İyi bir tarım için aklımıza ilk olarak bölgenin iklime uyumu gelir. İyi bir toprak yapısına, bilgiye, teknolojiye ve insana yapısına sahipseniz aynı zamanda bölgenizin uygun iklime de sahip olması gelir. Yoksa iş ya çok maliyetli olur, ya da o işi yapamazsınız.

Tüm bunlarla beraber son yıllarda tüm dünyanın en büyük sorunu haline gelen küresel iklim krizi ile karşı karşıyayız. Ülke olarak tarıma uygun toprağımız var, uygun iklime sahibiz, teknolojimiz de var ve genç nüfusumuz da var. Ancak son yıllarda küresel iklim krizi hem ürün çeşitliliğini değiştirdi, hem de işimizi biraz zora soktu.

Özellikle 250 yıl öncesinde başlayan endüstri devriminden, günümüze gelen süreçte küresel ısınmaya bağlı olarak havamız ısındı, sularımız, toprağımız kirlendi. Isınan hava ile birlikte mevsimler değişti ve 2-3 ayda yağacak yağışın, bir günde, gecede yağması beraberlinde felaketleri de getirdi. Yani küresel ısınma yaşamımız için gerekli olan gıdanın üretimi ve erişimini ciddi şekilde etkilemekte..

O bakımdan daha sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya için küresel sera gazı emisyonlarının azaltılması büyük bir önem taşıyor. Ormanların artırılması gerekiyor. Şöyle baktığımızda dünyamızın akciğerleri olan Amazonlardaki ağaç yıkımlarını hepimiz görüyoruz.

Sadece orası değil, son yıllarda dünyanın birçok yerinde orman yangınları nedeniyle yok olan doğayı bilmeyen yok. Ülkemizde dahi orman yangınları nedeniyle kaybettiğimiz yeşil alanlar ortada.. Her ne kadar yerlerine yenilerini katmaya çalışsak da koca bir ağacın yetişmesi için gerekli süre öyle kısa değil. Uzun bir zaman gerekiyor.

O bakımdan mevcut elimizde olanı iyi korumalı, yenilerini de hemen ekmeliyiz. Yoksa değişen bu iklim ile yaşamımız için gerekli gıdayı temin ettiğimiz tarım sektörü büyük sıkıntı yaşayacaktır. Bununla da geleceğimizi tehdit altında kalır.

Sonuçta tarım, iklime bağlı.. İyi bir tarım için ikliminde iyi olmasını unutmayalım..