TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İncefikir: Buğday üretimini artırmalıyız

Dünyada yetiştirilen tahıllar içinde mısır ve çeltikten sonra en fazla üretilen buğdayda ülke olarak kendi kendimize yeterli olmamızın önemine dikkat çekti

Haber Giriş Tarihi: 27.11.2022 18:29
Haber Güncellenme Tarihi: 27.11.2022 18:29
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
İncefikir: Buğday  üretimini artırmalıyız

Serhat ŞANLI / ÖZEL

ADANA (İLKHABER) – Dünyada yetiştirilen tahıllar içinde mısır ve çeltikten sonra en fazla üretilen buğdayda ülke olarak kendi kendimize yeterli olmamızın önemine dikkat çeken Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, “Küresel iklim krizi, Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş, küresel piyasalarda buğday arzının azalmasına ve fiyatların da artmasına yol açtı. Ülke olarak yıllık ortalama 25 milyon ton buğday ihtiyacımız bulunuyor ancak üretimimiz 17 ile 22 milyon ton arası değişiyor. Yani eksiğimiz var. O bakımdan üretime önem vermeli, üreticiyi desteklemeli ve dünyada yaşanan krizlere karşı mutlaka stoklarımızın olmasını sağlamalıyız.” Dedi.

İncefikir, “Buğdayda yeterliliğimiz yüzde 90, ekmeklik buğdayda yüzde 81-82 olarak gözüküyor. Üretimimiz ortalama 20 milyon ton olduğuna göre, toplam buğdayda yüzde 10, ekmeklik buğdayda yüzde 18-19 ton açığımızın var. Bu da buğdayda kendi kendine yetemeyen ülke olduğumuzu gösteriyor.

Dünyanın buğday üretimi 2022 - 2023 sezonunda 775 milyon ton olarak tahmin edilirken, tüketiminin ise 788 milyon tonu bulması bekleniyor. Tüm dünyada ihtiyaç daha fazla.. Ülkemizde de üretime baktığımızda ise düşüş yaşanıyor. Çünkü özellikle maliyetlerdeki yüksek artışlar ve desteklerin yetersizliği nedeniyle üreticiler, üretimden vazgeçmekte ve hatta çiftçilikten kaçmaktadır.” Diye konuştu.

Toplumumuzun gıdada birçok alanında yer alan buğdayın üretime yönelik planlamalarla artışının sağlanmasının yanında, üreticilerin desteklenmesi gerektiğini ve olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere buğday stoklarımızın olmasını gerektiğine vurgu yapan Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir şu bilgilere yer verdi;

“Buğday, ülkemizin hemen hemen her bölgesinde üretilmekte ve tarla bitkileri içerisinde ekiliş alanı ve üretim miktarı bakımından da ilk sırada yer almakta.. Bununla beraber, küresel iklim krizi, Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş, küresel piyasalarda buğday arzının azalmasına ve fiyatların da artmasına yol açtı. TÜİK verilerine göre 2020-2021 sezonunda Türkiye'de yıllık kişi başı buğday tüketimi 176,8 kg olurken, ülke olarak yıllık ortalama 25 milyon ton buğday ihtiyacımız bulunuyor. Bunun 18-19 milyon tonu iç pazarda tüketilmekte, 6-7 milyon tonu ise işlenip ihraç ediliyor. Yani üretimimiz kendi kendimize yetmiyor.

Özellikle dünyanın önemli tahıl ihracatçılarından Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, bu ürünlere olan erişimi zorlaştırmakla beraber, her ülkenin kendi kendine yeterliliğinin de önemini öğretti. Ülke olarak buğday ekimi ve alınan verim olarak önemli bir yapımız var ama ekimdeki azalış sıkıntıya neden oluyor.

Çok değil.. Son 20 yılda artan nüfusa rağmen buğday ekim alanlarında ciddi azalışı görebiliyoruz. 20 yıl öncesinde 93 milyon dekar alanda olan buğday ekim alanları, bugün 69 milyon dekara kadar gerilemiş. Buna özellikle son yıllarda artan döviz ile birlikte, çiftçinin en büyük harcama kalemleri olan gübre, tohum ve özellikle yakıttaki artışı da eklersek çiftçi ciddi sıkıntı yaşamaktadır.

Yüksek maliyetler nedeniyle buğday ekim alanlarındaki azalış ciddi sorunlara neden olacaktır. Girdi maliyetleri çok yüksek ve hala bu yükseliş devam ediyor. Buğday ekim alanlarındaki azalış ithalat yapmamızı artıracaktır.

Buğday öncelikle stratejik bir üründür ve hiçbir şekilde spekülasyonu yapılmayacak bir ürün olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumumuzun temel besin değerlerindendir. Her geçen gün artan nüfusla beraber gıda ihtiyacımız da artmaktadır.

Artan gıda ihtiyacının yanında küresel ısınma, su kaynaklarının kıtlığı, tarım arazilerinin amaç dışı kullanılması ile tarım alanlarının ciddi oranda azalması sonucunu doğurmaktadır. Bunlara özellikle yüksek girdi maliyetleri nedeniyle üretimde yaşanan sorunlar da eklenince daha büyük sıkıntılar olabilir.

Dünya nüfusu yaklaşık 8 milyar ve 2050'de ise 10 milyarı bulması tahmin ediliyor. Dünyada nüfusun bu artışı beraberinde bazı problemleri de getirirken, 2050'de dünyayı beslemek için üretimin yüzde 65-70 artması gerekiyor diye bilim adamları açıklama yapıyor.

Bu bağlamda artan nüfus ile birlikte artan gıda ihtiyacı, günümüzde tarımın her geçen gün değerini bir kez daha ortaya çıkarıyor. Ülkemizin coğrafik yapısıyla dünyada önemli tarım arazilerine sahip olması ve ilkçağlardan günümüze bitkisel üretim ve hayvancılığın yapıldığı ve hatta dünyanın en önemli gen kaynaklarından biri olması hepimiz için büyük bir avantaj..

Bunu bir fırsata çevirme şansımız dahi var. Yani üretmekten başka çaremiz yok ve bu konuda da üretici korunmalı, desteklenmeli ve üretimi için teşvik edilmelidir. Tarımsal girdi fiyatlarının düşürülmesi için acilen harekete geçmeli..

Çiftçilerimizin borçları yeniden yapılandırılmalı ve özellikle gübre, mazot fiyatlarının sübvanse edilmelidir. Aksi takdirde hem çiftçimizi hem de tüketicimizi daha zor günler bekliyor. Daha iyi bir gelecek için doğru planlama ile üretimin sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.

Hasat dönemlerinde de uygun fiyatlarda çiftçiden buğday alınırken, tüketiciye verilmesi durumundaki pozisyonda, konumda arada devletin belirli desteklemelerle çiftçiye özellikle katkı sunması gerekir. Gıda güvenliğimiz için tarım topraklarının korunması da birinci öncelik olmalıdır.

Verimli tarım arazilerinin başka kullanım alanlarına tahsis edilmesi engellenmeli ve bu amaçla arazi kullanım planlarının ülkenin öncelikli çalışması haline getirilmelidir. Başta gübre olmak üzere, tarım ilaçları fiyatları, elektik ve sulama suyu ücretleri makul değerlere indirilmeli..

Paramız var gerekirse ithal ederiz dönemi de artık kapanmıştır. Yani paranız olsa da ürün bulamayabilirsiniz. Bundan dolayı üretimimizi artırmalıyız. Üreticimizi tarıma küstürmeyip, gerekli desteği sağlamalıyız.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.