TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#ziraat

İLKHABER-Gazetesi - ziraat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, ziraat haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Adana'da kurutularak katma değer kazanan Trabzon hurmasında üretim artıyor Haber

Adana'da kurutularak katma değer kazanan Trabzon hurmasında üretim artıyor

Adana'da Trabzon hurmasının üretimi, kurutma işleminin verdiği katma değerle yıldan yıla artış gösteriyor. Adana Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgilerde göre, ana vatanı Çin, Japonya olan ve Türkiye'de 1920'li yıllarda Fransızlar tarafından getirilip Hatay bölgesinde "Fransız inciri", "Frenk elması" ismiyle üretilmeye başlanan Trabzon hurması, günümüzde çok sayıda ilde yetiştiriliyor. Adana'da 2021'de yaklaşık 11 bin dekarda 19 bin 452 ton, geçen yıl 14 bin 401 dekar alanda 29 bin 67 ton üretim yapılırken, bu yıl üretimin 17 bin 828 dekar alanda 37 bin ton olması bekleniyor. Geçen yıl ülke genelinde üretilen toplam 97 bin 560 ton Trabzon hurmasının yaklaşık yüzde 30'unun elde edildiği Adana, bu rakamla Türkiye genelinde ilk sırada yer aldı. Verimli topraklara sahip Adana'da, Trabzon hurmasının üretimi, kurutma işleminin verdiği katma değerin etkisiyse yıldan yıla artış gösteriyor. Yaşken 10-13 liradan satılan ürün, kurutulmuş olarak 120-150 liraya raflardaki yerini alıyor. - "Ev tipi kurutma demonstrasyonları kurduk" İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Nuri Kökçüoğlu,Trabzon hurmasına yetiştiricilerin daha fazla rağbet göstermeye başladığını söyledi. Çukurova'da bu meyvenin üretim alanlarının her geçen yıl arttığını belirten Kökçüoğlu, şöyle devam etti: "Trabzon hurması, çiftçilerimizin kurutarak daha fazla para kazanabilecekleri, ekonomik olarak üretebilecekleri bir ürün haline geldi. Bizler de çiftçilerin bu ürüne katma değer kazandırmasına destek vermek amacıyla bakanlığımız tarafından Kırsal Dezavantajlı Alanlar Kalkınma Projesi kapsamında ev tipi kurutma demonstrasyonları kurduk. Bu sene için yaklaşık 800 bin liralık bir bütçeyle 5 çiftçimize demonstrasyon kuruldu. Önümüzdeki yıl da yine aynı projemizi tekrarlayarak çiftçilerimizin ürettikleri ürünü kurutaraktan daha fazla gelir elde etmelerine destek olmuş olacağız." - "15 yıl önce üretim, şimdikinin yarısı kadardı" Trabzon hurması üretilen ve ev tipi kurutma demonstrasyon kurulan Kozan ilçesine bağlı Karabucak Mahallesi Muhtarı Mustafa Demir de mahallede uzun zamandır Trabzon hurması üretimi yapıldığını söyledi. Geçmişe göre hurma üretimin arttığını anlatan Demir, "Köylümüz o zamanlar hurmayı güzel bir fiyattan satamıyordu ama kurutma olunca satıyoruz. 15 yıl önce üretim, şimdikinin yarısı kadardı. Trabzon hurmasından ekonomik olarak çok güzel fayda gördük." dedi. - "Ürünün elimizde kalma ihtimali hiç kalmadı" Mahallede ev tipi kurutma demonstrasyonu kurulan üretici Hacı Ali Kandemir, bu yıl yaş Trabzon hurmasının kilogram fiyatının kalitesine göre 10-13 lira, kurutulmuş halinin ise 120-150 liradan seyrettiğini belirtti. Kurutmayla ürünlerini daha yüksek fiyata sattıklarını aktaran Kandemir, şöyle konuştu: "Daha önce tüccar geliyordu. Tabiri caizse ürünümüzü yalvararak satıyorduk. Ama şu an kurutmaya başladık. Ürünün alımında rekabet var. Tüccar almazsa kurutmacı zaten alıyor. Ürünün elimizde kalma ihtimali hiç kalmadı. Ürünümüzü artık yalvara yalvara satmıyoruz. Böyle olunca da artık köyümüz ve çevre köylerde şu an neredeyse bir tane boş toprak kalmadı. Herkes buna bağlı olarak hurma üretiyor. Hurmamızı kuruttuğumuz zaman ortalama 4 kilodan 1 kilo çıkıyor." Üretici Necati Demir de 35 yıldır üretimini yaptığı hurmayı 3 yıldan bu yana kurutarak sattığını ve kazancının iyi olduğunu kaydetti.

Gürer: “Her köye bir ziraat mühendisi görevlendirilsin” Haber

Gürer: “Her köye bir ziraat mühendisi görevlendirilsin”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, köylerin tarım faaliyetlerinin daha verimli ilerlemesi amacıyla her köye ziraat mühendisi görevlendirilmesi için Kanun Teklifi hazırladı. Gürer, TBMM Başkanlığına sunduğu Kanun Teklifinde, köylerde ziraat mühendislerinin görevlendirilmesinin, kırsalda tarımsal üretimi ve dolayasıyla verimliliği artıracağını, bu durumun ülke ekonomisine de ciddi katkı sağlayacağını ifade etti.    CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, teklifinde Köylerin, Türkiye'nin tarım faaliyetlerinin önemli bir kısmının gerçekleştirdiği bölgeler olduğuna dikkat çekerek, “Bu nedenle, köylerin tarım faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi, ülkenin gıda güvenliği ve ekonomik kalkınması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu konuda da ziraat mühendisleri, tarım sektörünün gelişmesi ve sürdürülebilirliği açısından vazgeçilmez bir meslek grubu olduğu unutulmamalıdır” dedi.  Ömer Fethi Gürer, '' Köylere ziraat mühendislerinin görevlendirilmesi ile tarım faaliyetlerinde ve üretim verimliliğinde artış yaşanacak.'' Ziraat mühendislerinin, tarım bilimi ve teknolojisi alanında eğitim almış, tarım faaliyetlerinin her aşamasında görev alabilen uzmanlar olduğuna işaret eden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “ Ziraat mühendisleri, toprak analizleri yaparak, toprağın verimliliğini artıracak önerileri, bitkisel üretimde, uygun ekim nöbeti, gübreleme, sulama, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konularda çiftçilere danışmanlık yapmaları tarım sektörü açısından son derece önemlidir. Ayrıca hayvansal üretimde, hayvanların beslenmesi, yetiştirilmesi, sağımı ve hastalıklarının tedavisi gibi konularda çiftçilere aktaracakları bilgiler hayvancılığın gelişmesine de olanak sağlayacaktır. Köylere ziraat mühendislerinin görevlendirilmesi ile tarım faaliyetlerinde ve üretim verimliliğinde artış yaşanacak olup, köylerin kalkınmasına da katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. Gürer, ''Ziraat mühendislerinin istihdamı, işsizlik sorununun azaltılmasında önemli bir rol oynayacak.'' CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ayrıca, köylerde ziraat mühendislerinin istihdamının, işsizlik sorununun azaltılmasında önemli bir rol oynayacağına da değinerek, “Üniversiteden mezun olan ziraat mühendisleri için istihdam alanı sağlanmasına, tarımsal üretimin ve üretici kazancının artması sonucu çiftçiliğin cazip hale gelmesi ve istihdam sağlar boyutlara ulaşılabilmesine yol açacaktır” şeklinde konuştu.  Gürer, köylere ziraat mühendisi görevlendirilmesinin, tarımsal üretimin verimliliğini, maliyetini, kalitesini ve çevreye olan etkilerini artırmaya yardımcı olacağını, bu nedenle, köylerin tarım faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi için ziraat mühendislerinin görevlendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.  KÖY KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ MADDE 1- 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir. "Ek Madde 19- Köylerde tarım faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülebilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığınca ziraat mühendisi görevlendirilmesi zorunludur. Ancak, nüfusu 500'den az olan köyler için ilgili Tarım ve Orman il müdürlükleri tarafından ortak ziraat mühendisi görevlendirilebilir. Bu köyler arasındaki mesafenin 3 kilometreden az olması gerekir. Köydeki ekili alanın il müdürlüğünce yetersiz olduğunun anlaşıldığı durumlarda, birinci fıkradaki en az gerekli nüfus şartı sağlansa bile, ortak ziraat mühendisi görevlendirilebilir. Bu durumda, birleştirme yapılan köy sayısı üçü geçemez. MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

Hatay'ın erkek voleybol takımı, ligi orta sıralarda tamamlamak istiyor Haber

Hatay'ın erkek voleybol takımı, ligi orta sıralarda tamamlamak istiyor

Depremlerin ardından takımda sadece bir sporcuyla sözleşme yenileyen mavi-beyazlılar, 11 yeni sporcuyla anlaştı. Ev sahibi statüsündeki maçlarını Antakya'da oynayan antrenmanlarını İskenderun'da yapan Hatay ekibi, Arsuz ilçesinde konaklıyor. Ligin geride kalan 5 haftasında bir maç kazanan Hatay ekibi, galibiyet serisi yakalayarak orta sıralarda yer almak istiyor. Hatay Büyükşehir Belediyespor Erkek Voleybol Takımı Başantrenörü Ahmet Çoban, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerin ardından takımın yeniden ayağa kalkması için çalıştıklarını belirtti. Deprem felaketi nedeniyle sezonu çok geç açtıklarını anlatan Çoban, ligde güçlü takımlarla mücadele ettiklerini söyledi. Hatay'da oynamayı kabul eden oyuncularla anlaşarak yollarına devam ettiklerini aktaran Çoban, "Hatay'a gelip yardım etmek, burada bulunmak isteyen oyuncularla beraberiz. Biraz eksiklerimiz var, gidermek için çalışıyoruz. Adeta deplasman gibiyiz, kaldığımız yer Arsuz, antrenmanlarımızı İskenderun'da, maçlarımızı da Antakya'da yapıyoruz." diye konuştu. Çoban, üst düzey bir ligde deprem kenti Hatay'ı en iyi şekilde temsil etmeye çalıştıklarını ifade etti. Taraftarın takımdan beklentisinin play-off olduğunu vurgulayan Çoban, şöyle devam etti: "Gerçekçi konuşmak lazım, takım olarak play-off hedefimiz yok. Takımımızı orta sıralarda tutmaya çalışacağız. Hem sezonu geç açtık hem de oyuncu kadrosu olarak eksiklerimiz var. Şu an takımımızda iki oyuncu eksiğimiz var. Takımdaki köşe ve orta oyuncularına antrenmanda çok yük bindiriyoruz. Halihazırda daha takımı tamamlayamadık. Ligi orta sıralarda bitirirsek hedefimizi gerçekleştirmiş olacağız. Ama olursa yukarısı da neden olmasın daha ligin başındayız." Çoban, Hataylılar için maça çıktıklarını vurgulayarak taraftarın takımı desteklemesini istedi. - "Her maça galibiyet parolası ile çıkıyoruz" Hatay Büyükşehir Belediyespor'un takım kaptanı Cüneyt Dağcı da her maça galibiyet parolasıyla hazırlandıklarını dile getirdi. Öncelikli hedeflerinin takımın ligde kalması olduğunun altını çizen Cüneyt, "Her maça galibiyet parolası ile çıkıyoruz, ama her takımın bütçesi bizlerden 5, 6 kat fazla. Ayrıca sezonu ağustosun başlarında açmamız gerekirken, biz Eylül'ün 12'sinde açtık. Kalacak yer sıkıntısı yaşadık. Çok geriden geldik ama bunu telafi edeceğiz. İnşallah birkaç galibiyet aldığımızda da daha moralli olup hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu. Takım ikinci kaptanı Murat Karakaya ise depremzedelere sporla umut olmaya çalıştıklarını belirterek, takımın galibiyet serileriyle çıkışa geçeceğine inandığını kaydetti.

Isparta'da çam kese böcekleriyle mücadele için dron geliştirildi Haber

Isparta'da çam kese böcekleriyle mücadele için dron geliştirildi

ISPARTA (AA) - ENES YAPALIKAN - Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) tarafından çam kese böceğiyle mücadele için yuvaları tespit ederek ilaçlama yapabilen dron geliştirildi. Ormanlarda özellikle kızılçam ağaçlarına yuva yaparak zarar veren çam kese böceklerini yok etmek ve ekolojik dengenin korunması için geliştirilen dronla, tespit edilen yuva ilaçlanıyor. Derin öğrenme temelli çalışan ve yarı otonom olan dron, her uçuşta 10 kadar yuvayı ilaçlayabiliyor. ISUBÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Karaca, AA muhabirine, bu böcekle mücadele kapsamında ürettikleri ilaçları geliştirilen dron yardımıyla doğaya zarar vermeden uyguladıklarını söyledi. Projede İngiltere'nin Swansea Üniversitesi bünyesindeki "Biyokontrol ve Doğal Ürünler Grubu" ile ortak çalışma yürüttüklerini aktaran Karaca, "Üniversitemiz tarafından tasarlanan dron yardımıyla ormanlık alanlara zarar veren çam kese böceklerini doğrudan tespit ederek sadece o kısmı ilaçlıyoruz. Proje sayesinde çam kese yuvalarını doğrudan tespit ettiğimiz için doğanın dengesini bozmandan hedef odaklı çalışıyoruz." dedi. - "Hedef odaklı hassas ilaçlama sistemi" ISUBÜ Teknoloji Fakültesi Araştırma Görevlisi Fatih Gençtürk ise söz konusu böceklerin orman yangınları kadar zararlı olduğu için bu projeyi geliştirdiklerini belirtti. Dron yardımıyla hedef odaklı hassas ilaçlama sistemi geliştirdiklerini anlatan Gençtürk, "Çam kese böcekleri çam türlerinin gelişimini yüzde 60'a varan oranda, çamdan elde edilen ürünlerde de yüzde 40'a kadar zarar veriyor. Ayrıca ağaçlarda tutulan karbon oranlarının yüzde 20 azalmasına neden oluyor." diye konuştu. Geleneksel ilaçlama yöntemlerinin zararlı olduğunu belirten Gençtürk, projenin amacının doğanın dengesini sağlamak olduğunu dile getirdi. İlaçlama yönetimini derin öğrenme tekniğiyle 6 aylık çalışmayla geliştirdiklerini bildiren Gençtürk "Proje sayesinde çamların yapraklarında yer alan kese böcekleri dron tarafından tespit ediliyor ve böylece sadece yuvayı ilaçlamış oluyoruz." ifadesini kullandı. Gençtürk, dronun motoru dışındaki tüm parçalarının Teknoloji Fakültesi Elektrik Elektronik Bölümünde yapıldığını, daha sonra geliştirilen sistemin drona entegre edilerek kullanıma sunulduğunu sözlerine ekledi.

Adana'da susuzluğa ve hastalığa dayanıklı yeni yer fıstığı çeşidi geliştirildi Haber

Adana'da susuzluğa ve hastalığa dayanıklı yeni yer fıstığı çeşidi geliştirildi

ADANA (AA) - ÖMER FANSA - Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından susuzluğa ve hastalığa dayanıklı, çerezlik olarak geliştirilen yeni yer fıstığı çeşidi "Adanur" tescillendi.Pamuk, soya, ayçiçeği, ekmeklik ve makarnalık buğday, nohut, bezelye, fiğ, arı otu, yonca, yer bademi, mısır ve arpa bitkilerinin çeşit geliştirme çalışmaları yapılan enstitüde son olarak yer fıstığında "Adanur" çeşidi geliştirildi.Emsallerine göre çürümeye, hastalığa, susuzluğa daha dayanıklı, olgunluk oranı daha yüksek ve lezzetiyle öne çıkan "Adanur", Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezince tescillenerek çiftçinin hizmetine sunuldu.- Çerezlik kalitesi yüksekEnstitü müdürü Abdullah Çil, AA muhabirine, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı enstitünün yaklaşık 100 yıllık tarihçesi olduğunu söyledi.Enstitü olarak yöre çiftçisine yönelik hizmetler gerçekleştirdiklerini aktaran Çil, bu kapsamda ülke üretiminin yüzde 60'ının yapıldığı Adana'da yer fıstığıyla ilgili yeni çeşit geliştirdiklerini belirtti.Yer fıstığının biyolojik özellikleri nedeniyle ıslah çalışmasının buğday, pamuk gibi ürünlere göre daha zor olduğunu vurgulayan Çil, Türkiye'de yer fıstığında 2'si kendi enstitüleri tarafından tescil edilen sadece 13 çeşit bulunduğuna dikkati çekti.Çil, yer fıstığıyla ilgili 2018'de "Ayşehanım" diye bir çeşit geliştirdiklerini belirterek, şöyle konuştu:"Bu çeşit, Adana'da, Osmaniye'de ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde önemli ekim alanlarına ulaştı. Çerezlik kalitesi yüksek yeni bir çeşit daha geliştirdik. Adı 'Adanur', bu çeşit için de iddialıyız. Çerezlik kalitesi yüksek, beğenilen bir çeşit. İnşallah bu da tutacak. Kendi bölgemizde yerli ve milli kaynaklarla elde ettiğimiz çeşitlerin çiftçiler tarafından beğenilmesini, üretilip bizim soframıza gelmesini istiyoruz. Türkiye'de yaptığımız tüm çalışmalarda ithalatı azaltmayı planlıyoruz. Bütün çabalarımız bu yönde."Enstitülerinde buğdayda 23, pamukta 33 çeşit geliştirildiğini anımsatan Çil, buğday ve pamuktan sonra yer fıstığı konusunda iddialı olmaya çalıştıklarını dile getirdi.- Tadı, kokusu, aroması daha farklıAdanur'u geliştiren araştırmacı Ayşe Nuran Çil de üreticilerin 2018'de geliştirdikleri "Ayşehanım" çeşidine büyük ilgi gösterdiğini anlattı.Enstitü olarak ikinci yer fıstığı çeşidi "Adanur"u tescil ettirdiklerini ve ilk tohumlarını ürettiklerini ifade eden Çil, şunları kaydetti:"Bu çeşidin şekerimsi, kavrulduğu zaman acılaşmayan, rengini koruyan, gevrek, yer fıstığı aromasının, kokusunun, tadının daha farklı olduğunu çiftçilerimiz hissedecek. Tat, lezzet, aroma ve gevreklik açısından çikolatayla kaplama gibi yer fıstığı endüstrisinde, çerez sektöründe çok daha iyi sonuçlar elde edeceğini düşünüyoruz. Bu iki çeşidimizle beraber enstitümüzün Türkiye'de olsun ihracatta olsun yer fıstığı tarımında, çerez sektöründe göğsümüzü kabartabilecek şekilde Türk markasını oluşturabileceğini düşünüyoruz."

Kahramanmaraş'ta tarım alanlarının sulanmasında kullanılan havuz depremde zarar gördü Haber

Kahramanmaraş'ta tarım alanlarının sulanmasında kullanılan havuz depremde zarar gördü

KAHRAMANMARAŞ (AA) - ORHAN KUZU/ZAFER GÖDER - Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremler nedeniyle zarar gören bir sulama havuzu ile bazı tarım alanlarında oluşan çökme ve yüzey kırıkları havadan görüntülendi."Asrın felaketi" olarak nitelenen depremin fay hatlarının geçtiği tarım arazilerinde yarıklar meydana geldi, bazı köy ve bağ evlerinde hasarlar oluştu.Fay hattındaki bazı köy evleri ise adeta yarılan toprakla birlikte ikiye ayrıldı.Bunun yanında zeytin, badem, incir ağaçları ile çeşitli sebzelerin bulunduğu tarım arazilerinin sulanması için kullanılan havuz ve göletlerde de hasar oluştu.Yarılmalar ve toprak kayması nedeniyle kot farkının yaklaşık 1 metreyi bulduğu bazı arazilerde tarla ve bahçelerde ise 5-6 metre genişliğinde çökmeler yaşandı.Kahramanmaraş'ın Türkeli ile Gaziantep'in Nurdağı ilçelerinin sınırındaki Bademli köyünde de yaklaşık 400 dekarın sulanmasında kullanılan havuzda yarıklar meydana geldi.400 ton su kapasiteli havuzdaki sular zeminde oluşan yarıklardan aktı.Bölgede tarımla geçimini sağlayan çiftçiler havuz yeterli dolulukta olmadığı için ürünlerini sulayamıyor.- "Sebze ekme zamanı, su olmadığı için sıkıntı yaşıyoruz"Bademli Mahallesi sakinlerinden 58 yaşındaki Burhan Bahar, AA muhabirine, fay hattının zeytin bahçesinden geçtiğini söyledi.Depremde zeytinliğinde 7-8 metre aralıklarla yaklaşık birer metre derinliğinde 2 yarık oluştuğunu belirten Bahar bazı zeytin ağaçlarının da kökünden çıkarak devrildiğini ifade etti.Bahar, bölgede yaklaşık 400 dönümlük arazinin sulanması için kullanılan sulama havuzunun depremden hasar gördüğünü anlatarak "Ne yapalım Allah'tan gelene bir şey diyemeyiz. Bu yüzyılın felaketi. Mahallede yaklaşık 60 yıl önce yapılan havuzumuz vardı. Önünde 400 dekar bir arazimiz var. Bu araziyi o havuzdan suluyoruz. Şu anda sebze ekme zamanı. Su olmadığı için biz de biraz sıkıntı yaşıyoruz. Depremin ardından havuz hasar aldı." dedi.Sulama havuzunun farklı yerlerinde çatlaklar oluştuğunu aktaran Bahar, "Havuz 3-5 yerinden çatladı. Su tutmuyor. Ancak yarım metre su birikintisi oluyor. O sular da tabandan kayıyor. Yetkililerden ricamız havuzun bir an önce onarılmasını ve su tutmasının sağlanması." diye konuştu.Bahar, 400 dekarlık arazide zeytinlik, incir ağaçları, sebze ve değişik meyve bahçeleri ile buğday tarlaları olduğunu dile getirerek şöyle devam etti: "Depremin ardından arazide kayma oldu. Zeytin sıraları bile 1-2 metre kaymış. Küçük havuzumuz da yaklaşık 3 metre kaymış. Biz asrın felaketinden böyle bir darbe yedik. İnşallah bir daha başımıza gelmez. Devletimiz büyüktür, milletimiz güçlüdür. İnşallah bunların hepsini başarıyla aşacağız." Mahalle sakinlerinden 50 yaşındaki İsmail Çiçek de depremin ardından arazilerinin yaklaşık 1 metre çöktüğünü anlattı.Çiçek, arazisinin yaklaşık 2,5 metre doğuya kaydığını belirterek "Bölgede 400 tonluk havuzumuz var. Havuzun her tarafı çatlamış. Su tutmuyor. Havuzun bir an önce tamir edilmesini istiyoruz. Yeni dikilen fidanlar var. Hepsi kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Su olmazsa her an kuruyabilir." dedi.

Amik Ovası'nda üretimi sürdürerek Hatay'ı ayağa kaldırmayı hedefliyorlar Haber

Amik Ovası'nda üretimi sürdürerek Hatay'ı ayağa kaldırmayı hedefliyorlar

HATAY (AA) - EMRE AYVAZ/ÖMER ÜRER - Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde, Amik Ovası'nın verimli topraklarında üreterek ülke ekonomisine katkı sağlayan çiftçiler, Kahramanmaraş merkezli depremlerde su kuyularının ve fabrikaların zarar görmesi nedeniyle yaşadıkları sorunların da aşılmasıyla bölgeyi ayağa kaldırmayı amaçlıyor.Pazarcık ve Elbistan merkezli 6 Şubat'ta yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler, Türkiye'nin toprağı en verimli bölgelerinden Amik Ovası'ndaki üretimi de etkiledi. Bölgedeki tarımsal sulama amaçlı kuyular ve fabrikalar hasar gördü.Hatay'ın merkez Antakya ile Kırıkhan ve Hassa ilçelerinde bazı çiftçiler, yaşanan olumsuzluklara rağmen üretime devam ederek, zor günleri aşmaya çalışıyor.Kırıkhan Ziraat Odası Başkanı Mehmet Çelik, AA muhabirine, büyük bir afet yaşadıklarını söyledi.İlçede tarımda kullanılacak su için sıkıntı olduğunu belirten Çelik, tarlalardaki kuyuların zarar gördüğünü anlattı.Çelik, evi, kuyusu yıkılan, traktörleri kullanılamaz hale gelen çiftçilerin bulunduğunu dile getirdi.Devletin sorunlar karşısında çiftçinin yanında olduğunu ifade eden Çelik, "Pamuk desteklemelerimiz iki ay içinde ödenecek. Devletimize önerimizi sunduk. Bu desteklemeleri şu an ödesinler ki çiftçimiz kendine güç alsın." dedi.- Buğday ve havucu hasat edince mısır ve pamuk ekeceklerMehmet Çelik, Kırıkhan'da 570 bin dönüm tarım arazisinin 100 bin dönümünün zeytinlik olduğunu aktardı.Tarlalarda şu anda buğday ve havuç yetiştirildiğini, ikinci ürün olarak buğdaydan sonra mısır, havucun ardından pamuk ektiklerini anlatan Çelik, şöyle devam etti:"Çiftçi ekecek, başka şansı yok. Kırıkhan'da yaklaşık 30 çırçır fabrikası var. Mısır, buğday ve TMO'nun lisanslı depoları var. 35'e yakın fabrika var, tamamı hasarlı. Bunların bir an önce faaliyete girmesi gerekiyor. Tarladan ürünü alacağım nereye vereceğim, yer yok. Fabrikaya vereceğim, fabrikacı koyacak yer bulamayacak. Devletimizin veya devlet bankalarımızın bir an önce bu çiftçilerimize destek verip bunları ayağa kaldırması lazım. Topraklarımız çok verimli. Şu an boynumuzu büken en büyük sorun susuzluk. Deprem vurdu bir de susuzluk. Devletimiz arkamızda olduktan sonra tekrar ayağa kaldırır bizi bu topraklar."Çelik, tarladaki ürünlerinin bakım ve ilaçlama işlemlerinin, çiftçilik faaliyetlerinin sürdüğünü kaydetti.Deprem nedeniyle kentten ayrılan çiftçinin geri geleceğini, hep beraber çalışacaklarını vurgulayan Çelik, "Tarımda sıkıntımız su. Bunu aşarsak hiçbir sıkıntımız yok. Hepsini de düzelteceğiz, yine üretmeye devam edeceğiz. Biz üreticiyiz. Ben dünyaya geldiğim, aklım yettiği tarihten beri üreticiyim, hala da üreticiyim, ailem de öyle. Bizim çiftçilerimiz de öyle. Çiftçilerimizin bu saatten sonra başka yere gidip de başka iş yapacak halleri yok." diye konuştu.

Adana'da kadın çiftçi, serada yetiştirdiği marulları yurt dışına gönderiyor Haber

Adana'da kadın çiftçi, serada yetiştirdiği marulları yurt dışına gönderiyor

ADANA (AA) - ÖMER FANSA - Adana'da çiftçilik yapan ailesinin işletmesini geliştirmek için Ziraat Bankasından yatırım kredisi kullanarak sera kuran Özge Kaya, topraksız tarımda yetiştirdiği marulları yurt dışına gönderiyor.Karataş ilçesi Yenimurat Mahallesi'nde 27 yaşındaki Özge Kaya, narenciye üretimi yapılan aile işletmesini tarımda yeni gelişmelere ayak uydurması için 5 yıl önce Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü'nde eğitimi sırasında çeşitli araştırmalarda bulundu.Araştırmaları sırasında hidroponik (su içinde mineral besin çözümleri kullanılan) tarım uygulamasına rastlayan Kaya, bu üretim modelini kendi çiftliklerinde hayata geçirmek için çalışmalara başladı.Ailesinin arazisine ilk etapta küçük bir topraksız tarım serası kurmak isteyen Kaya, sistemde kullanılan boruların sadece ithal edilebileceğini öğrenince ortaya çıkan maliyeti düşürmek için bu borunun Türkiye'de üretilmesine yöneldi.Kaya, yurt içinde bir boru fabrikası ile görüştükten sonra İtalya'dan bu borunun kalıbını getirtip üzerinde çalışılmasını sağladı.Fabrikanın ilk yaptığı boruyu yine kendi kurduğu 264 metrekarelik serasında kullanan Kaya, üretimine katkı sunduğu bu borunun ülke içi satışını da yürütmeye başladı.Küçük çaplı serasında ilk etapta 5 bin kök marul elde eden Kaya, bu ürünün tamamını bir zincir markete sattı.Kaya, üretime devam ederken çalışmalarından haberdar olan Ziraat Bankası yetkililerinin teklifiyle yatırım kredisi kullanıp 3 bin metrekarelik sera kurdu.Fidesini de kendisi üreten Kaya, senede 6 kez hasat ettiği serasında yılda elle ettiği 300 bin kök marulun yarısını Orta Doğu ve Körfez ülkelerine gönderiyor.- "İlaç kalıntısı olmadan üretildiği için ihracatta çok tercih ediliyor"Bahçe Bitkileri alanında yüksek lisans eğitimi devam eden Özge Kaya, AA muhabirine, toprakta marulun 90-120 günde, kurduğu sistemde ise 30-45 günde yetişerek erkencilik sağladığını söyledi.Bitkilerin borular içinde kökleri suya temas ederek yetiştiğini aktaran Kaya, hasadın da ürün kesilmeden köklü olarak yapıldığı için bitkilerin "yaşayan bitkiler" olarak adlandırıldığını belirtti.Bitkilerin hasattan sonra 2 hafta raf ömrü olduğunu dile getiren Kaya, şunları kaydetti:"En fazla 5-7 bin kök ekilirken bu sistemde 18 bin kök elde edilerek birim alandan iki katından daha fazla ürün elde edilmesi sağlanıyor. Bunun yanında ürün tertemiz, toz, toprak yok, böcek olmadığı için ilaç yok. Steril bir şekilde ilaç kalıntısız canlı yaşayan bitkileri hasat etme imkanı sağlıyor. Ürünlerin yarısını Orta Doğu ve Körfez ülkelerine gönderiyorum. Ürünümüz çok seviliyor. Raf ömürleri uzun ve ilaç kalıntısı olmadan üretildiği için ihracatta çok tercih ediliyor."Kaya, sabit 2 kadın işçi bulunan serasında dikim ve hasat zamanı 4 kadının daha istihdam edildiğini belirtti.Kurduğu sistemin yüzde 95 gübre, yüzde 90 su tasarrufu sağladığına dikkati çeken Kaya, "akıllı sera" olarak da adlandırılan sistemde cep telefonuyla gübreleme, iklimlendirme gibi konuları kontrol edebildiğini kaydetti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.