Kanseri yenen genç, hastalara “umut” aşılıyor

Henüz 12 yaşında kanser hastalığına yakalanan ve uzun yıllar küçük yaşına rağmen bu hastalıkla mücadele edip sağlığına kavuşan Ali Avcı, şimdilerde LÖSEV gönüllüsü olarak kanser hastalarına umut olmak için çalışıyor.

Çağımızın en önemli sağlık sorunu olan kanser tüm dünya artmaya devam ediyor.  Kanserle mücadeleden zaferle ayrılanlarda oluyor. Bu kişilerden biriside 22 yaşında olan Ali Avcı. Ali Avcı henüz 12’li yaşlarında kansere yakalandı. Lösemi hastalığı teşhisi konulan Ali Avcı, küçük yaşında yıllarca süren tedavi süreci geçirdi. Ancak hastalığı yeneceğine yönelik hiç umudunu kaybetmedi. Yoğun tedavi sürecinin ardından Avcı hayata tutundu. Hastalığı atlatan Ali Avcı şimdi ise, bu hastalığa yakalanmış kişilere destek olmak amaçlı LÖSEV gönüllüsü olarak çalışmalara katılıyor.

Şimdi 22 yaşında ki Ali Avcı ile yaptığımız röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz?

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Ali Avcı. Çağan Üniversitesi üniversite öğrencisiyim. Üniversite işletme okuyorum. Yirmi iki yaşındayım.

Kanser tanıtısı ne zaman konuldu size?

2014 yılında kanser tanısı konuldu. Bir yılı kemoterapi, üç yılı üç yıl hap şeklinde tedavim sürdü. Yirmi günde ışın tedavisi aldım. Şu anda iyiyim. Diğer kardeşlerim mücadele ediyorum.

Hastalık sürecinizi biraz açabilir misiniz.  Nasıl hasta olduğunuz anlaşıldı?

Ben bir sporcuydum. Daha önceleri yüzme alanında Türkiye'de ikinci olmuştum. Geldiğimde vücudumda morluklar oluşmaya başladı. Geceleri terlemeye başladım. Yani kanser belirtileri almaya başladım. Hastaneye gittim. Yatışımı yaptılar hastaneye. Bu süreçte kanser olduğumu öğrendim.

Tedavi süreciniz nasıl gelişti?

Zorlu bir süreç geçirdik. Yaklaşık üç ay tekerlekli sandalyeye mahkum kaldım. On beş gün ağız yarasından yemek yiyemez hale geldim. Ama hep bir hedefim vardı. Ben de benim gibi diğer kanser hastası diğer kardeşlerimin iyileşmesiydi. Mücadelemden de asla vazgeçmedim. Şu anda LÖSEV'deyim. Binlerce Lösemili çocuğa hayat bulduruyoruz burada.

Sözleriniz üzerine iyileşme isteği o zaman ön plana çıkıyor diyebilir miyiz?

 Tabii ki. Moral, motivasyon, kaybetme korkusu, yani hani ölüm korkusunu bir kere yaşadığınızda birçok şey anlamını yitirmiş oluyor sizleri için.  Yürümenin ne kadar kıymetli olduğu, yemek yemenin ne kadar kıymetli olduğu, konuşmanın, görmenin, bunların hepsinin kıymetini çok daha anlıyoruz.

Kanser hastalığında beslenmenin bir katkısı oldu mu sizde?

 Şimdi sadece bu süreçte beslenmenin çok fazla önemi var. Bu açıdan LÖSEV bizleri destekliyor.

 Yaklaşık iki ayda bir ya da her ay, mutlu et paketlerimiz var. Protein ağırlıklı beslenmemiz gerekiyor. Bu anlamda kuru gıda kolilerimiz oldu. Mutlu et paketlerimiz oldu. Bunları aldık. Tabii bizler de yine kendimiz sağlıklı beslenerek o süreçte enfeksiyon riskini azaltarak sağlığımıza kavuştuk.

 LÖSEV'de ne zamandır bir yer alıyorsunuz?

2014 yılından beri LÖSEV’deyim. Benim kaybettiğim  bir arkadaşım vardı.  Ailesi mevsimlik işçiydi. Çadırda yaşıyorlardı. Biz kendi derdimizi bırakıp onun derdine düşmüştük. Yani ona bir kiralık ev tutalım, evde yaşasın derken arkadaşımı kaybettik. Daha sonrasını öğrendim ki LÖSEV’in Ankara’da bir oteli var. Lösemili çocuklar köyü var. Bu köydeki bütün çocukları ücretsiz bir şekilde tedavi ediliyor. Maddi anlamda destekleniyor. Bütün ihtiyaçlarını karşılıyor. Ve o süreçte LÖSEV'e aşık oldum diyebilirim. İlk aşkım LÖSEV benim.

Kanser hastası olanlara bir öneriniz var mı?

Günümüz sağlıksız beslenmeden dolayı toplumumuz kanser olmaya yönlenmiş durumda. Susmayalım. Sağlıklı beslenmeye dikkat edelim , devam edelim. Sporumuzu yapalım. Ve kanserle savaşan vakıflara destek olalım. LÖSEV’imize destek olalım. Bunu hedefliyoruz. Tek bir lösemili çocuğumuz kalmayana dek mücadeleye devam edeceğiz diyoruz. Kanseri yeryüzünde silmek için çalışıyoruz.