#Yahudi

İLKHABER-Gazetesi - Yahudi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yahudi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Binden fazla fanatik Yahudi'den Mescid-i Aksa'ya baskın Haber

Binden fazla fanatik Yahudi'den Mescid-i Aksa'ya baskın

Fanatik Yahudiler Doğu Kudüs'te provokatif eylemlerini sürdürüyor. Kudüs İslami Vakıflar İdaresinden yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgalinin 57. yıl dönümünde bin 119 fanatik Yahudi'nin polis eşliğinde sıkı güvenlik önlemleri altında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediği duyuruldu. Baskın nedeniyle bazı kapıların kapatıldığı belirtildi. Ürdün Dışişleri Bakanlığından da baskına tepki gecikmedi. Yapılan açıklamada, İsrail'e Mescid-i Aksa'nın kutsallığının korunması çağrısında bulunuldu. Bayrak Yürüyüşü'ne 60 binden fazla kişinin katılması bekleniyor Filistinli kaynaklar da akşam saatlerinde gerçekleştirilecek provokatif Bayrak Yürüyüşü öncesinde yüzlerce fanatik Yahudi yerleşimcinin sabah saatlerinden itibaren işgal altındaki Doğu Kudüs'ün ana kapılarından biri olan Şam Kapısı'nda toplanmaya başladığını aktardı. İsrailli kaynaklar provokatif yürüyüşe 60 binden fazla kişinin katılmasının beklediğini duyurdu. Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında imzalanan anlaşmaya göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor. İsrail'in 57 yıllık işgali Öte yandan 5 Haziran 1967'de başlayan Altı Gün Savaşı'nın sonunda İsrail, Batı Şeria, Doğu Kudüs, Gazze Şeridi, Golan Tepeleri ve Sina Yarımadası'nı işgal etmişti. Aşırı sağcı fanatik Yahudi yerleşimciler, İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgalinin yıl dönümlerinde provokatif "Bayrak Yürüyüşü" düzenliyor.

Fanatik Yahudiler, "Kızıl Düve Ritüeliyle" Mescid-i Aksa'yı Hedefliyor Haber

Fanatik Yahudiler, "Kızıl Düve Ritüeliyle" Mescid-i Aksa'yı Hedefliyor

İsrail'de aşırılık yanlısı Tapınak Enstitüsü grubu, kutsal Yahudi metinlerine dayanan kızıl düve kurban ederek, işgal altındaki Doğu Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın avlusunda yer alan Kubbetu's Sahra'nın yerine "Üçüncü Tapınak" inşa etmeyi hedefliyor. Tapınak Enstitüsü grubunun nisanda işgal altındaki Doğu Kudüs'te kızıl düve kurban etme ritüelini gerçekleştirerek, Mescid-i Aksa'nın geleceğini değiştirmeyi planladığı belirtiliyor. İsrail'de 1987'de kurulan aşırılık yanlısı Tapınak Enstitüsü grubu, ABD'nin Teksas kentinden 2022'de 500 bin dolara satın aldıkları 5 kızıl düveyi nisanda kurban etmek üzere işgal altındaki Batı Şeria'da bekletiyor. Yahudilikteki kutsal kitaplara göre "tamamen kızıl, kusursuz, özürsüz, iki yaşını doldurmuş" düvenin Doğu Kudüs'ün Zeytin Dağı bölgesinde Mescid-i Aksa'ya bakan bir arazide kurban edilmesi gerekiyor. Tevrat'ın "Çölde Sayım" kitabında kızıl düveden, Musa peygamber döneminde "kirli sayılan İsrailoğullarının arınması için tanrı tarafından kullanılması emredilen" bir hayvan olarak bahsediliyor. İnanışına göre "kirli sayılan kişiler" arınma ritüeli tamamlanana kadar tapınağa giremiyor ve gerekli işlemleri yapmadıkları sürece İsrail toplumuna kabul edilmiyor. Üçüncü Tapınağı kurma ayinlerine başlamak için "başı boş gezen kızıl düvenin" Zeytin Dağı'nda törenle kurban edilmesi ve etlerinin yakılmasıyla bölgenin "arınacağı" öne sürülüyor. Kızıl düvenin bulunup kurban edilmesiyle fanatik Yahudilerin, yaklaşmalarının yasak olduğu tapınağın en kutsal yeri olarak kabul edilen Kubbetü's Sahra'nın bulunduğu alana girebilecekleri ve burada ibadet edebilecekleri kaydediliyor. Yahudilerin Tapınak Tepesi olarak adlandırdığı Mescid-i Aksa'nın Yahudiler için ibadete açılması ve Üçüncü Tapınağın inşa edilmesi amacıyla uzun yıllardır çeşitli çalışmalar yürüttüğü biliniyor. - Tapınak Enstitüsü uzun yıllardır Üçüncü Tapınağın inşası için çalışıyor Tapınak Enstitünün en önemli faaliyetleri arasında Yahudilerin Mescid-i Aksa alanında ibadet edebilmeleri için kurban edilecek kızıl düvenin yetiştirilmesi yer alıyor. Enstitü, Üçüncü Tapınakta kullanılacak kutsal eşyaların tamamlanması için de çalışmalar yürütüyor ve burada görev alacak özel din adamları yetiştiriyor. İsrail'de birçok Yahudi din adamı ve haham, Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya girmesini yasaklıyor. Buna karşın, bazı aşırı görüşlü kabul edilen Yahudi din adamı, cemaatini Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemeye teşvik ediyor. Tapınak Enstitüsü de Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlarını destekliyor ve tüm faaliyetlerini sosyal medya aracılığıyla kamuoyuna duyuruyor. Fanatik Yahudilerin, son yıllarda düzenli olarak Mescid-i Aksa'ya baskınlar yapmasının, enstitü ve bazı İsrailli bakanların desteğiyle yaygınlaştığı biliniyor. Fanatik grupların planlarını gerçekleştirmesi halinde Mescid-i Aksa baskınlarının artmasından ve Filistinlilerin kutsal mescide girişlerinin daha da kısıtlanmasından endişe ediliyor. İsrailli aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich gibi isimlerin Mescid-i Aksa alanına yaptıkları baskınlarla inşa edilmek istenen Üçüncü Tapınak için zemin hazırladıkları düşünülüyor.

Yeşaya Kehaneti Nedir, Netanyahu neyi kastetti? Haber

Yeşaya Kehaneti Nedir, Netanyahu neyi kastetti?

İbrahim Baysal (İLKHABER)-  Son zamanlarda İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmalar, yine bu devletlerin hüküm sürdüğü topraklar için söylenen tarih ve dini konulardaki iddiaları gündeme getirdi.  İsrail devlet Başkanı Binyamin Netanyahu'nun ise Yeşaya kehanetlerini gündeme getirmesiyle insanlar, iddia edilen bu kehanetleri merak edip araştırmaya başladı. Yeşaya (İşaya) Peygamber Kimdir? Netanyahu’nun Bahsettiği Yeşaya Kehanetleri Nelerdir? Yeşaya Kehaneti, Yahudi İnancına göre İncil'in Eski Ahit bölümünde yer alan ve Yeşaya (İşaya) peygamberin aktardığı kehanetlerden oluşan bir bölümdür. Yeşaya, İsrail Krallığı döneminde yaşamış olan bir peygamberdir. Yeşaya'nın kehanetleri, hem dönemin siyasi ve toplumsal olaylarına hem de gelecekte gerçekleşecek olaylara dair önemli mesajlar içerir. Bu kehanetler arasında, Mesih'in gelişiyle ilgili öngörüler, İsrail halkının sürgünden kurtuluşu ve Yeruşalim'in yeniden inşası gibi konular bulunur. Son zamanlarda, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun bazı konuşmalarında Yeşaya Kehanetleri'nden bahsettiği bilinmektedir. Bunlar arasında özellikle Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak tanınmasıyla ilgili kehanetler vurgulanmaktadır. Yeşaya Kehanetleri nedir? Yahudilerin inandığı kehanetlerin içeriği nedir? Yeşaya'nın kehanetleri arasında "insanlığı kurtaracak bir meshin geleceği" de yer alıyor. Hristiyanlar, Hazreti İsa'nın gelişiyle bu kehanetin gerçekleştiğine inanıyorlar. Yeşaya Kehanetleri, İncil'de yer alan ve Yeşaya adlı peygamberin yazdığı bölümlerdir. Yeşaya Kehanetleri, İncil'in Eski Ahit kısmında bulunan Kitab-ı Yeşaya'da yer alır. Kitab-ı Yeşaya, Eski Ahit'in büyük bir bölümünü oluşturur ve içeriği genellikle peygamber Yeşaya'nın İsrail halkına tanrısal mesajlar ve öğütler aktardığı metinlerden oluşur. Yeşaya Kehanetleri, genellikle İsrail ve Yahuda halkının davranışları, Tanrı'nın öfkesi ve gelecekteki olaylar hakkında öngörüler içerir. Bu kehanetler, Tanrı'nın İsrail halkına yönlendirdiği mesajları içerir ve birçok farklı konuya odaklanır. BAZI YEŞAYA KEHANETLERİ İmanlı bir Kral'ın doğuşu: Yeşaya 7:14'te yer alan bu kehanet, "Bu nedenle Rab kendisi size bir belirti verecektir: İşte, genç bir kadın hamile kalacak ve bir oğul doğuracaktır ve ona İmanuel adını koyacaktır." şeklinde ifade edilir. Bu İmanlı Kral'ın doğuşu, İsa Mesih'in doğumunu öngörmektedir.  İsa'nın gelişi: Yeşaya 9:6-7'de, "Çünkü bize bir çocuk doğdu, bize bir oğul verildi, Egemenlik omuzları üzerinde olacak, ve O'nun adı Harika Danışman, Ebedi Tanrı, Kudretli Baba, Esenlik Prensi olacak." şeklinde İsa Mesih'in tanımlanmasını içerir. Mesih'in vaazı ve hizmeti: Yeşaya 61:1-2, Mesih'in hizmetinin bir tasvirini sunar: "Rab'bin Ruhu üzerimdedir, çünkü Rab beni meshetti; yoksullara iyi haber getirmemi gönderdi, yaralıları sargılamamı, köleleri özgürlüğe kavuşturmamı, hapsedilmişleri serbest bırakmamı, yılı özgürlük yılı olarak ilan etmemi gönderdi. Mesih'in acıları ve ölümü: Yeşaya 53, İsa'nın acılarını ve ölümünü ayrıntılı bir şekilde tasvir eder. Bu bölüm, İsa'nın çarmıha gerilmesi ve insanların günahları için ölmesi için bir kehanettir.Yeşaya Kehanetleri, Hristiyanlıkta ve Yahudilikte büyük bir dini ve teolojik öneme sahiptir. İsa'nın İncil'deki bazı öğretileri ve yaşamı, Yeşaya'nın yazdığı bu kehanetlere dayandırılır. İddialara göre Filistin Halkı için söylenenler ise kan dondurucu Kitapta yazan İddialara göre Yeşaya Filistin halkının yok olacağını ve kökünün kıtlıkla kurutulacağını söylüyor. ''Sağ kalanlarınız ise ölecek ve ordan kimse sağ çıkmayacak. Sağ kalan herkes kesilip yok edilecek. Gazze yastan saçını yolacak. ''

İsrail Müzesi’nde Roma heykeline zarar veren ABD’li Yahudi turist gözaltına alındı Haber

İsrail Müzesi’nde Roma heykeline zarar veren ABD’li Yahudi turist gözaltına alındı

Filistin’in başkenti Kudüs’te bulunan İsrail Müzesi’nde dün, sanat eserlerini yere fırlatan ve 2. yüzyıldan kalma Roma heykeline zarar veren ABD’li Yahudi bir turist, İsrail polisleri tarafından gözaltına alındı. Polis, gözaltına alınan turistin 40 yaşında olduğunu açıkladı. Turistin ilk sorgusunda heykelleri "putperestlik ve Tevrat’a aykırılık" olarak gördüğü için parçaladığını söyledi. Adı açıklanmayan turistin Avukatı Nick Kaufman, müvekkilinin Kudüs Sendromu etkisinde olduğunu savundu. Dün yaşanan olayda, Yunan mitolojisinde zeka, sanat ve barış tanrıçası olarak kabul edilen Athena’nın mermer başının kaidesinden düşerek yere düştüğü ve pagan bir tanrı heykelinin parçalara ayrıldığı ifade edildi. Müze personeli, hasar gören heykellerin restore edildiğini söylerken heykellerin değeri veya yıkım maliyeti hakkında bilgi vermedi. İsrail Eski Eserler Dairesi Müdürü Eli Escusido ise konuya ilişkin açıklamasında, "Bu, kültürel değerlerin yok edilmesinin şok edici bir örneği. Kültürel değerlerin dinini bu şekilde yok edilmesinden endişe duyuyoruz “ dedi. Olayın ardından kapanan müze bugün sabah saatlerinde yeniden halka açıldı. Geçtiğimizde hafta yaşanan bir başka olayda İsrail polisi, Kudüs’te kiliseye tüküren fanatik Yahudileri gözaltına almıştı. Kudüs Sendromu nedir Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar için kutsal olan Kudüs şehrinin dini cazibesinin yol açtığına inanılan bir tür yönetim bozukluğu olan durumdur. Turist ya da hacılarda şehrin enerjisinden etkilenme sonucunda kendilerini dinsel temalı saplantılı düşüncelere, çeşitli çarpık fikirlere, sanrılar gibi bozuklukları getiren sendromdur.

Ahmet Hakan: Rezan Epözdemir beni aradı, üzgündü, 'keşke öyle demeseydim' dedi Haber

Ahmet Hakan: Rezan Epözdemir beni aradı, üzgündü, 'keşke öyle demeseydim' dedi

(Haber Merkezi)- Avukat Rezzan Epözdemir, Gazeteci Fatih Altaylı’nın programında Münevver Karabulut’u vahşice katleden Cem Garipoğlu’nun cinayet nedenlerinden birinin de 'Mayasız Ayini’ olabileceğini söyledi. Bu tabiri ise tepki çekince Hürriyet yazarı Ahmet Hakan konu ile alakalı tepki gösterdi. Rezan Epözdemir'in cinayete ilişkin 'mayasız ayini' diyerek Yahudileri hedef gösterdiğini dile getirmişti. Ahmet Hakan Avukat Rezan Epözdemirin daha sonra kendisini arayıp daha doğru ifade ettiğini ve yanlış anlamaları düzelttiğini aktardı.  "Rezan Epözdemir aradı. Uzun uzun konuştuk. O tezlerini anlattı, ben sorular sordum. Hayli üzgün geliyordu sesi. Bir özeleştiri yaptı konuyla ilgili olarak. Tam olarak şunu söyledi: “Keşke mahkemenin tartıştığı gerekçeleri anlatırken konuyu daha derli toplu anlatsaydım. Keşke ‘Yahudi’ kelimesini kullanmasaydım, ‘Mayasız ayini’ demeseydim. Sadece ‘Mahkemede cinayetin gerekçeleri ele alınırken bir ayine mi kurban gitti meselesi de tartışıldı’ demekle yetinseydim. Rezan Epözdemir, bir inanç topluluğunu asla hedef almadığını ve almayacağını da ısrarla vurguladı. Ardından da şunu söyledi: “Benim böyle bir şey yapmam, hayatım boyunca mücadele ettiğim insani değerleri hiçe saymam, kendimi inkâr etmem anlamına gelir.” "Peki bu ayin konusunu mahkemenin gündemine kim getirdi? Sanırım Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, bu konuyu hem kamuoyu önünde hem mahkemede dile getirmiş."  Eski bir demecinde şöyle diyor Süreyya Karabulut: “Ben olayın ilk gününden bugüne kadar bu cinayeti Cem Garipoğlu’nun tek başına işlediğine asla ve asla inanmadım. İnanmak da istemiyorum. Cem Garipoğlu, kızımı o eve tek başına götürmedi. Kızım o eve getirildi. O evde ayin yapıldı. Garipoğlu ailesi ayin yaptı.” Sonuç olarak ben şunu bilir şunu söylerim: Yahudilerin bakire kız öldürüp ayin yaptığını öne sürmek bir akıl tutulmasıdır. Manyakça ve sapıkça bir palavradır. Bu palavrayı azıcık da olsa ciddiye almak bile korkunç bir ayıptır. Hiçbir inanç grubu, böylesi sapıkça ve manyakça bir ithamla karşı karşıya bırakılamaz."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.