TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İslam’da estetik yapmanın caiz olmamasının sebebi nedir?

Yazının Giriş Tarihi: 15.05.2023 17:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.05.2023 17:19

İslam’da estetik yapmanın caiz olmamasının sebebi nedir? 

         İslam dini, insanın yaratılıştan var olan güzelliklerini daha belirli hale getiren, takı takma, saçları tarama, meşru ölçüde süslenme, güzel giyinme... gibi davranışları mubah kılmıştır. Ancak, fıtraten yani yaratılıştan verilmiş özellik ve şekillerin değiştirilmesini yasaklamıştır.   Nitekim Rasulüllah Efendimiz, süslenmek maksadıyla vücutlarına dövme yapan veya yaptıranlara, dişlerini yontarak seyrekleştiren ve şeklini değiştirenlere lanet etmiştir. 

          Buna göre, Allah'ın yarattığı şekli beğenmeyerek, ameliyatla bazı uzuvların şekillerini değiştirmek, tabiî güzelliğin fevkinde güzellik aramak dinen caiz değildir. Çünkü bu yaratılışı beğenmemektir. İslam dini de bundan dolayı estetik ameliyatı caiz görmemektedir. Kur'an-ı Kerim, şeytanın "Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yaratılışını değiştirecekler" (Nisa, 4/ 119) dediğini naklederek, bu tür davranışları şeytanî işler olarak nitelemektedir. 

     Ancak zaruri bir durum varsa trafik kazasında yüzün parçalanması misali estetik olmada bir sakınca yoktur. 

 

Babasından ayrı olan kişi babası vefat ettiğinde malından miras alır  mı? 

     Baba vefat ettiğinde geride bir miras bırakmışsa bütün çocukları evli, bekar, yaşlı, genç, çocuk, kız, erkek…  fark etmeksizin hepsi bu maldan dini hisseleri oranında miras alırlar. 

     Evladın daha önce evden ayrılmış olması ya da farklı bir şehirde yaşaması kalan mirastan pay almasına engel değildir. Mal babadan kaldığı için bütün evlatları o mala mirasçı olurlar. 

 

Hangi yemine kefaret gerekir? 

            Yemin çeşitleri üç kısma ayrılmaktadır. 

a-Yemini lağv: Bir şey hakkında öyle olduğu zannedilerek yanlış yere edilen yemindir. 

b-Yemini münakide: Geleceğe ait bir fiili işlemek ya da terk etmek için yapılan yemindir.  

c-Yemini Ğamus: Geçmiş zamanda yapılmış veya yapılmamış bir iş için hakkında bilerek yalan yere yapılan yemindir. 

        Birinci yeminin kefareti yoktur. İkincinin kefareti zamanı geldiğinde yapıp yapmamaya göre hükme tabi olur. Fakat üçüncü çeşidin kefareti vardır. O da Kur'an-ı Kerim'de belirtilmiştir. Bu yemin kefareti ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: "Allah sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden ötürü sorumlu tutmaz, fakat bilerek ettiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da kefâreti, ailenize yedirdiğinizin ortalama seviyesinden on fakire yedirmek yahut onları giydirmek ya da bir köle âzat etmektir. Buna imkânı olmayan ise üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğinizde (bozarsanız) yeminlerinizin kefâreti işte budur. Yeminlerinize bağlı kalın. Allah âyetlerini sizin için bu şekilde açıklıyor ki şükredesiniz. (Maide, 5/89.) 

         Edilen yeminin mahiyeti de önem arz eder. Şayet edilen yemin Allah'a isyan anlamında bir yemin ise yerine getirilmez. (İçki içme gibi) Haram olmayan yeminlerin ise yerine getirilmesi gerekir. Yoksa kefaretini ödemek lazımdır. 

 

Abdest alan kimseye selam verilebilir mi?  

     Selam dinimizin simgelerden birisi ve efendimizin sünnetidir. Sevgili Peygamberimiz selam vermenin selam almanın Müslümanlar arasında sevginin yayılmasına vesile olacağını bildirmiştir. 

     Ancak selam verildiği takdirde selama karşılık veremeyecek durumda olan kimselere selam vermemek daha evladır. Mesela, ezan, Kur’an-ı Kerim ve hutbe okuyana, hutbe dinleyenlere selam vermek mekruh kabul edilmiştir. 

  Aynı şekilde abdest de ibadete hazırlık ve bir yönü ile ibadet sayıldığından abdestle meşgul olan kimseye selam vermemek daha uygundur

 

Günün Ayeti 

“Ey Âdemoğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takvâ elbisesi, işte o daha hayırlıdır.” 

A’raf sûresi 7/26.   

 

Günün Hadisi 

"En hayırlınız, borcunu en iyi ödeyendir".   

Buhari, “İstikraz,” 7. 

 

Günün Sözü 

Günün sonunda mazeretler değil sonuçlar önemlidir. 

 

Günün Duası   

 Allah’ım ömrümüzün geri kalanını geçmiş ömrümüzden daha hayırlı ve bereketli eyle.   

   

Bunları biliyor muyuz? 

Ehl-i Heva Nedir? 

Nefsine uyan, nefsinin arzu ve isteklerinin peşinde koşan kimse demektir. 

Günün Nüktesi   

Görev bir emanettir...   

Hz. Peygamberin sahabelerinden olan ve hakkı çekinmeden söyleyen Ebu Zer bir gün efendimize dedi ki:   

Ey Allah’ın Resulü beni vali olarak atar mısın?   

Onun yapısını ve yumuşak huyunu bilen Allah Resulü:   

Eli ile Ebu Zerrin omuzunu vurarak şöyle buyurdu:   

“Ebû Zer! Sen zayıf bir adamsın. İstediğin görev ise bir emanettir.   

Bu emaneti ehil olarak alan ve üzerine düşeni yapanlar müstesna, aslında bu görev kıyamet gününde bir pişmanlıktır.”   

Müslim, “İmâret”, 16.   

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.