#Ukrayna

İLKHABER-Gazetesi - Ukrayna haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ukrayna haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ukrayna’da yolsuzluk krizi derinleşiyor: Yermak istifasını sundu Haber

Ukrayna’da yolsuzluk krizi derinleşiyor: Yermak istifasını sundu

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ülkesindeki geniş çaplı yolsuzlukla mücadeleye ilişkin soruşturmalar devam ederken Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak'ın istifa ettiğini bildirdi. Ukrayna’da Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) ve Özel Yolsuzlukla Mücadele Savcılığı’nın (SAPO) bugün Yermak’ın evinde gerçekleştirdiği aramaların ardından gelen açıklamada Zelenskiy, "Bugün kimsenin aklında Ukrayna hakkında bir soru kalmamasını istiyorum. Bu nedenle, bugün aldığımız iç kararlar kapsamında, Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi yeniden düzenlenecek. Ofis Başkanı Andriy Yermak bugün istifasını sundu. Andriy'e, Ukrayna'nın müzakere sürecindeki tutumunu her zaman olması gerektiği gibi sunduğu için minnettarım. Devlet başkanlığı Ofisi'nin yeni başkanına gelince, yarın bu kurumu yönetebilecek kişilerle istişarelerde bulunacağım" dedi. Zelenskiy, Yermak’ın evinde gerçekleştirilen arama ve hakkındaki suçlamalara ilişkin, "Söylenti ve spekülasyonlardan kaçınmak istiyorum" ifadelerini kullandı. Zelenskiy, Yermak’ın 23 Kasım’da İsviçre’de yapılan ABD-Ukrayna barış görüşmelerindeki başkanlığına da değinerek, bu görüşmelerde Ukrayna’yı Yermak yerine kimin temsil edeceğine ilişkin de açıklamada bulundu. Zelenskiy, barış görüşmelerindeki Ukrayna heyetinin Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi, Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve istihbarat yetkililerinden oluşacağını söyledi. Yermak’ın evi aranmıştı NABU ve SAPO, bugün Yermak’ın başkent Kiev’deki Bankova Caddesi'nde bulunan evinde arama gerçekleştirmişti. Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'e en yakın isim olarak bilinen Yermak sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Bugün NABU ve SAPO evimde usule ilişkin işlemler yürütüyor. Soruşturmacılar hiçbir engelle karşılaşmıyor. Daireye tam erişim sağlandı. Avukatlarım olay yerinde hazır bulunuyor ve kolluk kuvvetleriyle iş birliği yapıyor. Ben de kendi adıma tam iş birliği sağlıyorum" ifadelerini kullanmıştı. Zelenskiy, Yermak'ı ABD-Ukrayna görüşmelerinde heyet başkanı yapmıştı Yermak, yolsuzluk skandalının ardından istifa çağrılarıyla karşı karşıya kalmıştı. Zelenskiy ise tepkilere rağmen Yermak'ı görevden almayı reddetmiş, 23 Kasım'da İsviçre'de yapılan ABD-Ukrayna görüşmelerinde Ukrayna heyetine başkanlık etmesi için Yermak'ı görevlendirmişti. Yermak, Zelenskiy'nin 2019 seçim zaferinden bu yana "Ukrayna'nın en güçlü ikinci adamı" olarak görülüyor. Enerji sektöründeki yolsuzluk skandalı NABU ve SAPO, 15 ay süren soruşturma sonucu geçtiğimiz 10 Kasım'da devlet nükleer enerji şirketi Energoatom da dahil olmak üzere enerji sektöründeki büyük yolsuzluk ve rüşvet planının araştırıldığını duyurmuştu. Bakanlık ve yönetim düzeyinde toplam 8 kişi hakkında suçlama yapılmıştı. Bu isimler arasında yolsuzluk soruşturmasının merkezinde olduğu belirtilen iş adamı Timur Mindich, eski Enerji Bakanlığı Danışmanı Ihor Myroniuk, devlet nükleer enerji şirketi Energoatom'un Koruma ve Güvenlik Direktörü Dmytro Basov yer almış, fonların aklanması için çalışan kişiler de olduğu ifade edilmişti. Zelenskiy yolsuzluk iddiaları nedeniyle 2 bakanı görevden almıştı. İş adamı ve Zelenskiy'e yakınlığıyla bilinen Timur Mindich ise ülkeden kaçmıştı.

Fidan: İstanbul müzakerelerine yeniden ev sahipliği yapmaya hazırız Haber

Fidan: İstanbul müzakerelerine yeniden ev sahipliği yapmaya hazırız

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Almanya’nın başkenti Berlin’de Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul ile bir araya geldi. Hakan Fidan, Wadephul ile düzenledikleri ortak basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevapladı. NATO’nun birçok askeri planlamalarının Avrupa’nın güvenliğini içerdiğini kaydeden Bakan Fidan, "Güvenlikle ilgili çalışmalar yapılırken NATO zemininin kullanılıyor olması şuana kadar bizim için temel hareket tarzıydı. Ama son yıllarda özellikle Ukrayna Savaşı'nın ardından Avrupa güvenliği ile ilgili AB içinde yeni arayışın ortaya çıktığını görüyoruz. Bu konuda safe mekanizmasıyla başlatılan süreçler var. Bu, AB'nin kendi dış politika ve güvenlik politikalarıyla uyumlu şekilde gitmekte. Burada esas itibariyle Türkiye, bu yeni tartışmalarda da yer almak istiyor. Burada yapısal sorunlar var tabi. Bu tartışmalar AB üyelerinin kendi arasındaki tartışmalar. Ama Avrupa güvenliği de hepimizi ilgilendiriyor" dedi. "BİZİM BU TÜRDEN PROTOKOL SORUNLARINDAN DOLAYI TARİHİ FIRSATLARI KAÇIRMAYA VEYA TARİHİ TEHDİTLERLE KARŞI KARŞIYA KALMAMIZA GEREK YOK" "Bizim Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği gerçekleşene kadar var olan tüm tartışmaların ve ilişkilerin yapıcı formatta ilerlemesi gerekiyor" diyen Bakan Fidan, "Çünkü ilişkilerimiz, menfaatlerimiz ortada duruyor, tehditler kalkmıyor, fırsatlar bir yere gitmiyor. Bizim bu türden protokol sorunlarından dolayı tarihi fırsatları kaçırmaya veya tarihi tehditlerle karşı karşıya kalmamıza gerek yok. Türkiye’nin savunma sanayinde gerçekten pazar olsun diye safe ile işbirliği arayışı yok. Hem NATO’daki rolümüz hem de AB ile yapmaya çalıştığımız güvenlik temelli görüşmelerin çoğunda bizim kendi stratejik güvenlik ihtiyacımızı AB ile birlikte karşılamaya yönelik arayışımız var. burada Türkiye hem güvenlikle ilgili mekanizmalarda hem de AB ile ilgili mekanizmalarda giderek iradesini ortaya koymakta. Burada umarız ki daha iyi çözümler bularak yolumuza devam ederiz" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin AB üyelik sürecine ilişkin konuşan Bakan Fidan, "Üyelik sürecinde kriterlerin olması gerektiği konusunda hem fikir olduğumuzu ifade ettim. Bu oyunun kuralı. Sistemin gerektirdiği husus. Bizim sorunumuz sürecin işlememesi, fasılların açılmaması. Bunlar açıldığı zaman sorun olduğu yerde durur olmadığı yerde ilerlersiniz ama Türkiye’nin AB ile üyelik perspektifinin pratikte hayata geçtiğinin gördüğü durumlarda ışık hızıyla rayına girdiğini de göreceksiniz" dedi. "TÜRKİYE, İSTANBUL MÜZAKERELERİNE TEKRAR EV SAHİPLİĞİ YAPMAYA HAZIRDIR" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya Ukrayna savaşının sona erdirilmesine dönük çabalara ve bunda Türkiye’nin rolüne ilişkin bir soruya, "Geçtiğimiz yaz İstanbul müzakereleri tekrar başladı. 3 tur müzakereye ev sahipliği yaptık. Burada özellikle taraflar arasındaki doğrudan görüşmelerin birçok konuda verimli sonuçlar ürettiğini gördük. Şimdi ortaya çıkan Cenevre’deki yeni bir perspektif, onun öncesinde hazırlanan plan ve gittikçe bu planlar evriliyor tabii, tartışılarak taraflar arasında. Bir çerçevenin oluştuğunu görüyoruz. Bunu da açıkçası memnuniyetle karşılıyoruz. Bu momentumun kaybedilmemesi lazım bu müzakere zeminin, bu momentumun şartlar ne kadar zor olursa olsun kaybedilmemesi lazım. Buradan yolumuza devam etmemiz lazım. Türkiye olarak bu konuda İstanbul müzakerelerine tekrar ev sahipliği yapmaya hazırdır. Taraflar arasındaki doğrudan müzakereleri destekliyoruz, bu konuda müzakere masasından kaçmamak lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın da defaatle dediği gibi savaşın kazananı barışın da kaybedeni olmaz" ifadelerini kullandı. "TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ TÜRKİYE'DE OLUMLU BİR ŞEKİLDE İLERLEMEKTE" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Alman bir gazetecinin Türkiye’nin Terörsüz Türkiye hedefi ve Suriye bağlamındaki gelişmelere ilişkin sorusuna "Terörsüz Türkiye süreci Türkiye'de olumlu bir şekilde ilerlemekte. Gerçekten Türkiye'deki terörün nihai olarak son bulması ve bunun böyle bir süreçte taçlandırılması bizim stratejik hedeflerimizden birisi. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor. Avrupa'nın başta Almanya olmak üzere bu konudaki verdiği olumlu desteği de açıkçası takdirle karşılıyoruz. Burada bazı önemli hususlar var detaylar var onları da değinmek gerekiyor. Bölgede özellikle son 40 yıldır PKK eliyle başlatılan terör hareketinin tek ayağı Türkiye değil. Bu ayağın bulunduğu Irak var, Suriye var, İran var. Almanya'da özellikle birçok PKK mensubu var. İşte Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatının kendi raporuna göre 14 bin civarda PKK mensubu Almanya'da bulunmakta. Şimdi bütün bu aktörlerin aslında PKK terör örgütünün bu dört ülkedeki faaliyetini terörden nasıl daha farklı bir istikamete evirebiliriz aslında özet bu. Avrupa, Türkiye, Suriye, Irak ve İran hep beraber buradaki terörü oluşturan şartların ortadan kalkması lazım ve burada ciddi şekilde terörle de mücadele edilmesi gerekiyordu" dedi. "SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ EGEMENLİĞİ FEVKALADE ÖNEMLİ" Fidan, "Türkiye'deki süreç, Suriye'de yeni açıkçası son bir yıldır ortaya çıkan süreç olumlu şekilde ilerletildiği zaman terörün barışçıl yollardan bitirilmesi için fevkalade önemli bir araç olarak da kullanılacaktır. Suriye'nin toprak bütünlüğü egemenliği fevkalade önemli. Suriye'de yani ileride bölünmeyi ortaya çıkartacak bir arayış yerine aslında bütün insanların kendini eşit hissettiği eşit olduğu kendi kimliğini kültürünü ifade etmekten çekinmediği buna haklarının olduğu aynı zamanda da ülkenin ve toplumun ürettiği bütün refahın tamamına erişebilen ve ülkenin bütün gücünde ortak söz sahibi olabilen bir sisteme ihtiyaç var. Yani daha eski sistemlerin bölgede kullanılma arayışlarının açıkçası akıllıca olacağını da düşünmüyorum. Anayasal eşit vatandaşlık temelinde herkesin kendini o ülkenin eşit bireyi yurt dışı hissettiği kendi kimliğini de ifade edebildiği ve bütün haklardan hürriyetlerden ve refahtan istifade ettiği bir Suriye'nin açıkçası daha modern insanlığın geliştirdiği daha nitelikli en son siyasi yazılım olduğunu düşünüyorum. Bu konuda adım atarlarsa kendileri için de iyi olur" dedi. Fidan, "Burada insanların siyasal ideolojisini değiştirmek gibi bir durumda değiliz ama politik metodolojileri önemli. Burada insanların siyasal hedeflerine ulaşmak için politik şiddeti kullanmaları teröre gitmeleri sorun alanı. Kurtulmaya çalıştığımız şey o sahip oldukları fikirler değil o fikirlerle fikirle mücadele edersiniz başka zeminler ortaya getirirsiniz ama politik şiddeti ve terörü araç edinen yapıların şu anda kurduğumuz mekanizmalarla süreç yoluyla ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. İnşallah umuyoruz hep beraber başarılı oluruz çünkü bölgemizin buna ihtiyacı var bölgemiz bunu çoktan hak ediyor" diye konuştu.

MSB’den Ukrayna iddialarına yanıt: “Ateşkes olmadan misyon mümkün değil” Haber

MSB’den Ukrayna iddialarına yanıt: “Ateşkes olmadan misyon mümkün değil”

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), haftalık basın bilgilendirme toplantısında gündemdeki kritik başlıklara açıklık getirdi. Bakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, Ukrayna'ya asker gönderilme ihtimalinden terörle mücadeleye, savunma sanayii teslimatlarından C-130 kazası sonrası alınan disiplin kararlarına kadar birçok konuda önemli mesajlar verdi. UKRAYNA İDDİALARINA "GÖREV TANIMI" VURGUSU Kamuoyunda tartışılan "Ukrayna'ya Türk askeri gönderilecek" iddiaları hakkında Bakanlık'tan resmi değerlendirme geldi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) barış ve istikrar için akla gelen ilk güç olmasının saygınlığının bir göstergesi olduğu belirtilen açıklamada, sürecin şartları sıralandı. Bakanlık açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Öncelikle Rusya ile Ukrayna arasında bir ateşkesin tesis edilmesi gerekmektedir. Sonrasında ise görev tanımı netleştirilmiş bir misyonun çerçevesinin belirlenmesi ve hangi ülkenin ne ölçüde katkı sağlayacağının ortaya konulması gerekmektedir. TSK bölgemizde güvenlik ve istikrar sağlayacak her girişime katkı sağlamaya hazırdır." ŞEHİT İSİMLERİNİ PAYLAŞAN EMEKLİ ASKERLERE YASAK Toplantının bir diğer önemli gündem maddesi, 11 Kasım 2025'te Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen ve 20 askerin şehit olduğu C-130 kargo uçağı kazasıydı. Bakanlık, resmi açıklama yapılmadan önce şehitlerin kimliklerini sosyal medyada paylaşanlara karşı sert tedbirler alındığını duyurdu. Bu paylaşımları yapanlar arasında emekli askeri personelin de bulunduğu tespit edildi. Bakanlık, "Şehit bilgilerini ilk paylaşma yarışına girişen sosyal medya arsızları" olarak nitelendirdiği bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve orduevlerine girişlerinin yasaklandığını açıkladı. TERÖRLE MÜCADELEDE BİLANÇO Tuğamiral Aktürk, terörle mücadele operasyonlarına ilişkin son verileri de paylaştı. Son bir haftada 3 PKK'lı teröristin daha teslim olduğu belirtilirken, Suriye harekat alanlarında imha edilen tünel uzunluğunun 725 kilometreye ulaştığı kaydedildi. Sınırlarda ise 1 Ocak'tan bugüne kadar yasa dışı geçiş yapmaya çalışan 8 bin 999 kişinin yakalandığı, yaklaşık 60 bin kişinin ise engellendiği bildirildi. GKRY-LÜBNAN ANLAŞMASINA TEPKİ Dış politika başlığında ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Lübnan arasında imzalanan deniz yetki anlaşması eleştirildi. Bakanlık, "KKTC’nin haklarının yok sayıldığı hiçbir anlaşmayı kabul etmemiz mümkün değildir" açıklamasını yaparak, söz konusu anlaşmanın Lübnan halkının menfaatlerini de ihlal ettiğini değerlendirdi. YERLİ SİLAHLAR ENVANTERE GİRİYOR Savunma sanayiindeki gelişmeler kapsamında ise yeni teslimatlar duyuruldu. "Panter Obüs Projesi" kapsamında ilk sistemin Kara Kuvvetleri'ne, retrofit işlemleri tamamlanan 9. A400M uçağının ise Hava Kuvvetleri'ne teslim edildiği açıklandı. Ayrıca "TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi" projesinde ilk geminin inşasına başlandığı müjdelendi.

Trump'tan Ukrayna savaşı için 'toprak' uyarısı: Rusya zaten alabilir Haber

Trump'tan Ukrayna savaşı için 'toprak' uyarısı: Rusya zaten alabilir

Şükran Günü tatili için Florida'ya seyahat eden ABD Başkanı Donald Trump, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayarak Rusya-Ukrayna savaşını bitirmeyi hedefleyen müzakerelerdeki son durumu paylaştı. Taraflar arasındaki görüşmelerin ilerlediğini belirten Trump, masadaki planın detaylarına ve zorluklara dikkat çekti. ABD Başkanı Donald Trump, Şükran Günü vesilesiyle Florida'daki malikanesine gittiği sırada uçakta gazetecilere açıklama yaptı. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşı bitirmeye yönelik müzakerelere değinen Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin kendisini ziyaret edip etmeyeceği yönündeki soruya, "Bilmiyorum. Gelmek istiyor ama bence önce anlaşmayı sonuçlandırmalıyız. Görüşmeler iyi gidiyor. Rusya ile başladık. Rusya ile bazı görüşmelerimiz oluyor. Ukrayna da iyi gidiyor. Bu konuda oldukça memnun olduklarını düşünüyorum. Bu sürecin sonlanmasını isterim. Bir süre daha bilemeyeceğiz ama ilerleme kaydediyoruz" cevabını verdi. Daha önce 8 savaşı sona erdirdiğini ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile olan ilişkisi nedeniyle bu savaşı sona erdirmenin daha kolay olacağını düşündüğünü söyleyen Trump, "Ama muhtemelen en zor olanlardan biri bu çıktı. Taraflar arasında çok fazla nefret var" değerlendirmesinde bulundu. "GÜVENLİK GARANTİLERİ KONUSUNDA AVRUPA İLE BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ" Tarafların üzerinde anlaşmaya varamadığı az sayıda noktanın ne olduğu sorusuna Trump, "Bunlar sıradan şeyler" şeklinde konuştu. Donald Trump, Ukrayna'nın Rusya'ya toprak verme ihtimaline ilişkin bir soru üzerine de, "Her iki tarafın da toprak konusunda adım atmasından ve sınırı netleştirmeye çalışmasından söz ediyorlar. Bir evin ortasından sınır geçiremezsiniz. Bir otoyolun ortasından da geçiremezsiniz. Bu yüzden bir çözüm üretmeye çalışıyorlar. Karmaşık bir süreç. Bu işler o kadar hızlı ilerlemiyor" ifadelerini kullandı. Güvenlik garantileri konusunda ise Avrupa ile birlikte çalıştıklarını vurgulayan Trump, "Bunu Avrupa ile birlikte çözmeye çalışıyoruz. Bu konuya büyük ölçüde Avrupa dahil olacak. Avrupa ile birlikte çalışıyoruz. Avrupa mümkünse bunun sona erdiğini görmek istiyor" dedi. "28 MADDEDEN 22'SİNE İNDİ, ÇOĞUNDA ANLAŞILDI" Trump, "İlk 28 maddelik planın Rusya'ya fazla avantaj sağladığını düşünen çok sayıda Cumhuriyetçi vardı. Bunu değiştirdiniz mi?" şeklindeki soruya da cevap verdi. Bu planın sadece bir haritadan ibaret olduğunu belirten Trump, "Hepsi bundan ibaretti. O bir plan değil, bir konseptti. Ondan yola çıkarak 28 maddenin her birini ele alıyorlar ve böylece sayı 22 maddeye düşüyor. Maddelerin çoğu üzerinde mutabakat sağlandı ve aslında oldukça olumlu şekilde. Bakalım nasıl sonuçlanacak" değerlendirmesini yaptı. Trump, "Sizce Ukrayna'nın Rusya'ya fazla miktarda toprak vermesi mi istendi?" sorusu üzerine ise, "Yani o topraklar, önümüzdeki birkaç ay içinde zaten Rusya'nın eline geçebilir. O zaman, 50-60 bin kişinin daha ölmesi pahasına savaşmaya devam mı etmek istersin, yoksa şimdi bir şey yapmak mı?" diye konuştu. Tarafların bu konu üzerinde müzakereyi sürdürdüğünü aktaran Trump, "Bu işi çözmeye çalışıyorlar. Bir sınır çizmek istiyorsan, otoyolun ortasından ya da bir kasabanın ortasından geçen bir sınır olmaz, işlemez. Uzun ve karmaşık bir süreç. Çok üzgünler, çünkü çok fazla insan ölüyor" dedi. ÖZEL TEMSİLCİ WITKOFF MOSKOVA'YA GİDİYOR Barış görüşmelerinin sonraki aşaması hakkında da değerlendirmelerde bulunan Trump, Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un önümüzdeki hafta Moskova'ya giderek, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceğini söyledi. Damadı Jared Kushner'ın da Witkoff'a eşlik edebileceğini belirten Trump, "Öyle zannediyorum ki; gelecek hafta Moskova'da Başkan Putin'le görüşecekler" diye konuştu. "RUSYA ÇATIŞMAYI DURDURARAK TAVİZ VERİYOR" "Rusların ne tür tavizler vermesi gerekecek?" sorusunu da yanıtlayan Trump, "Aslında taviz veriyorlar. En büyük tavizleri, çatışmayı durdurmaları ve daha fazla toprak almamaları. Tekrar söyleyeyim: Ben başkan olsaydım bu savaş asla olmazdı. Böyle bir şeyin yaşanması söz konusu değildi. Bu olanlar tamamen aptallık yüzünden oldu. Çok yazık" değerlendirmesinde bulundu. "BENİM İÇİN SON TARİH SAVAŞIN BİTTİĞİ ANDIR" Bir soru üzerine, Ukrayna meselesinin çözümü için daha önce son tarih olarak belirlenen 27 Kasım'daki Şükran Günü'nün artık geçerli olmadığını belirten Trump, "Ne olacağını göreceğiz. Bir tarih belirlediler ve bu tarih çok yakın bir zamanda gelecek. Benim bir son tarihim yok. Benim için son tarih ne biliyor musunuz? Savaşın bittiği an. Ve şu anda herkes çatışmaktan bıkmış durumda. Çünkü çok fazla insan kaybediyorlar" dedi. "WİTKOFF'UN SES KAYDINDA SÖYLEDİKLERİ STANDART BİR YÖNTEM" ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Ruslara kendisine nasıl yaklaşmaları gerektiğini söylediği ses kaydını dinleyip dinlemediği sorusuna Trump, "Hayır, duymadım. Ama bu standart bir şey. Çünkü bunu Ukrayna'ya da Rusya'ya da anlatmak zorunda. Müzakerecinin işi budur. ‘Bak, onlar bunu istiyor; onları buna ikna etmen lazım' dersin. Bu müzakerelerde çok standart bir yöntemdir. Kaydı dinlemedim ama duyduğuma göre gayet normal bir pazarlık. Muhtemelen Ukrayna'ya da aynı şeyleri söylüyordur, çünkü her iki tarafın da bir şey verip bir şey alması gerekiyor" şeklinde cevap verdi. "BU SAVAŞ YILLARCA SÜREBİLİR VE RUSYA'NIN ÇOK DAHA FAZLA İNSANI, ÇOK DAHA FAZLA ASKERİ VAR" ABD Başkanı Trump, Witkoff'un fazla Rusya yanlısı olup olmadığı sorusu üzerine, "Bence hayır. Şöyle söyleyeyim. Bu savaş yıllarca sürebilir ve Rusya'nın çok daha fazla insanı, çok daha fazla askeri var. Bu yüzden Ukrayna bir anlaşma yapabilirse bu iyi bir şey olur. İki taraf için de iyi olur; dürüst olmak gerekirse, her iki taraf için de harika olur. Ama Ukrayna çok daha küçük. Nüfusu çok daha az. Çok fazla insan kaybettiler. Rusya da çok insan kaybetti ama Rusya'nın insan kaynağı çok daha büyük" diye konuştu.

Lavrov: Türkiye ve Belarus, Ukrayna için arabulucu olabilir Haber

Lavrov: Türkiye ve Belarus, Ukrayna için arabulucu olabilir

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna ile devam eden çatışmaların sonlandırılmasına yönelik müzakere süreçleri hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Rus haber ajansı TASS'a konuşan Lavrov, olası görüşmelerde arabulucu ülkelerin devreye girebileceğini belirterek iki ülkeyi işaret etti. "TÜRKİYE VE BELARUS BU ROLÜ ÜSTLENEBİLİR" Deneyimli diplomat, müzakere masasında arabulucu olarak yer alabilecek ülkeler arasında Türkiye ve Belarus'un bulunduğunu ifade etti. Lavrov, bu ülkelerin çözüm sürecinde etkin bir rol üstlenebileceğini sözlerine ekledi. "ABD'DEN RESMİ BELGE BEKLİYORUZ" Lavrov'un gündeminde, ABD'nin yeni başkanı Donald Trump'ın hazırladığı iddia edilen barış planı da vardı. Rusya'nın, ABD'den bu planın Avrupa ve Ukrayna ile üzerinde uzlaşılmış resmi bir versiyonunu beklediğini kaydeden Lavrov, basına sızan belgeleri eleştirdi. Sızdırmaların "medya çılgınlığı" yaratmak ve Trump'ın çabalarını baltalamak amacı taşıdığını savunan Lavrov, "ABD'li meslektaşlarımızla iletişim kanallarımız var; bunlar kullanılıyor ve biz de onların anlaşmayı göndermesini bekliyoruz" dedi. ERDOĞAN VE PUTİN 'BARIŞ PLANI'NI GÖRÜŞMÜŞTÜ Bu açıklama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında dün gerçekleşen telefon görüşmesinin hemen ardından geldi. Kremlin'den yapılan açıklamada, Putin'in Trump tarafından hazırlanan 28 maddelik planı incelediği ve bu planın "Alaska'daki Rusya-ABD zirvesi" kararlarıyla örtüştüğünü belirterek müzakere temeli olabileceğini Erdoğan'a aktardığı bildirilmişti. Erdoğan ise görüşmede, Türkiye'nin "İstanbul platformu" ile sürece destek vermeye hazır olduğunu yinelemişti.

Ukraynalı Prime Orchestra Adana’da sahne aldı Haber

Ukraynalı Prime Orchestra Adana’da sahne aldı

Ukrayna'daki savaştan etkilenen vatandaşlarına yardım toplamak amacıyla Avrupa'nın çeşitli kentlerinde konserler veren Ukraynalı müzik grubu Prime Orchestra, turnelerinin Türkiye ayağında Adana'da sahne aldı. "ROCK SYMPHO SHOW" ADANA SEYİRCİSİYLE BULUŞTU "Rock Sympho Show" adıyla düzenlenen konserde, orkestra şefliğini Denys Doroshenko üstlendi. Mykyta Savenkov, Cherevko Valeriia ve Mariana Bratash'ın solist olarak sahne aldığı gecede, birçok ünlü sanatçı ve müzik grubunun sevilen parçaları senfonik bir yorumla Adanalı sanatseverlerin beğenisine sunuldu. ŞEF DOROSHENKO: "TÜRK SEYİRCİLER OLDUKÇA COŞKULU" Orkestra şefi Denys Doroshenko, 180'den fazla konseri kapsayan geniş bir Avrupa turnesinde olduklarını belirtti. Türk dinleyicisinden övgüyle bahseden Doroshenko, "Türk seyirciler oldukça coşkulu, bizlere daima büyük bir enerji ve duygu aktardı. Biz de karşılığında kendi müziğimizi ve bu müziğe dair bakış açımızı onlarla paylaştık" dedi. KONSER GELİRLERİ SAVAŞTA YARALANANLARA GİDECEK Turnenin insani yardım misyonuna da değinen Doroshenko, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın devam ettiğini hatırlattı. Doroshenko, bu konserlerle ülkelerine destek olmaya çalıştıklarını ifade ederek, şunları söyledi: "Konserden elde ettiğimiz gelirin bir kısmıyla ve topladığımız bağışlarla tıbbi ekipman ve ulaşım araçları alacağız. Alacağımız bu ekipman ve araçlar savaşta yaralanan askerlere ve sivil halk tarafından kullanılacak."

Trump’tan NATO’ya rest: “Rusya’dan petrol almayı bırakın, yaptırımlara hazırım” Haber

Trump’tan NATO’ya rest: “Rusya’dan petrol almayı bırakın, yaptırımlara hazırım”

Rusya-Ukrayna savaşında barışı sağlama çabalarında istediği sonucu alamayan ABD Başkanı Donald Trump, hafta sonu yayımladığı bir mektupla topu Avrupalı müttefiklerine attı. Hem Rusya'ya uygulanacak yeni yaptırımlar hem de Çin'e yönelik gümrük vergileri için şartlarını sıralayan Trump'ın mektubu, özellikle Rusya ile yakın enerji ilişkileri bulunan Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. TRUMP'IN NATO'YA ŞARTI: "ÖNCE SİZ PETROL ALIMINI DURDURUN" "Tüm NATO ülkeleri ve dünyaya" başlığıyla yayımlanan mektupta Trump, Rusya'ya çok daha ağır yaptırımlar uygulamaya hazır olduğunu ancak bunun için öncelikle tüm müttefiklerin ortak hareket etmesi gerektiğini belirtti. Trump, ağır yaptırımların ön koşulu olarak "tüm NATO üyelerinin Rusya'dan petrol satın almaya son vermesini" şart koştu. Bazı NATO üyelerinin hala Rusya'dan petrol almasını "şoke edici" olarak tanımlayan Trump, bunun ittifakın pazarlık gücünü zayıflattığını vurguladı ve "Hazır olduğunuzda ben de hazırım. Sadece ne zaman olacağını söyleyin" diyerek sorumluluğu müttefiklere yükledi. Trump ayrıca, NATO'nun Çin'e yüzde 50 ila 100 oranında gümrük vergisi uygulamasının da savaşı bitirmeye yardımcı olacağını savundu. MEKTUPTAKİ MESAJ TÜRKİYE'YE Mİ? Trump'ın bu çıkışı, "hedefte Türkiye mi var?" sorusunu akıllara getirdi. Zira NATO üyesi Türkiye, 2023'ten bu yana Rusya'dan en çok petrol ithal eden ülkelerin başında geliyor. Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi'nin (CREA) ağustos ayı verilerine göre Türkiye, Rusya'dan işlenmiş petrol ürünleri alımında birinci, ham petrol ve kömür alımında ise üçüncü sırada yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin'in bu ayki görüşmesinde enerji işbirliğini "stratejik" olarak nitelendirmeleri de bu bağlamda dikkat çekiyor. Mektubun, Türkiye ve Rusya ile yakın ilişkileri olan Macaristan'a bir uyarı olup olmadığı ise belirsizliğini koruyor. MEKTUBUN ZAMANLAMASI DİKKAT ÇEKTİ Trump'ın mektubunun zamanlaması, NATO'nun doğu kanadında tansiyonun yükseldiği bir döneme denk geldi. Geçtiğimiz hafta Polonya'nın, hava sahasını ihlal eden Rus İHA'larını düşürmesiyle başlayan krizde, Almanya ve Fransa gibi Avrupa ülkeleri Rusya'yı "kasıtlı provokasyonla" suçlamıştı. Trump'ın ise olayı başlangıçta "bir hata olabilir" diyerek önemsememesi, Avrupalı müttefikler arasında rahatsızlık yaratmıştı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.