TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yeditepe Üniversitesi

İLKHABER-Gazetesi - Yeditepe Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yeditepe Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

"İsrail-Filistin çatışmasında çocukların yaşam hakkı olduğu hiçe sayılıyor" Haber

"İsrail-Filistin çatışmasında çocukların yaşam hakkı olduğu hiçe sayılıyor"

İSTANBUL (AA) - Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Cihan Avcı Braun, İsrail-Filistin çatışmasında hiçbir günahı olmayan çocukların yaralanmalarına ve ölmelerine şahit olunduğunu belirterek, "Hiç kimse kuşatma altındaki bölgede bulunan çocukların o bölgeden kurtarılmasını sağlayamıyor. Bir çocuğun korunması gereken en üstün hakkının yaşam hakkı olduğu hiçe sayılıyor." ifadesini kullandı.Üniversiteden 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yapılan açıklamada görüşleri yer alan Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Braun, BM'nin bu yılki Çocuk Hakları Günü'nün ana temasının "her çocuk için, her hak" olduğunu anımsattı.Dünya çapında çocukların hayat şartlarının geçmiş yıllara göre iyileştiğini ancak ülke ve bölgeler arasında farklılıklar görüldüğünü kaydeden Braun, "Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin yürürlüğe girdiği 1990 yılı ile karşılaştırıldığında, günümüzde her yıl ortalama 10 bin kadar daha az çocuk ölüyor. Buna rağmen, UNICEF'in hesaplamalarına göre halen her yıl 5 milyon çocuk, 5 yaşını dolduramadan yaşamını yitiriyor. Bu ölümlerin birçoğu ise temiz suyun, daha iyi hijyen koşullarının ve işleyen bir sağlık sisteminin varlığı halinde önlenebilecek ölümlerdir." ifadesini kullandı.Braun, 21. yüzyılda bulunulmasına rağmen yaşanan savaşların en çok çocukların hak mağduriyetine neden olduğunu belirterek, şunları kaydetti:"Savaş sebebiyle ölmeyip hayatta kalsa da, şanslı olup yıkıntıların içinde ve füzelerin arasında kalmayıp başka bir ülkeye sığınmacı olarak gitse de o artık bir çocuk olarak değil, hayatın acı gerçekleriyle çok erken yaşta yüzleşerek olgunlaşmış bir birey olarak hayatına devam edecektir. Başka çaresi olmadığı için sığınmacı olarak gittiği ülkenin dilini ve kültürünü öğrenebilmek için verdiği mücadelenin yanında, bilmediği dilde anlatılan dersleri de takip etmek, hatta evde ya da dışarıda çalışarak ev ekonomisine katkıda bulunmak zorunda kalan, çocukluğunu yaşayamamış ve Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile teminat altına alınan haklarına erişememiş bir bireydir."- "Kimse çocukların çatışma bölgesinden kurtarılmasını sağlayamıyor"Cihan Avcı Braun, şu an yaşanan İsrail-Filistin çatışmasında hiçbir günahı olmayan çocukların yaralanmalarına ve ölmelerine şahit olduklarını belirterek, hiç kimsenin kuşatma altındaki bölgede bulunan çocukların oradan kurtarılmasını sağlayamadığını bildirdi.Braun, "Bir çocuğun korunması gereken en üstün hakkının yaşam hakkı olduğu hiçe sayılıyor. Savaş gibi tamamen insanlar tarafından kontrol edilen ve önlenmesi mümkün olan olaylar sebebiyle de çocukların yuvaları, sevdikleri, umutları, çocuklukları ve gelecekleri ellerinden alınıyor. Gandhi'nin dediği gibi 'eğer bu dünyada gerçek barışı öğreteceksek ve eğer savaşa karşı gerçek bir savaş vereceksek, işe önce çocuklarla başlamamız gerekmektedir." açıklamasında bulundu.- "250 milyon çocuk okula gitmiyor"Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Braun, dünya çapında okula gitme oranı artsa da hala 250 milyon çocuğun eğitim-öğretimden yoksun kaldığını belirterek, çocuk işçi sayısının artışından bahsetti.UNICEF'in "Türkiye Çocuk Araştırması 2022" raporuna işaret ederek çocukların banyo yapma ve diş fırçalama sayısındaki düşüklüğü anlatan Braun, çocukların bu alışkanlıkları küçük yaşta edinmesi gerektiğini bildirdi.Küçük yaşta çocuklara spor alışkanlığının da kazandırılması gerektiğini vurgulayan Braun, şu açıklamalarda bulundu:"Aynı raporuna göre, 4-17 yaş grubundaki çocuklar içinde spor faaliyetlerine katılan çocukların oranının yüzde 35 olduğunu görüyoruz. Bu oranın neredeyse yarısını ise ‘yürüyüş ve koşu’ faaliyeti oluşturuyor. Futbol, basketbol, voleybol ve bisiklet sürme faaliyetlerinin toplam oranı ise yüzde 15 ile sınırlı kalıyor. Annenin doğum sonrası izninin çok kısıtlı olması da önemli bir çocuk hakkı kaybı. Bu kısıtlılık nedeniyle anneler 3 aylık bebeklerini bırakıp işe gitmek zorunda kalıyor. Bu durum hem annenin psikolojik sağlığını, hem de bebeğin fiziksel ve psikolojik gelişimini olumsuz etkilemektedir."

Yeditepe'den Cumhuriyet'in 100. yılına özel etkinlik Haber

Yeditepe'den Cumhuriyet'in 100. yılına özel etkinlik

İSTANBUL (AA) - Yeditepe Üniversitesi, Cumhuriyet'in 100. yılını özel bir etkinlikle kutladı.Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Yeditepe Üniversitesi'nde düzenlenen Cumhuriyetin 100. yılı kutlama etkinliğine akademisyen, öğrenci ve çalışanlar katıldı.Açıklamada törendeki açılış konuşmasına yer verilen Yeditepe Üniversitesi Kurucu ve Onursal Başkanı Bedrettin Dalan, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i muhafaza ve müdafaa etmenin kırmızı çizgileri olduklarını belirterek, "Sizler atamızın hayal ettiği gençliksiniz. Karşımda gördüğüm bu kalabalık muhteşem. Hepinize var olduğunuz için teşekkür ederim. Atatürk, Cumhuriyeti bize emanet etti." ifadelerini kullandı.Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl de, Cumhuriyet'in 100. yılını kutlamanın gururunu yaşadıklarını aktararak şunları kaydetti:"Mustafa Kemal Atatürk 'Dünyada her şey için; uygarlık için, hayat için, başarı için en hakiki yol gösterici ilimdir; fendir' diyor. Atatürk Rönesansı'nı devam ettiren Yeditepe Üniversitesi olarak, geleceğimizin aydınlığı olan gençleri, bilim ve fen ışığı altında, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olarak yetiştirmek için kurulduğumuz günden bu yana çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz. Bize, Atatürk'ü anlamamız, hissetmemiz için bu ortamı veren Kurucu ve Onursal Başkanımız Bedrettin Dalan’a şükranlarımı sunuyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun."Törende, Yeditepe Üniversitesi tarafından Cumhuriyet'in 100. yılına özel hazırlanan ve PTT tarafından basılan pul, Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl ve Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarımı Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Gürbüz Doğan Ekşioğlu tarafından Bedrettin Dalan'a hediye edildi.Ardından, Tiyatro Bölümü öğrencilerinin Cumhuriyet'in 100. yılı onuruna hazırladığı "Bir Ev" oyunu ve Dans Kulübünün zeybek gösterisi izlendi.Kutlama kapsamında Cumhuriyet'in 100. yılı onuruna hazırlanan ufka doğru uçan barış kuşlarından oluşan dev vitray eserin açılışı yapıldı. Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Gülveli Kaya, bu tür eserlerin "Yurtta Barış Dünyada Barış" ilkesini her zaman hatırlatmasını ifade etti. Törene katılanlar daha sonra güne özel organize edilen konserle eğlendi.

"Kuraklık riski büyüyor" uyarısı Haber

"Kuraklık riski büyüyor" uyarısı

İSTANBUL (AA) - Yeditepe Üniversitesi Tarım Ticareti ve İşletmeciliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Metin Turan, Türkiye'nin gelecekte kuraklık sorunuyla karşı karşıya kalabileceğini belirterek, "Girdileriniz aynı, maliyetleriniz aynı ama tarımsal veriminiz yüzde 30 düşüyorsa, burada çözüm bulmanız lazım. Tarımsal üretimde üretici açısından da veriler acil, önlem alınmalı." ifadelerini kullandı. Yeditepe Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, 2040'a yönelik hazırlanan su stresi haritasında Türkiye, gelecekte ciddi bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Harita özellikle Marmara, İç Anadolu ve Güney Doğu Anadolu bölgeleri için kuraklık tehlikesini öngörürken İstanbul'daki barajların doluluk oranı da son 10 yılın en düşük seviyelerinde seyrediyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Turan, kuraklık riski ve Türkiye'deki tarımsal üretimde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Turan, dünyada son 20-30 yıldır iklim değişikliğinin etkilerinin ciddi şekilde hissedilmeye başlandığını vurgulayarak, Orta Doğu'daki çöl iklimi ile aynı özellikleri gösteren İç Anadolu, Van ve Güney Doğu Anadolu bölgelerinde kuraklık indisini görmeye başladıklarını aktardı. Prof. Dr. Turan, kuraklığın yalnızca yağışın yetersizliği olmadığına dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu: "Aslında biyolojik döngünün oluşumunda sıcaklık ve güneş yoğunluğundaki değişikler de son derece önemli. Özellikle tarımsal üretimde bizim için su olmazsa olmazlar içerisinde ama bununla beraber güneş yoğunluğundaki değişiklikler de verimi etkiliyor ve kuraklık olarak ifade ettiğimiz, yeterli ürün alamamayla karşı karşıya kalıyoruz." - "Tarımsal üretimde üretici açısından da veriler acil, önlem alınmalı" Sadece insanların günlük su tüketiminde tasarruf yapmasının sorunu çözmeye yetmediğinin altını çizen Turan, şunları kaydetti: "Türkiye'nin yaklaşık 112 milyar tonluk, yıllık su rezervi bulunuyor. Bunun kullanılabilir olan miktarı ise yaklaşık olarak 55-60 milyar ton. 8 milyar tonu sanayide, 11 milyar tonu insanların günlük tüketiminde ve geri kalan 40-45 milyar tonu tarımda kullanılıyor. Herkes farklı bir şekilde ifade ediyor ama üreticiler açısından baktığınızda girdileriniz aynı, maliyetleriniz aynı ama veriminiz yüzde 30 düşüyorsa, burada çözüm bulmanız lazım. Tarımsal üretimde üretici açısından da veriler acil, önlem alınmalı." Metin Turan, sorunun sivil toplum örgütleri, yerel paydaşlar ve devletle iş birliği halinde çözüme ulaşılabileceğini belirtti. Turan, "Önümüzdeki dönem, tarım dönemidir. Ne kadar profesyonel olursak hem işletme hem de ülkemiz kazanç sağlar. Suyun ağırlıklı olarak kullanıldığı tarımsal alanda yapılan bilimsel çalışmalarla kuraklık tehlikesini bertaraf etmek mümkün." görüşünü bildirdi. Ölçülmeyen hiçbir şeyin yönetilemeyeceğine işaret eden Turan, şu ifadeleri kullandı: "Biz bitki yetiştiriciliğinde tohumdan tüketime kadar olan tüm aşamaları takip edip ölçümleme yapabiliyoruz. Örneğin, bir domatesin ihtiyacı olan gübre, güneş, su ve diğer girdileri biliyoruz. Ama yaptığımız ölçümlerde bunlardan bazılarını alamadığını ölçümlüyoruz. Bu durumda domatesin ihtiyacı olan neyse onu vermeye çalışıyoruz. Yalnızca serada ya da yalnızca açık alanda bu çalışmaları yapmanız çiftçiyi yormaktan başka bir işe yaramaz. Bölgelere uygun ürünlerin yetiştirilmesi, havza bazlı üretim yapılması çok önemli. Çünkü önümüzdeki 6-7 yıl suyu tükettiğimiz için şu anda çok sayıda su kuyusu kapatıldı."

Yeditepe Üniversitesi'ne "İç Denetimde Farkındalık" ödülü Haber

Yeditepe Üniversitesi'ne "İç Denetimde Farkındalık" ödülü

İSTANBUL (AA) - Yeditepe Üniversitesi, 13. İç Denetim Farkındalık Ödülleri'nde iki ayrı ödüle layık görüldü. Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) tarafından tüm dünyada "İç Denetimde Farkındalık Ayı" olarak kutlanan mayıs etkinlikleri kapsamında 13. İç Denetim Farkındalık Ödül Töreni düzenlendi. Sabancı Center Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu'nda düzenlenen törende, mesleki farkındalığın gelişimi ve yaygınlaşmasına katkıda bulunan kurum ve kişiler ile toplumsal alanda fark yaratanlara yönelik verilen toplam 6 kategorideki ödüller sahiplerini buldu. Yaklaşık 200 profesyonelin katıldığı törende iç denetim mesleğinin bilinirliliğine, değer kazanmasına imkan sağlayacak gönüllü faaliyetleri nedeniyle "Bireysel Farkındalık Ödülü" Yeditepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Tuba Şavlı İbiş'e verilirken; "Akademik Farkındalık Ödülü"nün sahibi Yeditepe Üniversitesi oldu. Törende Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl'e ödülü TİDE Genel Müdürü Aslı Çavuşoğlu takdim etti. Doç. Dr. Tuba Şavlı İbiş ise ödülünü TİDE Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Tanrıverdi'nin elinden aldı. Etkinlikte Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener "Deprem risklerinin en aza indirgenmesi mümkün mü?" başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.