Günümüz dünyasında her alanda hızlı bir değişim yaşamakta ve bu değişimin arkasında ki en büyük temel etken ise küreselleşme. Bu sürecin ortaya çıkmasında temel dinamikler ise bilgi, iletişim ve ulaşım teknolojilerindeki değişimlerin etkisini gösterebiliriz. Bu değişimler ise dünya genelinde ekonomik, kültürel anlamda değişimlere yol açmaktadır. Teknoloji ve ulaşımın gelişmesine paralel olarak küreselleşmeyle birlikte ulusal sınırların önemini kaybetmesiyle birlikte rekabet, yerel düzeyden çıkarak dünya ölçeğine yayıldı. Medya alanında bulunan kurumlar da yerelden ulusa, ulusaldan da dünyaya doğru açılım yapma şansı buldular ve böylece medya alanında gelişme ve değişimler yaşamaya başladık. Küreselleşme sonucunda rekabet, yerel düzeyden çıkarak dünya ölçeğine yayıldı ve küreselleşmeye bağlı olarak rekabetin artmasıyla da işletmeler için değişimler zorunluluk haline geldi. Bu sürece uyum sağlamak zorunda olan işletmelerde birtakım yeniliklere gitmek zorunda kaldılar. Uyum sağlayabilenler piyasada tutunabildiler, sağlayamayanlar ise tozlu raflarda yerini aldılar. Küreselleşme düşünce biçimimizden, tüketim alışkanlıklarımız kadar her şeyi değiştirdi ve bunu da medya aracılığı ile gerçekleştirdi dersek yanlış olmaz. Mesela futbolu seven bir çocuğu baz alalım x ülkenin x şehrinde yaşayan bu çocuk kendi şehrinde ki futbolcuları tanımazken, yıldızlaştırılan C. Ronaldo adlı oyuncuyla ilgili her türlü özelliği ayrıntısıyla sıralayabilmektedir. Küreselleşmenin medyada ki etkilerinden bir diğeri ise uyum sağlamak isteyen küçük işletmelerinin aynı sektördeki diğer işletmeler ile şirket arası evlilikler yapmasına ve ortaklıklar yapmasına yol açması. Küreselleşmenin etkilerinin yoğun olarak hissedilmediği dönemlerde medya firmalarının büyük bir çoğunluğu, belirli bir alanda faaliyet göstermekteydiler. Örneğin: Walt Disney karton film yapımı, Time basın yayın, Viacom ise kablolu yayın alanında faaliyette bulunmaktaydı. Küreselleşme ile birlikte dünya genelinde yayıncılığın özelleşmesi, uydu, kablo ve internet gibi yeni iletişim teknolojilerinin kullanılmaya başlanması medya pazarının da yapısını değiştirmiştir. Medya pazarı artık dev firmaların egemen olduğu, büyüme kâr dürtülerinin olduğu bir pazar haline gelmiştir.Türkiye de ise medya basın sektörü Cumhuriyetin kuruluş yıllarından itibaren uzun dönem aile şirketleri tarafından yönlendirilir iken, 1980'li yıllardan itibaren sermayenin girişi ile birlikte yapı değişikliğine uğramıştır. 80’li yıllarda basın dışından gelen büyük sermaye kısa sürede basın içinde büyüyerek sektörün sanayileşmesine neden olmuştur. Bu döneme kadar baba mesleği olan gazeteciliği aile işletmeciliği aracılığıyla devam ettiren aileler, 80 sonrası dönemde holdingleşme yönünde önemli adımlar atmışlardır. Sadece sermaye yönünden değil üretim yönünden de değişme uğramaya başladılar. Önceleri zanaat işi ile dönen sektör 80 sonrası fabrikalaşarak fabrika içi üretime döndü. Sermaye sahiplerinin bu alana yönelmesi ile medya şirketleri arasında yapılan şirket evlilikleri sonucunda sektör içinde tekelleşmeye doğru yönelim olmuştur. Küreselleşmeye çalışan medya şirketleri dönemin getirdiği gerekliliklere ayak uydurmaya çalışmaları lazım.