Erkeklerin saf ipek giymesi haramdır. Aynı şekilde ipekten yapılmış kefenle de kefenlenmeleri haramdır. Dolayısıyla erkeklerin ipekle kefenlenmesi haramdır. Böyle bir vasiyette bulunan kişinin vasiyeti yerine getirilmez.
Ancak kadın, süs eşyası olduğundan ipekten yapılmış bir elbiseyi giyebilirler. Kadınlar ipekten yapılmış elbiseyi giyebildikleri gibi aynı şekilde ipekten yapılmış kefen ile de kefenlenmelerinde bir sakınca yoktur.
Komada olan kimse iyileştiğinde namazlarını kaza etmesi gerekir mi?
Dinimizde sorumluluğun en önemli şartı akıldır. Aklı tam olmayan bir kimse dinimizin emir ve yasakları ile sorumlu değildir. Buna göre bilinci yerinde olmayan kişinin namazları düşer.
Bu itibarla bitkisel hayata girerek bilinci yerinde olmayan ve bir daha iyileşmeyen bir kişi tutamadığı oruçlardan ve kılamadığı namazlardan dolayı sorumlu olmaz. Dolayısıyla bu durumda iken vefat eden kişinin tutamadığı oruçları için fidye vermek gerekmez. Fakat bilinci giden ya da bitkisel hayatta olan kimse iyileştiğinde namazlarını kaza etmesi gerekir.
Işın tedavisi gören bir hasta gusül ve abdestini nasıl alır?
Dinin emrettiği konular hususunda Allah Teâlâ insanlara zorluk yüklememiştir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurulmaktadır: “Allah, kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemez.”(Bakara, 2/286) “Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur.” (Fetih, 48/17)
Dolayısıyla ışın tedavisi gören bir kimse vücuduna su değmemesi gerekiyorsa tabiî ki değdirmeyecek abdest ya da gusül için su yerine teyemmüm yapacaktır. Bu, Allah’ın biz kullarına verdiği bir kolaylıktır. Ama ışın tedavisinin uygulandığı bölge çok küçük bir bölge ise ve vücudun geri kalan bölümlerinin yıkanması zarar vermeyecekse o bölge bir sargı ile sarılır ve diğer yerler yıkanır. Tabii bunun şartı tedaviye zarar gelmemesidir. Herhangi bir zarar gelecekse teyemmüm almak kâfidir.
Gayr-i Müslimler için istiğfar edilir mi?
İslam inancına göre inanmayan veya şirk koşan kimseler için istiğfar edilmez. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de bu yasaklanmıştır. Dinen onlara istiğfar edilemez ancak onlar için hayatta iseler doğru yolu bulmaları adına temennide bulunabilir.
Nitekim sevgili peygamberimiz kendisine kötülük ve zulüm eden müşrikler için 'Allah’ım kavmimi doğru yola eriştir. Çünkü onlar gerçeği bilmiyorlar' (Müslim, “Cihad”, 104.) şeklinde dua etmiştir.
Namazını tek başına kılan kimsenin kamet getirmesi gerekir mi?
Cemaatle beş vakit namaz kılınan cami ve mescitlere o vaktin farz namazını kılmak üzere giren kimseler, cemaatle veya yalnız başına namaz kılacak olmaları halinde tekrar ezan ve kamet getirmelerine gerek yoktur. Çünkü kendilerinde önce kılınan cemaat namazında ezan okunmuş, kamet getirilmiştir.
Ancak beş vakit namazın pek kılınmadığı camii ve mescitlerde ise ezan okunarak ve kamet getirerek namaz kılmak daha faziletli olup sadece kametle de yetinilebilir.
Günün Ayeti
Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirsen onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz.
Hucurat, 49/6.
Günün Hadisi
İyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten sakındırmak sadakadır.
Buhârî “Sulh”, 11.
Günün Sözü
Seni iki şey anlatır: Hiç bir şeyin yokken gösterdiğin sabır, Her şeyin varken sergilediğin tavır.
Allah’ım bize aile huzuru ver. Sağlıklı ve imanlı çocuklar nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
İktida Nedir?
Cemaatle namaz kılınırken imama uymayı ifade eder. İmama uyan kimseye de muktedî denir. İmama uymanın sahih olması için, muktedinin hem namaza, hem de imama uymaya niyet etmesi gerekir.
Günün Nüktesi
Rabbinden üç şey istedi…
Abdullah ibnu Ömer'den rivayet etmiş;
Resulullah şöyle buyurmuştur:
"Süleyman Peygamber Mescidi Aksa'yı yaptığında Rabbinden üç şey istedi. Rabbi ona ikisini verdi. Ben üçüncüsünü de vermiş olmasını ümit ediyorum: Kendisine, kendi hükmüne denk gelecek hüküm vermesini istedi, (Rabbi) bu istediğini verdi. Kendisinden sonra hiç kimsenin ulaşamayacağı bir saltanat vermesini istedi, bu istediğini de verdi. Bir de her kim, bu Mescid'de -yani Mescidi Aksa'da- namaz kılmak amacıyla evinden çıkarsa anasından doğmuş gibi günahlarından sıyrılsın istedi. Biz Allah'ın bu istediğini de ona vermiş olmasını ümit ediyoruz."
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Ölüyü ipekten kefen ile kefenlemek caiz mi?
Erkeklerin saf ipek giymesi haramdır. Aynı şekilde ipekten yapılmış kefenle de kefenlenmeleri haramdır. Dolayısıyla erkeklerin ipekle kefenlenmesi haramdır. Böyle bir vasiyette bulunan kişinin vasiyeti yerine getirilmez.
Ancak kadın, süs eşyası olduğundan ipekten yapılmış bir elbiseyi giyebilirler. Kadınlar ipekten yapılmış elbiseyi giyebildikleri gibi aynı şekilde ipekten yapılmış kefen ile de kefenlenmelerinde bir sakınca yoktur.
Komada olan kimse iyileştiğinde namazlarını kaza etmesi gerekir mi?
Dinimizde sorumluluğun en önemli şartı akıldır. Aklı tam olmayan bir kimse dinimizin emir ve yasakları ile sorumlu değildir. Buna göre bilinci yerinde olmayan kişinin namazları düşer.
Bu itibarla bitkisel hayata girerek bilinci yerinde olmayan ve bir daha iyileşmeyen bir kişi tutamadığı oruçlardan ve kılamadığı namazlardan dolayı sorumlu olmaz. Dolayısıyla bu durumda iken vefat eden kişinin tutamadığı oruçları için fidye vermek gerekmez. Fakat bilinci giden ya da bitkisel hayatta olan kimse iyileştiğinde namazlarını kaza etmesi gerekir.
Işın tedavisi gören bir hasta gusül ve abdestini nasıl alır?
Dinin emrettiği konular hususunda Allah Teâlâ insanlara zorluk yüklememiştir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurulmaktadır: “Allah, kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemez.”(Bakara, 2/286) “Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur.” (Fetih, 48/17)
Dolayısıyla ışın tedavisi gören bir kimse vücuduna su değmemesi gerekiyorsa tabiî ki değdirmeyecek abdest ya da gusül için su yerine teyemmüm yapacaktır. Bu, Allah’ın biz kullarına verdiği bir kolaylıktır. Ama ışın tedavisinin uygulandığı bölge çok küçük bir bölge ise ve vücudun geri kalan bölümlerinin yıkanması zarar vermeyecekse o bölge bir sargı ile sarılır ve diğer yerler yıkanır. Tabii bunun şartı tedaviye zarar gelmemesidir. Herhangi bir zarar gelecekse teyemmüm almak kâfidir.
Gayr-i Müslimler için istiğfar edilir mi?
İslam inancına göre inanmayan veya şirk koşan kimseler için istiğfar edilmez. Çünkü Kur'an-ı Kerim'de bu yasaklanmıştır. Dinen onlara istiğfar edilemez ancak onlar için hayatta iseler doğru yolu bulmaları adına temennide bulunabilir.
Nitekim sevgili peygamberimiz kendisine kötülük ve zulüm eden müşrikler için 'Allah’ım kavmimi doğru yola eriştir. Çünkü onlar gerçeği bilmiyorlar' (Müslim, “Cihad”, 104.) şeklinde dua etmiştir.
Namazını tek başına kılan kimsenin kamet getirmesi gerekir mi?
Cemaatle beş vakit namaz kılınan cami ve mescitlere o vaktin farz namazını kılmak üzere giren kimseler, cemaatle veya yalnız başına namaz kılacak olmaları halinde tekrar ezan ve kamet getirmelerine gerek yoktur. Çünkü kendilerinde önce kılınan cemaat namazında ezan okunmuş, kamet getirilmiştir.
Ancak beş vakit namazın pek kılınmadığı camii ve mescitlerde ise ezan okunarak ve kamet getirerek namaz kılmak daha faziletli olup sadece kametle de yetinilebilir.
Günün Ayeti
Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirsen onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz.
Hucurat, 49/6.
Günün Hadisi
İyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten sakındırmak sadakadır.
Buhârî “Sulh”, 11.
Günün Sözü
Seni iki şey anlatır: Hiç bir şeyin yokken gösterdiğin sabır, Her şeyin varken sergilediğin tavır.
Hz. Mevlana
Günün Duası
Allah’ım bize aile huzuru ver. Sağlıklı ve imanlı çocuklar nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
İktida Nedir?
Cemaatle namaz kılınırken imama uymayı ifade eder. İmama uyan kimseye de muktedî denir. İmama uymanın sahih olması için, muktedinin hem namaza, hem de imama uymaya niyet etmesi gerekir.
Günün Nüktesi
Rabbinden üç şey istedi…
Abdullah ibnu Ömer'den rivayet etmiş;
Resulullah şöyle buyurmuştur:
"Süleyman Peygamber Mescidi Aksa'yı yaptığında Rabbinden üç şey istedi. Rabbi ona ikisini verdi. Ben üçüncüsünü de vermiş olmasını ümit ediyorum: Kendisine, kendi hükmüne denk gelecek hüküm vermesini istedi, (Rabbi) bu istediğini verdi. Kendisinden sonra hiç kimsenin ulaşamayacağı bir saltanat vermesini istedi, bu istediğini de verdi. Bir de her kim, bu Mescid'de -yani Mescidi Aksa'da- namaz kılmak amacıyla evinden çıkarsa anasından doğmuş gibi günahlarından sıyrılsın istedi. Biz Allah'ın bu istediğini de ona vermiş olmasını ümit ediyoruz."