Türkiye’de 17 milyon büyükbaş ve 55 milyon küçükbaş hayvan varlığı tehdit altında

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Türkiye hayvan varlığını, gıda egemenliğini ve halk sağlığını tehdit eden şap salgınına karşı önlem alınması için yetkililere çağrıda bulundu. Salgınla mücadelede aşılamanın önemini değinen Barut, "Şap hastalığı Avrupa ülkelerinde 30-40 yılda bir sınırlı görülürken, Türkiye’de hastalık neredeyse her yıl görünüyor. Bu sene yeni tipteki salgın şeklinde süren şap hastalığı bir tehdit haline gelmiştir” dedi.

CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, "Türkiye genelinde hızla yayılan şap hastalığı, halk ve hayvan sağlığını, hayvan ticareti, et üretim ve tüketimini olumsuz etkiliyor. Salgın nedeniyle pazarların kapalı olması, aşılama yetersizliği ve ekonomik kayıplar nedeniyle büyük sıkıntı yaşanırken liyakatsiz kadrolar nedeniyle sorun giderek büyüyor" diye konuştu.

“Şap hastalığıyla mücadelede eksik tedbirler hayvan varlığını riske sokuyor”

Resmi verilere göre Türkiye'de yaklaşık 17 milyon büyükbaş ve 55 milyon civarında da küçükbaş hayvan varlığı bulunduğuna dikkat çeken Barut, "Bu sene Kurban Bayramı’nda 3 milyon 516 bin 226 büyükbaş, kesilen küçükbaş kurban sayısı ise 3 milyon 84 bin 909 olarak duyurulmuştu. Ocak ve Mart aylarında görüldüğü bildirilen şap hastalığıyla ilgili yeterli önlem almayanlar yüzünden bu kriz şimdi daha da içinden çıkılmaz hale geliyor. Kurban Bayramı’ndan önce şap hastalığı için bazı önlemler ve kısmi yasaklamalarda bulundular ancak bayram olunca tamamen yasaklamamadılar. Kurban Bayramı’ndan sonra şap hastalığı iyice yaygınlaştı, çünkü yeterli tedbiri almadılar veya bile isteye almadılar" şeklinde konuştu.

“Türkiye’de şap salgını hayvan varlığını tehdit ediyor”

Türkiye'nin bir çok bölgesinde şap salgınının görüldüğünü aktaran Ayhan Barut, şunları söyledi: "Şap hastalığı nedeniyle hayvan pazarları ve kesimhaneler kapalıdır; birçok bölgede karantina uygulanmaktadır. Canlı hayvan sevkiyatları yapılmamakta, hayvan giriş-çıkışları kısıtlı durumdadır. Aslında salgınla mücadelede en önemli faktör, aşılamadır. Aşı yapılan hayvanlarda şap salgınına yakalanmaları durumunda tedavi şansı büyük oranda artarken, aşısız hayvanlarda hastalık çoğunlukla kayıpla sonuçlanmaktadır. Şimdi esas sorun, ülkemizin hayvan varlığını tümüyle tehdit eden bu salgınla aynı Kovid salgınında olduğu gibi kapsamlı bir planlama yapılamamasıdır. Şapla ilgili, aşılama ve aşı üretimine ilişkin sorunların aşılamaması, krizi büyütmektedir. Ülkemizde görülen şap hastalıklarına karşı aşılama yapılırken, bu salgında hastalığın farklı tiplerine rastlandığı uzmanlarca ifade ediliyor. Hal böyle olunca eldeki mevcut aşıların etkinliği tartışmalı hale geliyor. Yeni tipteki şap hastalığına karşı aşılama yapıldığı ifade edilse de, mihrakta aşılama, yani sadece hastalığın görüldüğü bölgelerde aşılamaya öncelik verilerek mücadele etmenin yeterli olmadığı anlaşılıyor. Çünkü salgın görülen bölgede aşılama yapılırken, hastalığın çok hızlı yayıldığı ve önlemez ölçüde salgının geniş alanda hızla görülmeye başlandığı biliniyor."

Mevcut aşıların etkinliğini sınırlayan salgına karşı ulusal düzeyde kapsamlı adımlar atılmasını öneren Barut, "Ülkemizin özellikle Şap Enstitüsü aracılığıyla bu görülen yeni tipteki şap hastalığına karşı etkin bir biçimde, hızlıca ve yeterince aşı üretip bu salgınla etkili mücadele etmesi şarttır. Bu mücadelenin yetersiz olduğu açık. Aksi takdirde bırakın sadece hayvan varlığımızı kaybetmeyi, halk sağlığı ve gıda egemenliğimiz de tehlikeye düşer" diye ifade etti.