#yargılama

İLKHABER-Gazetesi - yargılama haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, yargılama haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel yangını davasında ara karar Haber

Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel yangını davasında ara karar

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'nde 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, aralarında otelin sahibi ve belediye yetkililerinin de bulunduğu 19'u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın duruşması onuncu gününde devam ediyor. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan alanda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin aileleri, sanık yakınları ve taraf avukatları katıldı. Salonun içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı, yerleşke etrafındaki cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt altına alınan duruşmada, müşteki ve sanıkların ardından taraf avukatlarının beyanları dinleniyor. "Hayatta olduğumuz için şükredemez haldeyiz" Yangında hayatını kaybeden "White Fox" isimli işletmenin (otel bünyesinde kiralanan kafe) aşçısı Eslem Uyanık'ın ablası Emel Uyanık, ağlayarak beyanda bulundu. Annesi Hatice Uyanık'ı sağlık sorunları nedeniyle getiremediğini, olay gününden bu yana uyuyamadıklarını ve eve giremediklerini belirten Uyanık, kardeşinin odasının geri dönecek düşüncesiyle bıraktığı gibi durduğunu anlattı. Uyanık, kardeşinin hayalleri olduğunu dile getirerek, "Merhametli insan olan Eslem, bu kadar merhametsiz insanın içinde yok oldu." dedi. Yangından, olay sabahı yapılan telefon aramasıyla haberdar olduğunu aktaran Uyanık, "Televizyonda görüntüyü görünce oradan çıkamayacağını anladım ve bayılmışım, kendi kendime ayıldım. İstanbul'dan yola çıkıp kardeşimin cesedini teşhis ettim. Şikayetçiyim, katılma talebim var." diye konuştu. Müşteki Gülnihal Temizkan da yangını fark ederek uyandıklarını, eşinin yan odadakileri uyandırdığını söyledi. Eşi ve oğluyla zincir şeklinde yürüdüklerini ancak yoğun dumandan önünü göremez olduğunu ifade eden Temizkan, geri dönerken bir kapının açıldığını ve ön tarafa bakan odaya girdiklerini kaydetti. Temizkan, bir ailenin yönlendirmesiyle ilerlediklerini aktararak, "Cam açıldı, eşim 'Atlayın.' dedi. Sonra sırayla sundurmanın üzerine atladık. Kafamıza camlar yağmaya başladı. Arabamız çatı altında park halindeydi. Eşim aşağıdaki birine anahtarı attı, o da arabayı bulunduğumuz yerin altına çekti. Beraberimizdeki aileyle toplam 8-9 kişi arabanın üzerine atlayarak oradan çıktık. Yan taraftaki sundurmanın üzerinden çarşafların sarkıtıldığını gördüm. 'Çarşafları bağlayıp inin.' dedim." ifadelerini kullandı. Yan odadaki arkadaşlarıyla telefonla irtibat kurduklarını anlatan Temizkan, şöyle devam etti: "Aşağıya inemedikleri için 6017 numaralı odaya sığınmışlar. Maalesef yamaç tarafındaki odaymış, sundurmadan 6015 numaralı odaya girdiler ve orada yardım beklediler. Duygu'yla saat 05.27'de konuşunca 'İtfaiye geldi, nefes alamıyoruz, her yerimizi ıslattık, yardım edin.' dedi. Yamaç tarafında kar küreme aracı vardı, o araç orada kaldı. Jandarma çekmek için halat istedi. İtfaiye o araya girdi. Telefon ışığını dışarıya tutuyorlardı. Duygu 'Su buraya ulaşmıyor.' dedi. İtfaiyenin suyu bitti. O ara dardı, büyük itfaiye aracı olsaydı arka taraftakiler kurtarılabilirdi. Alarm ve acil çıkışı gösterir tabela yoktu, sola döndüğümüz için hayattayız ama hayatta olduğumuz için şükredemez haldeyiz. Suçlu olan herkesten şikayetçiyiz." "Böyle bir olayda dışarıda sanık kalırsa toplum vicdanı soğumaz" Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin söz alarak, şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras'ın, yangını kimseye haber vermeden ailesiyle odalarını terk ettiği anlara ilişkin görüntüler yayınlanınca yüreğinin yandığını dile getirdi. Gültekin, Aras'a hitaben, "Bre Allah'tan korkmaz. Gözümüzün içine baka baka yalan söylemeye utanmadın mı? Ben size ne diyeyim, organize cinayet şebekesi..." diyerek tepki gösterdi. İl Özel İdaresindeki personelin tamamının tam anlamıyla görevlerini yerine getirmedikleri gibi delil karartmayla mahkemeyi yanılttığını söyleyen Gültekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "White Fox ruhsat süreci farklı şekilde lanse edilmiştir. Takdir mahkemenin olmak üzere bu olaya bulaşan aile, belediye ve İl Özel İdare personeli, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi personelinin eylemleriyle ilgili olası kast olduğunu düşünüyoruz. Sanıkların olası kasttan yargılanmasını istiyoruz. Olayın toplumda yarattığı sarsıntı ortadadır. Emir, insan müsveddesi... Tutuklu sanıkların bu hallerinin devamını, savcının mütalaasında belirttiği gibi 2 personelin tutuklanmasını talep ediyoruz. Böyle bir olayda dışarıda sanık kalırsa toplum vicdanı soğumaz, içimizdeki kanayan yara durmaz. Böyle olayda tanık olarak dinlenilen kat görevlisi şefi, resepsiyon şefi nasıl dışarıda olur, tanık sıfatları kaldırılarak suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz. Ceyda Hanım'ın çocuklarının psikolojisi bozulmuş, ya buradaki insanlar 6 aydır uyumuyor. Dün dünürüm olan Güner ailesi asaletin ne olduğunu gösterdi. Sabrediyoruz, mahkemeye güveniyoruz, lütfen adaleti tecelli ettirin ve yüreğimize su serpin. Mahkemeden adil karar bekliyorum. Diğer sanıkların acilen tutuklanmasını talep ediyorum. Sabrımız kalmadı, Türkiye bilsin. Turizm Bakanlığı yetkililerinden hesap sorulmazsa hepimize yazıklar olsun." Müştekiler, konuşması sırasında Gültekin'i alkışladı. "Keşkelerim çok fazla" Cumhuriyet savcısı, müştekilerin davaya katılma taleplerinin kabul edilmesini, mütalaada bulunmak üzere Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına süre verilmesini talep etti. Tahliyeye ilişkin beyanları sorulan sanıklardan Emir Aras, yaşanan olay nedeniyle üzgün olduğunu belirterek, "Keşkelerim çok fazla, keşke daha fazla şey yapabilseydim. Büyük panik içindeydim. Kendimi savunacak şey bulamıyorum, tahliyemi istemiyorum. Kusurlarım oldu ama bunları isteyerek yapmadım." dedi. Emir Aras'ın eşi şirketin yönetim kurulu üyesi sanık Elif Aras ise herkesin acısını paylaştığını söyleyerek, "Herkes o gece nasıl davranabilirse öyle davrandım. Tahliyemi talep ediyorum" ifadesini kullandı. Otelin sahibi sanık Halit Ergül de üzgün olduğunu, kendisini savunacak halde olmadığını daha sonra detaylı savunma yapmak istediğini kaydetti. Ergül'ün eşi şirketin yönetim kurulu üyesi sanık Emine Murtezaoğlu Ergül, 6 aydır uyku uyumadığını, önceki beyanlarını tekrar ettiğini belirterek, tahliyesini istedi. Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı sanık Bünyamin Bal, isnatları üzerine alacağı durum olmadığını savunarak, tahliye talep etti. Diğer tutuklu sanıklar önceki beyanlarını tekrar ettiklerini belirterek tahliye, tutuksuz sanıklar ise beraat talebinde bulundu. Ara karar açıklandı Mahkeme heyeti, duruşma savcısının dün verdiği mütalaaya karşı sanık avukatlarının beyanda bulunması ve tutukluluklara ilişkin savunma yapmasının ardından ara kararını açıkladı. Heyet, hakkında ev hapsi şartını içeren adli kontrol hükümleri uygulanan tutuksuz sanık itfaiye eri İrfan Acar'ın tutuklanmasına, mutfak personeli tutuklu sanık Faysal Yaver'in yurt dışına çıkış yasağı getirilerek adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Diğer tutuklu sanıkların bu hallerinin devamı ile Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ve resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin hakkındaki ev hapsi şartını içeren adli kontrol hükümlerinin devamına karar veren heyet, LPG tesisatı bakım görevlisi tutuksuz sanık Doğan Aydın ile iş sağlığı ve güvenliği uzmanı tutuksuz sanık Kübra Demir'in tutuklanmaları yönündeki talebin ise reddine hükmetti. Heyet, bazı avukatların, "Etstur sahibi Kültür ve Turizm Bakanı'nın tanık olarak dinlenilmesi" talebini esasa yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddetti. Heyet ayrıca, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İl Özel İdaresi yetkililerinin de duruşmada tanık olarak dinlenmesi talebini de esasa yenilik katmayacağı gerekçesiyle reddederek, söz konusu bakanlıklar ile İl Özel İdaresi arasındaki yazışmaların neler olduğunun araştırılması yönündeki talebin celse arasında değerlendirilmesini kararlaştırdı. Otelin sahibi tutuklu sanık Halit Ergül ile şirketin yönetim kurulu üyeleri tutuklu sanıklar Emine Murtezaoğlu Ergül, Elif Aras ve Ceyda Hacıbekiroğlu'nun HTS kayıtlarının incelenmesi talebi ile Ceyda Hacıbekiroğlu'nun çalışma belgelerinin dosyaya kazandırılmasıyla ilgili talebi kabul eden mahkeme heyeti, "Kültür ve Turizm ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarına soruşturma izni verildiğinde davayla birleştirmesi" talebinin değerlendirilmesine hükmetti. AFAD ve itfaiyenin otelin elektriğinin kesilmesi talimatı verip vermediğinin araştırılması, otelin güvenlik kamera kayıtlarının bulunduğu hard disklerin denetime gönderilerek üzerlerinde oynama yapılıp yapılmadığının kontrol edilmesi taleplerini de kabul eden heyet, güvenlik kameralarındaki saat farklılıklarının ve hatalı kayıtların belirlenmesi için görüntülerin incelenmek üzere yetkili kuruma gönderilmesi talebini karara bağladı. Heyet, Grand Kartal Otel'in yönetim kurulu karar defteri, iş sağlığı ve güvenliği defteri ile denetim defterlerinin istenmesi yönündeki talebin de celse arasında değerlendirilmesini kararlaştırarak, duruşmayı 22 Eylül'e erteledi. Süreç Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetmiş, 133 kişi yaralanmıştı. Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 98 sayfalık iddianamede, otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Mürtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve itfaiye eri İrfan Acar hakkında 78 kez "olası kastla öldürme" ile "olası kastla kasten yaralama" suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası isteniyor. Otelin teknik görevlileri Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ve Muharrem Şen, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ile eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in de "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi talep ediliyor.

Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın yargılanmasına başlandı Haber

Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın yargılanmasına başlandı

Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşması için tutuklu sanıklar Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak adliyeye getirildi. Diyarbakır Adliyesi önüne de güvenlik önlemleri kapsamında polis bariyerleri yerleştirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı. Duruşmada, tutuklu sanıklar amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları hazır bulundu. Sanıkların kimlik tespiti ile başlayan duruşma, kamerayla kayıt altına alınıyor. Baba Arif Güran, "müşteki", aralarında tutuklu şüphelilerin de bulunduğu 26 kişi "tanık", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı. Olay Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı. Salim, Yüksel ve Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.

Narin Güran cinayetinin katil zanlısı ve cinayete dahil olanları bekleyen cezalar Haber

Narin Güran cinayetinin katil zanlısı ve cinayete dahil olanları bekleyen cezalar

8 yaşındaki Narin Güran, 21 Ağustos 2023 tarihinde evlerinin bulunduğu Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi'nde kayboldu. Küçük Narin'den, belirtilen tarihte evinden gittiği Kuran Kursu'ndan çıktıktan sonra bir daha haber alınamadı. Ailesi ise bir süre sonra kayıp başvurusunda bulundu. Kaybolma bildiriminin ardından geniş çaplı arama çalışmaları başlatıldı. Hem karadan hem de havadan yapılan aramalara rağmen Narin'e dair uzun süre herhangi bir ipucu bulunamadı. Narin aile bireylerinin de ortaya çıkan şüpheler ve çelişkili açıklamalar üzerine Jandarma tarafından ifadelerine başvuruldu. Bu süreçte Narin'in amcasının otomobilinde ise DNA izlerine rastlandı. Amca S.G, yeğeninin zaman zaman aracına bindiğini belirterek, izlerin o dönemlerden kaldığını iddia etti. Minik Narin'in cansız bedeni ise yoğun arama çalışmalarının 19. gününde, 9 Eylül 2023'te mahalleye yakın mesafeden geçen Eğertutmaz Deresi'nde bulundu. Küçük kızın cesedi, çuval içerisinde, üzeri taş ve çalılarla örtülü olarak gizlenmiş haldeydi. Narin Güran'ın ölümüne ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan aralarında Narin Güran'ın annesi, babası, iki ağabeyi, dört amcası ve tutuklanan amcası S.G'nin de bulunduğu 23 şüpheliden 1'i jandarmadaki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Serbest bırakılan şüphelinin mahallede görevli imam olduğu bilgisi geldi. Tutuklanan zanlı, Narin’in cansız bedeni dereye bıraktığını itiraf etti Gözaltına alınan şüphelilerden N.B. de jandarmadaki ifadesinde amca Salim Güran'ın kendisinden, küçük çocuğun cansız bedenini 200 bin lira karşılığında dereye bırakmasını istediğini öne sürdü Çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinde, amca Salim Güran'ın "Arif'in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm." şeklinde kendisini tehdit ettiğini iddia eden Nevzat B, "Çocuğu kasten öldürmeye iştirak" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diğer 22 şüpheli de bugün jandarmadaki ifadelerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Narin'in öldürülmesine kamuoyunda büyük tepki Okula başlamasına sayılı günler kala vahşice katledilen Narin'in öldürülmesi olayı, Türkiye genelinde büyük yankı buldu ve kamuoyunda büyük tepki yarattı. Engelli ablasının da ölümünde şüpheler ortaya çıkan Narin'in katledilmesi, "çocuk hakları ve kadın cinayetleri” konuları yeniden gündeme getirdi.  Katil zanlısı ve olaya karışanları bekleyen cezalar Adana Barosu avukatlarından Emir Ügü, ölüm nedeni İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılacak incelemelerin ardından ortaya çıkacak olan minik Narin'in ölümünün, Türkiye'yi derinden sarsan bir olay olduğunu söyledi. Olayla ilgili itiraflarda bulunan biri tutuklu zanlı ile bugün adliyeye sevk edilen diğer şüphelilerle ilgili hukuki sürecin ülke genelinde takip edildiğini belirten Avukat Emir Ügü, hukuki açıdan şu değerlendirmelerde bulundu: "Çocuk hakları ve kadın cinayetleri konularında toplumsal duyarlılığın artmasına neden olan bu trajik olayla ilgili tutuklamalardan sonra olayı inceleyen Cumhuriyet Savcıları tarafından ifadeler, deliller ve Adli Tıp incelemesi sonuçları değerlendirmeleri ile iddianame hazırlanacaktır. Katil zanlısı veya zanlıları ile olaya dahli olanlar hakkında, hazırlanacak olan iddianamede, Türk Ceza Kanunu'na göre 'çocuğun yaşının küçük olması, hürriyetinden yoksun bırakılması, alt ve üst soya karşı işlenen suçlar gibi durumlar, ağırlaştırıcı nedenler olarak değerlendirilebilir. Bu durumdaki suçlulara verilecek cezalar, işlenen suçun niteliğine, failin kişisel özelliklerine ve olayın diğer unsurlarına göre belirlenecektir. Yine iddianamede, sanıklarla ilgili Türk Ceza Kanunu'na göre 'Kasten Öldürme, Çocuğa Karşı İşlenen Suçlar, Şiddet ve İhmal, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma' gibi TCK’nın ilgili maddelerinin uygulanmasına talep edilecektir. Bu tür cinayetlerde verilebilecek cezalar, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olmak üzere sanıkların olaya karışmasını kapsayan diğer suçların karşılığındaki cezalar olabilir. Türk Ceza Kanunu, bu tür olaylarda faillere ağır cezalar vererek çocukların korunmasını amaçlamaktadır. Ancak, hiçbir ceza, masum bir çocuğun hayatını geri getiremez. Bu nedenle, çocukların korunması için toplumsal bilincin artırılması büyük önem taşımaktadır."

Alpargün Apartmanı davası müştekileri adalet peşinde Haber

Alpargün Apartmanı davası müştekileri adalet peşinde

Kahramanmaras merkezli depremlerde 96 kişinin hayatını kaybettiği Adana'daki Alpargün Apartmanı müteahhidinin yargılandığı davanın müştekileri ve avukatları, "Adalet peşindeyiz. Yitirdiğimiz ailelerimizin hesabını soracağız." dediler. Geçen yıl 6 Şubat tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adana’da yıkılması sonucu 96 kişinin yaşamını yitirdiği Alpargün Apartmanı müteahhidi Hasan Alpargün'ün yargılanmasına Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edilmişti. Mahkeme heyeti, duruşmada, dosyadaki delillerin teknik yönü ile incelenmesi amacıyla Konya Teknik Üniversitesi'ni bilirkişi olarak belirlemişti. Yıkılan apartmanda yaşamını kaybeden vatandaşların yakınları olan müştekiler ve avukatları, Konya Teknik Üniversitesi önünde toplanarak konuyu gündemde tutmaya devam etti. Alpargün Apartmanı'nda ağabeyi Ekrem Ekinci (43) yengesi Gül Ekinci (38) ve ikiz yeğenleri Başak ve Irmak Ekinci'yi (12) kaybeden avukat Beşir Ekinci, adalet peşinde olduklarını söyledi. Dava dosyasının teknik yönü ile incelenmesi için Konya Üniversitesi'nin mahkeme tarafından bilirkişi olarak seçildiğini vurgulayan Beşir Ekinci, "Yakınlarını kaybeden aileler olarak bağımsız, tarafsız ve bilimden yana olan üniversitemize güvenimiz tam. Dava dosyasında teknik inceleme yapacak bilim insanlarımızın yapı sahibinin ve idari denetmenlerin sorumluluğunu ortaya koyacağı tespitlerle, Adana’da yüz binlerce bina varken neden 11 binanın yıkıldığını ve bunda kullanılan kum, çimento ve demir gibi malzemelerin kalitesi ve bina yapım tekniği açısından bilimsel yöntemlerden nasıl uzaklaşıldığının tespitini yapacağından kuşkumuz yok." dedi. Davanın peşini bırakmamalarının tek amacının, sanık Hasan Alpargün'ün cezalandırması olmadığını dile getiren Beşir Ekinci, "Bu davadan çıkacak örnek karar ile ülkemize bir miras bırakmayı, depremin yalnızca kader değil, ihmali olanların cezasız kalmayacağının bir kültür haline geldiği ülke inşasına bir katkı olacağına inanıyoruz" diye konuştu. "YİTİRDİĞİMİZ AİLELERİMİZİN HESABINI SORACAĞIZ" Müştekilerden Gizem Çetin ve Tuğba Şık da "Alpargün Apartmanı'nda yaşamını kaybedenlerle birlikte biz de öldük. Onları kurtaramadık çünkü bina kum yığınıydı. Konya Teknik Üniversitesi'nden çıkacak olan karar bizler için çok önemli. Herkesin elini vicdanına koymasını istiyoruz. Davamızın peşindeyiz ve sonuna kadar da bırakmayacağız. Yitirdiğimiz ailelerimizin hesabını soracağız." dediler. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adana'nın Çukurova ilçesi Güzelyalı Mahallesi'ndeki 14 katlı, 28 daireli Alpargün Apartmanı yıkılmış,  kurtarma çalışmalarının günlerce sürdüğü binanın enkazında 96 kişinin cansız bedenine ulaşılmıştı. Binaya ilişkin soruşturma başlatılırken, KKTC'ye kaçan apartmanın müteahhidi Hasan Alpargün yakalanmış, Adana'ya getirilerek tutuklanan sanık hakında Adana 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Bir veya birden fazla kişinin taksirle ölümüne sebebiyet verme' suçundan dava açılarak yargılanmasına başlanmıştı.

Adana'da depremde yıkılan Tutar Apartmanı ile ilgili davanın görülmesine başlandı Haber

Adana'da depremde yıkılan Tutar Apartmanı ile ilgili davanın görülmesine başlandı

ADANA (AA) - Adana'da 6 Şubat'taki depremlerde yıkılan, 63 kişinin öldüğü ve 12 kişinin yaralandığı Tutar Apartmanı'nın firari teknik uygulama sorumlusu ve inşaat mühendisi Cüneyt Akkaya'nın "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapisle yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, müşteki taraf avukatları katıldı.Duruşmada beyanları alınan müşteki avukatları, firari Cüneyt Akkaya'dan şikayetçi olduklarını belirterek, sanığın cezalandırılmasını talep etti.Cumhuriyet savcısı da sanık hakkındaki yakalama emrinin devamına karar verilmesi ve eksikliklerin giderilmesi yönünde görüş sundu.Mahkeme heyeti, sanık hakkındaki yakalama emrinin devamına ve depremde yıkılan Tutar Apartmanıyla ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesinden yeni bir bilirkişi raporu alınmasına karar vererek duruşmayı erteledi.- Duruşma sonrası açıklamaAvukat Mehtap Akyüz Özcan, duruşma sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, adalet beklediklerini söyledi.Özcan, "2020 yılında zemin katta yapılan tadilatların soruşturma sırasında hiç incelenmediğini, tadilatı yaptıranların beyanlarının dahi alınmadığını dile getirdik. Apartmanla ilgili dosyadaki mevcut 3 laboratuvar sonucundan birinin kötü, diğer ikisinin ise iyi olduğu yer alıyordu. Bu sonuçların çelişkili olmasından kaynaklı yeni bir rapor düzenlenmesini, yapılan tadilatların da incelenmesini talep ettik ve bu da mahkemece kabul gördü." ifadelerini kullandı.Adana'da depremde yıkılan binalardaki yapım kusurlarıyla ilgili soruşturma kapsamında 63 kişinin hayatını kaybettiği ve 12 kişinin yaralandığı Tutar Apartmanı'nın teknik uygulama sorumlusu ve inşaat mühendisi Cüneyt Akkaya hakkında 16 Şubat'ta tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmıştı. Kolon betonlarından yapı uzmanlarınca alınan karotlar incelenmek üzere yapı ve zemin denetimi laboratuvarına gönderilmiş, çalışmalar sonucunda Tutar Apartmanı'nın deprem dayanıklılık testini geçemediği belirlenmişti.

Depremle ilgili davalarda yeni usul uygulanacak Haber

Depremle ilgili davalarda yeni usul uygulanacak

(Haber Merkezi) - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 6 Şubat depremleriyle ilgili davalarda yeni bir usul uygulanacağını açıkladı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Kanunun 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerden etkilenen 11 ilde yargısal süreçlerin hızlandırılmasına ilişkin düzenlemeleri de içerdiğini hatırlatan Tunç, buna göre 6 Şubat depremleriyle ilgili hak sahipliğine ilişkin işlemler hariç olmak üzere hasar tespit raporlarına dayalı tesis edilen idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında yeni bir usul uygulanacağını ifade etti. Adalet Bakanı Tunç, yeni usule ilişkin şu bilgileri verdi: "Dava dilekçelerinin 15 gün olan ilk inceleme süresi 10 güne indirilecektir. İdarelerce 30 gün içinde verilmesi gereken savunma dilekçesi 15 gün içinde verilecek, savunma dilekçesinin verilmesi veya bu sürenin geçmesi ile dosya tekemmül etmiş sayılacak ve karar aşamasına geçilebilecektir. Yürütmenin durdurulmasına ilişkin verilen kararlara itiraz edilemeyecektir. Keşif ve bilirkişi incelemesi, dosyanın tekemmülünden sonra yapılabileceği gibi ilk incelemeyi müteakiben de yapılabilecek, keşif ve bilirkişi süreçleri hızlandırılacaktır. Duruşma yapılması, tarafların istemi ve mahkemenin kararına bağlı olacak. Bu davalar tekemmülünden ve diğer işlemlerinin tamamlanmasından itibaren en geç 15 gün içinde karara bağlanacak. Bu davaların istinaf aşamasında da benzer şekilde etkin ve hızlı bir şekilde karar verilebilmesi sağlanacaktır." Tunç, deprem bölgesinde hayatın bir an önce normale döndürülmesi ve olağan hayat şartlarının sağlanmasının çok önemli olduğuna dikkati çekerek, özellikle ağır hasarlı binaların her an yıkılması ihtimalinin bölgedeki insanların can ve mal emniyeti bakımından büyük tehlike oluşturduğunu aktardı. Hasarlı olduğu tespit edilen yapıların akıbetlerinin bir an önce belirlenmesinin önem arz ettiğine vurgu yapan Tunç, deprem bölgesinde, 131 yeni mahkeme, 4 istinaf mahkemesi kurularak Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 2023 yılı yaz kararnamesiyle bölgedeki bu mahkemelere yeni hakim ve savcılar atandığını ve faaliyete geçildiğini anımsattı. Bakan Tunç, "İhtiyaç halinde yeni mahkemeler kurulmaya devam edilecektir." ifadesini kullandı.

Alparslan Kuytul'un da içinde olduğu 13 sanığın alıkoyma ve tehdit iddiasıyla yargılanmasına devam edildi Haber

Alparslan Kuytul'un da içinde olduğu 13 sanığın alıkoyma ve tehdit iddiasıyla yargılanmasına devam edildi

ADANA (AA) - Eski Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı Yöneticisi Alparslan Kuytul'un da aralarında olduğu 2'si tutuklu 13 sanığın, iş insanı Koray Sarısaçlı'nın kaçırılıp alıkonulması ve bir doktorun tehdit edilmesiyle ilgili 30 yıl 6'şar ay ile 38 yıl 6'şar aya kadar değişen oranlarda hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu yargılanan Erol Ardıç ve H.A, bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanıklardan Alparslan Kuytul ile A.A, E.T, E.E, Ü.B, R.B, A.B, V.T, Ş.S. ve Y.T. ile avukatları mahkeme salonunda hazır bulundu. SEGBİS kaydıyla savunması alınan tutuklu sanık Erol Ardıç adam kaçırmak amacıyla otomobil plakası değiştirmediğini öne sürerek, "Herhangi bir adam kaçırma olayına karışmadım. Dosyadaki tanık beyanları birbiriyle çelişmektedir. Olaya karışan arabada benim parmak izim yoktur. Suç örgütü üyesi değilim. Benim örgütsel bir görevim yoktur. Suçlamaları reddediyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ederim." beyanında bulundu. Diğer sanıklar da tahliye ya da beraatlerini istedi. Beyanların ardından görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, dosya kapsamındaki delil durumu, sanıkların üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, bu aşamada adli kontrol tedbirinin yetersiz kalması ve tutuklama tedbirinin ölçülü oluşu da dikkate alınarak tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Avukat beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Erol Ardıç'ın tahliyesine, diğer sanıkların mevcut halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.