Orman yangınları

Yaz mevsiminin ikinci ayına geldik ve yükselen sıcaklıklar ile beraber orman yangınları da maalesef artmaya başladı. Son günlerde Hatay, Balıkesir, Bilecik, Mersin, İzmir, Bodrum, Manisa, Sakarya, Aydın ve daha öncesinde çıkan başka orman yangınları.

Her yaz ne yazık ki korkulu rüyamız olan orman yangınları ile karşı karşıya kalıyoruz. Sadece biz değil, tüm dünya bundan etkileniyor. Bir bakıma ciğerlerimiz yanıyor. Doğamız, dünyamız yanıyor, yıpranıyor ve maalesef yok oluyor. İçerisinde nice canlar gidiyor. Kuşlar, sincaplar, yılanlar, börtü böcekler ve daha nice minik canlı koca koca ağaçlarımızla beraber yok oluyor. Binlerce yılda oluşan toprak yanıyor.

Çok değil 1 Hazirandan bu yana beş yüzden fazla orman yangını meydana gelmiş. Ve halen devam eden yangınlar var. Yüksek sıcaklıklar, şiddetli rüzgarlar ve düşük nem nedeniyle orman yangınları büyüyor ve büyüdükçe söndürülmesi de zorlaşıyor.

Ülke olarak çok üzülüyoruz. O güzelim doğamızın gözümüzün önünde yok olması tabi ki bizleri üzüyor. Son yıllarda büyük orman yangınları atlatan dünyamız çok yıprandı, sonuçta yeşil alanlarımız azaldı, bazı canlı türleri yok oldu ya da yok olmak üzere. Etkisi de son yıllarda yaşadığımız Küresel iklim krizi.

Tabi iklim değişince anormal geçen mevsimler, seller, fırtınalar, hortumlar, yangınlar, kuraklık ve daha birçok sorun ile karşı karşıya kaldık. Kurak geçen kış nedeniyle barajlarımızda su kalmadı, yer altı suları azaldı, kutuplarda buzullar eridi.

Aslında bunun sorumlusu yine biziz. Bu konuda herkes üzerine düşeni fazlasıyla yapmalı bence. Öncelikle yangına sebep olan tüm unsurları ortadan kaldırmalıyız. Çiftçilerimiz kesinlikle anız yakmamalı.

Bağ-bahçe ve tarla temizliği yaparken ateş yakmamalıyız. Hafta sonu pikniğe gidenler açık alanlarda kesinlikle ateş yakmasın. Yanan yerler ıslah edilmeli, hemen yeniden yeşillendirilmeli. Her fidan, bir can demek.

Lütfen ormanlarımızı koruyalım.