıyor. Atatürk'ün sofracı Kamil'i çağırarak "Bu patırdılar nedir?" diye sorduğu, Kamil'in ise Paşa'yı üzmemek düşüncesiyle "Gök gürlüyor Paşam!" yanıtını verdiği aktarılıyor. Kılıç Ali, Atatürk'ün bu cevabın samimiyetini anladığını, gülerek "Haydi enayi" dediğini ve tekrar yatağına uzandığını belirtiyor.

“Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” sözü nerede söylendi? Haber

“Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” sözü nerede söylendi?

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 102. yıl dönümü coşkuyla kutlanmaya hazırlanırken, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihe geçen "Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz" sözü, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı arifesi olan bugün bir kez daha anlam kazandı. Bu söz, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş iradesinin somutlaştığı anın simgesi olarak kabul ediliyor. O AKŞAM ÇANKAYA KÖŞKÜ'NDE TARİH YAZILDI Peki, Atatürk bu kararlı ifadeyi nerede ve ne zaman kullandı? Tarihi kaynaklar ve bizzat Atatürk'ün Nutuk'ta anlattıklarına göre, bu söz 28 Ekim 1923 Pazar akşamı, Çankaya Köşkü'nde verilen bir akşam yemeğinde sarf edildi. O akşamki yemekte İsmet Paşa (İnönü), Kazım Paşa (Özalp), Fethi Bey (Okyar), Kemalettin Sami Paşa, Halit Paşa, Rize Milletvekili Fuat Bey ve Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey gibi isimler de bulunuyordu. NUTUK'TA O GECEYİ ANLATTI Mustafa Kemal Paşa, Nutuk'ta o geceyi şöyle anlatır: "Yemek sırasında: 'Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz' dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim." Atatürk, Nutuk'ta ayrıca, bu kararı alırken Ankara'daki tüm arkadaşlarını toplamaya gerek duymadığını, çünkü onların da doğal olarak kendisi gibi düşündüğünden şüphe etmediğini belirtir. ERTESİ GÜN CUMHURİYET İLAN EDİLDİ Atatürk'ün bu ifadesinin ardından o gece İsmet Paşa ile birlikte 1921 Anayasası'nda değişiklik yapan kanun tasarısı hazırlandı. Tasarıda yer alan "Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir" hükmü, ertesi gün, 29 Ekim 1923'te Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) yapılan görüşmelerin ardından kabul edildi. Böylece Türk milletinin tarihinde yeni bir dönem başladı ve "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" ilkesi devlet yönetiminin temeli haline geldi.

Anahtar Parti Adana İl Başkanı Av. Karataş, Barış Harekâtı’nın 51. yılında şehitleri andı Haber

Anahtar Parti Adana İl Başkanı Av. Karataş, Barış Harekâtı’nın 51. yılında şehitleri andı

Anahtar Parti Adana İl Başkanı Av. Atilla Karataş, 20 Temmuz 1974'te gerçekleştirilen ve Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde dönüm noktası olan Kıbrıs Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümü dolayısıyla bir anma mesajı yayımladı. Karataş, mesajında bağımsızlık ve özgürlük uğruna hayatlarını feda eden aziz şehitleri rahmetle anarken, kahraman gazilere şükranlarını iletti. “Harekat, Kıbrıs Türklerinin güvenliği için atılmış tarihi bir adımdı” Av. Atilla Karataş, yayımladığı mesajda Kıbrıs Barış Harekatı’nın Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası hukuktan doğan haklarını ve Kıbrıs Türk halkının güvenliğini koruma amacı taşıyan hayati bir müdahale olduğunu belirterek şunları söyledi: "51 yıl önce bugün, Türkiye, Kıbrıs'taki soydaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak, adada barış ve huzuru yeniden tesis etmek için tarihi bir adım atmıştır. Bu harekât, sadece Kıbrıs Türklerinin değil, tüm bölgenin barış ve istikrarına büyük katkı sağlamıştır. Bağımsızlık uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi minnet ve saygıyla anıyorum. Onların gösterdiği cesaret ve fedakarlık, bugün bağımsız ve özgür bir şekilde yaşayabildiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin teminatı olmuştur.” “Kıbrıs Türk halkının hakları tanınana kadar yılmayacağız” Karataş, "Kıbrıs davası, Türkiye'nin milli davasıdır ve bu dava için her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve bağımsızlığı tam anlamıyla tanınana kadar mücadelemiz sürecektir" şeklinde konuştu.

Sürdürülebilir kentsel hareketlilikte üç yıllık başarılar masaya yatırıldı Haber

Sürdürülebilir kentsel hareketlilikte üç yıllık başarılar masaya yatırıldı

Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanıyla yürütülen ve Türkiye Belediyeler Birliği’nin (TBB) nihai faydalanıcısı olduğu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın ise sözleşme makamı olarak yer aldığı SKUP Türkiye projesi kapsamında, Uluslararası Kentsel Hareketlilik Konferansı ve Proje Kapanış Etkinliği Ankara’da düzenleniyor. Konferans, sürdürülebilir kentsel hareketlilik alanında ulusal ve uluslararası öncüleri bir araya getirirken; belediye temsilcileri, büyükelçilik yetkilileri, bakanlık yöneticileri, sektör uzmanları ve akademisyenler kapsamlı bir bilgi paylaşımı için bir araya geldi. Kapsayıcı ulaşım politikalarından yenilikçi finansman modellerine, veri odaklı yönetişim yaklaşımlarından stratejik planlamaya kadar birçok kritik konu masaya yatırılırken, SKUP Türkiye Projesi’nin üç yıllık çıktıları da değerlendirildi. Etkinliğin açılış konuşmaları Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Suat Yıldız ve AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas tarafından gerçekleştirildi. “SKUP Türkiye, şehirlerin sürdürülebilir geleceğine ışık tutuyor” Etkinliğin 12 oturum boyunca sürdürülebilir kentsel hareketlilik alanında çalışan tüm paydaşlara kapsayıcı bir diyalog zemini sunduğunu belirten Suat Yıldız, konferansın şehirleri daha yaşanabilir, erişilebilir ve dirençli kılmak için önemli bir fırsat olduğunu ifade etti. SKUP Türkiye Projesi’nin 3 yıl süren uygulama dönemine ilişkin atılan adımların ele alınacağını belirten Yıldız, “Projenin değerli çıktıları, oluşturduğu bilgi birikimi ve sürdürülebilir kentsel hareketlilik alanında sağladığı kurumsal dönüşüm, şehirlerimizin sürdürülebilir geleceğine ışık tutacaktır. Bu proje, yerel yönetimlerimizin kapasitesini güçlendirmek ve ulusal düzeyde bir dönüşüm yaratmak için bir katalizör oldu. SKUP Türkiye Projesi, bugün resmi olarak sona eriyor olabilir; ancak bıraktığı miras, şehirlerimizin geleceğini şekillendirmeye devam edecektir” şeklinde konuştu. “Türkiye, iklim ve sismik dirençlilikte iddialı adımlar atıyor” Proje kapsamında hazırlanan “Beyaz Kitap”ın yalnızca bir politika belgesi değil, aynı zamanda şehirleri daha yaşanabilir kılmak için bir kentsel mücadele yol planı olduğunu ifade etti. AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas, “Bu belge, faydalanıcısının şehirleri dönüştürmek için olağanüstü sonuçlar elde ettiği bir çalışmanın ürünü. Dirençli olmak zorundayız. İklim ve sismik dirençlilik için Türkiye iddialı adımlar atıyor. Bu sadece bir kentleşme meselesi değil; hayat kurtarmak adına da hayati önemde. Dönüşüm, zaman ve para ister, kolay bir süreç değildir. Güçlü temelleri olan yerel bir demokrasiye gerektirir. Kentleri daha iyi daha temiz ve daha güvenli yarınlara doğru şekillendirirken yakın bir dost ve ortak olarak Avrupa Birliğine güvenebilirsiniz.” ifadelerini kullandı. Etkinlikte kilit konuşmacı olarak sunum yapan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkan Yardımcısı Kutluhan Taşkın, sürdürülebilir kentsel hareketliliğin yalnızca altyapı değil; ekonomik, çevresel ve sosyal yönleriyle çok boyutlu bir mesele olduğunu vurguladı. Küresel düzeyde siyasal, ekonomik, iklim ve demografik krizlerin şehir yaşamını ve ulaşım sistemlerini doğrudan etkilediğini belirten Taşkın, bu dönüşüm sürecinin insan ve teknoloji etkileşimiyle hızlandığını söyledi. Türkiye'nin kalkınma planlarında yeşil ve dijital dönüşümün merkezde yer aldığını ifade ederek, bu alanların yeni istihdam türleri ve sürdürülebilir şehir politikaları açısından kritik olduğunu dile getirdi. Taşkın, bireysel taşıma yerine toplu taşımanın teşvik edilmesi gerektiğini vurgularken, mikro hareketlilik çözümlerinin de hem çevresel hem ekonomik fayda sağlayacağını kaydetti. Sürdürülebilir ulaşımın toplumsal eşitsizlikleri azaltma potansiyeline dikkat çekerek, yaşlılar, kadınlar, çocuklar ve düşük gelirli kesimlerin ihtiyaçlarının ulaşım politikalarında mutlaka gözetilmesi gerektiğini belirtti. Akıllı şehir teknolojileri ve veri temelli yönetişimin, kent içi ulaşımda verimliliği artıracağına ve entegre sistemlerin önemine dikkat çekti. “Geleceği Şekillendirmek” Panelinde sürdürülebilir kentsel hareketlilik tartışıldı Etkinlik, “Geleceği Şekillendirmek: Etki ve İlerlemenin Anahtarı Planlama” başlıklı panelle devam etti. SKUP Türkiye Projesi Takım Lideri Dr. Volkan Recai Çetin, stratejik planlamanın kentsel hareketlilikte vizyon ve eylemi birleştirme gücünü tartışan panelin moderatörlüğünü üstlenirken, TBB Proje ve Finans Müdürü Fikret Gültekin, proje yönetimi ve dijital altyapının sürdürülebilir ulaşım planlamasındaki rolünü aktardı. Gültekin, belediyelerin sürdürülebilir kentsel hareketlilik için stratejik planlarını ilk altı ayda hazırlamasının kritik olduğunu vurguladı. Gültekin, bu planların ulusal kalkınma politikalarıyla uyumlu, bütüncül ve entegre bir bakış açısıyla oluşturulması gerektiğini belirterek; mali özerklik, öz gelir artışı ve alternatif finansman modellerinin belediyeler için öncelikli hale gelmesi gerektiğine dikkati çekti. Kamu politikaları ve sosyal araştırmaların kentsel hareketlilik planlamasındaki etkisini ele alan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Sektörler ve Kamu Yatırımları Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hande Hacımahmutoğlu, kalkınma planlarının ve yıllık programların sürdürülebilir kentsel ulaşım politikalarının belirlenmesindeki önemine değindi. Hacımahmutoğlu, 12. Kalkınma Planı’nda kent içi ulaşımda düşük emisyonlu araçlar, toplu taşıma, mikro mobilite ve yaya hareketliliğine öncelik verildiğini belirtti. Ulaşım ve çevre politikalarının sürdürülebilir kentsel hareketlilikteki öneminden söz eden Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı AB Yatırımları Dairesi Başkanı Dr. Tijen İğci, sürdürülebilir kentsel hareketlilik planlamasında merkezi otoritelerin ve AB fonlarının önemine vurgu yaptı. İğci, Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Trabzon, Kahramanmaraş ve Düzce gibi illerde uygulanan projelerle yaya öncelikli alanlar, akıllı ulaşım sistemleri ve erişilebilirlik odaklı çözümler geliştirildiğini ifade etti. AB Türkiye Delegasyonu Yeşil Finans ve Kapsayıcı Büyüme Programı Yöneticisi Dr. Göktuğ Kara, karbon finansmanı ve sürdürülebilir liman altyapılarının kentsel hareketliliğe katkısını değerlendirdi. Kara, sürdürülebilir kentsel hareketlilik sürecinin Türkiye’de 2012’den bu yana önemli bir gelişim gösterdiğini ve bu başarının vizyon, kurumsal destek, mevzuat, insan kaynağı ve finansman gibi beş temel unsurun bir arada işlemesiyle mümkün olduğunu belirtti. Ayrıca, “Beyaz Kitap”ın önümüzdeki dönemin vizyon belgesi olacağını ve yerel yönetimler tarafından sahiplenilmesinin kritik olduğunu dile getirdi. SKUP rehberlerinin hazırlanmasındaki deneyimlerini ve sürdürülebilir hareketlilik planlamasını paylaşan SKUP Uzmanı Dr. Susanne Boehler-Baedeker, Türkiye’de sürdürülebilir kentsel hareketlilik alanında yürütülen çalışmaların önemli bir miras oluşturduğunu ve Beyaz Kitap’ın bu süreci yönetişim ve stratejik planlama açısından ileriye taşıyacağını belirtti. Döngüsel ekonomi ve SKUP İzmir Projesi’nin kentsel hareketlilikteki yenilikçi yaklaşımlarını aktaran Panteia Uluslararası ve Ulaşım Direktörü Menno Menist de sürdürülebilir kentsel hareketlilikte uluslararası deneyimlerin ve yerel uygulamaların karşılıklı etkileşimle geliştiğini vurguladı. Projelerin başarısında yönetişim, kapasite geliştirme ve stratejik kararlılığın kritik olduğunu söyleyen Menist, finansmana erişimin mümkün olduğunu ancak neyin istendiğinin net tanımlanması gerektiğini ifade etti.

Gürer: Cumhuriyetin teminatı gençler gelecek kaygısıyla yüz yüze Haber

Gürer: Cumhuriyetin teminatı gençler gelecek kaygısıyla yüz yüze

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Atatürk’ün Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyeti’ni emanet ettiği gençlerin bugün ayrışma, umutsuzluk ve gelecek kaygısı içinde olduğunu belirtti. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda Gürer, genç işsizliğine ve ekonomik sıkıntıların gençler üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, “Gençlerin umutla bakacağı bir gelecek için siyasi iktidar sorumluluk almalı” dedi. Mustafa Kemal Atatürk'ün 101 yıl önce bugün Samsun'a çıkarken, tek hedefinin tam bağımsız bir Türkiye olduğunu belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 19 Mayıs 1919'da yakılan ilk kılavuzların dalga dalga yayıldığını, 7'den 70'e tüm milletin kopacağının yandığını anımsıyordu. Cumhuriyetin ilk top atışları ile karşılayan il Niğdedir " diyen Ömer Fethi Gürer bölgesii işgal edenlere karşı verilen mücadele Mustafa Kemal Atatürk'ün hükümdarlığında mücadele onun cephesinde zaferler sonuçlandırılmıştır" diye konuştu. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gençlere 'Cumhuriyeti biz kurduk, O'nu ilelebet yaşatacak ve yüceltecek olan sizlersiniz' diyerek, Türk gençliğine olan tam güvenini de ortaya koşmuştur” dedi. “Gençlerin gelecek kaygısı derinleşiyor, iktidar çözüm üretmeli” CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, DİSK/Genel-İş Emek Araştırma Dairesi'nin (em ar) hazırladığı rapora dikkat çekerek şunları söyledi: "15-24 yaş arası gençlerin yalnızca %39,5'i çalışırken yer alırken, %60,5'i büyümenin dışında kalıyor. Genç işsizlik oranı %17,4 ile Avrupa Birliği ve OECD ortalamalarının üzerinde yer alırken, geniş zamanlı genç nüfus oranı %37,3'e ulaştı.  İşsizliğin arttığı, gelecek kaygısının katlandığı, ekonomik ve umutsuzluktur. Bu olumsuz tablonun üstesinden gelmek, Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyetini ilelebet yaşatacak olan gençlerin gelecek kaygısını yaşayabileceği, onlara istihdamın ortamda yaratılacağı siyasi iktidarın görevidir. Başta gençlerimiz olmak üzere tüm vatandaşların 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun. Bu ülkelerde yaşayan tüm kesimlerin özgürlüğünü ve bağımsızlığını ifade eden bayramlar coşku ile kutlayıp yaşatılmalıdır." dedi.

Barut: Atatürk’ün izinde, her zorluğu halkımızla aşacağız Haber

Barut: Atatürk’ün izinde, her zorluğu halkımızla aşacağız

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut, Ulusal Kurtuluş Mücadalesinin 106’ncı yıldönümünde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı büyük bir coşkuyla kutladıklarını söyledi. Halk iradesine yönelik darbeye karşı Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasiyle taçlandırılması için mücadelenin sürdüğünü aktaran Barut, "Tam bağımsız Türkiye hedefiyle 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı kutlamanın heyecanını yaşıyoruz. Ulu Önder'in izinde, O'nun gösterdiği hedefe durmadan yürüyoruz. Halkımızın desteğiyle her zorluğu aşacağız. Aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi, Ulu Önderimiz Atatürk ile yiğit silah arkadaşlarını minnetle anıyoruz. Bayramımız kutlu olsun. Yaşasın 19 Mayıs" dedi. “19 Mayıs, bağımsızlık mücadelesinin 106. yılı” CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, "Onca yokluk ve yoksunluğa karşın 19 Mayıs 1919’da başlayan kurtuluş mücadelemizin 106'ncı yıldönümünü kutlamanın büyük gururunu ve onurunu yaşıyoruz. Yokluk ve çaresizlik bilmeden bağımsızlık aşkıyla ülkemizi işgal eden yedi düvele karşı destan yazan kahramanlarımız, vatanımız için neler yapabileceğini tüm dünyaya gösterdi. Bu onuru bizlere yaşatan Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle vatanımız için canı ve kanıyla bedel ödeyen aziz şehitlerimizi, yiğit gazilerimizi ve tüm kahramanlarımızı minnet, şükran, rahmet ve özlemle anıyoruz. Bizlere bıraktıkları kutsal emanetlerimizi sonsuza kadar yaşatacağız. Bu duygularla 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı kutluyoruz" diye konuştu. 

MHP Adana İl Başkanı Kanlı: ‘Türk ve Türkiye Yüzyılı’ hedefi kapsamlı birlikle inşa edilecek Haber

MHP Adana İl Başkanı Kanlı: ‘Türk ve Türkiye Yüzyılı’ hedefi kapsamlı birlikle inşa edilecek

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Adana İl Başkanı Yusuf Kanlı, terör örgütünün kendini feshetmek zorunda kalmasının Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü gösteren tarihi bir başarı olduğunu vurgulayarak, “Terörsüz Türkiye’nin yolu açıktır.” dedi. Kanlı, MHP Yüreğir İlçe Teşkilatı ve çeşitli mahallelerde düzenlenen programlarda yerel sorunları dinleyip, MHP ve Cumhur İttifakı olarak Adana’nın kalkınması, refahı ve huzuru için kararlı mücadelelerini sürdürdüklerini aktardı. Ayrıca, terörle mücadelede sağlanan kazanımların milletin birliği ve kardeşliği için önemli olduğunu belirten Kanlı, “Türk ve Türkiye Yüzyılı” vizyonuna olan inancını dile getirdi. “Ülkemiz için tarihî bir kazanım” İl Başkanı Yusuf Kanlı, iletilen sorunların çözümüne dair gerek Yüreğir Belediyesi, gerekse Büyükşehir Belediyesi ve ilgili diğer kurumlarla görüşüleceğini, talep ve şikâyetlerin mutlaka aktarılacağını ve takip edileceğini belirterek şunları söyledi: “Yüreğir ilçemizin, diğer ilçelerimizin; tüm Adana’mızın sorunları çözülmüş, daha yaşanabilir, nitelikli bir kent olması hedefiyle çalışıyoruz. Her zaman vatandaşlarımızın yanında olmaya ve dertleşmeye, çözüm üretme çabamıza devam edeceğiz. Yaklaşık 50 yıllık süreçte on binlerce insanımızı katleden, ülkemizin maddi ve manevi kaynaklarını heba eden terör örgütünün kendisini feshetmesi ve silah bırakmak zorunda kalması, Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü gösteren ülkemiz adına sağlanan tarihî bir başarıdır. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin geçen ekim ayında verdiği ilk mesajın ardından başlayan ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın destekleri, Cumhur İttifakı’nın kararlı duruşuyla sağlanan ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ülkemiz adına yine tarihî bir kazanımdır.” 86 Milyon kardeşlik ve birlik içinde İl Başkanı Kanlı, “Bu vesileyle; vatanımızın birliği, milletimizin kardeşliği uğruna şehit olan tüm yiğitlerimizi  rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Terörsüz Türkiye’nin yolu açıktır. Hepsi kardeş olan 86 milyon nüfusuyla aziz milletimiz,  ‘Türk ve Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edecek, ‘Lider Ülke Türkiye’ hedefi mutlaka gerçekleşecektir" ifadelerine yer verdi.

AK Parti Sözcüsü Çelik: "Terörsüz Türkiye" hedefi iç cepheyi güçlendirerek stratejik katkı sağlayacak Haber

AK Parti Sözcüsü Çelik: "Terörsüz Türkiye" hedefi iç cepheyi güçlendirerek stratejik katkı sağlayacak

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "iç cephenin güçlendirilmesi" çağrısının, dünya genelindeki artan istikrarsızlıklar karşısında Türkiye'nin değerlerinin korunması ve ileriye taşınması iradesini yansıttığını belirtti. Çelik, "Terörsüz Türkiye" hedefinin yalnızca Türkiye'nin iç güvenliğine değil, aynı zamanda yakın coğrafyada kardeşlik cephesinin yeniden inşa edilmesine ve bölgesel barışa katkı sağlanmasına zemin hazırlayacağını ifade etti. Çelik, bu hedefin iç ve dış politikada Türkiye’nin stratejik güçlenmesine büyük katkı sağlayacağına dikkat çekti. “İç cephemizi güçlendirerek bölgesel kardeşlik inşa edeceğiz” AK Partisi Sözcüsü Çelik sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ülkemizde iç cephenin güçlendirilmesi çağrısı, giderek istikrarsızlaşan dünyada ülkemizin değerlerinin ve kazanımlarının korunması ve ileriye taşınması iradesidir. Bunun yakın bölgemizdeki yansıması ise bölge halkları ve devletleri arasında kardeşlik cephesinin güncellenerek inşa edilmesidir. Emperyalist paylaşım savaşları ile dünyayı cehenneme çevirmeye çalışanlara karşı, insanlığın ve tüm kardeş halkların hakkının ve hukukunun korunmasıdır bu. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi tüm boyutlarıyla bu gelişmelerin siyasi çatısıdır. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşılması, ülkemizin her türlü siyasi kaos projesine karşı bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlayacağı gibi, yakın coğrafyamız için de ilham kaynağı olacaktır. Yakın coğrafyamızda birtakım güçlerin terör örgütlerini kullanarak ‘vekalet savaşları’ üretmelerinin engellenmesi için imkan doğacaktır. Böylece bu odakların yakın bölgemizde çeşitli etnik ve mezhep grupları arasında çatışma üretme zemini ellerinden alınacaktır. Bu da yakın bölgemizdeki tüm toplumsal ve siyasi dinamikler arasında daha sağlıklı diyalog kanallarının kurulmasına imkan verecektir" ifadelerini kullandı. “’Terörsüz Türkiye’ hedefi, çivisi çıkan dünyaya karşı bölgesel barışı inşa edecek” Terörsüz Türkiye hedefine ulaşılmasının Türkiye’nin iç cephede güçlenmesine stratejik katkılar sağlayacağını ifade eden Çelik şunları söyledi: " ‘Terörsüz Türkiye’ hedefinin tüm boyutlarını ve ilkelerini şimdiye kadar en net cümlelerle defalarca açıkladık. Buna rağmen bazı çevrelerin karalama kampanyasının devam ettiğini görüyoruz. Hedefe ulaşılmasını engellemek için siyasi sis bombaları atanların ve provokasyon üretenlerin farkındayız. Bu kampanyaları yürütenlerin yakın bölgemizdeki gelişmeleri doğru okuyamadığı, hatta temel gerçekler konusunda doğru bilgi sahibi olmadığı görülmektedir. Bu yaklaşımlara sahip olanların yakın bölgemizin ve dünyanın içinden geçtiği şartları yönlendirmeye dönük bir siyasi çerçevesi ve siyasi pusulası da yoktur. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşılması, ülkemizin iç cephesinin güçlenmesine stratejik katkılar sağlayacaktır. Cumhuriyetimize ve demokratik siyasete güçlü bir ‘siyasi enerji’ verecektir. Özünde kaderdaşlık olan vatandaşlığımızı, Cumhuriyetimizin temel ilkeleri ekseninde tazeleyen imkanları üretecektir. "Terörsüz Türkiye" hedefine şimdiye kadar defalarca altını çizdiğimiz ilkeler çerçevesinde ulaşılmasıyla beraber, çivisi çıkan dünyaya karşı bölgemizde kardeşlik cephesinin yeni bir güçle inşa edilmesiyle cevap verme imkanı doğacaktır." “MHP'nin çağrısı ile başlayan süreç Türkiye için stratejik bir adım” Türkiye Cumhuriyeti devletinin, millet şuuru ve devlet aklı ile gündemine hakim olduğunu vurgulayan Çelik, "İmralı’dan yapılan PKK’nın kendini feshetmesi ve silah bırakması gerektiğine dair çağrı, terörün tüm illegal ve silahlı unsurlarıyla bitmesine ve terör örgütünün dış odakların vekalet savaşlarının parçası olmaktan çıkmasına dönük bir aşamaya geçmelidir. Terör örgütünün silah bırakmasına ve kendini feshetmesine dönük olarak önümüzdeki günlerde gelişebilecek her olumlu adım, bir sonraki olumlu adımı çağıracaktır. Her aşamayı titizlikle takip ediyoruz. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin tarihi ve stratejik çağrısı ile başlayan süreç, Sayın Cumhurbaşkanımızın yüksek iradesiyle "devlet politikası" haline gelmiştir. Partiler arasındaki ziyaret trafiği sürecin siyasi oksijenini artırmış ve zeminini güçlendirmiştir. Cumhuriyetimizin sorunları çözme konusundaki demokratik kapasitesi yüksektir. Türkiye Cumhuriyeti, tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesi esasında, millet şuuru ve devlet aklı ile gündemine hakimdir" dedi.  

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.