TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yumurta

İLKHABER-Gazetesi - Yumurta haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yumurta haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İncefikir: Yumurtada gün günü tutmuyor Haber

İncefikir: Yumurtada gün günü tutmuyor

İlkhaber'den Serhat Şanlının haberine göre; Son günlerde yumurta fiyatlarındaki artışa dikkat çeken Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, “Yumurtada her gün yeni bir fiyat görüyoruz. 30’luk bir kep yumurta fiyatı kimi yerde 110, kimi yerde 130 TL. Gezen tavuk adı altında 15’li yumurta kepini 95 liraya satanlar var, değirmen yemli diye 10’lu yumurtayı 74 liraya satanlar var. Gün günü tutmuyor. Yapılması gereken; planlı, sürdürülebilir fiyat istikrarının sağlanması, market ve perakende kar marjı yüzde 5-10 aralığında tutulmalı, üreticiye ödeme en geç 10 günde yapılmalı.. Ayrıca üreticiye yem desteği verilmelidir” dedi. Sağlıklı beslenmede büyük önem taşıyan yumurta, anne sütünden sonra insanın ihtiyacı olan tüm besin öğelerini bulunduran bir besin kaynağı olarak karşımıza çıkıyor. İçeriğinde A, B5, B6, B9(folik asit), B12, D, E, K vitaminlerini yüksek oranda içeren yumurta fosfor, selenyum, kalsiyum, çinko minerallerinden de oldukça zengin bir gıda.. Geleceğimiz olan çocuklarda büyüme ve gelişmeyi destekler. Yani sağlıklı bir gelecek için çocuklarımızın her gün mutlaka yumurta tüketmeleri çok önemli. İncefikir,''Tavuk eti ve yumurtası ihtiyaç duyulan proteinin karşılanmasında önemli yer tutuyor'' Ayrıca yumurta, içerisindeki besin maddelerinin biyolojik değeri dikkate alındığında, mevcut fiyat artışlarına rağmen, en ucuz gıdalardan biri olduğunu söylemek mümkündür. Günde tüketilecek 2 adet yumurta, bir insanın ihtiyacı olan hayvansal proteinin yarısını karşılayabiliyor.  Gazetemiz İlkhaber’e ülkemizdeki yumurta üretimi ve önemi hakkında konuşan Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir,” Türkiye’de kırmızı et, yüksek maliyet, ekonomik krizler gibi nedenlerle üretiminin azalması sonucu günlük hayvansal protein ihtiyacını karşılamada yetersiz kalırken, tavuk eti ve yumurtası ihtiyaç duyulan proteinin karşılanmasında önemli yer tutuyor.  ''ÜRETİCİYE YEM DESTEĞİ VERİLMELİ'' Yumurtada her gün yeni bir fiyat görüyoruz. 30’luk bir kep yumurta fiyatı kimi yerde 110, kimi yerde 130 TL. Gezen tavuk adı altında 15’li yumurta kepini 95 liraya satanlar var, değirmen yemli diye 10’lu yumurtayı 74 liraya satanlar var. Tek yumurta isterseniz 5 liraya satılıyor. Böyle giderse çok değil kısa sürede tanesi 7 lirayı bulur. Gün günü tutmuyor.  Yapılması gereken; planlı, sürdürülebilir fiyat istikrarının sağlanması, market ve perakende kar marjı yüzde 5-10 aralığında tutulmalı, üreticiye ödeme en geç 10 günde yapılmalı.. Ayrıca üreticiye yem desteği verilmelidir” dedi. Döviz artışıyla birlikte çoğu dışarıdan ithal edilen yem fiyatlarından dolayı yumurta da olağandışı artışlar olduğunu o nedenle üreticilere yapılacak desteklerin önemine dikkat çeken Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir şu açıklamalara yer verdi; “Bugün dünyada yumurta endüstrisinde dikkat çekici bir büyüme ve dönüşüm yaşandığını görüyoruz. Çünkü yüksek besin değeri, kullanım alanının genişliği ve uygun fiyatıyla yumurta, hepimiz için temel bir gıda ve protein kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yumurta, unlu mamullerden işlenmiş gıdalara kadar birçok çeşitli alanlarda kullanılıyor. Uluslararası Yumurta Komisyonu’nun (IEC) gerçekleştirdiği “Vision 365” (Vizyon 365) programı kapsamında; Dünya’da yumurta tüketiminin 2032’ye kadar yılda kişi başı günde bir adete çıkarılması hedefleniyor. Kahvaltıların vazgeçilmezi yumurta popüler bir protein ve temel besin kaynağı olmakla beraber, küresel yumurta endüstrisinin büyüklüğü 2022 yılında 248 milyar dolara yükselirken, 2027'de bu rakamın 275 milyar dolara çıkması bekleniyor. Aslında ülke olarak da yumurtada dünya pazarında üretim hacmi olarak öz sıralarda yer almaktayız. 2022 verilerine göre ülkemizde 20 milyar adet tavuk yumurtası üretimi gerçekleşmiştir. Son yıllarda yaşanan döviz artışıyla birlikte çoğu dışarıdan ithal edilen yem fiyatlarından yumurta da nasibini almış.  Olağandışı artan maliyetler yüzünden yumurta fiyatları da artıyor. Maddi anlamda yaşanan sıkıntı nedeniyle alım gücü sürekli düşen tüketiciler, daha fazla olumsuz etkileniyor. Yumurtaların fiyatının yüksek olmasının temel sebebi yem girdi maliyetlerinin yükselmesi, üretici ile tüketici arasındaki uçurumun büyük olmasından kaynaklanıyor. Öncelikle market-perakende kar marjı yüzde 5-10 aralığında olmalı.. Üreticilere ödeme 10 gün içerisinde olmalı, yem, enerji, ısınma, arıtılmış su desteği verilmeli. Çünkü maliyetlerde 2-3 kat artışlardan bahsediliyor.  Yumurta üretimi artan yem fiyatları ve azalan ihracat nedeniyle son 3 yıldır azalışta.. Artan kuluçkalık yumurta ve yem fiyatları, Türkiye yumurta sektörünün büyümesinde de engel oluşturuyor.  Unutmamak gerekir ki; yumurtanın kaynağı olan kanatlı yetiştiriciliği büyük bir istihdam sağlamaktadır. Yoğun istihdam gerçekleştiren ve tarımı destekleyen yapısıyla ülke ekonomisine önemli ölçüde katma değer sağlayan kanatlı yetiştiriciliği sektöründe, hammadde üreticisi çiftçi, sektörle ilgili esnaf, yem, ilaç-aşı, yan sanayi, nakliye, pazarlama vs. milyonlarca kişiye iş sağlamaktadır. O bakımdan tavukçuluk mutlaka desteklenmesi gereken önemli bir sektördür. Tavukçuluk sektörü devlet tarafından mutlaka ve yeterli şekilde desteklenmelidir. Devletin aktif olarak üretim kapasitesi planlaması, dış pazarlara açılma ve ürünlerin dış pazarlarda rekabet etmesi için aktif olarak yardım etmelidir. Ürünlerin toptan ve perakende fiyatları arasında uçurum olmamasına dikkat edilmeli, minimum toptan fiyat uygulaması ya da destek alımları ile fiyat regülasyonu politikasının acilen oluşturulması gerekir.  Yem hammaddesinin ana bileşeni olan soyanın nerdeyse tamamına yakını ithal edilmektedir. Soya üretiminin arttırılması ve işleme teknolojisinin de desteklenmesine yönelik tedbirler alınmalıdır. Yem katkı maddelerinin büyük bir kısmı da ithal edilmektedir. Bu maddelerin ülke içerisinde üretimini teşvik edecek önlemler alınmalıdır.  Sektörde enerji maliyetlerinin yüksekliği tavuk eti maliyetlerin artmasına neden olmaktadır. Bu da ihracatta rekabetçi konumda olmamızı zorlaştırmaktadır. İşletmeler enerji fiyatları konusunda desteklenmelidir. İhracattaki teşvikler arttırılmalı ve ülke bazlı destekler verilmelidir.”  

Antalya Büyükşehir Belediyesi Elmalı'ya serbest gezen tavuk çiftliği kuruyor Haber

Antalya Büyükşehir Belediyesi Elmalı'ya serbest gezen tavuk çiftliği kuruyor

Unutulan köy yumurtası lezzetini sofralara taşıyacak yeni bir projeyi hayata geçiren Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Elmalı Yakaçiftlik Mahallesi’nde 11 bin 250 metrekare alana Serbest Gezen Tavuk Yumurtası Üretim Çiftliği kurulacak. Tarım ve Orman Bakanlığı Ticari Etlik ve Yumurtacı Kanatlı İşletmelerinin Biyogüvenlik Talimatı dikkate alınarak hazırlanan proje bünyesinde “Serbest Gezen Tavuk Yumurtası Üretim Kümesi” yapılacak. Tek katlı, 1000’er tavuk kapasiteli kümeslerin her biri 290’ar m2 olacak şekilde toplam 580 m2 kapalı kümes alanı bulunacak. İki kümes arasında 120 m2 yem deposu planlandı. Toplam inşaat alanı 700 m2 olacak. Her bir kümesten tavukların çıkabileceği açık gezinme alanları 2.250 m2 olacak şekilde toplam 4500 m2 olarak belirlendi. Arazinin kalan alanı yem bitkisi ekimi (6000 m2) için kullanılacak. "Marka olacak" Kurulacak tesiste üretimde ATAK-S tavuk ırkı kullanılarak yerli hibrit kullanımı desteklenecek. Serbest gezen tavuklardan elde edilen doğal ve sağlıklı yumurta üretimi, hem üreticiye katma değer oluşturup karlılığını artıracak, hem de bölgede yeni bir markanın oluşması sağlanacak. Bu durumun, yumurta üretimini arttırması ve en önemlisi de daha fazla üreticinin üretime dahil edilmesiyle bölge ekonomisine katkı sağlaması bekleniyor. 2000 adet yumurta tavuğundan elde edilen yumurtalar paketlenerek tüketici ile buluşturulacak. Üretilen yumurtalar ile bölgede pazar talebi yüksek olan doğal yumurta ihtiyacı karşılanacak, tüketiciye yönelik bilinçlendirme çalışmaları yapılarak bilinçli tüketici profili oluşturulacak, üretilen yumurtalar marka haline getirilecek. "Üretime kadın eli" Proje ile hem üretimde, hem de pazarlamada çalışan kişi sayısının artması, üretim faaliyetlerine kadınların dahil edilmesi ile kadın istihdamının arttırılması amaçlanıyor. Tesiste “Yüksek Verimli Tavuk Yetiştiriciliği” kursunu başarıyla tamamlayan kooperatif üyesi kadınlara yumurta tavuğu yetiştiriciliği konusunda uygulamalı eğitimler verilmesi de planlanıyor. Ayrıca tesis edilen kümesin işletilmesi ve buradan gelir elde edilmesi amacıyla da tesisin kullanımı dönemsel olarak eğitimlerini tamamlamış olan Kadın Kooperatiflerine bırakılacak.

Tayvan’a ihraç edilen yumurtalarda kanserojen madde tespit edildiği iddiası Haber

Tayvan’a ihraç edilen yumurtalarda kanserojen madde tespit edildiği iddiası

(İLK HABER)- Tayvan’a ihraç edilen yumurtalarda kanserojen madde tespit edildiği iddialarının ardından yumurtayla ilgili tartışmalar yeniden gündeme geldi. İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Teknolojisi Program Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ayla Ünver Alçay konu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Tayvan’a ihraç edilen toplam 127,62 ton yumurtada insan sağlığına zararlı kanserojen "nitrofuran" madde tespit edildiği iddialarının ardından Tayvan, Türkiye’den yumurta alımları haziran sonunda durdurduğunu açıklamıştı. Yumurtalar imha edilirken Tarım ve Orman Bakanlığı da iddialara ilişkin inceleme başlatmıştı. Konu ile ilgili bilgi veren İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Teknolojisi Program Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ayla Ünver Alçay, "Tayvan’da tespit edilen nitrofuran maddesi geniş spektrumlu bir antibiyotik sınıfıdır. Nitrofuranlar, 60 yıldan fazladır kullanılan sentetik geniş spektrumlu antibakteriyel ve antiparaziter ilaçlardır. Vücutta bu metabolitlerinin birikimi hem insanlar hem de hayvanlar için ciddi sağlık tehlikeleri oluşturabilir. Nitrofuranların Avrupa Birliği’nde gıda üreten hayvanlarda kullanımına izin verilmemiştir. Ülkemizde ise yumurta elde edilen tavuklar dâhil gıda elde edilmek amacıyla yetiştirilen hayvanlarda kullanımı yasaklıdır. Kullanımına dair tespit olması durumunda 5996 sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” kapsamında işlem uygulanmaktadır" dedi. Ayla Ünver Alçay, nitrofuran maddesinin hayvanların büyümesini teşvik etmek, kümes hayvanlarını tedavi etmek ve suda yaşayan hayvanların gastrointestinal sistem hastalıklarını ve deri hastalıklarını tedavide düşük maliyetli olması, iyi etkinlik göstermesi nedeniyle aşırı veya yasa dışı eklenmesi vakalarına sıklıkla rastlandığını belirtti. "Kanseri tetikliyor" 1950’li yıllarda piyasaya sürülen nitrofuranların kullanılması hormonal sistem bozukluklarına ve kansere yol açtığı belirten Dr. Ayla Ünver Alçay, “1995 yılından itibaren Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Japonya ve diğer birçok ülke birbiri ardına nitrofuran antibiyotiklerin gıda amaçlı kullanılan hayvanlarda kullanımını yasaklayan yasa ve yönetmelikler çıkarmıştır. Avrupa Birliği ülkelerinde hayvancılık sektöründe nitrofuran grubu antibiyotiklerin kullanımını 2006 tarihinden itibaren bütünüyle yasaklanmıştır. Bu yasaklamayı takiben ülkemizde de bu karar alınmıştır. Türkiye’de de antibiyotik büyütme faktörlerinin tümünün kullanımı 21 Ocak 2006 tarih ve 26056 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan tebliğ ile yasaklanmıştır.” ifadelerini kullandı. Nitrofuranların hayvan vücudunda proteine bağlı bileşikler formunda haftalarca, hatta belki de aylarca stabil kaldığını belirten Dr. Alçay, “Ana ilaçlar in vivo olarak hızla metabolize olmasına rağmen doku proteinlerine kompleksler halinde bağlanan metabolitler daha fazla metabolize edilemez ve bu da vücutta büyük miktarda metabolit kalmasına neden olur. Araştırmalar vücutta biriken metabolik komplekslerin kanseri tetikleyebileceğini ve hayvan sağlığını etkileyebileceğini göstermiştir” dedi. Hayvan vücudundaki metabolitlerin, depolama ve geleneksel pişirme sırasında nispeten kararlı olduğunu belirten Dr. Alçay, “Haşlama, ızgara, mikrodalga gibi pişirme yöntemleri ile bu kalıntıları parçalamak zordur. Bu nedenle, nitrofuran ilaçları ve bunların gıdadaki metabolit kalıntılarının sıkı bir şekilde izlenmesi ve tespit edilmesi gerekmektedir. Hayvan hastalıklarının kontrolünde ve tedavisinde nitrofuranların etkinliği ve düşük maliyeti nedeniyle, vicdansız tüccarlar açık yasağa karşı gelerek yasa dışı olarak kullanmaya devam etmektedir” diyerek konunun önemine dikkat çekti. “Antibiyotiklere dirençli bakterilerin gelişmesine neden oluyor” Deney hayvanlarında yapılan araştırmalar neticesinde sağlığa zararları etkilere rastlandığını söyleyen Dr. Alçay, “Nitrofurazon alımının doğrudan bir sonucu olarak kanserojen aktiviteye dair net kanıtlar gösterilmiştir. Yenilebilir dokulardaki kanserojen kalıntılar nedeniyle birçok ülkede (Avrupa Birliği, ABD, Avustralya, Filipinler, Tayland, Brezilya ve Kanada) yasaklanmıştır. Kronik toksisite ve karsinojenisite çalışmalarında, furazolidon dişi deney farelerinde habis meme tümörlerini, yumurtalıklardaki tümörlerini, erkek ve dişi farelerde bronşiyal adenokarsinomları ve erkek sıçanlarda nöral astrositomları indüklemiştir. Aynı zamanda deney fareleri üzerinde önemli üreme etkilerine sahip olduğu da saptanmıştır. Genel olarak deney fareleri daha az yavru vermiş, ortalama yavru sayısında büyük bir azalma ve düşük doğum ağırlıkları kaydedilmiştir. Araştırmalarla erkek ve dişi farelerde olumsuz üreme etkilerinin ortaya çıktığı sonucuna varmıştır. İnsan çalışmalarında ise furazolidon ve nitrofurantoinin oral uygulaması, özellikle mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı gibi bazı reaksiyonlara, alerjik reaksiyonlara ve hemolitik anemiye, alerjik reaksiyonlara yol açabileceği belirlenmiştir. Epidemiyolojik çalışmalar yalnızca nitrofurantoin ile tedavi edilen hastalar için rapor edilmiştir ve yetişkinlerde sinir sistemi kanserleri, ilaca bağlı karaciğer hasarı ve böbrek yetmezliği olan hastalarda artmış pulmoner advers olay riski ile ilişkiler bulunmuştur” dedi. Diğer önemli bir risk faktörünün antibiyotik direnci konusu olduğunu belirten Alçay, “Antibiyotikler özellikle kitlesel ya da endüstriyel hayvan yetiştiriciliğinde büyümeyi hızlandırmak için hayvanların yediği yemi hızla ete dönüştürmesini, yani hızla kilo almalarını sağlamak için kullanılmakta ancak bu antibiyotikler hayvanların et, süt, yumurta gibi ürünlerinde kalıntı bırakmaktadır. Bunları yediğimizde antibiyotikleri tüketmiş oluyoruz. Bu şekilde antibiyotik kalıntılarına maruz kalmak antibiyotiklere dirençli bakterilerin gelişmesine yol açıyor ve bu nedenle de ihtiyaç duyulduğunda enfeksiyon hastalıklarının tedavi edilememesine neden oluyor. Antibiyotik direnci, mevcut antibiyotiklerin etkinliğini giderek daha da azaltan insan sağlığına yönelik en önemli küresel tehditlerden biridir" ifadelerini kullandı. “Ülkemizde denetimler artırılmalı” Türkiye’den ihraç edilen yumurtalarda nitrofuran tespit edilmiş olması, bu sorunun yurt içinde tüketilen yumurtalarda da var olabileceğinin bir göstergesi olduğunu belirten Dr. Alçay, "Üstelik sadece yumurtada değil sözü geçen kanatlı etleri, karides, bal, su ürünleri gibi tüm ürünlerin tamamı için bir risk olduğunu göstermektedir. Nitrofuranları belirlemek için birçok hassas ve etkili tespit yöntemi geliştirilmiştir. Hayvansal gıdalarda bu kalıntıların varlığını belirlemek için sıvı kromatografisi ve Kütle Spektrometrisi gibi analitik yöntemler kullanılır. Ülkemizde bu analizler akredite laboratuvarlar tarafından yapılmaktadır. Türkiye’de bu konuda daha fazla denetimler yapılmalı, bir izleme sistemi kurulmalı ve hatta bu firmalar basın yoluyla halka afişe edilmelidir" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.