Havaların ısınmasıyla birlikte son yıllarda ülkemizde de çok karşılaşılan kene tehlikesi aklımıza gelmeye başladı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), yani kenelerin neden olduğu ve ölümcül sonuçlar doğuran tehlikeli hastalık..

Kırım-Kongo kanamalı ateşi, özellikle Hyalomma cinsi keneler yoluyla bulaşan, zoonotik enfeksiyona yol açan bir viral hastalık. Evcil ve vahşi hayvanların yanı sıra insanlara da bulaşan hastalık.. Bu yıl henüz bir şey yok ve umarız olmaz..

Ancak geçtiğimiz yıl sıcak geçen Nisan sonlarından itibaren baş gösterdi. Yani havaların sınmasıyla birlikte bu hastalık tehlikesi baş gösteriyor. Çünkü havaların ısınmasıyla birlikte tarla, bağ, bahçe, orman gibi yerlerde hummalı çalışma zamanı oluyor.

Özellikle tarımda önemli bir yere sahip olan Çukurova’mızda çiftçilerimiz tarlalarına ürün yetiştirmeye, hayvancılık ile uğraşanlar ise hayvanlarını yaylalara, meralara, otlaklara götürmeye başlıyor.

Sadece bunlar mı? Hayır! Yayla için hazırlıklar yapılıyor. Kentlerde yaşayanlar hafta sonları doğayla iç içe kalmak için pikniğe gidiyor. Hal böyle olunca da kene ısırmaları ile karşı karşıya kalınıyor.

Ülkemizde ilk olarak 2002 yılında görüldü ancak sonrasında birçok yere yayıldı. Özellikle Sivas, Çorum, Tokat, Yozgat, Erzincan, Gümüşhane, Giresun'un güneyi, Erzincan ve Erzurum illerinde görülen keneler, Ege Bölgesi ve Antalya gibi yerlerde de baş göstermeye başladı.

O nedenle havaların sınmasıyla birlikte oluşacak kene tehlikesine karşı dikkatli olmakta fayda var. Kırsal kesimde yaşayanlar, hayvancılık yapanlar dikkat etmeli.. Hastalığın yaygın olduğu alanlarda çiftlik hayvanlarının, kene kaynağı yabani hayvanlardan uzak tutulmasını sağlamalı..

Periyodik olarak hayvanlar ve hayvanların bulunduğu alanlar iyice ilaçlanmalıdır. Tarla, bağ, bahçe, orman yerlere gidenler kene yönünden riskli alanlara giderken vücudu örten giysiler giymeli, kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih etmeli..

Evet! Havalar ısındı ve kene tehlikesi de başladı. Dikkatli olmakta fayda var.