Mirasçıya mal vasiyet edilse bu vasiyet geçerli olur mu?
Yazının Giriş Tarihi: 29.04.2025 16:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.04.2025 16:33
Vefat edenin vasiyet ettiği para veya mal, geride kalan terekenin, yani geride kalan servetin üçünü birini geçmiyorsa (çünkü vefat eden kimsenin ancak kullanımının 1/3 ünü vasiyet verme hakkı vardır.) vasiyet sağladığı malını mirasçılar vermek zorundadırlar. Ama üçünü geçerken üçüncü birinden fazla olan kısma engel olabilirler. Mesela vefat edenin mirası 300 milyar olsun. Ayrıca 100 milyarlık bir bağış planına adil bir şekilde vasiyet edilmişse, bu 100 milyarın üçte birini geçmediği için vasiyet edilen kişiye veya kuruma verilmek zorundadır.
Tabi bu vasiyet mirasçı olmayanlar için geçerlidir. Çünkü İslam fıkhına göre ölünün mirasından miras alacak herkesin aynı zamanda vasiyet etmesi caiz değildir. Edilse bile vasiyet geçersizdir.
Bu bir kelime değil mi?
Allah, dünyada meydana gelen tüm olaylar belli sebeplere bağlanmıştır. Hem dünyada hem de içinde yaşanılan evrendeki her şey Allah'ın koyduğu sebep-sonuç (kanun ve kural) parçalara göre şekillenir.
Arzu'nun sağladığı bir şeyin olmasını isteyen kişi, onun sebeplerini de yerine getirmek zorundadır. Çocuk sahibi olmak isteyen kişinin evlenmesi, sınavda başarılı olmak isteyen öğrencinin derslerine çalışması fiili dua sayılır.
Kişi, Allah'tan istediği şeyin gerçekleşmesi için Allah'ın kendisine öğrettiği sebepleri ve kanunları elinden geldiği kadar yerine getirip tamamlar, sonucunu da Allah'tan bekler. “İnsan için ancak çalışmanın karşılığı vardır.” (Necm, 53/39) öğünündeki evrensel çalışmalar ile alacakları sonuç arasındaki mesafeye dikkat çekilmiş ve bu çalışmanın fiili bir dua manasına geldiğine işaret edilmiştir.
Bu nedenle, kişinin bir işlemin yapılmasını istemesi, öncelikle o şeyin değiştirilmesini sağlamak, eldeki tedbirin alınması gerekir. Neticeyi de bu çalışmalarından sonra Allah'a havale edilmeli ve ondan beklenmelidir. Tabi bu fiili duasını da kavli dediğimiz sözlü duası ile de desteklemelidir.
Yemin-i lağv Nedir?
Allah'ın adına zikrederek yapılan yeminler üçe bölünür:
a-Yemin-i lağv: Yanlışlıkla veya doğru zannıyla yalan yere yapılan yemindir. Bu çeşit yeminden dolayı kefaret gerekmez.
b-Yemin-i gamus: Safra bile yalan yere yapılan yemindir. Yalan yere yapılan yemin yemindir.
c-Yemin-i mün'akide: Mümkün olan ve güvenilir olan bir şeyin uzatılacağına dair yemindir. Böyle bir yemine riayet gerekir.
Bu hukuki yemin-i lağv yanlışlıkla yapılan yemindir. dolayısıyla yanlışlıkla yapılan (böyle olduğu zannedilen) yemin-i lağv, yemin sayılmaz bu yemin çeşidi geçersizdir. Günahı ve kefareti yoktur. Tabi insan süresinden kaçınmaya çalışmalıdır.
Saç boyası abdest ve gusle mani midir?
Abdest alınırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yerde bulunur, abdest sahih olmaz. Gusülde ise suyun, suyun ulaşabildiği her yerde yıkanması gerekir.
Buna göre abdest veya gusül bilgilerinin hiçbiri, yıkanması gereken uzvlerinde, suyun ulaştığı yere engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır. Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun vücuda ulaşması mani olan maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce kaldırılması gerekir.
Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşumunun saç boyası, kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Günün Ayeti
Kim Allah'ın sınırları aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur.
Talak, 65/1.
Günün Hadisi
“Mü'mine musibet nevinden onun ne ulaşırsa günahlarına bir kefaret olur. Musibet, beklenen bir hâdise olmuş, ayağına batan bir diken olmuş fark etmez.” (Müslim, “Birr”, 49.)
Günün Sözü
Duygularla savaşılmaz duygular yönetilir.
Günün Duası
Allah'ım bugün kusurlarımızı ve günahlarımızı afet ve bizi tövbesi kabul edilen kullardan eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Huşû Nedir?
Başta namaz olmak üzere ibadetleri yerine getirirken sükûnet ve tevazu içinde yapmaktır.
Günün Nüktesi
İnsanı felakete sürükleyen yedi büyük günah…
Ebu Hureyre radıyallahu anh rivayet ediyor:
Bir gün Hz. Peygamber:
— İnsanı felakete sürükleyen yedi büyük günahtan vazgeçmek, buyurdu.
Sahabîler:
— Ey Allahın Rasülü, bunlar nelerdir? diye sordular.
Peygamberimiz de:
— Allah'a ortak koşmak, sihir yapmak, Allah'ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, Allah yolunda yapılan savaştan kaçmak, namuslu kadınlar zina iftirasında mevcut, buyurdu.
Buhârî, “Vasâyâ”, 23.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Mirasçıya mal vasiyet edilse bu vasiyet geçerli olur mu?
Vefat edenin vasiyet ettiği para veya mal, geride kalan terekenin, yani geride kalan servetin üçünü birini geçmiyorsa (çünkü vefat eden kimsenin ancak kullanımının 1/3 ünü vasiyet verme hakkı vardır.) vasiyet sağladığı malını mirasçılar vermek zorundadırlar. Ama üçünü geçerken üçüncü birinden fazla olan kısma engel olabilirler. Mesela vefat edenin mirası 300 milyar olsun. Ayrıca 100 milyarlık bir bağış planına adil bir şekilde vasiyet edilmişse, bu 100 milyarın üçte birini geçmediği için vasiyet edilen kişiye veya kuruma verilmek zorundadır.
Tabi bu vasiyet mirasçı olmayanlar için geçerlidir. Çünkü İslam fıkhına göre ölünün mirasından miras alacak herkesin aynı zamanda vasiyet etmesi caiz değildir. Edilse bile vasiyet geçersizdir.
Bu bir kelime değil mi?
Allah, dünyada meydana gelen tüm olaylar belli sebeplere bağlanmıştır. Hem dünyada hem de içinde yaşanılan evrendeki her şey Allah'ın koyduğu sebep-sonuç (kanun ve kural) parçalara göre şekillenir.
Arzu'nun sağladığı bir şeyin olmasını isteyen kişi, onun sebeplerini de yerine getirmek zorundadır. Çocuk sahibi olmak isteyen kişinin evlenmesi, sınavda başarılı olmak isteyen öğrencinin derslerine çalışması fiili dua sayılır.
Kişi, Allah'tan istediği şeyin gerçekleşmesi için Allah'ın kendisine öğrettiği sebepleri ve kanunları elinden geldiği kadar yerine getirip tamamlar, sonucunu da Allah'tan bekler. “İnsan için ancak çalışmanın karşılığı vardır.” (Necm, 53/39) öğünündeki evrensel çalışmalar ile alacakları sonuç arasındaki mesafeye dikkat çekilmiş ve bu çalışmanın fiili bir dua manasına geldiğine işaret edilmiştir.
Bu nedenle, kişinin bir işlemin yapılmasını istemesi, öncelikle o şeyin değiştirilmesini sağlamak, eldeki tedbirin alınması gerekir. Neticeyi de bu çalışmalarından sonra Allah'a havale edilmeli ve ondan beklenmelidir. Tabi bu fiili duasını da kavli dediğimiz sözlü duası ile de desteklemelidir.
Yemin-i lağv Nedir?
Allah'ın adına zikrederek yapılan yeminler üçe bölünür:
a-Yemin-i lağv: Yanlışlıkla veya doğru zannıyla yalan yere yapılan yemindir. Bu çeşit yeminden dolayı kefaret gerekmez.
b-Yemin-i gamus: Safra bile yalan yere yapılan yemindir. Yalan yere yapılan yemin yemindir.
c-Yemin-i mün'akide: Mümkün olan ve güvenilir olan bir şeyin uzatılacağına dair yemindir. Böyle bir yemine riayet gerekir.
Bu hukuki yemin-i lağv yanlışlıkla yapılan yemindir. dolayısıyla yanlışlıkla yapılan (böyle olduğu zannedilen) yemin-i lağv, yemin sayılmaz bu yemin çeşidi geçersizdir. Günahı ve kefareti yoktur. Tabi insan süresinden kaçınmaya çalışmalıdır.
Saç boyası abdest ve gusle mani midir?
Abdest alınırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yerde bulunur, abdest sahih olmaz. Gusülde ise suyun, suyun ulaşabildiği her yerde yıkanması gerekir.
Buna göre abdest veya gusül bilgilerinin hiçbiri, yıkanması gereken uzvlerinde, suyun ulaştığı yere engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır. Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun vücuda ulaşması mani olan maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce kaldırılması gerekir.
Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşumunun saç boyası, kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Günün Ayeti
Kim Allah'ın sınırları aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur.
Talak, 65/1.
Günün Hadisi
“Mü'mine musibet nevinden onun ne ulaşırsa günahlarına bir kefaret olur. Musibet, beklenen bir hâdise olmuş, ayağına batan bir diken olmuş fark etmez.” (Müslim, “Birr”, 49.)
Günün Sözü
Duygularla savaşılmaz duygular yönetilir.
Günün Duası
Allah'ım bugün kusurlarımızı ve günahlarımızı afet ve bizi tövbesi kabul edilen kullardan eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Huşû Nedir?
Başta namaz olmak üzere ibadetleri yerine getirirken sükûnet ve tevazu içinde yapmaktır.
Günün Nüktesi
İnsanı felakete sürükleyen yedi büyük günah…
Ebu Hureyre radıyallahu anh rivayet ediyor:
Bir gün Hz. Peygamber:
— İnsanı felakete sürükleyen yedi büyük günahtan vazgeçmek, buyurdu.
Sahabîler:
— Ey Allahın Rasülü, bunlar nelerdir? diye sordular.
Peygamberimiz de:
— Allah'a ortak koşmak, sihir yapmak, Allah'ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, Allah yolunda yapılan savaştan kaçmak, namuslu kadınlar zina iftirasında mevcut, buyurdu.
Buhârî, “Vasâyâ”, 23.