Cenaze defnedilirken cenazenin üzerine üç kürek toprak atmanın dinde yeri var mıdır?
Yazının Giriş Tarihi: 28.01.2025 16:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.01.2025 16:04
Ölü defnedilirken üzerine toprak atmak müstehap ve sevaptır. Bu aynı zamanda da Müslümanın vefat eden Müslüman kardeşine karşı bir görevidir. Aynı şekilde toprak atarken bunu en az üç defa yani üç kürek atmak da uygun olandır. Kur’an-ı Kerim’deki şu ayeti kerime buna delil kabul edilir. “Sizi topraktan yarattık. Sizi tekrar toprağa döndüreceğiz. Sizi bir kere daha topraktan çıkaracağız.” (Tâ’hâ, 20/55.)
İşlenen bir günah ya da suç kadere bağlanabilir mi?
Kader ve kazaya inanmak iman altı esasından birisidir. Hayatta başımıza gelen her şey amma iyi amma kötü amma hayır amma şer her şey bir kader içerisinde tecelli etmektedir. Ancak kişi başına gelen herhangi bir olayda kaderi bahane ederek, kendisini sorumluluktan kurtarmaya çalışmamalıdır.
Kişi, “Allah böyle yazmış, alın yazım buymuş, bu şekilde takdir edilmiş, ben ne yapayım? “ diyerek, günah işledikten sonra ya da yanlış yapıp suç işledikten sonra da kendisini suçsuz gösteremez, kaderi mazeret olarak ileri süremez. Çünkü bu fiiller, insanlar böyle tercih ettikleri için, bu seçime uygun olarak Allah tarafından yaratılmışlardır.
Burada dileyen, tercih eden, isteyen kuldur; yaratan da Allah’tır. Kul sorumluluk doğuran fiilleri irade edendir ama yaratan değildir; zira yaratmak Allah’a mahsustur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Allah her şeyin yaratıcısıdır.” (En’am, 6/102) buyrulmaktadır.
Her şeyin yaratıcısının Allah olması bizim kötü ve yanlış işleri, sorumluluktan kaçarak Allah’a havale etmemize yol açmamalıdır. Bu kaderi istismar etmek olur. Ayrıca kader ve kazâya güvenip çalışmayı bırakmak, olumlu sonucun sağlanması ya da olumsuz sonuçların önlenmesi için gerekli sebeplere sarılmamak ve tedbirleri almamak, İslâm’ın kader anlayışı ile bağdaşmaz. Allah her şeyi birtakım sebeplere bağlamıştır. İnsan bu sebepleri yerine getirirse Allah da o sebeplerin sonucunu yaratacaktır. Bu da bir ilâhî kanundur ve bir kaderdir.
Dolayısıyla kişinin “Ben ne yapayım, kaderim böyle.” Diyerek günah ya da suç işlemesi ya da işledikten sonra kaderi suçlaması doğru değildir.
Cuma namazı ile mükellef olan kimsenin Cuma günü yolculuk yapması caiz mi?
Zeval vaktinden önce veya cuma namazı kılındıktan sonra sefere çıkmakta bir mahzur yok ama cuma namazı kılmakla mükellef bulunan bir kimsenin, öğle ezanı sırasında, namaz kılmadan yolculuk yapması mekruh kabul edilmektedir.
Günün Ayeti
Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin.
Hucurât, 49/9.
Günün Hadisi
"Kişi evine girince şu duayı okusun: Allah’ım! Senden hayırlı girişler, hayırlı çıkışlar istiyorum. Allah'ın adıyla girdik, Allah'ın adıyla çıktık, Allah'a tevekkül ettik". Bu duayı okuduktan sonra ailesine selam versin.”
Ebû Dâvud, “Edeb”, 112.
Günün Sözü
İdaresi az mal israf edilen maldan iyidir; çünkü idare edilen mal çoğalır, israf edilen mal azalır.
Lokman Hekim
Günün Duası
Allah’ım bizi ve aile efradımızı her daim senin yolunda ve rızanda olanlardan eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Eşhuru'l-Hurum nedir?
Haram ayları manasına gelen bu terkip, kamerî aylardan Zi'l-Ka'de, Zi'l-Hicce, Muharrem ve Recep aylarını ifade etmek için kullanılmaktadır.
Cahiliye döneminde de hürmet edilen bu aylar, muhterem kabul edilmiş ve bu aylarda savaşmak haram kılınmıştır
Günün Nüktesi
Nasihat…
Ömer bin Adülaziz, Halife olduğunda yanına Muhammed bin Ka’bı çağırdı ve ona:
“Üzerime yüklediğim bu vazifede, Allah Teala’nın azabından kurtulma yolunu bana göster” dedi.
O da: “Ey müminlerin Emiri! Müslümanların büyüklerini baban orta yaştakileri kardeşin, küçük yaşta olanları da çocukların kabul et. Büyüklerine hürmet, kardeşlerine adalet ve merhamet, küçüklerini de şefkat göster” Allah’ın azabından kurtulursun diye nasihatte bulundu.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Cenaze defnedilirken cenazenin üzerine üç kürek toprak atmanın dinde yeri var mıdır?
Ölü defnedilirken üzerine toprak atmak müstehap ve sevaptır. Bu aynı zamanda da Müslümanın vefat eden Müslüman kardeşine karşı bir görevidir. Aynı şekilde toprak atarken bunu en az üç defa yani üç kürek atmak da uygun olandır. Kur’an-ı Kerim’deki şu ayeti kerime buna delil kabul edilir. “Sizi topraktan yarattık. Sizi tekrar toprağa döndüreceğiz. Sizi bir kere daha topraktan çıkaracağız.” (Tâ’hâ, 20/55.)
İşlenen bir günah ya da suç kadere bağlanabilir mi?
Kader ve kazaya inanmak iman altı esasından birisidir. Hayatta başımıza gelen her şey amma iyi amma kötü amma hayır amma şer her şey bir kader içerisinde tecelli etmektedir. Ancak kişi başına gelen herhangi bir olayda kaderi bahane ederek, kendisini sorumluluktan kurtarmaya çalışmamalıdır.
Kişi, “Allah böyle yazmış, alın yazım buymuş, bu şekilde takdir edilmiş, ben ne yapayım? “ diyerek, günah işledikten sonra ya da yanlış yapıp suç işledikten sonra da kendisini suçsuz gösteremez, kaderi mazeret olarak ileri süremez. Çünkü bu fiiller, insanlar böyle tercih ettikleri için, bu seçime uygun olarak Allah tarafından yaratılmışlardır.
Burada dileyen, tercih eden, isteyen kuldur; yaratan da Allah’tır. Kul sorumluluk doğuran fiilleri irade edendir ama yaratan değildir; zira yaratmak Allah’a mahsustur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Allah her şeyin yaratıcısıdır.” (En’am, 6/102) buyrulmaktadır.
Her şeyin yaratıcısının Allah olması bizim kötü ve yanlış işleri, sorumluluktan kaçarak Allah’a havale etmemize yol açmamalıdır. Bu kaderi istismar etmek olur. Ayrıca kader ve kazâya güvenip çalışmayı bırakmak, olumlu sonucun sağlanması ya da olumsuz sonuçların önlenmesi için gerekli sebeplere sarılmamak ve tedbirleri almamak, İslâm’ın kader anlayışı ile bağdaşmaz. Allah her şeyi birtakım sebeplere bağlamıştır. İnsan bu sebepleri yerine getirirse Allah da o sebeplerin sonucunu yaratacaktır. Bu da bir ilâhî kanundur ve bir kaderdir.
Dolayısıyla kişinin “Ben ne yapayım, kaderim böyle.” Diyerek günah ya da suç işlemesi ya da işledikten sonra kaderi suçlaması doğru değildir.
Cuma namazı ile mükellef olan kimsenin Cuma günü yolculuk yapması caiz mi?
Zeval vaktinden önce veya cuma namazı kılındıktan sonra sefere çıkmakta bir mahzur yok ama cuma namazı kılmakla mükellef bulunan bir kimsenin, öğle ezanı sırasında, namaz kılmadan yolculuk yapması mekruh kabul edilmektedir.
Günün Ayeti
Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin.
Hucurât, 49/9.
Günün Hadisi
"Kişi evine girince şu duayı okusun: Allah’ım! Senden hayırlı girişler, hayırlı çıkışlar istiyorum. Allah'ın adıyla girdik, Allah'ın adıyla çıktık, Allah'a tevekkül ettik". Bu duayı okuduktan sonra ailesine selam versin.”
Ebû Dâvud, “Edeb”, 112.
Günün Sözü
İdaresi az mal israf edilen maldan iyidir; çünkü idare edilen mal çoğalır, israf edilen mal azalır.
Lokman Hekim
Günün Duası
Allah’ım bizi ve aile efradımızı her daim senin yolunda ve rızanda olanlardan eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Eşhuru'l-Hurum nedir?
Haram ayları manasına gelen bu terkip, kamerî aylardan Zi'l-Ka'de, Zi'l-Hicce, Muharrem ve Recep aylarını ifade etmek için kullanılmaktadır.
Cahiliye döneminde de hürmet edilen bu aylar, muhterem kabul edilmiş ve bu aylarda savaşmak haram kılınmıştır
Günün Nüktesi
Nasihat…
Ömer bin Adülaziz, Halife olduğunda yanına Muhammed bin Ka’bı çağırdı ve ona:
“Üzerime yüklediğim bu vazifede, Allah Teala’nın azabından kurtulma yolunu bana göster” dedi.
O da: “Ey müminlerin Emiri! Müslümanların büyüklerini baban orta yaştakileri kardeşin, küçük yaşta olanları da çocukların kabul et. Büyüklerine hürmet, kardeşlerine adalet ve merhamet, küçüklerini de şefkat göster” Allah’ın azabından kurtulursun diye nasihatte bulundu.