İşsizlik maaşından yararlanabilmek için kişinin işsiz olması lazım. Peki İşine son verilen kimsenin işsizlik maaşı alması caiz mi?

İşsizlik maaşı devletin işsiz kalan vatandaşına tanıdığı bir haktır. Ancak bu haktan yararlanabilmek için kişinin işsiz olması lazım. Yani hem resmi hem de gayri resmi olarak işsiz olması gerekir. Zira devlet, işsizlik maaşını gerçekten işsiz olanlara ödemektedir. 

İşten çıkarılan ya da işinden ayrılan bir kimse devletten işsizlik maaşı alırken başka bir yerde bir işe gayri resmi de olsa başlamışsa bu haktan yararlanması dinen caiz değildir. Gerçeğe aykırı bir beyan ile kendisini işsiz gibi gösterenlerin bu maaşı alması dinen caiz değildir.

Böyle bir aldatma kul hakkı ihlalidir. Bundan kesinlikle sakınılması gerekir.

Safer ayının uğursuz ve musibet ayı olduğu söylentisi doğru mudur?

Allah’ın bize bahşettiği bütün gün, gece, ay ve yıl yani zaman mefhumu değerli ve kıymetlidir. Allah indinde değersiz ve uğursuz bir zaman dilimi yoktur. Ancak bu zaman mefhumu içerisinde daha hayırlı ve bereketli zaman dilimleri vardır. Cuma gününün diğer günlerden, kadir gecesinin diğer gecelerden, ramazan ayının diğer aylardan daha hayırlı olması gibi.

Ancak değersiz ve uğursuz bir zaman dilimi yoktur. Bu anlamda halk arasında var olan  kameri ya da hicri aylardan olan safer ayının uğursuz ve belaların çokça olduğu inancı dinen doğru bir inanç değildir.

Safer ayının uğursuz olduğu ve bu ayda bela ve musibetlerin çokça meydana geldiği şeklinde bir anlayış cahiliye dönemine ait olup, dinimizde yeri yoktur.

Dolayısıyla böyle bir anlayış hurafedir. Şöyle ki bu ayın diğer aylardan hiçbir farkı yoktur. Hz. Peygamber böyle bir anlayışı reddetmiştir. Nitekim bir hadisi şerifinde, “sefer ayında uğursuzluk yoktur” (Müslim, “Selâm”, 102)  buyurmuştur. Buna göre Safer ayında uğursuzluk yoktur. Bu inanç cahiliye hurafesidir.

Evime varmak nasip olmasın demek yemin sayılır mı?

Allah’tan başkası adına yemin edilmesi doğru değildir. Yemin ancak vallahi, billahi, tallahi, lafızları ile olur. Evime varmak nasip olmasın ya da çocuklarımın ölüsünü öpeyim gibi cümleler yemin lafızları ile söylenmediği için yemin yerine geçmez.

Bu tarz cümleler yemin sayılmadığı gibi aynı zamanda doğru ve güzel bir söz de değildir. Böyle cümleler Allah Resulü tarafından yasaklanmıştır. Nitekim buna benzer bir yemin etme olayında peygamberimiz sahabeleri uyarmış ve şöyle buyurmuştur:  “Allah Teâlâ, babanızı zikrederek yemin etmenizi yasaklamıştır. Öyleyse kim yemin edecekse ya Allah’a yemin etsin ya da sussun.” (Buhârî, “Eymân”, 4.)

Bu sözler yemin sayılmadığı için herhangi bir keffaret vermek de gerekmez. 

 

Günün Ayeti

(Ey insanlar!) Sizin yaratılmanız ve öldükten sonra tekrar diriltilmeniz ancak bir tek insanı yaratmak ve diriltmek gibidir. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

Lokman, 31/28.

 

Günün Ayeti

(Ey insanlar!) Sizin yaratılmanız ve öldükten sonra tekrar diriltilmeniz ancak bir tek insanı yaratmak ve diriltmek gibidir. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

Lokman, 31/28.

 

Günün Duası

Allah’ım bugün bizi yolundan ve rızandan ayırma.

 

Bunları biliyor muyuz?

Seyyid kime denir?

Nesebi Hz. Hüseyin yoluyla Rasûlüllaha ulaşan kimseye verilen sıfattır.

Günün Nüktesi

Bir Dua…

Bir kimse Cüneyd-i Bağdâdî'den duâ istediğinde şöyle duâ ederdi:
"Allah senin kalbini dağınık etmesin. Seni, kendisinden alıkoyan her şeyden kurtarsın. Kendisine kavuşturan şeylere kavuştursun. Seni mâsivâdan (kendisinden başka şeylerden) kurtarıp, kendisiyle meşgul eylesin. Sana kendisiyle beraber olmaya lâyık bir edep ihsan eylesin. Kalbinden, razı olmadığı, beğenmediği şeyleri çıkarıp, kendi rızasını koysun. Seni kendisine ulaştıran yola kavuştursun."