Üzerinde Namaz kılınacak seccadenin kalbi sürekli devam edecek resim ve işlemelerden temiz olması, namaz açısından daha iyidir. Aynı durum mescid ve camiler için de geçerlidir. Zira resimlerin olduğu yerde namaz mekruh kabul edilmiştir.
Bu itibarla Kâbe ve mescit resmi olarak bulunan namazlık üzerinde namaz kılmanın bir kusuru yoktur. Caiz olduğu gibi bir hakaret veya saygısızlıkta söz konusu değildir. Çünkü Kâbe ve mescit resimleri ayakaltına gelmeyip de secde edilen yere gelindiğinde hakarete mâruz kalmamış, hürmete lâyık şekilde tutulmuştur. Bu nedenle namaza mâni bir hâl söz konusu olmamaktadır.
Ancak kabe, cami dışında resimlerin olduğu herhangi bir cismin üzerine namaz caiz ve geçerli olmakla birlikte mekruhtur
Evden veya herhangi bir yerden ölülerimize Kur'an ve dua yatırılırızda kabul edilir mi?
Hz. Peygamber, mezarlıkları ziyaret etmiş ve bu ziyaretlerinde ölülere selam vermiştir. Efendimizin ayrıca mezarlıklarda şu duayı okuduğu kaynaklarda vardır: "Ey Mü'minler yurdu, siz bizden önce gittiniz. İnşallah biz de size ulaşacağız." (Müslim, "Cenâiz", 104.) Sevgili Peygamberimiz bu sözü ile hem ölülere dua etmiş hem de yaşayanları ölüm konusunda uyarmıştır.
Mezar ziyaretleri güzel ve sevap olduğu gibi ziyaret etme imkanı sunulan bolluğun bulunduğu yerden ölüsüne Kur'an okuması ya da dua etmesi de uygun ve sevaptır.
Aynı şekilde yapılan ibadetlerin ve hayırların sevaplarını başkasına bağışlamak dinen caizdir. Buna göre kişi, mezarlığı ziyaret etme imkanı yoksa bulunduğu yerde okuduğu Kur'anı, yaptığı hatmin, kıldığı namazın ve istediği bir hayrın sevabını ölüsüne bağışlayabilir.
Onun günahının bir tövbesi var mı?
İslam dini, itikat, ibadet ve muamelattan oluşan bir inançtır. İtikat parçalarının küfrü diğerlerinin ise paraları gerektirir. Kişi mürted olmadıkça günah işlemekle dinden çıkmaz. Küfür dışında günah işleyen kişi, imandan çıkmaz. Bu nedenle İslam'da tövbesi olmayan günah yoktur.
Allah'u Teala: "Ey iman edenler, samimi bir tövbe ile Allah'a giderler" (Tahrim, 66/8.) buyurarak günah işledikleri halde kişilere imanla hitap etmişlerdir. Ancak bu durumdaki kimse helalleri ve haramları inkar etmeyecektir. Etmesi durumunda İslam dairesinden çıkar onun tövbesi şahadet getirip yeniden İslam'a dönüşüdür.
Fakat şunu da bilmek gerekir ki, tövbe etmekle kul borcunun sorumluluğundan kurtulmak gerekir. Bunun için hak sahibinin borcu ve helalleşmek gerekir.
Vücut hatlarını belli eden elbise ile kılınan namaz geçerli olur mu?
Kadınların el, yüz ve bacakları (Şafiiler ayaklarının da örtülmesini farz ederler) dışında kalan bütün vücudunda, şekli göbek ile diz kapağı arası (Şafiiler dizin tabanına kadar farz kabul eder) avret mahallidir.
Buraların, namazda ve namazın yabancılara karşı örtülmesi ve giyilen elbisenin vücut hatlarını belli edecek şekilde dar, tenisin yapılmaması şekilde incelenmemesi gerekir. Buna göre avret mahallini belli edecek bir elbise ile namazı ifsat eder, namaz geçersizdir.
Günün Ayeti
"Allah'tan korkana ummadığı yerden rızık gelir."
(Talak, 65/2,3)
Günün Hadisi
"Bizi aldatan bizden değildir."
(Müslim, "İman", 43)
Günün Sözü
"Allah'a dost olan, hiçbir şekilde dünyaya dost olamaz; dünya dostu olan, asla Hakk'ın dostu olamaz."
Ebû İshak
Günün Duası
Allah'ım! bütün işlerimizin sonucu güzel eyle, bizi dünyada da ahirette de mahcup olmayı koruyor.
Bunları biliyor muyuz?
Vera Nedir?
Haramlardan ve helâl ve haram olduğu bilinmeyen şüphelilerden sakınmak demektir.
Günün Nüktesi
Büyük Günah…
Nüfey bin Hâris şöyle rivâyet eder:
“Resûlullah bir gün:
«–Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi?» diye üç defâ diye sordu. Biz de:
«–Evet, yâ Resûlallah!» dedik.
Resûl-i Ekrem Efendimiz:
«–Allâh'a şirk koşmak, ana-babaya itaatsizlik etmek!» Söylendikten sonra, pilinin çıktığı yerden ateşlendi ve;
«İyileşmek, bir de yalan söylemek ve yalancı şâhitlik yapmak!» buyurdu.
Bu sözü o kadar çok tekrarladı ki, daha fazla üzülmemesini istemediğimiz için, keşke sükût buyursalar da yorulmasalar, diye arzu ettik.” (Buhârî, “Şehâdât”, 10.)
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Camii resimli bir seccadenin namaz üzerinde caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Üzerinde Namaz kılınacak seccadenin kalbi sürekli devam edecek resim ve işlemelerden temiz olması, namaz açısından daha iyidir. Aynı durum mescid ve camiler için de geçerlidir. Zira resimlerin olduğu yerde namaz mekruh kabul edilmiştir.
Bu itibarla Kâbe ve mescit resmi olarak bulunan namazlık üzerinde namaz kılmanın bir kusuru yoktur. Caiz olduğu gibi bir hakaret veya saygısızlıkta söz konusu değildir. Çünkü Kâbe ve mescit resimleri ayakaltına gelmeyip de secde edilen yere gelindiğinde hakarete mâruz kalmamış, hürmete lâyık şekilde tutulmuştur. Bu nedenle namaza mâni bir hâl söz konusu olmamaktadır.
Ancak kabe, cami dışında resimlerin olduğu herhangi bir cismin üzerine namaz caiz ve geçerli olmakla birlikte mekruhtur
Evden veya herhangi bir yerden ölülerimize Kur'an ve dua yatırılırızda kabul edilir mi?
Hz. Peygamber, mezarlıkları ziyaret etmiş ve bu ziyaretlerinde ölülere selam vermiştir. Efendimizin ayrıca mezarlıklarda şu duayı okuduğu kaynaklarda vardır: "Ey Mü'minler yurdu, siz bizden önce gittiniz. İnşallah biz de size ulaşacağız." (Müslim, "Cenâiz", 104.) Sevgili Peygamberimiz bu sözü ile hem ölülere dua etmiş hem de yaşayanları ölüm konusunda uyarmıştır.
Mezar ziyaretleri güzel ve sevap olduğu gibi ziyaret etme imkanı sunulan bolluğun bulunduğu yerden ölüsüne Kur'an okuması ya da dua etmesi de uygun ve sevaptır.
Aynı şekilde yapılan ibadetlerin ve hayırların sevaplarını başkasına bağışlamak dinen caizdir. Buna göre kişi, mezarlığı ziyaret etme imkanı yoksa bulunduğu yerde okuduğu Kur'anı, yaptığı hatmin, kıldığı namazın ve istediği bir hayrın sevabını ölüsüne bağışlayabilir.
Onun günahının bir tövbesi var mı?
İslam dini, itikat, ibadet ve muamelattan oluşan bir inançtır. İtikat parçalarının küfrü diğerlerinin ise paraları gerektirir. Kişi mürted olmadıkça günah işlemekle dinden çıkmaz. Küfür dışında günah işleyen kişi, imandan çıkmaz. Bu nedenle İslam'da tövbesi olmayan günah yoktur.
Allah'u Teala: "Ey iman edenler, samimi bir tövbe ile Allah'a giderler" (Tahrim, 66/8.) buyurarak günah işledikleri halde kişilere imanla hitap etmişlerdir. Ancak bu durumdaki kimse helalleri ve haramları inkar etmeyecektir. Etmesi durumunda İslam dairesinden çıkar onun tövbesi şahadet getirip yeniden İslam'a dönüşüdür.
Fakat şunu da bilmek gerekir ki, tövbe etmekle kul borcunun sorumluluğundan kurtulmak gerekir. Bunun için hak sahibinin borcu ve helalleşmek gerekir.
Vücut hatlarını belli eden elbise ile kılınan namaz geçerli olur mu?
Kadınların el, yüz ve bacakları (Şafiiler ayaklarının da örtülmesini farz ederler) dışında kalan bütün vücudunda, şekli göbek ile diz kapağı arası (Şafiiler dizin tabanına kadar farz kabul eder) avret mahallidir.
Buraların, namazda ve namazın yabancılara karşı örtülmesi ve giyilen elbisenin vücut hatlarını belli edecek şekilde dar, tenisin yapılmaması şekilde incelenmemesi gerekir. Buna göre avret mahallini belli edecek bir elbise ile namazı ifsat eder, namaz geçersizdir.
Günün Ayeti
"Allah'tan korkana ummadığı yerden rızık gelir."
(Talak, 65/2,3)
Günün Hadisi
"Bizi aldatan bizden değildir."
(Müslim, "İman", 43)
Günün Sözü
"Allah'a dost olan, hiçbir şekilde dünyaya dost olamaz; dünya dostu olan, asla Hakk'ın dostu olamaz."
Ebû İshak
Günün Duası
Allah'ım! bütün işlerimizin sonucu güzel eyle, bizi dünyada da ahirette de mahcup olmayı koruyor.
Bunları biliyor muyuz?
Vera Nedir?
Haramlardan ve helâl ve haram olduğu bilinmeyen şüphelilerden sakınmak demektir.
Günün Nüktesi
Büyük Günah…
Nüfey bin Hâris şöyle rivâyet eder:
“Resûlullah bir gün:
«–Büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi?» diye üç defâ diye sordu. Biz de:
«–Evet, yâ Resûlallah!» dedik.
Resûl-i Ekrem Efendimiz:
«–Allâh'a şirk koşmak, ana-babaya itaatsizlik etmek!» Söylendikten sonra, pilinin çıktığı yerden ateşlendi ve;
«İyileşmek, bir de yalan söylemek ve yalancı şâhitlik yapmak!» buyurdu.
Bu sözü o kadar çok tekrarladı ki, daha fazla üzülmemesini istemediğimiz için, keşke sükût buyursalar da yorulmasalar, diye arzu ettik.” (Buhârî, “Şehâdât”, 10.)