#Yalova

İLKHABER-Gazetesi - Yalova haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yalova haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Müge Anlı programında gündeme gelmişti: Emrah Elveren’in kemikleri bulundu Haber

Müge Anlı programında gündeme gelmişti: Emrah Elveren’in kemikleri bulundu

Bursa'da 4 yıl önce kaybolan Emrah Elveren'i (34) öldürmek suçlamasıyla tutuklanan Ahmet Ş.'nin evinin bahçesinde yapılan kazıda bulunan kemiklerin DNA incelemesi tamamlandı. Kemik ve diş bulgularının Emrah Elveren' ait olduğu tespit edildi. 2021 yılında kaybolan Emrah Elveren, son olarak Yalova'nın Altınova ilçesi Örencik köyündeki akrabaları ile Bursa'daki oğullarının arkadaşı Ahmet. Ş.'nin yanında olduğu ve bu tarihten sonra da kendisinden bir daha haber alınamadı. Emrah Elveren'in ailesi televizyon programına katılarak cinayet şüphelerinden bahsetmişti. İddia üzerine, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma çerçevesinde kayıp şahısın arkadaşı Ahmet Ş. hakkında verilen yakalama ve gözaltı kararına istinaden zanlı 4 Haziran 2025 tarihinde televizyon programında gözaltına alındı. Adli makamlara sevk edilen şüpheli tutuklanmıştı. Yalova İl Jandarma Komutanlığı Olay Yeri İnceleme Timi ve Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) tarafından 05 Haziran 2025 tarihinde şüpheli Ahmert Ş.'nin Bursa ilinde bulunan evinin bahçesinde yapılan kazı sonucunda kemik, saç ve kumaş parçaları bulundu. Bursa Adli Tıp Kurumu tarafından, bahçede bulunan deliller ile kayıp şahsın ailesinden alınan DNA örneklerinin karşılaştırması sonucu, kemik ve diş bulgularının kayıp şahıs Emrah Elveren'e ait olduğu tespit edildi.

Yalova’da Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturmada kritik gelişme Haber

Yalova’da Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturmada kritik gelişme

Yalova’nın Çınarcık ilçesinde sanatçı Güllü’nün 5. kattaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybetmesiyle ilgili Yalova Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmada yeni bir savcı daha görevlendirilirken olayla ilgili sır perdesini çözmesi beklenen bilirkişi ve ses analiz raporu ise bekleniyor. 26 Eylül tarihinde Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi’ndeki apartmanın 5’inci katındaki kapalı terasta Güllü, kızı ve arkadaşıyla eğlendiği sırada pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. "Güllü" adıyla tanınan ünlü sanatçı Gül Tut’un ölümüyle ilgili Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma çok yönlü şekilde devam ediyor. Soruşturmayı bizzat başında duran Yalova Cumhuriyet Başsavcısı Duygu Bayar Öksüz'ün yanı sıra yeni atanan bir savcı daha dosyaya atandı. Böylelikle tüm Türkiye kamuoyu tarafından yakından takip edilen soruşturmada görevlisi savcı sayısı 3'e çıktı. Savcılık olayın arındaki sır perdesini aralamak için titiz bir çalışma yürütüyor. Bilirkişi raporu düşme mi, yoksa itilme mi olduğunu belirleyecek Her detay ve bilgiyi titizlikle değerlendiren Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kurulan bilirkişi heyeti, olayın yaşandığı evde 8 Ekim 2025 tarihinde inceleme gerçekleştirmişti. Bilirkişi heyeti raporunun henüz tamamlanmadığı öğrenildi. Güllü'nün kaza mı yoksa cinayet mi kurbanı olduğu bilirkişi heyeti tarafından değerlendirecek. Bilirkişi heyetinin hazırladığı rapor olayın ardındaki sır perdesini aralanması bekleniyor. Görüntü ve ses analiz sonuçları için raporunu TÜBİTAK hazırlıyor Soruşturma çerçevesinde görüntü ve ses analiz raporları da önem taşıyor. Yalova Cumhuriyet Başsavcı Öksüz, ilk olarak görüntüleri Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı ve ardından da Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı’na göndermişti. Öksüz, son olarak ise görüntüleri incelenmesi için TÜBİTAK’a gönderdi. Analiz çalışmaları devam ederken Öksüz, Gebze’de bulunan TÜBİTAK tesisini ziyaret ederek uzmanlarla görüşme gerçekleştirdi. Seslerin iyileştirilmesi, seslerin karşılaştırılarak kimlik tespiti yapılması ve konuşmaların tape dökümünün çıkarılması için çalışmalar sürerken bilirkişi raporunun da yakın zamanda çıkması bekleniyor. Başsavcı Öksüz, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Dosyada hiçbir şüphe kalmaması için titizlikle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her bir ayrıntıyı detaylıca inceliyoruz. Dosyada en önemli olan keşif raporu ile analiz sonuçlarını bekliyoruz" dedi.

Halit Yukay'ın ölümünde şok bilirkişi raporu: "Açık denizde böyle bir çarpışmaya literatürde rastlanmadı" Haber

Halit Yukay'ın ölümünde şok bilirkişi raporu: "Açık denizde böyle bir çarpışmaya literatürde rastlanmadı"

Yalova'dan Bozcaada'ya gitmek üzere 4 Ağustos günü saat 15.10'da ‘Graywolf' adlı teknesiyle denize açılan iş adamı Halit Yukay (43), kaybolduktan günler sonra Balıkesir'in Erdek ilçesinin 7 mil açığında, 68 metre derinlikte cansız halde bulunmuştu. Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada hazırlanan iddianamede yer alan bilirkişi raporunda, Yukay'ın kullandığı sürat teknesinin, ‘Arel-7' isimli kuru yük gemisine tam seyir hızıyla, baş tarafından ve doğrudan çarptığı belirtildi. Raporda, açık denizde böyle bir kazaya denizcilik literatüründe "neredeyse hiç rastlanmadığı" vurgulandı. Arama çalışmalarının 19'uncu gününde, denizin dibinde ilk tespit, Yukay'ın sol kolundaki mavi kordonlu saat üzerinden yapıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı TCG Işın ve ardından TCG Alemdar gemisindeki özel eğitimli dalgıçlar tarafından 3 Eylül'de çıkarılan cenaze, Bursa Adli Tıp Kurumu'na gönderildi ve 6 Eylül'de İstanbul'da toprağa verildi. Soruşturma kapsamında, Halit Yukay'ın teknesine çarptığı değerlendirilen ‘Arel-7' adlı kuru yük gemisinin radar kayıtları, rotası ve gövdesindeki izler incelendi. Sahil Güvenlik ekipleri, geminin baş kısmında belirgin sürtme izleri tespit etti. Çanakkale'de kazadan bir gün önce çekilen fotoğraflarda herhangi bir hasar görünmezken, 5 Ağustos'ta İzmit'te çekilen fotoğrafta geminin baş tarafında çarpma izleri dikkat çekti. Ayrıca kaptan Cemal Tokatlıoğlu (61) ile mürettebatın limana yanaştıkları anda baş tarafa inip gövdeyi kontrol ettiği güvenlik görüntüleri de dosyaya girdi. Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı'nda yapılan incelemede, ‘Arel-7'nin çarpma bölgesinden alınan mikro boya örnekleriyle, Yukay'ın parçalanan teknesinden alınan boya katmanlarının renk ve fiziksel yapı açısından birebir uyumlu olduğu tespit edildi. Bu belirtiler, fiziksel temasın kesin olarak gerçekleştiğini gösterdi. İddianamede yer alan bilirkişi raporunda, kazanın meydana geldiği 17.09'da ‘Arel-7'nin seyir güzergâhından çıkarak daire çizdiği, bu hareketin Halit Yukay'ın telefonunun sinyal verdiği son saniyelerle birebir örtüştüğü belirtildi. Bu sırada Halit Yukay'ın, ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ ile telefonda konuştuğu ortaya çıktı. Tatlıtuğ ifadesinde, görüşmenin "her şey yolunda" şeklinde sürdüğünü, bir anda "sağanak benzeri bir ses" duyduktan sonra hattın kesildiğini anlattı. Bilirkişi raporunda, ‘Graywolf' adlı teknenin radar reflektörü bulunmadığı, gri borda renginin düşük görünürlük oluşturduğu, Halit Yukay'ın ise kaza anında alt kamarada telefonla görüşme yaptığı için gözcülük görevini yerine getirmediği kaydedildi. Çarpışmanın açık denizde, gündüz görüşünün açık olduğu bir bölgede meydana gelmesi nedeniyle olayın "istisnai" nitelikte olduğu ifade edildi. Raporda, kazanın oluşumunda Halit Yukay'ın asli kusurlu, ‘Arel-7' gemisinin kaptanı Cemal Tokatlıoğlu'nun ise tali kusurlu olduğu belirtildi. Tokatlıoğlu'nun köprü üstünde vardiya tutmasına rağmen gözcülük konusunda ihmali bulunduğu, küçük bir sürat teknesinin yüksek hızla doğrudan çarpmasını öngörmesinin ise teknik olarak mümkün olmadığı ifade edildi. İddianamede, gemi kaptanı Cemal Tokatlıoğlu hakkında "taksirle ölüme neden olma" suçundan 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi. Gemi şirket yetkilisi Arda G. (45) ile mürettebat Ahmet S. (58), Erhan E. (52), İsa A. (52), Metin S. (50), Muhammet F.G. (27), Oğuzhan D. (27), Ramazan D. (56) ve Tahir B. (60) hakkında ise "yardım ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeme sonucu ölüme neden olma" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis talep edildi. Erdek 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği iddianame kapsamında 10 sanığın yargılanmasına aralık ayında başlanacak.

Müge Anlı’da 4 yıldır kayıp olan Emrah Elveren’in dosyasında kritik gelişme Haber

Müge Anlı’da 4 yıldır kayıp olan Emrah Elveren’in dosyasında kritik gelişme

Müge Anlı ile Tatlı Sert programında günlerce konuşulan Emrah Elveren dosyasında sıcak gelişmeler yaşandı. 2021 yılında Yalova’da şüpheli şekilde kaybolan Emrah Elveren’in iş arkadaşı Ahmet Şentürk, “kasten adam öldürme” suçlamasıyla tutuklandı. Bursa’da birlikte yaşayan Ahmet Şentürk, Müge Anlı programına katılan Elveren’in ailesi tarafından suçlanan isimler arasında yer alıyordu. Ailenin iddiasına göre, Emrah Elveren halası tarafından öldürülerek gömülmüştü; fakat soruşturma ilerledikçe şüpheler Ahmet Şentürk üzerine yoğunlaştı. Dün sabah, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı ihbarları değerlendirerek Ahmet Ş.’yi gözaltına aldı. Jandarma Komutanlığı’ndaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Şentürk, savcılık ifadesi sonrası ‘kasten adam öldürme’ suçundan tutuklama talebiyle mahkemeye çıkarıldı. Mahkeme, tutuklama talebini kabul ederek Şentürk’ü cezaevine gönderdi. Adliye çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ahmet Şentürk, “Ben suçsuzum, bu işle bir alakam yok. Bunu yapan ailesi. O çocuğu yok eden ailesi” ifadelerini kullandı. Ayrıca Elveren’in telefonunu kullandığı iddialarına da “Telefonu birlikte aldığımız yer belli, aile yaptı, onlar suçlu. Ben bir şey yapmadım” yanıtını verdi. Yapılan incelemelerde, Şentürk’ün evinin bahçesinde bulunan iki kemik ve diş parçasının Emrah Elveren’e ait olduğu belirlendi. Müge Anlı programında da “4 yıldır izine rastlanmayan Emrah Elveren’in iş arkadaşı Ahmet Şentürk için yolun sonu cezaevi oldu. Kasten adam öldürme suçlamasıyla tutuklanan Ahmet, demir parmaklıklar ardında konuldu” diyerek haberi duyurdu.

 Yalova’da “Güllü”nün ölümünde kızı konuştu: “Annemle aramızda husumet yoktu” Haber

 Yalova’da “Güllü”nün ölümünde kızı konuştu: “Annemle aramızda husumet yoktu”

Yalova'da "Güllü" adıyla tanınan şarkıcı Gül Tut'un hayatını kaybetmesine ilişkin yürütülen soruşturmada, kızı Tuğyan Ülkem Gülter'in savcılıktaki ifadesi ortaya çıktı. Gülter, "Bir dönem çok bunalmıştım, sinirle 'kendimi öldüreceğim, annemi öldüreceğim' şeklinde mesajlar attım ama bunlar eskiydi. Annemle aramızda hiçbir husumet yoktu" dedi. Olay, 26 Eylül'de Yalova'nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi'nde bulunan apartmanın 5. katındaki kapalı terasta meydana gelmişti. Edinilen bilgiye göre, "Güllü" adıyla tanınan şarkıcı Gül Tut, kızı ve arkadaşıyla eğlendiği sırada pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında Gül Tut'un kızı Tuğyan Ülkem Gülter'in ifadesi alındı. "Yeter artık ben kendimi öldüreceğim, annemi öldüreceğim, bu çilem ne zaman bitecek benim" "Güllü" adıyla tanınan şarkıcı Gül Tut'un kızı Tuğyan Ülkem Gülter ifadesinde, "Medyada çıkan benim bir tanıdığımla yaptığım mesaj içeriklerinin aslını anlatmak isterim. Şöyle ki ben annemle yıllardır birlikte yaşıyorum. Ancak haziran ayında annemle aramızda bir tartışma çıkmıştı. Bu tartışmanın konusu benim nişanımla ilgili bir husustu. Tartışınca ben de anneme dargındım ve annemin evinden ayrılıp Çınarcık'ta yaşayan arkadaşım Sultan'ın yanında geçici olarak kaldım. Tam 21 gündü. Bu süreçte de annemi ve beni yakından tanıyan aile dostumuz olan Bircan D. ile dertleşmek amacıyla konuşuyordum. Mesajlaşmalarımız da olmuştu. Bu mesajlar da hatırladığım kadarıyla, 'Yeter artık ben kendimi öldüreceğim, annemi öldüreceğim, bu çilem ne zaman bitecek benim' şeklinde mesajlar atmıştım. Bir süre sonra hatta hatırladığım kadarıyla 3 ya da 4 gün sonra kardeşim Tuğberk beni annemle barıştırmak için vesile oldu. Hatta Çınarcık'ta bir plajda kızım, kardeşim, Çiğdem abla da yanımdayken annemle birbirimizden karşılıklı özür diledik ve ben plajdan sonra da annemin arabasına binerek annemin evine döndüm ve birlikte yaşamaya devam ettik. Bu dargın olduğumuz süreç içerisinde annem de beni arayarak alkolün etkisiyle bana 'Eve gelme seni istemiyorum. Gelirsen KADES'e basarım seni öldürürüm" gibi sinirle söylenen sözler söylüyordu. Hatta küfür ediyordu. Biz annemle ara ara tartıştığımızda sinirle birbirimize bu tür laflar ediyorduk. Çünkü annem özellikle alkol alınca sinirlenen biriydi. Sinirlenince de alkolün etkisiyle ne konuştuğunu bilemezdi. Bu tarz incitici veya tehditvari sözler söyleyince ben de sinirlenirdim" dedi. "Bircan ile yazıştığım mesajları Ferdi A. telefonla kayda alıyor ve bunu televizyonlara veriyor" İfadesinin devamında Gülter, "Annemin son dönemdeki çıktığı mekanın işletmecisi olan Ferdi A. hakkımızda sosyal medyada ya da televizyonda çeşitli iddialarda bulunmaktadır ve bir şekilde bizim aile dostumuz olan normalde evlere temizliğe giden bu magazinel olaylarda alakası olmayan Bircan D.'ye telefonla ulaşmış. Beni tanıyıp tanımadığını sormuş. Bircan da, 'Evet tanıyorum hatta çok yakınız' demiş. Ferdi de, 'Ben sana inanmıyorum madem bu kadar yakınsınız mutlaka mesajlaşmışsınızdır. Bana ikinizin arasındaki mesajları, ekran resmi alıp bana gönder ben inanayım görüştüğünüze' diyor. Bircan abla da ekran resmini kabul etmiyor. Bunun üzerine Ferdi abi de 'O zaman ben sana tarif edeyim mesaj kısmına gir ekran yansıt ben de o şekilde göreyim' diyor. O esnada görüntülü konuşuyorlar ve Ferdi ekran kaydı alıyor. Bu şekilde benim yukarıda bahsettiğim Bircan ile yazıştığım mesajları kendisi telefonla kayda alıyor ve bunu televizyonlara veriyor. Sanki bu mesajları ben yeni yazmışım gibi yansıtıyor ve annemin aslında düşündüğü birisi tarafından öldürüldüğünü iddia ederek hakkımızda isnatlarda bulunuyor. Mesajlar benim çok kırıldığım bir dönemde Bircan ablayı çok yakın bulmamdan kaynaklı attığım mesajlardır. Zaten annemle bu mesajlardan birkaç gün sonra barışmıştık. Ben bir de yine Çınarcık'ta oturan soyadını hatırlamadığım ama benim tanıdığım Bircan ablanın da arkadaşı olan biri vardı. Adı Çağrı idi. Annemle bu dargın olduğum süreçte Bircan ablayla birlikte Çağrı abi de bana yardımcı olmuştu. Belki Bircan'a attığım bu mesajların benzerini Çağrı abiye de atmış olabilirim ama hatırlamıyorum. Onun dışında ben başka kimseye annemle ilgili bu tarz sözler söylemedim. Annemle herhangi bir husumetim yoktur. Zaman zaman anne kız tartışması her evde olduğu gibi bizde de olurdu. Zaten o tartışmamızdan sonra da birlikte aynı evde yaşamaya başladık. Hatta Çiğdem abla da bu duruma şahittir. Yine televizyon programına çıkan Başak M.'yi ben 2-3 kez görmüştüm. Annemin arkadaşının kız kardeşidir. Annemle de zaman zaman görüşmüşlerdi. Ancak son 1 buçuk yıldır annemin arkadaşı olan Tuğkan M. ve onun kız kardeşi Başak ile görüşmüyorlardı. Başak, televizyona çıkarak annemin benim ve kardeşim tarafından işkence gördüğünü iddia ediyor. Ancak bu iddiaların hepsi asılsızdır. Böyle bir şey söz konusu değildir. Hatta Başak bizim Çınarcık'taki evimizin çok eski zamanlarını bilir" dedi. "Güm diye bir ses duydum, arkamı dönüp cama doğru baktığımda annem yoktu" Olay gecesi annesinin çok alkollü olduğunu anlatan Gülter, "Bizim odamıza geldiğinde biz ayaktaydık. Ben söylediğim gibi annem odamıza geldiğinde biz ortada Sultan'la ayakta oynuyorduk. Annem de bizimle oynadı. Hatta Sultan'ı da oynatmaya çalıştı. Sultan'la bir süre oynamaya çalıştılar. Hatta ben anneme, 'Anne kız Roman havası oynamayı bilmiyor' dedim. Biz oynarken gülüştük. Hatta annem 'Vallahi şahanesiniz' diye bir laf söyledi. Bir süre sonra ben gardırobun yanında arkam cama dönük şekilde oynarken annemin yanımdan oynayarak arkama doğru geçtiğini fark ettim. Ancak ben dönüp bakmadım oynamaya devam ediyordum. Sonra ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum. Sanki güm diye bir ses duydum. Arkamı dönüp cama doğru dönüp baktığımda kaldım ama annem yoktu. Annemin düştüğünü anlayıp hemen telefonla yatağımın üzerinden alıp Sultan'a da koş diyerek kapıdan dışarıya çıktık. Olay böyle oldu. O sırada Sultan da oynamayı bırakıp gardırobun aynasından dikişlerine bakıyordu. Sultan 30 Ağustos'ta kısa bir süre önce kaza geçirdiği için halen dikişleri tazeydi ve hatta cam kırıkları çıkmaya devam ediyordu. O yüzden sürekli olarak dikişlerine bakıyordu. Her bulduğu fırsatta telefonundan veya aynadan bakıyordu. Ben tam Sultan'ın önüme denk gelecek şekilde ayaktaydım. Sultan tam benim önümde aynaya bakıyordu annem benim yanımdan geçtiği sırada. Hatırladığım kadarıyla ben annemin düşüş anında sadece tek bir ses duydum ve o sese binaen arkamı dönüp baktım ancak baktığımda annem yoktu" ifadelerini kullandı.

Halit Yukay'ın ölümüyle sonuçlanan kazayla ilgili iddianame tamamlandı Haber

Halit Yukay'ın ölümüyle sonuçlanan kazayla ilgili iddianame tamamlandı

Yalova'dan 4 Ağustos'ta 'Graywolf' isimli teknesiyle Bozcaada'ya gitmek üzere denize açılan iş adamı Halit Yukay'ın (43) ölümüyle sonuçlanan Balıkesir'in Erdek açıklarındaki kazayla ilgili soruşturma tamamlandı. Yukay'ın yatına çarptığı iddia edilen 'Arel 7' kuru yük gemisinin kaptanı Cemal Tokatlıoğlu'un 9 yıla kadar hapis cezası istendi. Olay, 4 Ağustos 2025 tarihinden meydana geldi. Yalova yat limanından denize açılan iş adamı Halit Yukay’ın teknesi, parçalanmış ve yarı batık halde Balıkesir'in Erdek açıklarında bulundu. Arama kurtarma ekiplerinin uzun süren çalışmaları sonucu, Yukay’ın cansız bedeni yaklaşık 30 gün sonra denizden çıkarıldı. Yukay, 9 Eylül 2025 tarihinde öğle namazını müteakip Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii'nde cenaze töreninin ardından Ümraniye Hekimbaşı Mezarlığı'na defnedildi. İlk günden itibaren titizlikle yürütülen soruşturma tamamlandı. Savcılık, kazaya neden olduğu iddia edilen geminin çarpışma sonrası durmayarak yardımda bulunmadığını tespit etti. Hazırlanan iddianamede, tekneye çarptığı iddia edilen 'Arel 7' isimli kuru yük gemisinin tutuklu kaptanı Cemal Tokatlıoğlu'nun (61), 'Taksirle ölüme neden olmak' ve 'Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmeme’ suçlarından 3 yıldan 9 yıla kadar hapsi istendi. Hazırlanan iddianame, ilgili mahkemeye gönderildi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.