Yaz mevsiminin en sıcak dönemini yaşıyoruz ve hatta tarihi sıcaklıklar da diyebiliriz. Bu sıcaklıklar özellikle son yıllarda beraberinde orman yangınlarını da getirmekte. Tabi çoğu da yine insanoğlundan kaynaklı demek lazım.
Tatil dönemi olan yaz mevsiminde pikniğe giderken bırakılan çöpler, cam artıkları, tam söndürülmeyen mangal ateşleri, yoldan geçerken atılacak izmaritler ve kasti çıkarılan yangınlar vs. doğamızı yok ediyor. Yani ciğerlerimiz yanıyor.
Ormanların yok olması, iklimlerde değişimlere neden olur. Toprak yanar ve yok olur. Ormanlarda yaşayan onca canlı yok olur. Aslında doğanın dengesi bozulur. O bozulma da tüm canlıları doğal olarak etkiler.
Özellikle her yaz orman yangınları korkulu rüyamızdır bizim. Dünyanın dört bir yanında meydana gelen bu yangınlar nedeniyle doğamız, dünyamız yıpranıyor, adım adım yok olup gidiyor. Sonrada değişen iklim ile beraber suyumuz azalıyor, gıdamız azalıyor ve sıkıntı aratarak devam ediyor.
Son yıllarda dünyamızın dört bir yanında meydana gelen büyük orman yangınları ile dünyamız da çok yıprandı zaten. Yeşil alanlarımız azaldı, bazı canlı türleri yok oldu ya da yok olmak ile karşı karşıya kaldı. Toprağımız yıprandı ve sonuç bildiğiniz gibi küresel iklim krizi ile karşı karşıya kaldık.
Çok değil daha geçtiğimiz 2024 yılında, Türkiye'de orman yangınları adeta rekor kırdı ve 50 bin hektar alan kül oldu, tarım arazileri ve yerleşim yerleri zarar gördü. Ve 12,5 milyon hektar alan ise risk altında. Ve belirtilen duruma bakacak olursak yangınların yüzde 98'i insan kaynaklı. Yani bizden.
Evet! Türkiye'deki orman yangınlarının yüzde 98'i insan kaynaklı. Sadece yüzde 2'lik bir kısmı yıldırım gibi doğal nedenlerle çıktığı belirtiliyor. Bu yıl insanlarımızı da kaybettik. Yani can kayıpları da yaşadık. Hayatlarını kaybedenleri rahmetle anıyoruz.
Ormanların yok olmasıyla beraber değişen iklim ve anormal geçen mevsimler, seller, fırtınalar, hortumlar, kuraklık ve daha birçok sorun ile karşı karşıya kalmaktayız. Barajlarımızda su azaldı, yer altı suları aynı şekilde azaldı, kutuplarda buzullar eridi, bitkiler değişen iklim ile birlikte artık yetişmez oldu. Böyle giderse çölleşme dünyamızda hızla artacak.
O bakımdan acil çözüm bulmak gerekiyor. Hepimiz üzerine düşeni fazlasıyla yapmalı. Ormanlarımızı korumalı ve yanan yerler hemen ıslah edilmeli ve yeniden yeşillendirilmeli. Ormanlarımızı korumalıyız. Her fidan, bir can demek ve o can geleceğimize daha umutlu bakmak demek.
Lütfen daha dikkatli olalım.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ciğerlerimiz yanıyor
Bilal Arslan
Yaz mevsiminin en sıcak dönemini yaşıyoruz ve hatta tarihi sıcaklıklar da diyebiliriz. Bu sıcaklıklar özellikle son yıllarda beraberinde orman yangınlarını da getirmekte. Tabi çoğu da yine insanoğlundan kaynaklı demek lazım.
Tatil dönemi olan yaz mevsiminde pikniğe giderken bırakılan çöpler, cam artıkları, tam söndürülmeyen mangal ateşleri, yoldan geçerken atılacak izmaritler ve kasti çıkarılan yangınlar vs. doğamızı yok ediyor. Yani ciğerlerimiz yanıyor.
Ormanların yok olması, iklimlerde değişimlere neden olur. Toprak yanar ve yok olur. Ormanlarda yaşayan onca canlı yok olur. Aslında doğanın dengesi bozulur. O bozulma da tüm canlıları doğal olarak etkiler.
Özellikle her yaz orman yangınları korkulu rüyamızdır bizim. Dünyanın dört bir yanında meydana gelen bu yangınlar nedeniyle doğamız, dünyamız yıpranıyor, adım adım yok olup gidiyor. Sonrada değişen iklim ile beraber suyumuz azalıyor, gıdamız azalıyor ve sıkıntı aratarak devam ediyor.
Son yıllarda dünyamızın dört bir yanında meydana gelen büyük orman yangınları ile dünyamız da çok yıprandı zaten. Yeşil alanlarımız azaldı, bazı canlı türleri yok oldu ya da yok olmak ile karşı karşıya kaldı. Toprağımız yıprandı ve sonuç bildiğiniz gibi küresel iklim krizi ile karşı karşıya kaldık.
Çok değil daha geçtiğimiz 2024 yılında, Türkiye'de orman yangınları adeta rekor kırdı ve 50 bin hektar alan kül oldu, tarım arazileri ve yerleşim yerleri zarar gördü. Ve 12,5 milyon hektar alan ise risk altında. Ve belirtilen duruma bakacak olursak yangınların yüzde 98'i insan kaynaklı. Yani bizden.
Evet! Türkiye'deki orman yangınlarının yüzde 98'i insan kaynaklı. Sadece yüzde 2'lik bir kısmı yıldırım gibi doğal nedenlerle çıktığı belirtiliyor. Bu yıl insanlarımızı da kaybettik. Yani can kayıpları da yaşadık. Hayatlarını kaybedenleri rahmetle anıyoruz.
Ormanların yok olmasıyla beraber değişen iklim ve anormal geçen mevsimler, seller, fırtınalar, hortumlar, kuraklık ve daha birçok sorun ile karşı karşıya kalmaktayız. Barajlarımızda su azaldı, yer altı suları aynı şekilde azaldı, kutuplarda buzullar eridi, bitkiler değişen iklim ile birlikte artık yetişmez oldu. Böyle giderse çölleşme dünyamızda hızla artacak.
O bakımdan acil çözüm bulmak gerekiyor. Hepimiz üzerine düşeni fazlasıyla yapmalı. Ormanlarımızı korumalı ve yanan yerler hemen ıslah edilmeli ve yeniden yeşillendirilmeli. Ormanlarımızı korumalıyız. Her fidan, bir can demek ve o can geleceğimize daha umutlu bakmak demek.
Lütfen daha dikkatli olalım.