TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Veteriner

İLKHABER-Gazetesi - Veteriner haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Veteriner haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çukurova Belediyesi can dostlara sahip çıkıyor Haber

Çukurova Belediyesi can dostlara sahip çıkıyor

ADANA (İLKHABER)- Çukurova Belediyesi Başkanı Soner Çetin, “Tüm yıl sokakta yaşayan dostlarımıza sahip çıkmak zorundayız” dedi. 4 Ekim Dünya Havyan Hakları Günü dolayısıyla Çukurova Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü hayvan barınağında etkinlik düzenlendi. Hayvan severlerin ve gönüllülerin katıldığı etkinlikte Çukurova Belediyesi semt kreşlerinde eğitim gören çocuklar da hazır bulundu. “Sokakta yaşayan dostlarımıza sahip çıkmak zorundayız” Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, sokak hayvanlarına sahip çıkmanın bir günle geçiştirilecek bir olay olmadığını belirterek, “Tüm yıl sokakta yaşayan dostlarımıza sahip çıkmak zorundayız. O bilinçle görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Sokakta yaşayan dostlarımızla ilgili duyarlılığımızı herkes biliyor. Eğer hayvan severleri mutlu edebiliyor, sokakta yaşayan dostlarımıza sahip çıkabiliyorsak ne mutlu bize” şeklinde konuştu. Sokak hayvanları ile ilgili çalışmaları hayvan severler ve gönüllülerle birlikte yürüttüklerini açıklayan Çetin, “Onlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Tüm çalışmalarımızda yanımızdalar, bizi hiçbir zaman yalnız bırakmıyorlar. Örnek bir barınağımız var. Tüm çalışmalarımızı hayvan severlere danışarak yapıyoruz. Yakın zamanda bir hayvan sever dostumuzun belediyemize kazandırdığı hayvan ambulansı da çok önemli bir hizmet. Aslında tüm belediyelerin kısırlaştırma çalışmalarına destek olmalı. Bu çalışmalar el birliği ile yapılmalı. Tüm kurumlardan aynı duyarlılığı bekliyoruz” şeklinde konuştu. KİHAYKO Başkanı Metin Yıldırım da, “Her yıl olduğu gibi bu etkinliği Çukurova Belediyesi ile birlikte yapıyoruz. Türkiye’de hayvan hakları konusunda ilklere imza atan, duyarlılık oluşturan bir belediye başkanımız var. Soner Çetin’in göreve başlamasıyla 10 yıldır hiçbir belediyede yapılmayan çalışmalar yapıldı. Burada gördüğünüz barınağımızda veteriner hekiminden çalışanlarına kadar hepsi duyarlı insanlar. Soner Çetin’e tüm can dostlarımız ve hayvan severler adına teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Çetin, kreş çocuklarına rozet taktı ve onlara hayvan sevgisi ile ilgili öğütler verdi. Daha sonra Başkan Soner Çetin, çocuklarla birlikte barınağı gezdi ve çalışmalarla ilgili bilgi aldı.

Türkiye kuduz için ‘en riskli ülkeler’ kategorisine alındı Haber

Türkiye kuduz için ‘en riskli ülkeler’ kategorisine alındı

Türkiye, geçtiğimiz aylarda ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tarafından ‘Köpek Kuduzu Açısından Yüksek Riskli Ülkeler’ listesine alındı. Bu durumun son yıllarda kuduz vakalarının artmasından kaynaklandığı düşünülürken, ısırılan bazı vatandaşların hayatını kaybetmesiyle halk arasındaki tartışmalar da iyice alevlendi. Sosyal medyada bazı vatandaşlar konuyla ilgili olarak yerel yönetimlerin ve barınakların ilgisiz olduğuna dikkat çekerken, bazıları ise hayvanların uyutulması ya da toplatılması gerektiğini savundu. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi turistleri uyardı Öte yandan ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin (CDC) resmi internet sitesinde Türkiye’yi ziyaret edecek turistler için şu ifadelere yer verildi: “Kuduz köpekler Türkiye’de yaygın olarak bulunmaktadır. Türkiye’deyken bir köpek veya başka bir memeli tarafından ısırılırsanız veya tırmalanırsanız, kuduz tedavisi sınırlı olabilir veya hiç olmayabilir. Faaliyetleriniz köpeklerin veya yabani hayvanların yanında olacağınız anlamına geliyorsa seyahatinizden önce kuduz aşısını yaptırmayı düşünün.” Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı haritaya göre Türkiye en yüksek kuduz riskli ülkelerden birisi 2021 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yayınlanan kuduz haritasına göre Türkiye en yüksek kuduz riskli ülkeler arasında bulunuyor. Bu listede Türkiye, haritadaki en kırmızı ve en tehlikeli kategori olan ‘Endemik insan kuduzu’ sınıfında yer aldı. Yani kuduzun dışarıdan herhangi bir etki olmadan belli bir popülasyonda varlığını sürdürebildiği belirtildi. Sosyal medyadaki vatandaşlar bu konuyu tartışıyorlar Basında yer alan kuduz olayları sonrasında konu sosyal medyada da tartışılmaya başlandı. Sokak hayvanlarının yeteri kadarıyla beslenmediğini düşünen bir grup hayvansever konuyla ilgili olarak diğer vatandaşları suçladı. Hayvanseverlerin bir diğer bölümü ise hayvanlara yuva bulunması gerektiğini ve istikrarlı kısırlaştırma çalışmaları ile sokaktaki hayvan popülasyonun azaltılması gerektiğini anlattı. Tartışmalara dâhil olan diğer vatandaşlar ise hayvanların barınakta toplatılıp bakılması ya da uyutulması gibi seçenekleri gündeme getirdi. “Sokak hayvanlarının aşılaması yetersiz kaldı” Eskişehir’de veterinerlik yapan Tuğçe Kara, Türkiye’nin zaten kuduz hastalığı yönünden eradika (hastalığın etkeni ile birlikte tamamen temizlenmiş) bir ülke olmadığını söyledi. Halen kuduz vakalarının görüldüğünü ifade eden Kara, “Özellikle Şanlıurfa tarafında gözüken kuduz vakalarıyla birlikte Amerika böyle bir karar aldı. Zaten biz Amerika’ya evcil hayvanlarımızı gönderirken kuduz riskli bir bölge olduğumuz için belli başlı prosedürleri işlemek zorundaydık. Son yaşanan olaylardan sonra köpek götürmek imkânsız hale geldi diyebiliriz. Çünkü sokak hayvanlarının aşılaması yetersiz kaldı. Bu belediyelere düşen bir sorumluluk. Sokak hayvanlarına her sene düzenli olarak kuduz aşısı yapılması gerekiyor. Aşıların koruyuculuğu yüzde 100 ama maalesef yetersiz aşılama yapıldığı için bu tarz hastalıkları ne yazık ki hala ülkemizde görüyoruz” dedi. “Bu kararla birlikte yurt dışına hayvan çıkışı iptal edilebilir” Sokakta bulunan hayvanları kısırlaştırmanın ve popülasyonu azaltmanın en temel gereklerinden biri olduğunu belirten Kara, kısırlaştırma esnasında alınan hayvanlara düzenli olarak kuduz aşısı yapılması gerektiğini dile getirdi. Çerçeveli bir çalışmanın programlanmasıyla kuduz vakalarının azaltılmasının çok zor olmadığına değinen Kara, “Size bu kararın sıkıntısını açıklayayım. Veteriner hekim olarak kendi açımdan konuşursam, biz normalde belli başlı prosedürleri işlediğimiz zaman evcil hayvanlarımızın hasta sahipleriyle birlikte yurtdışına ya da Amerika’ya çıkışlarını sağlayabiliyorduk. Şimdi bu kararla birlikte bu süreç artık tamamen iptal edilebilir. Özellikle köpekler açısından sıkıntı çıkabilir. Kedilerde biraz daha risk düşük. Yani vatandaşlar hayvanlarını götüremeyecekler. Onları evladınız gibi düşünün. Sahibi olduğunuz hayvanı yurtdışına ya da Amerika’ya gitme kararı aldığınızda bırakıp gitmeyi istemezsiniz. Bunu kimse istemez” şeklinde konuştu. “Vatandaşlar yüzde 100 koruyucu kuduz aşısını senelik olarak düzenli yaptırsınlar lütfen” Yurt dışına giden evcil hayvan sahiplerinin hayvanlarını burada bırakmak istemediklerine ve genel itibariyle yanlarında götürdüklerine dikkat çeken veteriner hekim Tuğçe Kara, sözlerine şöyle devam etti: “Dediğim gibi, biz belli başlı prosedürleri sağladıktan sonra zaten hayvanları gönderebiliyorduk. Alınan kararla birlikte muhtemelen bu süreç artık ya imkânsız hale gelecek ya da daha da zorlaşacak. Özellikle bazı insanlar, ‘Benim hayvanım evde kalıyor, dışarıya çıkmıyor. Kuduz aşısı yaptırmasam olur mu?’ diyorlar. Böyle bir algı var. Bu ekonomik kaygılardan ve bazı hasta sahiplerinin ilaç ya da aşı uygulamalarını yaptırmak istememesinden kaynaklanıyor. Ne olursa olsun, hayvanınız evde de olsa kuduz aşısı yaptırmanız gerekiyor. Özellikle köpekler için diyorum. Çünkü dışarı gezdirmeye ya da tuvalete çıkardığınızda bir sokak hayvanı tarafından ısırılma ihtimali yüksek. O hayvanın kuduz hastalığı taşıma ihtimali de olabilir. Vatandaşlar hiç böyle bir riske girmeden zaten yüzde 100 koruyucu kuduz aşısını senelik olarak düzenli yaptırsınlar lütfen.”

Veteriner hekimler siyasilerden umudunu kesti, parti kuracak Haber

Veteriner hekimler siyasilerden umudunu kesti, parti kuracak

İBRAHİM BAYSAL ADANA (İLKHABER)- Veteriner hekimler, kamuda ve kliniklerde yaşadıkları hak kayıpları ve çeşitli sorunlar nedeniyle siyasilerden umudunu kesti. Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, siyasilere çağrıda bulunarak, "Bizi daha fazla görmezden ve duymazlıktan gelmeye devam ederseniz, kendi gücümüzü ortaya koyarak siyasi bir parti kurarız" dedi. Köse, daha fazla görmezden gelinmeleri halinde kendi başlarının çaresine kendilerinin bakacağını belirterek, "Geniş halk kitlesiyle muhatap olan bir meslek grubuyuz. Eğer bir parti kursak, kesinlikle barajı geçeriz. Sahip çıkılmazsa öyle yapacağız" dedi. Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, yaptığı açıklamada, veteriner hekimlerin insan ve hayvan hayatının önemli aktörleri olmalarına rağmen son dönemde adeta var olma savaşı verdiklerini söyledi. Köse, "Adalet ve eşitlik için alanlara inen, her platformda taleplerini dile getirmeyi sürdüren veteriner hekimlerin feryatlarına, nedense kulak tıkanıyor ve yetkililerden çözüm için herhangi bir somut adım atılmıyor" dedi. Köse, veteriner hekimlerin özlük haklarına kavuşamadığı, sağlıkta şiddet yasası gibi birçok uygulamadan muaf tutulan kamuda ve kliniklerde çalışan veteriner hekimlerin, siyasilerden umudunu kestiğini belirterek, "Apolitik olma anlayışımızın bedelini ödüyoruz şu an. Bizler, veteriner hekimler olarak, köylerde yaşayan insanların evlerine, hayvancılıkla uğraştıkları için yılda en az 10 defa giriyoruz. Bir veteriner hekim, çalıştığı ilçelerde herkesi tanır. Kentlerde ise evcil hayvan besleme konusunda ciddi bir artış var. Her hayvan sahibinin bir veteriner hekimi mutlaka bulunuyor. Dolayısıyla, en geniş halk kitlesiyle muhatap olan bir meslek grubuyuz. Eğer bir parti kursak, kesinlikle barajı geçeriz" dedi. Köse, siyasilerin veteriner hekimlerden daha fazla destek vermesi gerektiğini belirterek, "Siyasetin ve politikanın içerisinde zayıf kalmış bir meslek örgütüyüz. Vatan ve millet için, Türkiye'de ki hayvancılığın iyi yerlere ulaşması için koşturmaktan siyasete zaman ayırmadık. Bildiğim kadarıyla, TBMM'de 600 milletvekili içerisinde, sadece bir tane veteriner hekim yer alıyor. TBMM'de yeterince temsil edilemeyince, haliyle sesimizi duyurmak da çok zor oluyor" diye konuştu.

Veteriner hekimlerinden şiddet protestosu Haber

Veteriner hekimlerinden şiddet protestosu

Bayram BULUT ADANA (İLKHABER)-Adana’da veteriner hekimler, kendilerine uygulanan şiddet vakalarını protesto ederek, yetkililere çağrıda bulundu. Adana Veteriner Hekimler Odası veteriner hekimlere yapılan şiddete karşı basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamaya TMMOBA Adana İKK Sekreteri Ahmet Uncu, Adana Tabip Odası Başkanı Selahattin Menteş, Adana Eczacılar Odası Başkanı Mürsel Yalbuzdağ ve bir çok STK temsilcisi destek verdi. Atatürk Parkı içerisinde gerçekleşen basın açıklamasını Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse okudu. Köse, veteriner hekimlerin can güvenliği ve özlük hakları sağlanmazsa halk sağlığının tehlikeye gireceğini belirtti. ARTIK YIPRANDIK Artı yıprandıklarını vurgulayan Köse, “Artık yıprandık. Veteriner hekimler sağlıkta şiddet yasası kapsamına alınmalıdır. Bugün buraya, eğitimini aldığımız ve bizim için kutsal olan mesleğimizi yaparken karşı karşıya kaldığımız ve artık tahammül edilemez noktaya gelen şiddeti kamuoyuyla paylaşmak ve yetkililere sesimizi duyurmak için toplandık. Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi ve 81 ilimizi temsil eden 56 Veteriner Hekim Odası'nın yöneticileri ve üyeleriyle birlikte eş zamanlı olarak, bütün ülkede bu basın açıklamasını kamuoyuyla paylaşmaktayız” dedi. DAYANILAMAZ HALE GELEN BİR SÜREÇ Veteriner hekimlerin koruyucu hekimlik hizmetleriyle salgınları önleyerek toplum sağlığını koruduklarını anlatan Köse, “Hayvanların sağlıklı ve refah içinde yaşamasını sağlarlar, gıda denetimleri ile toplumun sağlıklı güvenilir gıda tüketmesini sağlarlar, hayvan varlığını koruyarak hem ülke ekonomisine hem de vatandaşların ekonomik hayvansal ürüne ulaşmasına katkıda bulunurlar. Ayrıca insan sağlığı ya da hayvan sağlığında kullanılan aşı ve ilaçların geliştirilme süreçlerinde aktif rol oynarlar. Görüldüğü üzere veteriner hekimlik mesleği toplum sağlığı, hayvan sağlığı ve çevre sağlığı açısından yaygın etkileri olabilecek risklerin bertaraf edilmesinde en büyük bariyerdir ve bu nedenle stratejik bir konumdadır. Tam da bu stratejik konumu nedeniyle veteriner hekimleri kendi çıkarları önünde risk görenler, geçmişte de bugün de şiddete başvurmaktalar, mesleğimizi değersizleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu yaşananlar yeni değil, geçmişten başlayan, bugün artık dayanılmaz hale gelen bir süreçtir” diye konuştu. SOSYAL MEDYADAN LİNÇ GİRİŞİMİ Sosyal medya üzerinden veteriner hekimleri yönelik linç girişiminin yapıldığını belirten Köse, “Bu şiddet; Bazen kamu adına gıda denetimi yapan veteriner hekime, bazen çalıştığı kurumun eksiklerinden sorumlu tutulan belediyede çalışan veterinere, bazen kar kaygısıyla gözü dönmüş işletme veya hayvan sahiplerinin, halk sağlığına zararlı olan hayvansal ürünler için "tüketilemez" kararı veren işletme veteriner hekimine, bazen mesleğinin gerektirdiği tüm bilimsel mesleki tedaviyi uygulanmasına rağmen tedaviyi beğenmeyen hasta yakını tarafından serbest veteriner hekime, bazen emeğinin karşılığı olan ücreti isteyen veteriner hekime, bazen aşı karşıtlarının ve sanal ortamdaki bilgi kirliliği nedeniyle ücra köylere aşı için giden kamu veteriner hekimine, bazen taciz olarak, tek hedefi 5 yıl eğitim aldığı mesleğini yapmaya çalışan kadın meslektaşımıza, bazen hayvanları sömürmeyi meslek edinen ve rant kapısı haline getiren sözde hayvanseverler (gerçek hayvanseverleri tenzih ediyoruz) ve trolleri tarafından sosyal medya linçiyle veteriner hekimlere yönelik olarak ara vermeden devam ediyor” ifadelerini kullandı. BIÇAKLANARAK ÖLDÜRÜLDÜ Bıçaklanarak öldürülen meslektaşlarından bahseden Köse, “Nitekim geçen yıl, tam da Dünya Veteriner Hekimler Günü'nden birkaç gün önce,Yozgat/Sorgun'da, mezbahadaki eti, "halk sağlığı için risklidir, tüketilemez" kararı veren meslektaşımız Veteriner Hekim Volkan Lale bıçaklanarak öldürülmüştür. Temmuz 2023 tarihinde İzmir'de meslektaşımız Veteriner Hekim Caner Ülgen ilk müdahalesini ve sevkini yaptığı hastanın sonrasında kaybedilmesi üzerine 4 hasta yakını tarafından darp edilmiştir. Ağustos 2023'te, Ankara'da mesleğini icra eden meslektaşımız Veteriner Hekim Ceren Eroğlu bir hasta yakını tarafından kedisinin tedavisi sürecinde hayatını kaybetmesi üzerine görevi başında saldırıya uğramıştır. Biz biliyoruz ki iş güvencesi ve can güvenliği nedeniyle açıklanamayan daha onlarca şiddet örtbas edilmekte bizlere ve kamuoyuna yansımamaktadır. Yaşanan bu şiddet, biz veteriner hekimleri artık yeter dedirtecek noktaya getirmiş, birçok meslektaşımız ya mesleğini bırakmış başka işlere yönelmiş ya da yurt dışına gitmeye başlamıştır” şeklinde konuştu. VETERİNERE ŞİDDET, HASTALIĞA DAVETİYEDİR Köse sözlerini şöyle sürdürdü; “Unutmayınız, salgınlar, antibiyotik direnci, hayvanlardan insanlara bulaşabilen zoonotik hastalıklar, sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişim önümüzdeki yıllarda karşı karşıya kalacağımız en büyük sorunlardır. Veteriner hekimler tüm bu sorunların çözümü için zorlu bir akademik eğitim almış, çok farklı stratejik alanlarda görev yapan ve bu görevleri nedeniyle aynı zamanda halk sağlığının da garantisi olan bir mesleğin mensuplarıdır. Bu nedenle, veteriner hekime uygulanan şiddet aynı zamanda toplumun sağlık hakkına uygulanan bir şiddettir. Çünkü veteriner hekime yapılan şiddet, sağlıksız gıda, pahalı et ve süt, çocuklarımızda hayvansal protein eksikliği, Kuduz, Brusella, Tüberküloz, Şarbon, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vb hayvanlardan insanlara geçebilen hastalıklar olarak halkımıza geri dönmektedir.” YETKİLİLERE SESLENDİLER  Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililere seslenen Köse, “Dünyayı bekleyen pandemiler, gıda krizi ve iklim krizi gibi sorunlar başta olmak üzere, risklerin bertaraf edilmesi, ülkemizin bu süreçleri en az zararla atlatması için alınacak tedbirlerin en başında, bu görevleri yapan veteriner hekimlerin can güvenliğinin ve iş güvencesi ile birlikte kamuda veteriner hekimlik otoritesinin güçlendirilmesi ve özlük haklarının iade edilmesi bulunmaktadır. Ancak, bizler linç ediliyor, darp ediliyor, daha ötesi öldürülüyoruz ve bizlerle birlikte aslında halk sağlığı da ölüyor. Yaşanan süreç, biz veteriner hekimleri yıldırmış, bıktırmış ve artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Sağlık çalışanları için düzenlenen yıpranma payı, ek gösterge, maaş iyileştirmesi vb. tüm özlük hakları konularında ve Sağlıkta Şiddet Yasası'nda veteriner hekimler kapsam dışı bırakılmış ve dışlanmışlardır. Meslektaşlarımız büyük umutlarla başladıkları mesleklerini bırakmakta, özellikle genç meslektaşlarımız geleceklerini yurt dışında aramaktadırlar” dedi. ŞİDDETİ OLUŞTURAN UNSURLAR ORTADAN KALDIRILMALI Şiddeti oluşturan unsurların ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizen Köse, “Veteriner hekimler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda Sağlık Hizmetleri Sınıfında tanımlanmıştır, vakit kaybetmeden gereği yapılmalı, veteriner hekimliğin hangi alanında olursa olsun yaptıkları hizmetlerle kamu sağlığını koruyan tüm veteriner hekimler "Sağlıkta Şiddet Yasası" kapsamına alınmalıdır. Şiddeti oluşturan unsurlar ortadan kaldırılmalı, şiddet tavizsiz cezalandırılmalı, kanunlar ve bilimsel gerçekler önünde sağlık çalışanı olan veteriner hekimlere hakları iade edilmelidir. Bugün, Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi ve 56 Veteriner Hekim Odasının eşzamanlı olarak sizlerle paylaştığı bu metindeki taleplerimizin, hukuken ve siyaseten de takipçisi olacağımızı bildirir, buraya gelerek bizlere destek veren meslek odası yöneticilerine, sendikalara, sivil toplum örgütlerine, öğrencilerimize-ailelerine, hasta sahiplerimize ve en önemlisi, birlikte güçlüyüz diyerek, muayenehane, poliklinik ve hastanelerini kapatan, iş bırakan, iş yavaşlatan, özetle mesleğine, meslektaşına ve meslek örgütlerine sahip çıkan, mekan ve zaman mefhumu olmadan, yaşamını hayvan sağlığı ve refahı ile halk sağlığının korunmasına adayan tüm meslektaşlarımız ile basınımızın çok değerli emekçilerine teşekkür ederiz” diye konuştu.

Veterinerler sağlıkta şiddet yasası kapsamına alınsın Haber

Veterinerler sağlıkta şiddet yasası kapsamına alınsın

Serhat ŞANLI ADANA (İLKHABER) – Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, veteriner hekimlere artan şiddete dikkat çekti. Veteriner hekimlere yönelik şiddetin arttığını ancak Sağlıkta Şiddet Yasası'na dahil edilmediklerini belirten Nihat Köse, “Veteriner hekimler kaybettikleri tüm haklara rağmen, hayvan sağlığının ve refahının korunması, halk sağlığı için vazgeçilmez olan koruyucu hekimlik, güvenli ve sağlıklı hayvansal gıda alanlarında fedakarca çalışmaktadır. Ancak, yaşamın tüm alanlarında kadına, çocuğa, hayvana ve doğaya karşı uygulanan şiddet, sağlık alanında da hızla artmış ve artık dayanılmaz bir boyuta gelmiştir. Veteriner hekimler de bu şiddetin en büyük mağdurlarından olmakta, mobbinge, tacize, lince, şiddete uğramakta, darp edilmekte, hatta öldürülmektedirler” dedi. Nihat Köse, “Yıllardır, kaybettiğimiz tüm haklara rağmen, hayvan sağlığının ve refahının korunması, halk sağlığı için vazgeçilmez olan koruyucu hekimlik, güvenli ve sağlıklı hayvansal gıda alanlarında fedakarca çalışan veteriner hekimler olarak artık yeter dediğimiz noktaya geldik. Aldığımız risklere ve yıllardır süren sabırlı bekleyişimize rağmen ücretler ve özlük hakları açısından mesleğimizin uğradığı haksızlık ve değersizleştirme devam etmektedir.  Farklı meslek gruplarına yapılan düzenlemelerde kapsam dışı bırakılırken öne sürülen mazeretler ciddiyetten uzak, adeta maksatlı bir hal almıştır” diye konuştu. Veteriner Hekimlerin mutlaka Sağlıkta Şiddet Yasası kapsamına alınması gerektiğine vurgu yapan Adana Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Nihat Köse, şu açıklamalarda bulundu; “2022 yılı Nisan ayında, tam da Dünya Veteriner Hekimler Günü öncesinde, toplum sağlığını korumaya çalışırken görevi başında öldürülen Veteriner Hekim Volkan Lale’nin katilinin cezası henüz kesinleşmemişken, geçen ay İzmir’de, geçtiğimiz hafta da başka bir meslektaşımız Ankara’da muayenehanesinde saldırıya uğradı. Geçtiğimiz yıl, bir yetiştirici "köye hayvanlarımıza aşıya gelecek veteriner hekimi bu köye sokmayacağım" diyerek, silahlı fotoğrafını çekinmeden sosyal medya hesabından paylaşmıştı. Sağlığın her canlı için hak olduğunu savunarak, hayvan sağlığı için ülkenin en ücra köşelerinden kent merkezlerine kadar her yerde hizmet veren veteriner hekimler, mesleklerinin doğası gereği, aynı zamanda halk sağlığının da koruyucusudurlar. Veteriner hekimlerin toplum için sağlıklı gıdanın kontrolünü yaparken baskıya, mobbinge uğraması, aşılamaya giderken tehdit edilmesi, üreticiye destek olurken güvende olmaması, yerel yönetimlerde sahipsiz hayvanlar için çalışırken mobbinge, linçe uğraması, kendi özsermayesi ile kurduğu muayenehanesinde güvenli olmayan koşullarda çalışmak zorunda bırakılması, esasen toplum sağlığının, hayvan refahının, ülke hayvancılığı ve ekonomisinin saldırıya-şiddete uğramasıdır.! Veteriner hekimlerin, hangi alanda çalışırsa çalışsın aynı zamanda kamu hizmeti verdiği göz ardı edilmemelidir. Veteriner hekimler 657 sayılı kanunun 36. Maddesine göre sağlık hizmetleri sınıfındadır. Buna rağmen, kamu veteriner hekimleri yaklaşık son 30-35 yıldır her geçen gün hak kayıpları yaşamaktadır. Yaşanan hak kayıpları ve sorunlar; 1949 yılında beri her yıl için alınan iki aylık fiili hizmet zammı 2006 yılında “Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından sonlandırılmış, diğer meslek gruplarına verilmesine rağmen veteriner hekimler Anayasa karşısında eşit sayılmamışlardır. Veteriner hekimler sağlık sınıfında olmasına rağmen 2018, 2022 ve 2023 yıllarında doktor ve diş hekimlerine emeklilikte ek ilave haklar verilirken sağlık çalışanı olan veteriner hekimler kapsam dışı bırakılmıştır. Acılarını dilleriyle değil ancak sesleri ve bakışlarıyla anlatabilen hayvanların dertlerini dindiren, sağlıklı hayvan, sağlıklı gıda ve neticede sağlıklı nesillerin yetişmesine öncü olan, hayvan sağlığı, gıda güvenliği, hayvansal üretim, hayvan refahı, biyoteknoloji, biyogüvenlik, çevre sağlığı ve veteriner halk sağlığı ile üretimden tüketime, kadar olan gıda kontrolünün bütün halkalarında var olan veteriner hekimlerin saygın bir kurumsal yapının mensubu olduklarını bir kez daha vurgulamak istiyoruz.. Her şeye rağmen pandemide olduğu gibi depremde de gıda işletmelerinde, köylerde ve muayenehanelerindeki görevlerini aksatmadılar, hastalarını bırakmadılar. Bunca özveriye karşın, toplumun ve yetkililerin gözü önünde her gün darp ediliyor, bıçaklanıyor, hatta öldürülüyorlar. Buna karşın, tüm ısrarlarımıza rağmen veteriner hekimler Sağlıkta Şiddet Yasası kapsamı dışında tutulmaktadırlar. Oysa veteriner hekimler yasalar önünde sağlık çalışanıdır, bizlere karşı işlenen suçlar da dahil, özlük haklarımız, veteriner hekimlerin yaşam ve çalışma koşulları mevcut yasalara uygun düzenlenmelidir. Veteriner hekimlik eğitim-öğretimine, uzmanlık, istihdam, özlük hakları, mevzuat, mesleki uygulamalar, kamuda örgütlenme, iş sağlığı ve şiddet görme gibi pek çok konudaki kronikleşmiş sorunların giderilerek, hak ettiği statüye yükseltilmiş bir veteriner hekimliğe ve can çekişen ülke hayvancılığımıza katkısı olmasını diliyoruz. Biz tam zamanlı değil, tüm zamanlı çalışan bir mesleği icra ediyoruz. Gece-gündüz, yaz-kış demiyoruz. Yeri zaman ve mekan önemli değil. İşimiz zor, riskli ve meşakkatli.. O bakımdan günümüzün önemli meslek grubu olan ‘Veteriner Hekimlik’ iyi değerlendirilmeli ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Mesleğimize yönelik artarak devam eden şiddeti görmezden gelenlerin de bu saldırıda sorumluluğu olduğunu kamuoyuyla paylaşıyor, yaşatmayı ve şifa vermeyi ilke edinmiş bir meslek grubu olarak, sesimizi duyurmak için kritik noktalar ve durumlar hariç tüm çalışma alanlarımızda 21 Ağustos 2023 Pazartesi tarihinde 1 (bir) gün süreyle iş bırakacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız..”

Gürer: “Veteriner hekimlerin özlük hakları iyileştirilmelidir” Haber

Gürer: “Veteriner hekimlerin özlük hakları iyileştirilmelidir”

ADANA (İLKHABER)- CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 657 sayılı Kanun kapsamında sağlık hizmetleri sınıfında yer alan Veteriner Hekimlerin ve Uzman Veteriner Hekimlere;  tabip, diş tabipleri ve eczacılar gibi meslek gruplarının sahip olduğu kazanımları verilmesi için Kanun Teklifi verdi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi hazırladı. Yürürlükte olan  657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36’ıncı maddesinde, bu Kanuna tabi kurumlarda çalıştırılan memurların sınıflarının belirlendiğine işaret eden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, veteriner hekimlerin, sağlık hizmetleri sınıfı çalışanları arasında yer aldığını hatırlattı.  657 sayılı Kanunun 152. maddesi birinci ve ikinci fıkralarında, Devlet memurlarına verilen zam ve tazminatların belirlenmesindeki esasların; eğitim süreleri, görev güçlüğü, hayat ve sağlık tehlikesi, görev yerinin özelliği, görevin önem ve niteliği olarak sayıldığını anlatan Gürer, bu kapsamda tabip, diş tabibi, eczacılar ile veteriner hekimlerin 4 yıl ve üzeri eğitim süresine sahip sağlık hizmetleri çalışanları arasında birlikte yer aldığını kaydetti.  Tabipler, diş tabipleri ve eczacıların değişik zamanlarda çıkan Kanun, Kanun Hükmünde Kararnameler veya Bakanlar Kurulu Kararları ile 657 sayılı Kanun ile verilen haklara ilave kazanımlar elde ederken veteriner hekimlerin bu kazanımlardan mahrum  kaldığını belirtti. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM Başkanlığına sunduğu Kanun Teklifinde, “Aynı sosyal güvenlik sistemi içinde bulunan, aynı sosyal risklere karşı asgari ölçüde güvence altına alınan ve aynı kurallara bağlanan sigortalıların aynı hukuksal statü içinde özdeş durumda bulunan kişiler olduğundan, aynı durumdaki kişilerin, yasanın öngördüğü haklardan aynı esaslara göre yararlandırılmaları Anayasanın eşitlik ilkesinin gereğidir” ifadelerine yer verdi.  Beş yıllık yüksek lisans  mezunu olan veteriner hekimlerin, görevleri esnasında yaşadıkları zorluklara da değinen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “200 den fazla zoonoz hastalığa maruz kalan, hayvan hastalıkları ile mücadele etmek suretiyle toplumu 200 den fazla zoonoz hastalığa karşı koruyan, mevsime ve yol zorluklarına bakmaksızın mesleğini icra etmek için en ücra köylere kilometrelerce yol giderek hasta hayvana ulaşan, saat mefhumu bulunmayan, zorlu ahır ortamlarına ve hayvan travmalarına maruz kalan, veteriner hekimler ve uzman veteriner hekimlerin özlük hakları eşit ve benzer işler yapan diğer sağlık hizmetleri çalışanları göz önünde tutularak yeniden düzenlenmelidir” diye konuştu. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 657 sayılı Kanun kapsamında sağlık hizmetleri sınıfında yer alan Veteriner Hekimlerin ve Uzman Veteriner Hekimlerin Özel Hizmet Tazminatlarının, Ek Ödeme Oranlarının ve İş Güçlüğü Zam Oranlarının  “5 yıllık öğrenim görmüş sağlık hizmetleri çalışanları ile eşit ve benzer olacak şekilde mevcut mevzuatlarda düzenlemeye gidilmesi gerektiğini vurguladı. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Uzman Veteriner Hekim” unvanının mevcut mevzuatlarda diğer sağlık hizmetleri çalışanları unvan sıralamaları arasında ve eşit özlük hakları ile beraber yer almasının, AYM ile ellerinden alınan 60 günlük fiili hizmet süresi zammının yeniden verilmesi ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu Ek Madde 84’ e “Veteriner Hekimlerin” dahil edilmesi gerektiğini de belirtti.

Veteriner uyardı: Etleri hemen dondurmayın Haber

Veteriner uyardı: Etleri hemen dondurmayın

Kurban Bayramı öncesinde bilgilendirmede bulunan Kastamonu Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, kurban etlerinin parçalar halinde temiz kaplara konularak, önce güneş görmeyen serin bir yerde 5-6 saat dondurulmadan bekletilmesi gerektiğini söyledi. Kastamonu Veteriner Hekimler Odası Başkanlığı, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde uyarılarda bulundu. Kurbanlık seçimi, kurban kesimi ve kurban etinin muhafaza edilmesi konularında tavsiyelerde bulunan Maşalacı, etlerin hemen doldurulmaması gerektiğine dikkat çekti. Hijyen tedbirlerine vurgu yapan Maşalacı, “Kurban Bayramında, kesilen hayvan sayıları net rakam olarak bilinememekle birlikte, yaklaşık olarak 1 milyon 300 bin büyükbaş ve 2 milyon 500 bin küçükbaş hayvanın nakli ve kesimi yapılmaktadır. Bu miktar, ülkemizde yıllık olarak kesilen hayvan miktarının yüzde 25-30’una tekabül etmektedir. Bu kadar sayıda hayvanın kısa sürede nakledilmesi ve kesilmesi, gerekli tedbirler alınmadığı ve gerekli alt yapı oluşturulmadığı takdirde, insan sağlığı, hayvan sağlığı ve çevre ile ilgili önemli sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu konuda, kurban kesenlere de önemli görevler düşmektedir” dedi. “İnsanlarda görülen hastalıkların yüzde 61’i hayvan kökenlidir” İnsanlarda görülen hastalıkların yüzde 61’inin hayvan kökenli olduğuna dikkat çeken Maşalacı, “Bunun yanında, insan sağlığı açısından gıdaların ortaya koyduğu riskin de yüzde 90’ı hayvansal kökenli gıdalardan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, hayvan ve hayvansal ürünlerden gelebilecek bu tehlikelerin azaltılması veya ortadan kaldırılması açısından, kesilen hayvanın sağlıklı olması ve veteriner hekim muayenesi önemlidir. Veteriner hekim kontrolü dışında yetiştirilen, sevki yapılan, satışa sunulan ve kesilen hayvanlar, bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıklarının yayılma riskini arttırmakta ve bu hayvanlardan elde edilen etler insan sağlığı açısından önemli riskler oluşturmaktadır. Kurbanlık hayvan satışlarının büyük kısmı, hayvan pazarları veya kurbanlık satış yerlerinde yapılmaktadır. Bu yerlerde yapılacak etkili veteriner hekim denetimleri, hayvan sağlığı ve halk sağlığı açısından riskleri önemli ölçüde bertaraf edecektir. Buralar belediyelerin kontrollünde bulunmaktadır. Ancak; Belediyelerde, bu ihtiyaca cevap verecek yeterli sayıda veteriner hekim istihdam edilmemektedir. Bu nedenle de istenilen düzeyde kontrol ve denetim yapılamamaktadır. Belediyeler bu asli görevlerini yerine getirebilmeleri için yeterli sayıda veteriner hekim istihdam etmelidir” diye konuştu. Kesim alanında hijyen şartlarının sağlanması gerektiğini belirten Maşalacı, “Kesim yeri temiz olmalı ve akan su bulunmalıdır. Kesim yapan kişinin sağlıklı ve temiz olması gerekir. Elinde kesik veya yara varsa hijyenik eldiven kullanmalıdır. Bıçaklar sık sık temizlenmelidir. Hastalıklı doku ve organların kesimi sırasında kirlenen bıçaklar dezenfekte edilmelidir. Hayvan tutulup yatırılırken veya askıya alınırken işkence-eziyet edilmemelidir. Kesim mümkünse askıya alarak yapılmalıdır. İç organlar yüzme işini takiben en kısa sürede çıkarılmalıdır. Yutak boşaltılmalı, mide-bağırsak, safra ve idrar kesesi ve üreme organları çıkarılmalı, memeler karkastan uzaklaştırılmalıdır. Kesim sırasında kan, bağırsak içeriği gibi maddelerle alanın kirlenmesi engellenmelidir. Tüketilecek sakatatlar temiz bir şekilde çıkarılmalıdır. Kurban atıkları çöp varillerine ve gelişi güzel çevreye atılmamalı, kanalizasyon kanallarına dökülmemelidir. Çevre temizliği ve halk sağlığı açısından bu tür atıklar sokak hayvanlarının erişemeyeceği şekilde derin çukurlara gömülmelidir” ifadelerini kullandı. “Kesilen kurban etini hemen dolaba atmayın, serin bir yerde 5-6 saat dinlendirin” Kesilen kurban etinin hemen dolaba atılmaması gerektiğini söyleyen Maşalacı, “Et ve et ürünleri bakterilerin çoğalmaları için son derece uygun bir ortam niteliğindedir. Uygun şartlarda bir bakteri 12 saatte 16 milyara ulaşabilmektedir. Bu durum hafif bir bakteri yüküne sahip bir etin iyi muhafaza edilmediği takdirde bir gece sonra insan sağlığı açısından ne derece büyük bir tehlikeye dönüşebileceği konusunda fikir vermektedir. Kurban etleri, parçalar halinde temiz kaplara konulmalı ve önce güneş görmeyen serin bir yerde 5-6 saati geçmeyecek şekilde bekletilerek etin sıcaklığının düşmesi sağlandıktan sonra buzdolabına kaldırılmalıdır. Kurbanlık etler henüz kesim sıcaklığında iken buzdolabına poşet içinde veya hava alamayacak bir durumda büyük parçalar halinde üst üste konulursa, buzdolabı ısısı etin iç kısımlarını soğutmaya yetmez. Bu nedenle etin hava almayan kısımlarında çok kısa sürede bozulma ve kokuşma hatta yeşillenme görülür. Böyle kısımlar asla tüketilmemeli, atılmalıdır. Kurbanlık etin dayanma süresi, kesim kalitesi ve et parçasının büyüklüğüne göre değişmekle beraber normal buzdolabı şartlarında 5 veya 6 gündür. Bu süre kıymada genellikle 3 gündür. Eğer daha uzun süreli muhafaza düşünülüyorsa etler derin dondurucuda sıfırın altında 18 derecede muhafaza edilmelidir” şeklinde konuştu. “Kurban derileri muhafaza edilmeli ve bağırsaklar toplanmalıdır” Kurban derilerinin ve bağırsakların muhafaza edilmesini isteyen Maşalacı, “Ülke olarak önemli bir miktarda döviz ödeyerek deri ve bağırsak ithali yaptığımız halde, kurban derilerinin gerektiği şekilde muhafaza edilmemesi, bağırsakların toplanmaması nedeniyle bu tür yan ürünlerin tam anlamıyla değerlendirilememesi sonucu önemli ölçüde ekonomik kayıplar yaşanmaktadır. Bu nedenle, deri ve bağırsakların, toplama ekipleri gelene kadar tuzlanarak, düzgün bir şekilde muhafazaları sağlanmalıdır” dedi.

Uzmanlar, Kedilerin Neden Sürekli Islak Olduğunu Açıkladı: Şaşırtıcı Gerçekler Ortaya Çıktı! Haber

Uzmanlar, Kedilerin Neden Sürekli Islak Olduğunu Açıkladı: Şaşırtıcı Gerçekler Ortaya Çıktı!

İbrahim Baysal (İLKHABER)-  Bugüne kadar kedilerin neden ıslak olduğu hep bir muamma olarak kalmıştı. Ancak, sonunda uzmanlar bu esrarengiz durumun ardındaki sırrı çözdü! Kedinizin neden sürekli ıslak olduğunu öğrenmek için okumaya devam edin. Uzun yıllardır kediseverlerin kafasını kurcalayan bu sorunun yanıtı, bir araştırma ekibi tarafından yapılan kapsamlı bir çalışma ile gün yüzüne çıktı. Araştırmacılar, kedilerin ıslaklığının aslında doğal bir özellik olduğunu ortaya koydu. Bu özellik, kedilerin hayatta kalma yeteneklerini artıran bir adaptasyon mekanizması olarak işlev görmektedir. Peki, kediler neden ıslak olmayı tercih eder? Uzmanlar, kedilerin ıslaklığından faydalandığını ve bu özelliğin çeşitli avantajlar sağladığını belirtiyor. İşte kedilerin ıslak olmasının ardındaki şaşırtıcı gerçekler: Gizli Av Yetenekleri: Kediler, avlanırken sessiz ve gizli olmayı tercih ederler. Islak tüyler, kedilerin avlarının üzerine sessizce süzülmelerini sağlar. Böylece avlarını fark etmeden yaklaşabilir ve daha kolay bir şekilde avlanabilirler. Serinletici Etki: Kediler, sıcak havalarda serinlemek için suya girerler. Islak tüyler, vücutlarının serin kalmasına yardımcı olur. Bu özellik, kedilerin yaz aylarında daha rahat bir şekilde vakit geçirmelerini sağlar. Hijyen ve Sağlık: Kediler, temizlik konusunda oldukça titiz hayvanlardır. Islak tüyler, kedilerin kendilerini temizlemelerini kolaylaştırır ve deri üzerinde biriken kir ve parazitlerin uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Böylece kediler, sağlıklı bir görünüm ve tüy yapısına sahip olurlar. Araştırma sonuçları, kedilerin neden sürekli ıslak olduğu sorusuna yanıt vermiş olsa da, bu ilginç özelliğin bazı kediseverleri şaşırtabileceği aşikardır. Ancak uzmanlar, kedilerin doğal adaptasyon yetenekleri sayesinde bu özellikten en iyi şekilde faydalandığını belirtiyor. Sonuç olarak, kedilerin neden ıslak olduğu sorusu sonunda cevap buldu. Bu esrarengiz özelliğin kedilerin hayatta kalma ve avlanma yeteneklerini desteklediği ortaya çıktı. Kedilerin ıslaklığı, onların doğal bir adaptasyon mekanizmasıdır ve bir kez daha bu sevimli hayvanların gizemini ortaya koymuştur.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.