Bayanın dar pantolon ile kıldığı namaz geçerli olur mu? 

Yazının Giriş Tarihi: 24.10.2025 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.10.2025 08:00

İslam dininde namaz için özel bir kıyafet yoktur. Tesettürü sağlayan teni gösterecek derecede ince, şeffaf ve vücut hatlarını belirtecek derecede dar olmayan her temiz elbise ile namaz kılmak caizdir. Bu itibarla dar olmayan pantolon veya herhangi bir elbise ile hanımların namaz kılmasında dinen bir sakınca yoktur. Fakat dar bir pantolonla namaz kılınıyorsa ve bu pantolon vücut hatlarını belli ediyorsa kılınan namaz sahih değildir.

Kur'an-ı Kerim'in diğer ilahi kitaplardan farklı olan özellikleri nelerdir?

Kur’an-ı Kerim, alemlere rahmet vesilesi olarak gönderilen son peygamber Hz. Muhammed’e Allah tarafından gönderilen kutsal son hak ve evrensel kitaptır. Kur'an-ı Kerim'i diğer ilâhi kitaplardan ayıran birçok özellikler vardır.

Bu özelliklerin başlıcalar şunlardır:

1- Kur'an-ı Kerim Peygamberimize indiği gibi hiç bir değişikliğe uğramadan bize kadar gelmiştir. Kıyamete kadar da bozulmadan devam edecektir. Öteki kutsal kitaplardan bazıları tamamen kaybolmuş, bazıları da birçok değişikliklere uğrayarak bozulmuş ve hiçbiri Allah'tan gönderildiği gibi muhafaza edilememiştir.

Allah’u Teala, Kur'an-ı Kerim'i koruyacağını kimsenin Kur’an-ı Kerimi tahrif edemeyeceğini ve buna gücü yetmeyeceğini bu ayeti kerime ile bizlere bildirmiştir.

"Kur'an-ı sana Biz indirdik, onun koruyucusu da Biziz". (Hicr sûresi, 9)

Gerçekten de Allah, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'i günümüze kadar korudu, kıyamete kadar da koruyacaktır.

2-Kur'an-ı Kerim toplu olarak değil, zamana ve olaylara göre ayetler ve sûreler halinde parça parça inmiştir. Bu durum, onun kolayca ezberlenmesini ve anlaşılmasını sağlamıştır.

3- Kur'an-ı Kerim, son ilahî kitaptır. Ondan sonra başka kitap gelmeyecektir. Kur'an'ın hükümleri kıyamete kadar geçerli olacak değişmeyecektir. Önceki kitaplar ise belirli bir zaman için gönderilmişti.

4- Kur'an-ı Kerim, bütün insanlığa gönderilen bir kitaptır. Her asrın ihtiyaçlarını karşılayacak hakikat ve hikmetlerle doludur.

Besmele çekilmeden kesilen hayvanın eti helal olur mu?

Eti yenen kara hayvanlarının etlerinin helal olması için, usûlüne uygun olarak kesilmesi gerekir. Usûlüne uygun kesim, Hanefilere göre besmele çekilerek, hayvanın nefes ve yemek boruları ile şah damarının veya iki şah damarından birinin kesilmesi şeklinde yapılır. Besmelenin kasten terk edilmesi hâlinde kesilen hayvanın eti Hanefilere göre haram olur. Ama unutarak terk edilirse helâldir. Şâfiîler besmelenin kasten terk edilmesi halinde de etin yenilebileceği görüşündedirler.

Sığır, manda, koyun ve keçi cinsinden hayvanlar yatırılıp çenelerinin hemen altından boğazlanmak suretiyle (zebh), deve ise göğsünün hemen üzerinden kesilir (nahr) ve hayvanın kanının iyice akması için bir süre beklenilir. Kesimden önce bıçak ve benzeri kesici âletlerin hayvanın gözünden uzak bir yerde bilenmeleri sünnettir. Hayvanlardan biri, diğerinin gözü önünde kesilmemelidir.

Hayvanın, kesim esnasında canlı olması kaydı ile, acıyı azaltmak maksadı ile düşük voltajlı elektrik şokuna tabi tutulmasında sakınca yoktur.

Tavuk ve hindi kesimlerinde kullanılan otomatik kesim makinesini çalıştıran kişinin, düğmeye basarken besmele çekmesi halinde o seride kesilecek bütün hayvanlar besmele ile kesilmiş sayılır.

Hazret’in anlamı nedir?

Bir tasavvuf terimi olarak varlığın genel mertebeleri ve âlemdeki bütün tecellileriyle birlikte ilâhî veya kevnî hakikât anlamında kullanılmaktadır. Allah'ın her sıfatı, her ismi ve her fiili bir hazret meydana getirdiği gibi belli bir sıfatın, ismin ve fiilin her bir tecellisine de hazret denilir.

Bu kavram daha sonraları sûfi olmayan din ve devlet adamları için de kullanılmaya başlanmıştır. Edebî metinlerde ise daha çok Allah, Peygamber ve veliler hakkında kullanılmıştır

Günün Ayeti

Ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz

Bakara 2/153

Günün Hadisi

Çocuk yedi yaşına girince namaz kılmasını öğretiniz.

Ebû Dâvûd, “Salât”, 26.

Günün Sözü

İnsanı ilgi ile dinlemek insana en büyük ikramdır.

Hz. Mevlana

Günün Duası

Allah’ım bugün ve bu hafta beni her türlü dünyevi ve uhrevi sıkıntı ve yanlışlardan koru.

Bunları biliyor muyuz?

Revatip Sünnetler nelerdir?

Belirli vakitleri bulunan ve düzenli bir şekilde kılınan sünnet namazları ifade eder. Bunlar beş vakit farz namazlarla birlikte kılınan sünnetler olup, bazıları müekked, bazıları da gayr-i müekkededirler.

Günün Nüktesi

Allahın Kaderinden mi Kaçıyorsun?

H.z. Ömer) şam’a doğru yola çıkmıştı. Serg denilen yere varınca, kendisini orduların başkumandanı Ebu Ubeyde b. Cerrah ile komuta kademesindeki arkadaşları karşıladı ve ona şam’da veba hastalığı baş gösterdiğini haber verdiler. Hz. Ömer, Abdullah b. Abbas’a:

-Bana ilk Muhacirleri çağır, dedi.

Hz. Ömer onlarla oturup konuştu ve şam’da veba salgını bulunduğunu kendilerine bildirdi. Onlar nasıl hareket edilmesi gerektiğinde ihtilaf ettiler. Bazıları:

-Sen belirli bir iş için yola çıktın, geri dönmeni uygun bulmuyoruz, dediler. Bazıları da:

-Müslümanların kalanı ve Hz. Peygamberin ashabı senin yanındadır. Onları bu vebanın üstüne sevk etmenizi uygun görmüyoruz, orada salgın hastalık var, dediler.

Bunun üzerine Hz. Ömer :

-Gidebilirsiniz, dedi. Daha sonra Abdullah b. Abbas’a :

-Bana Ensar’ı çağır, dedi. Onlar da Muhacirler gibi benzer sözler söylediler. Hz. Ömer :

-Siz de gidebilirsiniz, dedi. Hz. Abdullah’a tekrar:

-Bana Mekke’nin fethinden önce Medine’ye hicret etmiş olan Kureyş Muhacirlerinin yaşlılarını çağır, dedi.

Onlardan iki kişi bile ihtilaf etmedi ve hepsi:

-İnsanları geri döndürmeni ve bu hastalığın olduğu yere gitmemeyi uygun görüyoruz, dediler.

Bu defa Hz. Ömer herkese seslenerek:

-Ben sabahleyin dönüş hazırlığına başlıyorum, siz de hayvanlarınıza binmiş olun, dedi.

Ebu Ubeyde b. Cerrah:

-Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun? diye sordu. Hz. Ömer:

-Keşke bunu senden başkası söyleseydi ey Ebu Ubeyde! Dedi. Zira Ömer Ebu Ubeyde’ye muhalefet etmek istemezdi. Ve sözüne şöyle devam etti.

-Evet, Allah’ın kaderinden yine Allah’ın kaderine kaçıyoruz. Ne dersi senin develerin olsa da iki tarafı olan bir vadiye inseler, bir taraf verimli diğer taraf çorak olsa, verimli yerde otlatsan Allah’ın kaderiyle otlatmış, çorak yerde otlatsan yine Allah’ın kaderiyle otlatmış olmaz mıydın?

Tam o esnada bir takım ihtiyaçların karşılamaz için ortalarda görünmeyen Abdurrahman b. Avf çıkageldi ve:

-Bu hususta bende bilgi var, Rasulullah Efendimizin:

-“Bir yerde veba olduğunu işittiğinizde oraya girmeyiniz. Bir yerde veba ortaya çıkar, siz de orada bulunursanız, hastalıktan kaçarak oradan dışarı çıkmayınız” buyururken işittim, dedi.

Bunun üzerine Hz. Ömer Allah’a hamd etti ve oradan ayrılıp yoluna devam etti.

(Buhari, Tıb, 30; Müslim, Selam, 98)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.