Diyarbakır Müzesi’nde 91 yıl sonra koç ve koyun mezar taşları sergileniyor

Diyarbakır Müzesi, 1934 yılında kurularak Türkiye’nin en köklü müzelerinden biri olarak öne çıkıyor. Kuruluş döneminde çevre illerden getirilen eserler arasında bazalt ve kireç taşından yapılmış koç ve koyun mezar taşları dikkat çekiyor.

Haber Giriş Tarihi: 31.08.2025 10:39
Haber Güncellenme Tarihi: 31.08.2025 10:39
Kaynak: İHA
Diyarbakır Müzesi’nde 91 yıl sonra koç ve koyun mezar taşları sergileniyor

Diyarbakır Müzesi, 1934 yılında kurularak Türkiye’nin en köklü müzelerinden biri haline geldi. Kuruluş döneminde çevre illerden toplanan birçok tarihi eser müzeye kazandırıldı. Bunlar arasında bazalt ve kireç taşından yapılmış koç ve koyun mezar taşları öne çıkıyor. Müze kayıtlarına göre, mezar taşlarından biri Karacadağ’dan, diğerleri ise Muş bölgesinden getirildi. Karacadağ taşları tamamen bazalttan oluşurken, Muş taşları dokusuyla farklılık gösteriyor. Mezarlık taşları, en yoğun Akkoyunlu ve Karakoyunlu dönemlerinde görülse de benzer örnekler Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada yer alıyor; Anadolu’da özellikle Iğdır, Kars, Tunceli ve Doğu ile Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaygın.

Diyarbakır Müze Müdür Vekili Müjdat Gizligöl, Diyarbakır Müzesi'nin Türkiye'nin en köklü müzelerinden olduğunu dile getirdi. Gizligöl, "1934 yılında kurulmuş ve bölgedeki ilk müzelerden olduğu için çevre illerden de pek çok eser buraya getirilmiştir. Bu eserler arasında gördüğünüz bazalt ve kireç taşından yapılmış koç ve koyun mezar taşları da yer alıyor. Bu mezar taşları 1934-1935 yıllarında müzeye kazandırılmıştır. Bir tanesi Karacadağ bölgesinden, diğerleri ise Muş'tan getirilmiştir. Bunu taşların özelliklerinden anlayabiliyoruz. Karacadağ taşı tamamen bazalt iken, Muş taşının dokusu Diyarbakır’dakinden farklıdır. Nitekim envanter kayıtlarında da bu eserlerin Muş’tan getirildiği yazmaktadır" dedi.



Bu tip mezar taşlarını en çok Akkoyunlu ve Karakoyunlu döneminde görüldüğünü aktaran Gizligöl, şu ifadeleri kullandı: "Yalnızca bu dönemle sınırlı değildir Orta Asya'dan başlayıp Balkanlar'a kadar pek çok bölgede benzer örneklere rastlanır. Anadolu'da ise özellikle Doğu Anadolu, Güneydoğu'nun Toros alt kesimleri, Iğdır, Kars ve Tunceli'de yoğun şekilde görülmektedir. Diyarbakır'da da örnekleri bulunuyor. Biz de müzemizde hem Muş'tan gelen hem de Diyarbakır'da bulunan mezar taşlarını birlikte sergiliyoruz. Mezar taşlarında dikkat çeken bir gelenek vardır: Erkekler genellikle koç şeklinde, kadınlar ise koyun şeklinde tasvir edilmiştir. Eğer bebek için yapılmışsa, küçük boyutlu koç veya koyun figürleri tercih edilmiştir. Kullanılan taş, bölgesine göre değişmektedir. Diyarbakır'da tamamen bazalt taş kullanılırken, Muş'ta bazaltın yanı sıra kireç taşı ve kalker örnekleri de görülmektedir. Bu eserler, yalnızca mezar taşı değil, aynı zamanda toplumsal hayatın da bir yansımasıdır. Üzerlerindeki süslemelerden, kişinin toplumdaki statüsü veya mesleği hakkında bilgi edinebiliyoruz. Kılıç motifleri savaşçı kimliğe, makas figürleri ise zanaatkarlığa işaret edebiliyor. Bazı koç figürlerinde keskin hatlar, bazılarında daha sade bir işçilik göze çarpar. Tüm bu farklılıklar, kişinin toplum içindeki konumuna göre şekillenmiştir. 91 yıl aradan sonra bu eserleri ilk kez ziyarete açtık. Vatandaşlarımızı, bu eşsiz tarihi mirası görmek üzere Diyarbakır Müzesi'ne davet ediyoruz."

Kaynak: İHA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.