TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İncefikir: Deprem tarımda ciddi sıkıntılar oluşturdu

Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, bundan sonrası için önemli olan üretimin aksamadan devam etmesi gerektiğini söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 14.03.2023 18:21
Haber Güncellenme Tarihi: 14.03.2023 18:21
Kaynak: Haber Merkezi
ilkhaber-gazetesi.com
İncefikir: Deprem tarımda  ciddi sıkıntılar oluşturdu

Serhat ŞANLI / ÖZEL HABER
 

ADANA (İLKHABER) - Ülkemizde önce Kahramanmaraş'ta meydana gelen 2 büyük deprem, sonrasında ise Hatay’da aynı şekilde meydana gelen iki deprem 11 ilde büyük hasara neden oldu. Asrın felaketinde 45 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybederken, ülke çapındaki tarımsal üretimde büyük paya sahip Kahramanmaraş, Adana, Gaziantep, Hatay, Malatya, Kilis, Osmaniye, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman ve Elazığ’ın yer aldığı bölgede büyük ölçüde etki yaptı.

Gazetemize depremin tarımda yarattığı etki hakkında konuşan Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, bundan sonrası için önemli olan üretimin aksamadan devam etmesi gerektiğini söyledi.

İncefikir, “Türkiye’nin tarımda adeta lokomotifi olan Çukurova’mızda büyük önem taşıyan Adana’yla beraber tarımın yüzde 40’ını yapan iller olan Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Osmaniye, Malatya, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Diyarbakır, Elazığ’da ciddi bir sıkıntı oluştu.

Ölümler, tarımsal araçların binaların enkazların altında kalması, çalışmaların devam edememesi vs. büyük bir sıkıntı.. Oradaki üreticilerimiz örneğin soğan ekmişse bunu bir şekilde devam ettirebilmesi için gübresini, sulamasını, tarımsal anlamda sürdürülebilirlik için gerekenleri yapamıyor. Bu bağlamda o bölgelerde çok ciddi sıkıntıları oluştu” dedi.

DESTEKLER ARTIRILMALI

Tarımın aksamaması için özellikle desteklemelerin artırılması gerektiğine dikkat çeken Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, “Şöyle baktığımızda o bölgelerdeki sıkıntıların bir şekli de işçilik.. İnsanlar dışarı çıkamıyor, çünkü enkaz var, ölüleri var. Yani bir şekilde tarımsal işçiliği de sürdürmekte zorlandılar.

Birçok paketleme sahibi Adana’ya geldi. Adana’da fason bazı paketlemeler kiralayarak, fason çalışıp yurt dışına ihraç etmeye başladılar. O bölgelerde çok ciddi sıkıntılar var. O bölgelerdeki tarımsal anlamda çalışmaları yapan üreticilerimizin borçlarının silinmesi, uzun vadeye bir şekilde krediler verilmesi, desteklemelerinin artırılması lazım. Çünkü o bölgelerin ne durumda olduğunu biliyoruz ama şunu da biliyoruz ki fiyatlarda belirli çıkışlar oldu. Bunu salt depreme bağlamak da doğru değil.” Diye konuştu.

GİRDİ MALİYETLERİNDEKİ YÜKSELİŞ, EKİMİ AZALTTI

Son yıllarda yüksek girdi maliyetleri nedeniyle ekimlerdeki yaşanan azalışa değinen Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, şu açıklamalarda bulundu;

“Günümüzde artan gıda ihtiyacının yanında küresel ısınma, su kaynaklarının kıtlığı, tarım arazilerinin amaç dışı kullanılması ile tarım alanlarının ciddi oranda azaldığını görüyoruz. Üretimde yaşanan sorunlar, üreticilerin tarımdan para kazanamaması ve başka alanlara yönelerek tarımdan çekilmesi, üretiminde azalmaya neden olmakta.. Her geçen yıl üretimden kaçan zarar eden çiftçinin de ekimden vazgeçeceği, ülkenin ithalatına yeni ithalatlar ekleyeceğini doğurur.

Kayıtlı çiftçi sayısı son 5 yılda yaklaşık yüzde 29, son 10 yılda ise yüzde 55 civarında azaldı. Ayrıca tarım alanları son 10 yılda yüzde 5; son 20 yılda ise yüzde 12 geriledi. Gıdanın öneminin daha da arttığı bir dönemde bu ülkemiz için gıda güvenliği tartışmasına yol açıyor.

Sonuçta bir yandan dünya nüfusu artarken, öte yandan ise gıda ihtiyacı artarak devam ediyor. Küresel ısınma, su kaynaklarının kıtlığı, tarım arazilerinin amaç dışı kullanılması ile tarım alanlarının ciddi oranda azalması sonucu gıdanın önemini daha artırıyor. Bu artan talebi karşılamak için tarımsal üretimin artırılması çok ama çok önem arz ediyor.

Tüm dünyada yaşanan gıda krizini göz önüne alıp tarıma daha çok önem vermemiz, daha çok üretmemiz gerekiyor. Bu hem ekonomimiziz güçlenmesi, hem istihdamın artırılmasını ve beraberinde refah düzeyimizin artmasını sağlayacaktır. Sonuçta Türkiye olarak kendi insanımızın gıda ihtiyacını karşılamak zorundayız.

Son 3 yıldır özellikle bazı sebzelerde domatesten başlayarak ciddi çıkışlar oldu. Bunun nedeni girdi maliyetlerindeki yükseliştir. Bu maliyetlerdeki yükselişler, üreticinin ekmemesiyle beraber başladı. Elbette depremin belirli bir etkisi olsa da ama bizim gözlemimiz, istatistiki verilerimiz gösteriyor ki ekim alanlarımızın gittikçe daralması özellikle serada…

Üretici bir şekilde girdi maliyetlerinin bazı ürünlerde yüzde 200-250’lere varmasıyla beraber, ekimi azalttı. Ekim azalmasıyla beraber fiyatlar da çıktı. Örneğin Silifke bölgesinde geçen yıl 22 bin dönüm çilek ekilmişti, bu yıl ise 6 bin dönüm ekilmiş.

Bunun nedeni de geçen yıl dönümde 6 bin lira olan maliyet, bu yıl 22-23 bin, 24 bin lirayı bulmuş. Ayni neredeyse üç katına varıyor. Bu maliyetler üreticiyi bir şekilde üretimden kaçırıyor. Özellikle market zincirindeki, tarladan sofraya giden bu zincirde de çok ciddi bir maliyet artışı da var.

Bu maliyet artışlarının da temel nedeni yine o ürünü işleyen, paketlemelerin, halcilerin yahut tüccarların kendi maliyetleri de bir şekilde arttı. Yani tarladan alan adam da bir şekilde koyduğu kasanın yüzde 200-250’lere arttığını, nakliyesinin, navlununun arttığını daha sonra buna benzer farklı giderlerin arttığını ve bir şekilde buna yansıttığında da üreticiden tüketiciye giden bu yolda, bu organizasyondaki bütün etmenler araçlar yükseldi.

Yüzde 40’ı etkileyen bir bölgenin depremi ama temelde gittikçe yıllar itibarıyla azalan ekim alanları, Türkiye’nin yaklaşık 35-40 milyon dekar alan ekilmemeye başlandı. Bu üretimden kaçış gittikçe hızlandıkça ekim alanları azalıyor. Ekim alanları azaldıkça bir şekilde maliyetlere yansıyor.

Üretici bir şekilde örneğin tarlasını ekip sene sonunda hasada geldiğinde biçtikten sonra, total anlamda eline geçen cirosu tekrar ekimini sağlayacak rakama eş değer değil artık. Bir açığı çıkıyor. Bu da kendisinin tekrar ekebilmesi için tohum, buğday, mısır ya da ne ekecekse buna benzer mazot temel anlamda girdileri, tarımsal sürdürülebilirliğin devam etmesi için ekmesi gereken girdi maliyetlerini tekrar ekemediğinde yüzde 30’luk bir açığı çıkıyor.

Dolayısıyla bundan da bir kaçış oluyor. Kendi yaşamsal olarak girdisini, kendi ailesini geçindirmenin dışında tekrar ürününü ekebilmekte zorlanıyor. Bu da bir şekilde ekim alanlarını azaltıyor.

HAVALARIN DENGESİZ OLMASI DA ETKİLİ

Kuraklığın etkilerini son yıllarda ciddi şekilde hissediyoruz. Bu yıl kış mevsimi neredeyse hiç yağmur yağmadı. Son birkaç gündür yağış var ama ne kadar etkili olacak. Barajlar boş. Sonuçta kuraklık bitkilerin gelişmesinde çok ciddi hasar veren bir olay..

Eğer gerektiği dönemlerde yağmur olmazsa dönüm birimden vereceği kilogram, rekolte çok daha gerilere düşebiliyor. Örneğin 700 kilo verecek olan buğday, belirli dönemlerde yağmurun yağmamasından yarı yarıya bile azalabiliyor. Dolayısıyla bitkinin gelişmesi çok ciddi hasar alabiliyor.

Bu küresel ısınmaya bağlı olarak erken başlayan sıcaklar bir şekilde de narenciyede de erken uyanmaya neden oluyor. Erken uyanmaya neden olan ağaçlarda uyanmalarla beraber çiçek açması başlıyor. Bu salt narenciyede değil, sert çekirdekte de olabiliyor. Ağaç ürünlerinde de olabiliyor. Şeftalide, erikte, narenciyede vs. birçok bitkide etkili olmakta.. 

Bu küresel ısınma çiçeklenmeyle beraber açtırdığı çiçekleri bir şekilde sonra tekrar geriye dönüp bu sefer mevsim normallerine dönüp soğuğa döndüğünde de yanmalar başlıyor. Bu sefer tarla ürünlerinde bahsettiğimiz mısır, buğdayın dışında da ağaç ürünlerinde de sıkıntılara başlıyor.

Çiftçilik kolay değil.. Hem iklimle, hem küresel sıkıntılarla bağlantılı.. O bakımdan tarımsa üretime önem verilmeli ve en büyük sıkıntı olan maliyetler düşürülmeli ve üretici desteklenmelidir. Gübre, mazot, tohum ve ilaç gibi ürünlerde üreticinin artan maliyetini karşılayacak düzeyde destekler sağlanmalıdır.”

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.