#Yüreğir Ziraat Odası

İLKHABER-Gazetesi - Yüreğir Ziraat Odası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yüreğir Ziraat Odası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana’da tropikal meyve şaşkınlığı: Ejder meyvesi, mango ve avokado yoğun ilgi gördü Haber

Adana’da tropikal meyve şaşkınlığı: Ejder meyvesi, mango ve avokado yoğun ilgi gördü

Adana'da buğday, pamuk ve narenciye gibi geleneksel ürünler yerine yetiştirilen ejder meyvesi, mango, avokado ve muz gibi tropikal ürünler sergilendi. Tropikal meyveleri tadan ziyaretçiler, ürünlerin Adana'da yetiştiğini öğrenince şaşırdıklarını ifade etti. ZİYARETÇİLER ÜRÜNLERİN ADANA'DA YETİŞTİĞİNİ DUYUNCA ŞAŞIRDI Türkiye'nin en önemli buğday, pamuk ve narenciye üretim merkezlerinden Adana'da iklim değişikliğiyle birlikte ürün çeşitleri de çoğaldı. Bir zamanlar pamuk ayağıyla ünlü şehirde artık binlerce dönüm narenciye bahçeleri, binlerce dönüm buğday tarlalarının yanı sıra tropik ürünler de yer alıyor. İklim değişikliğinin en büyük etkilerini yaşayan kentte, seralarda üretilen avokado, muz, ejder meyvesi, mango, yaban mersini gibi ürünler tarım fuarında Yüreğir Ziraat Odası standında görücüye çıkartıldı. Stantta bulunan tropikal ürünler ve narenciye ürünleri, ziyaretçilere ikram edildi. Tropikal ürünlerin Adana'da yetiştiğini duyan vatandaşlar şaşırdı. "PAMUK AĞALARI ESKİDEN GÜNDEME GELİRDİ, O DEVİR KAPANDI" Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Çukurova'nın tropikleştiğini anlatarak, "Adana'nın ürün çeşitliliği çok fazla. Türkiye narenciye üretiminin yüzde 40'ı Adana'da üretiliyor. Tropikal ürünlerin son yıllarda üretimi arttı. Adana'da her geçen gün sera ekimi artmakta. Pamuk ağaları eskiden Adana'da gündeme gelirdi ancak o devir kapandı. Adana yavaş yavaş tropikal ürünlere dönüyor, bu ürünlerin Adana'da yetiştiğini görenler şaşırıyor" ifadelerini kullandı. Vatandaşlardan Melek Didem Demirci ise tropik ürünlerin Adana'da yetiştiği bilmediğini belirterek, "Adana'da normalde narenciye ünlüyken böyle tropik ürünleri görmek beni şaşırttı. Tatlarına da baktım ve çok beğendim. Adana'da yetiştiğini bilmiyordum, şimdi öğrendim" diye konuştu.

Doğan: Yeni vasıf değişikliği ücretleri çiftçiyi mağdur ediyor Haber

Doğan: Yeni vasıf değişikliği ücretleri çiftçiyi mağdur ediyor

Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, tarım arazilerinin vasıf değişikliği işlemlerinde 2024 yılı itibarıyla getirilen yeni ücretlendirmelerin çiftçiyi mağdur ettiğini söyledi. ESKİDEN ÜCRETSİZ OLAN İŞLEME YÜKSEK TARİFE GELDİ Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, tarım arazilerindeki tarla, bahçe, sera gibi vasıf değişikliği konusunda açıklamalarda bulundu. Doğan, "Çiftçilerimiz, tarım arazilerini daha verimli hale getirmek amacıyla vasıf değişikliğine gitmek istediklerinde, Tapu Müdürlüklerine başvurmadan önce Tarım İlçe Müdürlüklerinden görüş almak zorundalar. 2024 yılı öncesine kadar ücretsiz olan bu işlem için artık 10 dönüme kadar 4 bin 970 TL, 10 dönümden sonraki her 10 dönüm için ise 9 bin 400 TL gibi yüksek meblağlar talep edilmektedir. Örneğin, 100 dönüm arazisini bahçe vasfına dönüştürmek isteyen bir çiftçi tam 89 bin 570 TL ödeme yapmak zorunda kalıyor" dedi. 'ÇİFTÇİ 2025'TE MALİYETLERİ DAHİ KARŞILAYAMADI' Başkan Doğan, pandemi süreci ve artan üretim maliyetleri sebebiyle zaten zor günler geçiren çiftçilerin, bu yeni uygulama ile mağduriyetlerinin daha da arttığına dikkat çekti. Doğan"2025 yılında birçok ürün grubunda çiftçimiz kar edememiş, hatta kira ve girdi maliyetlerini dahi karşılayamaz hale gelmiştir. Zaten iflasın eşiğinde olan üreticilerimizin bu tür bir ek maliyetle karşı karşıya bırakılmasının gerekçesi anlaşılamamaktadır. Üretimden uzaklaşan her çiftçi, gıda arz güvenliği açısından ülkemiz için büyük bir risktir" şeklinde konuştu. BAKANLIĞA 'UYGULAMAYI SONLANDIRIN' ÇAĞRISI Başkan Doğan, üretmek isteyen çitçilerimizin önüne bürokratik ve mali engeller çıkarılmaması gerektiğini vurgulayarak, "2024 yılı öncesindeki ücretsiz uygulamaya geri dönülmeli, çiftçilerden bu ücretlerin alınmamalı, üreticiyi mağdur eden bu uygulama bir an önce sonlandırılmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın üretimi kolaylaştıracak adımları atacağına inanıyoruz. Çiftçimizin yükü hafifletilirse üretim artar, ülkemiz kazanır"ifadelerini kullandı.

Adana'da mandalina hasadı başladı: Fiyatlar düştü, rekor verim yüzleri güldürdü Haber

Adana'da mandalina hasadı başladı: Fiyatlar düştü, rekor verim yüzleri güldürdü

Adana'da erkenci cins mandalinada hasat başlarken, zirai dondan etkilenmeyen ürünün veriminin yüksek olması üreticisini sevindirdi. Bölgede 1 milyon tondan fazla rekolte beklendiği bildirilirken, ilk ürünlerin iç pazara gittiği, aynı zamanda Rusya ve Avrupa ülkelerine de ihraç edildiği ifade edildi. REKOLTE BEKLENTİSİ 1 MİLYON TONU AŞTI Türkiye narenciye üretiminin yüzde 40'ını karşılayan Adana'da kent genelinde yaklaşık 383 bin dönüm alanda ekilen mandalinada hasat başladı. Bu sene Çukurova'da birçok ürün zirai dondan etkilenirken Okitsu, Mihowase, Early ve Primasol cinsi erkenci mandalinalar zirai dondan zarar görmedi. Dönüme ortalama 4 ile 6 ton arasında verim alınan mandalinadan kent genelinde 1 milyon tondan fazla verim bekleniyor. Geçen sene bahçede 15-18 liradan alıcı bulan mandalinalar bu sene ise kilosu bahçede 8 lira ile 15 liradan satılıyor. Tarım işçilerinin binbir emekle topladıkları mandalinaların Adana'dan başta Rusya olmak üzere Avrupa'nın birçok ülkesine ihraç edildiği kaydedildi. Fiyatın düşük olmasına rağmen verimin yüksek olması üreticisini sevindirdi. Hasat yapılan bahçede incelemelerde bulunan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Turfanda mandalina hasadı başladı. Ovanın tamamında kesimler devam ediyor. Zirai dondan birçok ürün etkilendi ancak erkenci mandalinalar zirai dondan etkilenmedi. Bu yıl erkenci meyvede yüzde en az yüzde 40, yüzde 50 verim fazla" dedi. BAŞKAN DOĞAN: "VERİM YÜKSEK, ÇİFTÇİ ZARAR ETMİYOR" Mandalina fiyatlarının çiftçiyi kurtardığını da belirten Doğan, "Şu anda early, okitsu, mihowase ve primasol cinsi mandalinalar hasat ediliyor. Fiyatı da boyuna göre 8 lira ile 15 lira arasında değişmekte. Küçük boy mandalinalar ise ya ağaçta kalıyor ya da düşük fiyatla piyasaya giriyor. Şu anda kesimler devam ediyor ve Rusya ile Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Fiyatlar düşük ama verim yüksek olduğu için çiftçi zarar etmiyor" şeklinde konuştu. ÜRETİCİ: "FİYAT DÜŞÜK AMA VERİM KURTARIYOR" Çiftçi Mustafa Alkış ise "Verilen emeğe fiyatlar düşük ancak verim fazla olduğu için fiyatlar şimdilik kurtarıyor. Meyve daha kaliteli olsa fiyatlar daha iyi olurdu. Bu sene limon ve portakal hep zirai dondan etkilendi, bu ürünler de yok denecek kadar az" diye konuştu.

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı’ndan çağrı: “Sulama ücretleri ertelensin, çiftçi nefes alsın” Haber

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı’ndan çağrı: “Sulama ücretleri ertelensin, çiftçi nefes alsın”

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, çiftçilerin mağduriyet yaşamaması için sulama ücretlerinin ödenmesinde kolaylık sağlanmasını istedi. BAŞKAN DOĞAN: "HASAT ZAMANI ÜRETİCİDE NAKİT BULUNMUYOR" Doğan, Adana'da mısır hasadının devam ettiğini ve halen biçilmeyi bekleyen çok sayıda ürün bulunduğunu belirtti. Doğan, sulama birliklerinin mısır sulama ücretlerinin Ağustos ayı sonuna kadar ödenmesini talep ettiğini hatırlatarak, "Çiftçilerimiz hasat ettikleri mısırın satış bedelini en erken bir ay sonra alabilmektedir. Peşin satış yapmak istediklerinde ise ürünlerini çok düşük fiyatlarla elden çıkarmak zorunda kalmaktadırlar" dedi. Üretim maliyetlerinden dolayı çiftçilerin gübreye, mazota, ilaca yüksek bedeller ödediğine dikkat çeken Doğan, "Hasat zamanı geldiğinde üreticilerde yeterli nakit bulunmamaktadır. Borçlarını çevirmekte zorlanan çiftçilerden bu şartlar altında sulama ücretlerinin erken ödenmesinin istenmesi, mali yükü daha da ağırlaştırmaktadır" ifadelerini kullandı. "SULAMA ÜCRETLERİ ERTELENMELİ, FAİZ YÜKÜ GETİRİLMEMELİ" Doğan, çiftçilerin ciddi bir nakit sıkıntısı yaşadığını savunarak, "Çiftçilerimizin bir kısmının kredi kartı bulunmamaktadır. Kredi kartı olanların ise limitleri düşük ya da doludur. Bu şartlarda çiftçilerimizin ödeme yapması mümkün görünmemektedir. Bu durumda sulama birlikleri zaten mali sıkıntıda olan çiftçimize faiz uygulamak zorunda kalacak, bu da üreticimizin yükünü daha da artıracaktır. Çiftçilerimizin mağduriyet yaşamaması için sulama ücretlerinin ertelenmesi gerekmektedir" diye konuştu. Doğan, üreticilerin alın terinin karşılığını almakta güçlük çektiğini ileri sürerek, "Bir yıllık emeklerinin karşılığını almak isteyen çiftçimiz, piyasa şartlarındaki dengesizlikler nedeniyle ürününü gerçek değerinden satamamaktadır. Çiftçimizin yaşadığı bu zorluklara ek olarak sulama ücretlerinin erken ödenmesinin talep edilmesi, adeta üreticimizi çıkmaza sürüklemektedir. Çiftçilerimizin geleceğe güvenle bakabilmesi ve üretimin sürdürülebilirliği için Devlet Su İşleri'nin sulama ücretlerinin ödenmesinde gerekli kolaylığı sağlaması önem taşımaktadır'' şeklinde konuştu.

Mısır üretimi yüzde 40 arttı, ancak alım fiyatı hala belirsiz Haber

Mısır üretimi yüzde 40 arttı, ancak alım fiyatı hala belirsiz

Türkiye’de tarımsal üretimin önemli kalemlerinden biri olan mısır, hem iç tüketim hem de sanayi açısından büyük bir öneme taşıyor. Ülke genelinde özellikle Marmara, İç Anadolu ve Ege ve Akdeniz bölgelerinde yoğun olarak yetiştirilen mısır, çiftçilere önemli ekonomik katkılar sağlıyor. Mısır, hayvancılık sektöründe yem olarak yoğun şekilde kullanılırken, insan tüketiminde de mısır unu, nişasta ve mısır yağı gibi çeşitli ürünlerin hammaddesini oluşturuyor. Ayrıca, biyoyakıt üretiminde mısırdan elde edilen etanol giderek yaygınlaşıyor. Gıda sanayinde cips, mısır gevreği ve patlamış mısır gibi ürünlerin temel bileşeni olan mısır, aynı zamanda nişasta bazlı şeker üretiminde de kritik bir rol oynuyor. Tarım uzmanları, artan nüfus ve gıda talebi göz önünde bulundurulduğunda, mısır üretiminin sürdürülebilir biçimde artırılmasının Türkiye’nin gıda güvenliği açısından stratejik önem taşıdığını vurguluyor. Bunun yanı sıra, çiftçilere yönelik destek programları ve modern tarım teknikleriyle verimliliğin yükseltilmesi hedefleniyor. Türkiye’de mısır üretiminin geliştirilmesi hem ekonomiye hem de tarımsal kalkınmaya katkı sağlarken, sanayi ve enerji alanlarındaki kullanım çeşitliliğiyle ülkenin üretim ve ihracat potansiyelini artırıyor. Bu nedenle, mısır üretimi ve değerlendirilmesi tarım politikalarının öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Ancak, mazot, gübre, zirai ilaç ve diğer bazı girdi fiyatlarındaki artışlar, diğer ürünlerde olduğu gibi mısır üretimini de olumsuz etkiliyor. Türkiye'nin tarımsal üretiminde önemli yere sahip olan Adana'daki üreticiler de, bu artışlardan kaynaklanan sıkıntıların, alımların üretim maliyetlerinin üzerinde yapılması ve destekleme primlerinin günün koşulları dikkate alınarak tespit edilmesiyle mümkün olduğunu ifade ediliyor. Üretim alanı yüzde 40 arttı Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan da mısır üretim alanının Çukurova’da yüzde 40 arttığını söyledi. Üreticilerin, bu ürünün alım fiyatının açıklanmasını beklediğini ifade eden Doğan, “Her ürün hasadı öncesinde çiftçi alım fiyatlarının ne zaman açıklanacağını ve rakamı dört gözle bekliyor. Üreticiler, alım fiyatlarının maliyeti karşılayamayacak düzeyde olacağı olasılığına karşısında gerçek anlamda strese giriyor. Türk üreticisi, gıda ihtiyacının karşılanması, gıda güvenliğinin sağlanması ve doğal kaynakların korunması açısından son derece önemli olan tarımsal faaliyetleri sağlıklı ve kafası rahat şekilde sürdürmeli. Bunun için de girdi fiyatları ne kadar artacak? Alım fiyatı ne olacak? sorusuyla endişelenmemeli. Alım fiyatları ilgili bakanlık yetkililerince her ne kadar günün koşullarına göre belirleniyor olsa da, çiftçinin yaşadığı zorluklar yerinde ve ziraat odaları yetkilileriyle sık sık toplantılar yapılarak sorunlar dinlenmeli” dedi. Geçen üretim döneminde aşırı sıcak ve su stresi nedeniyle mısır veriminde yüzde 25’e varan kayıplar yaşandığına da dikkati çeken Doğan, “Bu yıl ise hava koşulları daha elverişli olmasına rağmen, su kaynaklarının yetersizliği nedeniyle bazı alanlarda yeterli sulama yapılamadı. Bölgede yer yere hasat başladı ancak haftaya ise yoğun biçimde hasat yapılacak” diye konuştu. Doğan, bu nedenle Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) acilen alım fiyatını açıklamasını beklediklerini vurgulayarak, “Bu yıl mısır alım fiyatının, buğdayda olduğu gibi kilogram başına en az 13,50 TL olarak belirlenmesini bekliyoruz. Fiyatların geç açıklanması, üreticiyi tüccara mahkûm eder ve emeğinin karşılığını alamaz. Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Tarım ve Orman Bakanlığımızdan ve TMO’dan bir an önce 2025 yılı mısır alım fiyatını açıklamalarını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Ziraat Odası Başkanı Doğan’dan eksper ücretlerine tepki: Çiftçinin belini büküyor Haber

Ziraat Odası Başkanı Doğan’dan eksper ücretlerine tepki: Çiftçinin belini büküyor

Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, 2025 yılında ekspertiz ücretlerine yapılan yüksek oranlı zamlara dikkat çekti. Tarla, bağ, bahçe ve sera gibi tarımsal taşınmazları için kredi kullanmak isteyen çiftçilerin bankaların ekspertiz sürecine tabi tutulduğunu belirten Doğan, bu sürecin maliyetinin çiftçileri ciddi şekilde zorladığını ifade etti. Doğan, “2025 yılının başında ekspertiz ücretlerine yapılan zam, yüzde yüzü aşarak enflasyonu dahi geride bırakmıştır. Çiftçilerimiz, üretime devam edebilmek için kredi kullanmak zorunda kalıyor. Ancak ekspertiz işlemleri kapsamında ödenen yüksek ücretler, üreticiye büyük bir yük oluşturuyor” dedi. “ÜCRETLER 2 KATINDAN FAZLA ARTTI” Doğan, ekspertiz ücretlerinin geçtiğimiz yıla kıyasla iki katından fazla arttığını belirterek, “Ekspertiz değeri 10 milyon TL'ye kadar olan taşınmazlar için bankalar tarafından 25 bin TL ekspertiz ücreti talep ediliyor. Bu değerin üzerine çıkıldığında ise ikinci bir ekspertiz şart koşularak toplam ücret 50 bin TL'ye kadar ulaşıyor. Oysa 2024 yılı başında bu ücretler yalnızca 10 ila 13 bin TL arasındaydı” ifadelerini kullandı. YETKİLİLERE ÇAĞRI: HAKSIZ KAZANCA ‘DUR’ DENİLMELİ Yüksek ekspertiz ücretlerinin tarımsal üretimi ve çiftçinin ekonomik sürdürülebilirliğini olumsuz etkilediğini vurgulayan Doğan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Tarım ve Orman Bakanlığı ile milletvekillerine çağrıda bulundu: “Yetkililer, bu duruma acilen müdahale etmelidir. Çiftçimizin üretim gücünü zayıflatan, zorunlu tutulan bu yüksek ekspertiz ücretleri gözden geçirilmeli ve makul seviyelere çekilmelidir. Bu uygulama, adeta bir haksız kazanç kapısı haline gelmiştir. Tarım sektörüne destek olunacaksa bu tür maliyet kalemleri öncelikle azaltılmalıdır.”

Anız yangınları sürdürülebilir tarımı ve ormanları tehdit ediyor Haber

Anız yangınları sürdürülebilir tarımı ve ormanları tehdit ediyor

Hasat sonrası tarlalarda anız yakma geleneği, sadece tarım arazilerini değil, aynı zamanda hayati önem taşıyan orman ekosistemlerini ve genel olarak sürdürülebilir tarım uygulamalarını ciddi şekilde tehdit ediyor. Bu kontrolsüz yangınlar, kısa vadede "kolay" bir çözüm gibi görünse de uzun vadede toprağın verimliliğini, biyoçeşitliliği ve ekolojik dengeyi onarılamaz şekilde bozuyor. Anız yangınları, toprağın üst katmanındaki organik maddeyi ve humus tabakasını yok ederek toprağı çoraklaştırıyor. Bu durum, toprağın su tutma kapasitesini azaltıyor, erozyonu artırıyor ve kimyasal gübre ihtiyacını yükseltiyor. Toprakta yaşayan faydalı mikroorganizmalar ve solucanlar da yangınlarla birlikte yok oluyor. Bu da toprağın doğal döngüsünü sekteye uğratıyor. Dahası, anız yangınları rüzgârın etkisiyle kolayca yakındaki ormanlık alanlara sıçrayabiliyor ve büyük orman yangınlarına neden olabiliyor. Bu yangınlar sadece ağaçları değil, orman ekosistemindeki tüm canlıları tehdit ediyor, habitat kaybına yol açıyor ve iklim değişikliğinin etkilerini artırıyor. Ormanlar, biyoçeşitlilik için kritik öneme sahip olmasının yanı sıra, karbon yutağı olarak iklim kriziyle mücadelede de hayati bir rol oynuyor. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan da anız yakmanın hem sürdürülebilir tarıma hem de ormanlara zarar verdiğini söyledi. Anız yakmanın geleceğimiz olan topraklarımızı ve ormanlarımızı tehlikeye atarak sürdürülebilir bir gelecek inşa etme çabalarına darbe vurduğuna dikkati çeken Doğan, “Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sık sık yapılan duyurulara göre de anız yakanlara ciddi idari para cezaları uygularken, ormanlara yakın alanlarda gerçekleşen fiillerde cezalar katlanarak artıyor. Hatta orman yangınına neden olmak ve can kaybına yol açmak, ağır hapis cezalarını beraberinde getiriyor. Anız yakmak sadece toprağa değil, vatana ihanettir" dedi. Doğan, şunları kaydetti: “Sürdürülebilir bir tarım ve çevre için anız yakmaktan vazgeçmek, modern tarım tekniklerini benimsemek ve bilinçli adımlar atmak zorundayız. Hasat sonrası anız kalıntılarını toprağa karıştırmak, sap parçalayıcı makineler kullanmak ve tarlada saman balyası bırakmamak gibi yöntemler, hem toprağı zenginleştirecek hem de yangın riskini ortadan kaldıracaktır. Unutmayalım ki, bu topraklar bize miras değil, emanettir. Gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak hepimizin sorumluluğundadır.“

Tarım ve hayvancılıkta sürdürülebilirlik hayati önem taşıyor Haber

Tarım ve hayvancılıkta sürdürülebilirlik hayati önem taşıyor

Tarım ve hayvancılık, hem ekonomik kalkınmanın hem de kırsal istihdamın temel taşlarını oluşturuyor. Ancak geleneksel üretim yöntemleri, toprak erozyonu, su kaynaklarının kirlenmesi ve sera gazı salınımı gibi ciddi çevresel sorunlara yol açabiliyor. Bu noktada devreye sürdürülebilir tarım ve hayvancılık uygulamaları giriyor. Tarım ve hayvancılık, toprağın verimliliğini koruyan, su kaynaklarını etkin kullanan ve kimyasal girdileri minimumda tutan yöntemlerle üretim yapılmasını ifade ediyor. Hayvancılıkta ise hayvan refahını gözeten, yem üretiminde doğal kaynakları verimli kullanan ve çevreye duyarlı tesislerin kurulması öne çıkıyor. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Doğal kaynaklarımız sınırlı. Sürdürülebilir üretimle hem bugünün hem de gelecek nesillerin gıda ihtiyacını karşılayabiliriz. Aksi takdirde tarım alanlarının yok olması ve iklim krizinin derinleşmesi kaçınılmaz. Tarım ve hayvancılığın geleceği için sürdürülebilirliğe geçiş, artık bir tercih değil zorunluluk. Bu dönüşüm, sadece çevre için değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal kalkınma için de hayati önem taşıyor” dedi. Bu kapsamda Türkiye’nin pekTarımda sürdürülebilirlik çok noktasında olduğu gibi Adana’nın Çukurova ilçesinde de sürdürülebilir tarım uygulamaları ve gıda güvenliğine yönelik çalışmalar artarak devam ediyor. Çukurova İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, bu alandaki yoğun çabalarıyla dikkat çekiyor. İlçede yürütülen başarılı çalışmalar, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından da takdir edildi. Çukurova İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, ilçenin tarım ve hayvancılık alanındaki gelişimine katkı sağlayan ve sürdürülebilir üretim için özveriyle çalışan 16 personelini başarı belgesi ile ödüllendirdi. Çukurova İlçe Tarım ve Orman Müdürü Hüseyin Tunaz, “Çukurova'nın tarımsal kalkınması ve gıda güvenliğinin sağlanması adına büyük emek sarf eden ekibime teşekkür ediyorum. Bugün ödül alan arkadaşlarımız, aslında tüm ekibimizin ortak başarısını temsil ediyor. İnanıyorum ki önümüzdeki süreçte, aynı kararlılıkla çalışmaya devam eden herkes hak ettiği takdiri görecektir” ifadelerini kullandı.

Başkan Doğan'dan don felaketine karşı acil eylem çağrısı: Çiftçinin yarasına ilk etapta pansuman lazım Haber

Başkan Doğan'dan don felaketine karşı acil eylem çağrısı: Çiftçinin yarasına ilk etapta pansuman lazım

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, ilkhaber-gazetesi.com’a yaptığı açıklamada, donun tarım ürünleri üzerindeki yıkıcı etkilerini değerlendirdi. Doğan, "Adana'da karpuz ve patates hasadı devam ediyor ancak, dondan zarar gören üreticilere acilen finans kaynağı gerekiyor. Don, bitkilerin hücre yapısını bozarak dokularında su kaybına yol açıyor. Özellikle henüz tam gelişmemiş fidanlar, çiçeklenme dönemindeki bitkiler ve meyve tutmuş genç fideler, donun en büyük kurbanları oluyor. Özellikle narenciye bahçelerinde görülen bu zarar, ürünün pazar değerini düşürdüğü gibi, rekolte kaybına da neden olarak çiftçimizin gelirini doğrudan etkiledi" dedi. "65 ili vuran afet: Zarar tespitleri yavaş, acil destek şart" Başkan Doğan, donun sadece Adana'yı değil, Türkiye genelindeki 65 ili vurduğuna dikkat çekerek, yaşanan durumun boyutlarını gözler önüne serdi. "65 ilimizi vuran bu don olayı sonrasında komisyonlar kuruldu ancak zarar tespit çalışmaları maalesef ağır yürüyor” diyen Doğan, “Bu durum, zaten üretim için gerekli harcamaları yapmış ve ürünlerini yetiştirmek için büyük çaba sarf eden çiftçilerimizi çıkmaza sürüklüyor. Donun etkisiyle zarar gören meyve ağaçlarında, tomurcuk ve çiçeklerde meydana gelen hasar, gelecek sezonların rekoltesini de olumsuz etkileyecek potansiyele sahip. Bu nedenle, zarar tespit sonuçlarını beklemeden üreticilerimize acil finansal destek sağlanmalı. Deyim yerindeyse, zarar tespit sonuçları tamamlanana kadar dondan zarar gören çiftçilerimizin yaralarına pansuman yapılması şart" ifadelerini kullandı. "Adana'da maddi zarara değer biçmek zor, resmen bir afet yaşandı" Donun Adana ve diğer illerin tarımına verdiği zararın maddi olarak paha biçilemez olduğunu belirten Başkan Doğan, yaşanan durumu "resmen bir afet" olarak nitelendirdi. Özellikle limon, bazı mandalina grupları ve greyfurtta devasa boyutlarda zarar oluştuğunu kaydeden Doğan, donun narenciye ağaçlarının dallarını, yapraklarını ve meyvelerini doğrudan etkilediğini, hatta bazı durumlarda ağacın tamamen kurumasına neden olabileceğini dile getirdi. Doğan, "Sadece Adana değil, dondan etkilenen tüm illerin afet bölgesi ilan edilmesi gerekiyor. Çiftçimiz borcunu nasıl ödeyecek? Zaten tarım kredi borçları ve girdi maliyetleri altında ezilen çiftçilerimiz için bu don, son darbe oldu. Bu ayrıntılar dikkate alınmalı ve acil önlemler alınmalı" şeklinde konuştu. Başkan Doğan, hükümete ve ilgili bakanlıklara acil eylem çağrısında bulunarak, çiftçilerin üretimlerini sürdürebilmeleri ve borçlarını ödeyebilmeleri için hızlı ve etkin çözümler üretilmesi gerektiğini vurguladı. Doğan, donun etkilediği tarım alanlarında yapılan tespitlerin hızlandırılması ve mağduriyetlerin giderilmesi için gerekli adımların bir an önce atılması gerektiğini sözlerine ekledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.