TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yürüyüş

İLKHABER-Gazetesi - Yürüyüş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yürüyüş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Lösev, Adana’da Lösante için yürüdü Haber

Lösev, Adana’da Lösante için yürüdü

Lösev Adana Şubesi, Lösemi aileleri ve Lösemi hastalığını yenmiş olan kişiler Adana’da yürüyüş gerçekleştirdi. Lösante Hastanesi’ne tam ruhsat verilmesi için yürüyen insanlar, pankart açarak Adana sokaklarında yürüdü ve konuyla ilgili tepkilerini dile getirdi. LÖSANTE İÇİN YÜRÜDÜLER Lösemili çocuklar için; alanında deneyimli, çocuk sağlığı ve hastalıkları dallarında uzman doktorların, 3 aydan 16 yaşına kadar koruyucu hekimlikle birlikte çocukların yanında olan ve her türlü ihtiyaçlarını karşılayan bir yer olan Lösante Hastanesi’ne tam ruhsat verilmesi konusu uzun süredir Lösemili ailelerin ve Lösev temsilcilerinin istediği bir şey. Lösev tarafından en çok önem verilen konulardan biri olan tam ruhsat konusu uzun zamandır gündemden düşmüyor. Lösev aileleri ve temsilcileri Türkiye genelinde bu sorunun çözümü için uzun zamandır yürüyüş ya da açıklama yaparak soruna çözüm istiyor. “LÖSEMİLİ VE KANSERLİ AİLELER OLARAK LÖSANTE HASTANESİ’NİN TAM RUHSATINI İSTİYORUZ” Adana’da da Lösante Hastanesi’ne tam destek için insanlar bir kez daha bir araya gelerek çözüm talep etti. Lösante Hastanesi’ne 7 yıldır verilmeyen tam ruhsat için sokaklara çıkan insanlar, Lösemili çocuklar için bunu istediklerini dile getirdi. Yürüyüşe katılanlar, “Ramazan’da önce Çocuklar iyileşsin” sloganı atarak yürüdüler. Yayalara yeşil ışık yandığında yoldan geçen ve araçlara engel olmadan yürüyüşlerini gerçekleştirdiler. Aileler “Lösemili ve kanserli aileler olarak Lösante Hastanesi’nin tam ruhsatını istiyoruz” dedi. Ailelere araç kullananlardan da kornayla destek geldi

14 Mart Tıp Bayramı’nda 14 talep için yürüdüler Haber

14 Mart Tıp Bayramı’nda 14 talep için yürüdüler

14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri kapsamında Adana’da yürüyüş gerçekleşti. Adana’da hekim, doktor, sağlık çalışanları ve tıp öğrencileri Kasım Gülek Köprüsü’nden Uğur Mumcu Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşte Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Ahmet Suntur başta olmak üzere; TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Ahmet Uncu, CHP Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu da katıldı. Sloganlar eşliğinde yürüyüşün ardından Grup İstasyon önünden açıklama gerçekleştirdi. Sağlıkçılar, 14 Mart Tıp Bayramı’nda 14 taleplerini dile getirdi. DR. SUNTUR: BU ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN BİRLİKTE GELEBİLİR MİYİZ? Burada açıklama gerçekleştiren Yürüyüşte Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Ahmet Suntur, zor zamanlardan çıkamadığımızı dile getirerek 6 Şubat Depremlerine vurgu yaptı. Dr. Suntur, şunları söyledi: “Geçen yıl bugün sizlere Adıyaman Saat Kulesinin altında, saat 04:17’de durmuşken, bir mendil niye kanar diye sormuştuk Cansever’ce. Şimdiyse, yönetilemeyen, kısmen ertelenen ekonomik krizin ayak sesleri yükselip, üzerinden bir yıldan fazla zaman geçen depremin toplum sağlığına dönük etkileri hafifletilemez, pandeminin artçı etkileri sürüp, insanlarımız pek çok kronik sağlık sorunu ile kalakalmış, yoksulluk daha da derinleşmişken, demokrasi, hukuk, insan hakları ve ifade özgürlüğü her geçen gün ağır darbeler alıyor. Peki biz hekimler; yok sayıldığımız, tüketim nesnesine dönüştürülen sağlığın araçları olarak tepe tepe kullanıldığımız, ölümüne çalıştırıldığımız, emeğimizin değersizleştirildiği koşullarda neler yapabiliriz, bu zorlukların üstesinden birlikte gelebilir miyiz?" DR. SUNTUR: TÜM MADDELERİN ANAYASA MAHKEMESİ’NE GÖTÜRÜLMESİ İÇİN DE ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK Dr. Suntur, “Halk sağlığına zararlı ne varsa torbaya atıp çıkarıverdikleri bir kanunla, sağlık emekçilerini de köleleştiren bir düzeni yerleşik hale getirme çabaları hız kesmezken, Türk Tabipleri Birliği olarak son yıllarda hazırladığımız sağlıkta şiddet, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, fiili hizmet süresi zammı, öğrencilerin özlük hakları düzenlemeleri, tüm ücretlerin emekliliğe yansıması, 7600 ek gösterge, emekli sandığı, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarında iyileştirme yapılması gibi kanun tekliflerini ısrarla Meclis’teki partilere sunduk ancak ne yazık ki Meclis’te gündeme dahi alınmadı. Elbette bu torbanın içinde bütün toplumun sağlık hakkını yok sayan ve bizleri aba altından artık çıkardıkları sopalarla tehdit eden tüm maddelerin Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi için de elimizden geleni yaptık” dedi ve 14 Mart’a giderken 14 taleplerini dile getirdi. TIP BAYRAMI’NDA 14 TALEP Dr. Suntur, şu talepleri paylaştı: - TTB’nin sağlıkta şiddet yasa teklifi, şiddetsiz, güvenli çalışma ortamları için mekânsal önlem önerileri kabul edilmelidir. Güvenli çalışma ortamlarının sağlanması idarecilerin sorumluluğundadır. Şiddet olaylarında idarecilerin sorumluluğu öncelikli olarak dikkate alınmalıdır. - Hekimlerin/sağlık emekçilerinin dinlenme koşulları, sağlık hizmetinde hataya sevk etmeyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Doktor dinlenme odaları, emzirme odaları, kreş her sağlık kurumunda yeterli sayıda sağlanmalıdır. Nöbet ertesi izin, idarecilerin insafına bırakılmamalıdır. - Pandemilerde, pandemiye yol açan hastalık, sağlık emekçileri için illiyet bağı aranmadan meslek hastalığı kabul edilmelidir. - Sağlık emekçileri için fiili hizmet süresi zammı 120 gün olmalıdır. - Hekimlerde ek gösterge üst sınırı 7600’e yükseltilmelidir. - Tüm sağlık emekçilerine hakları olan, hiçbir koşuldan negatif etkilenmeyen, emekliliğe yansıyan, gerçek enflasyona uygun, insanca yaşayabilecekleri tek kalem maaş verilmelidir. - Emekli sandığı, SSK, Bağ-Kur emekli aylıkları arasındaki uçurum giderilmeli, tüm emekli hekim aylıkları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, tüm hekimler emeklerinin hakkı ölçüsünde emekli ikramiyesi alabilmelidir. - Vergide adalet istiyoruz! Vergi dilimi üst sınırı olmalıdır. - Muayene süreleri, bilimsel ve nitelikli sağlık hizmeti gözetilerek düzenlenmelidir. - Acil servislerde yeşil alan kaldırılmalı, poliklinik hizmeti verilmemelidir. - Sağlık ortamına dair düzenlemeler, TTB ve ilgili sağlık emek-meslek örgütlerinin görüşleriyle yapılmalıdır. - Atamalar bilimsel ölçütlere ve liyakate dayalı olmalıdır. - Tıp fakültesi ve tıpta uzmanlık eğitimi kontenjanları, eğitimin niteliği gözetilerek azaltılmalıdır. - Koruyucu sağlık sisteminin öncelendiği, güçlü ve bölge tabanlı birinci basamak, basamaklandırılmış ve parasız bir sağlık sistemi inşa edilmelidir. Talepleri dile getiren Dr. Suntur, açıklamasının ardından Çağatay Güler’in bir şiirinin son dizeleriyle etkinliği sonlandırdı.

Adana'da depremzedeler, depremde kaybettikleri yakınları için yürüdü Haber

Adana'da depremzedeler, depremde kaybettikleri yakınları için yürüdü

6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adana'da hayatını kaybedenler sevdikleri tarafından anıldı. Depremzedeler, depremde hayatını kaybeden yakınları için İller Bankasından Duygu Kafe'nin önüne kadar yürüdü.Yürüyüşe çok sayıda insan katıldı. Anma Etkinliğine Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, CHP Adana İl Başkanı Anıl Tanburoğlu, CHP Adana Milletvekilleri ve CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, depremzede aileleri, sevenleri ve depremzedeler katıldı. Kalabalık grup sloganlar atarak Duygu Kafe'ye kadar yürüdükten sonra burada açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı ilk olarak Alpargün Apartmanı'ndan Gizem Çetin yaptı. Çetin, "Bugün burada, 6 Şubat 2023'te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremin birinci yıl dönümünde, sevdiklerimizi kaybetmenin derin acısını paylaşmak için bir araya geldik. Depremde ailesini kaybetmiş biri olarak, yakınlarını kaybetmiş veya depremden herhangi bir şekilde zarar görmüş yüz binlerce kişi anısına bir nuşma yapmak üzere buradayım" dedi. "Bugün, herkesin yüreklerine dokunan bir trajedinin, hiç unutmadığımız o gecenin ardından, yıkılan Alpargün Apartmanı'nın müteahiti Hasan Alpargün'ün 8 Şubat'ta görülecek olan duruşmasında en ağır şekilde cezalandırılması talebiyle bir aradayız" diyen Çetin, tutuklu Hasan Alpargün e verilecek olan bu cezanın, sadece içini bir nebze olsun yatıştırmayacak, aynı zamanda herkesin vicdanında adalet duygusunu pekiştireceğini vurguladı. Depremde hayatını kaybeden tüm insanlar için duyduğu derin üzüntüyü ifade etmek istediğini belirten Çetin, devamında şunları söyledi: "Bu acı olay, sadece bizim ailemizi değil, birçok aileyi derinden etkiledi, Bizler, yani geride kalanlar, 6 şubatta kaldık ne yazık ki. Bir gecede evsiz, barksız, ailesiz, kimsesiz bırakıldık. Yetmezmiş gibi, bir kısmımız gözleri kapıda bırakıldık, cenazelerimize dahi ulaşamadık. Sanıyoruz ki deprem geçti, ölen öldü, kalan sağ, depremin üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen hala çadırlarda yaşayan yüzlerce insan için de buradayız. Milli birlik ve dayanışma ruhu içinde, bu zorlu süreçte birbirimize destek olmalı ve gelecekte benzer felaketleri önlemek için birlikte çalışmalıyız. Çünkü bir gün asla başımıza gelmez sandığımız gerçek, aslında kapımızda bizi bekliyor. Üzgün olduğumuz kadar endişeliyiz de. Türkiye'deki yargı sisteminin yeterince sağlıklı işlemediğini düşünüyoruz. Merkezinin Adana dahi olmadığı bir deprem felaketinde bile, yıkılan binalar için herhangi bir yetkilinin tutuklanmadığını veya yargılanmadığını görmekteyiz. Keza Hatay, Malatya, Adıyaman ve depremden doğrudan etkilenen diğer il, ilçe ve köyler. Adaletin gecikmesiyle sadece biz geride kalanların hayatlarına devam edememesine, hep o günü yaşamasına sebebiyet verilmektedir. Adalet gecikmeden yerini bulmalı ki ailelerimizi vahşice katledenler farklı isimler kullanarak başka canlara mezar inşa edemesin." "Kaldı ki insanlık namına duyurmak isteriz ki oğlu Hasan Can Alpargün ismini Aleks olarak değiştirerek mezarlık inşaa etmeye devam etmektedir. Bu kişilerin adliyede rüşvet verdiği ile ilgili süreç devam etmektedir" diyen Çetin, bu kişinin yurt dışına kaçma şüphesi olması nedeniyle yapabileceği mezarlık inşaatlardan kimsenin ev almasını istemediklerini söyledi. 1999 Marmara depreminin ardından bile, zaman aşımı bahanesiyle hala kimsenin yargılanmamış olmasının kendilerini büyük bir endişeye sürüklediğini kaydeden Çetin, ancak bu davanın geçmişteki hatalardan ders alarak, adaletin gecikmeden yerine getirilmesini sağlayacak ve emsal teşkil etmesi için önem arz edecek bie dava olacağını umduklarını aktardı. Çetin, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Sevgili vatandaşlar, bugün burada sadece kendi acımızı değil, tüm milletimizin acısını temsil ediyoruz. Bu birliktelik, hem sevdiklerimizin anısını yaşatmak hen de gelecekteki nesillere daha güvenli bir Türkiye bırakmak adına büyük bir sorumluluğu beraberinde getiriyor. Hep birlikte, güçlü bir dayanışma ile bu zorlu süreci aşacağımıza inanıyorum." Av. Gülsüm Özdoğru'da yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: "Tutar Yapı Sitesi C Blokta; amcamı, yengemi, Aylin ablamı ve aile dostlarımı kaybettim. Site dört bloktan oluşan bir site. Yıkılan tek blok C blok. Altmış üç kişi ve bir doğmamış bebeğe mezar olmuş bir siteden bahsediyoruz. A, B ve D blokta hasar da yok. İnsanlar yaşamına devam etmekte. Dolayısıyla bu binanın çürük malzemeyle inşa edilmediği ortada. Bu binayla ilgili 2020 yılından beri süre gelen bir kolon kesme iddiası var. Bir tadilat var. Yapılan insanların bu sesten dolayı evinde duramadığı, rahatsız olup Çukurova Belediyesi'ne şikayette bulunduğu, Çukurova Belediyesi'nin gelip bu inşaatı durdurduğu. Daha sonrasında da devam edildi. Fakat belediye bir şey yapmadı. Tadilatı yapan insanlar ifadeye bile çağrılmadan haklarında takipsizlik kararı verilmiştir." Av. Özdoğru, "Bu insanların rahatı bile bozulmamışken bizim sevdiklerimiz mezardadır. Bütün sorumluların yargılanmasını istiyoruz" diyerek konuşmasını noktaladı. İhsan Bayram Sitesi C blok Avukatı Nazan Akça Subaşı'da İhsan Bayram Sitesi C Blokta 2 yeğenini, gelinini ve tüm komşularını kaybetmiş bir depremzede olduğunu bildirdi. 2018 yılına kadar o binada kendinin de oturduğunu söyleyen Av. Subaşı, "2018 yılında o binadan ayrılırken kardeşime o binanın çok güzel olduğunu ve burayı başkasının satın almaması gerektiğini söyledim. Ben en sevdiklerime mezar satmışım. Bilmiyordum. Ben müteahhit, İnşaat mühendisi ya da belediyede denetim yapan bir görevli değilim. Aa ben sırf o evi onlara sattım diye uyku uyuyamıyorum" diyerek duyduğu acının derinliğini dile getirdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.