Müslüman olmayan bir ülkede yani Hıristiyan, Yahudi… bir ülkede meşru işlerin yürütüldüğü müesseselerde çalışmanın bir sakıncası yoktur. Mesela araba fabrikasında, tamircide... Fakat kazancı harama dayalı bir müessesede çalışmak caiz değildir. Kur’an da “halalen tayyiba” yani “helal ve temiz” şeylerden yiyin buyrulmaktadır.
Dolayısıyla kazancı helal olmayan bu müesseselerde çalışmak caiz değildir. Kişinin yurt dışında, Müslüman olmayan bir ülkede olması bu hükmü değiştirmez.
Haram her yerde ve her zamanda haramdır. Müslüman da her mekanda ve zamanda bu harama dikkat etmek ve ondan uzak kalmak zorundadır. Mesela, kumar oynamak ya da oynatmak dinen yasak ve haramdır. Kumardan kazanılan para da haramdır. Kumar oynamak haram olduğu gibi oynatılan yerden kazanılan para da haramdır. Müslüman ülkede de Müslüman olmayan bir ülkede de kumar oynamak ya da oynatmak veya bu işte çalışmak caiz değildir.
Yaptığımız yeminden dönmemizin bir cezası var mı?
Gereksiz yere yemin etmek ve onu alışkanlık haline getirmek doğru bir iş değildir. Müslüman yemin etmeye ihtiyaç duymayacak şekilde sözüne güvenilen ve çevresi tarafından böyle bilinen bir kimse olmayı gaye edinmelidir.
Yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir. Yeminin yerine getirilmemesi halinde, keffâret ödenmesi gerekir.
Yeminin kefareti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek ya da köle azat etmektir. Buna gücü yetmeyen kimse üç gün peş peşe oruç tutar. Allah, “Allah sizi kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kastettiği yeminlerden dolay sorumlu tutar. Yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on fakiri yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yemininizin kefareti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun. Şükredesiniz diye Allah size böylece ayetlerini açıklıyor.” buyurmaktadır (Mâide 5/89).
Farz veya vacip olan bir şeyi yapmamaya; haram ve günah olan bir şeyi yapmaya yemin eden kişinin, bu yeminini yerine getirmeyip keffâret vermesi gerekir.
Kum ya da toz olmuş elbise ile kılınan namaz geçerli olur mu?
Namazın şartlarından birisi de necasetten temizlenmektir. Namaz kılacak kişinin elbisesinde, bedeninde ve namaz kılacağı yerde, kan, idrar, şarap, dışkı... gibi namaza engel necasetler bulunmamalıdır.
Tesettüre uymak ve temiz olmak şartı ile iş elbisesi ve pijama ile namaz kılınabilir. Bu itibarla, yağmurdan dolayı çamur olmuş veya tarlada, bağda çalışmaktan toz, toprak olmuş veya inşaattan dolayı
ya da işin cinsine göre iş elbisesinde oluşan madeni yağlar, pas ve benzeri kirler namazın sıhhatine engel değildir. Bu şekilde kılınan namaz da dinen geçerlidir. Ancak kişi, camiye veya mescide gidecekse temiz elbise giymesi Kur'an'ın emridir.
Örf, adet ve medeniyet gereği olarak camiye veya cemaate giden kimsenin en güzel elbiselerini giymesi cemaate saygının bir gereğidir. Gerek evde, gerek diğer yerlerde tek başına da olsa namazların temiz ve güzel bir kıyafetle kılınması, şüphesiz daha iyidir.
Günün Ayeti
Şeytan size düşmandır. Siz de onu düşman tutun. O etrafına toplanan taraftarlarını ancak cehennemliklerden olsunlar diye davet eder.
Fıtır 35/ 6.
Günün Hadisi
“Temizlik imanın yarısıdır.”
Müslim, “Tahâret”, 1.
Günün Sözü
Yaşın değil yaşadıkların öğretir sana hayatı.
Günün Duası
Allah’ım bugün yüzümüzden tebessümü dilimizden tatlı ve hayırlı cümleleri eksik etme.
Bunları biliyor muyuz?
Ravd-i Mukaddese Nedir?
Hz. Peygamberin Medine’deki mescidinin içinde kabr-i şerîfi ile mescidin o zamanki minberinin arasında kalan mübarek mekân, yer demektir. Günün Nüktesi
Allah'dan kork…
Ebû Said el–Hudrî’den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"İnsan sabahlayınca, bütün organları dile başvurur ve şöyle derler:
“Bizim haklarımızı korumakta Allah’tan kork. Biz ancak senin söyleyeceklerinle ceza görürüz. Biz, sana bağlıyız. Eğer sen doğru olursan, biz de doğru oluruz. Eğer sen eğrilir, yoldan çıkarsan biz de sana uyar, senin gibi oluruz."
Tirmizî, “Zühd”, 61.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Müslüman olmayan ülkede haram bir işte çalışmak caiz midir?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Müslüman olmayan bir ülkede yani Hıristiyan, Yahudi… bir ülkede meşru işlerin yürütüldüğü müesseselerde çalışmanın bir sakıncası yoktur. Mesela araba fabrikasında, tamircide... Fakat kazancı harama dayalı bir müessesede çalışmak caiz değildir. Kur’an da “halalen tayyiba” yani “helal ve temiz” şeylerden yiyin buyrulmaktadır.
Dolayısıyla kazancı helal olmayan bu müesseselerde çalışmak caiz değildir. Kişinin yurt dışında, Müslüman olmayan bir ülkede olması bu hükmü değiştirmez.
Haram her yerde ve her zamanda haramdır. Müslüman da her mekanda ve zamanda bu harama dikkat etmek ve ondan uzak kalmak zorundadır. Mesela, kumar oynamak ya da oynatmak dinen yasak ve haramdır. Kumardan kazanılan para da haramdır. Kumar oynamak haram olduğu gibi oynatılan yerden kazanılan para da haramdır. Müslüman ülkede de Müslüman olmayan bir ülkede de kumar oynamak ya da oynatmak veya bu işte çalışmak caiz değildir.
Yaptığımız yeminden dönmemizin bir cezası var mı?
Gereksiz yere yemin etmek ve onu alışkanlık haline getirmek doğru bir iş değildir. Müslüman yemin etmeye ihtiyaç duymayacak şekilde sözüne güvenilen ve çevresi tarafından böyle bilinen bir kimse olmayı gaye edinmelidir.
Yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir. Yeminin yerine getirilmemesi halinde, keffâret ödenmesi gerekir.
Yeminin kefareti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek ya da köle azat etmektir. Buna gücü yetmeyen kimse üç gün peş peşe oruç tutar. Allah, “Allah sizi kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kastettiği yeminlerden dolay sorumlu tutar. Yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on fakiri yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yemininizin kefareti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun. Şükredesiniz diye Allah size böylece ayetlerini açıklıyor.” buyurmaktadır (Mâide 5/89).
Farz veya vacip olan bir şeyi yapmamaya; haram ve günah olan bir şeyi yapmaya yemin eden kişinin, bu yeminini yerine getirmeyip keffâret vermesi gerekir.
Kum ya da toz olmuş elbise ile kılınan namaz geçerli olur mu?
Namazın şartlarından birisi de necasetten temizlenmektir. Namaz kılacak kişinin elbisesinde, bedeninde ve namaz kılacağı yerde, kan, idrar, şarap, dışkı... gibi namaza engel necasetler bulunmamalıdır.
Tesettüre uymak ve temiz olmak şartı ile iş elbisesi ve pijama ile namaz kılınabilir. Bu itibarla, yağmurdan dolayı çamur olmuş veya tarlada, bağda çalışmaktan toz, toprak olmuş veya inşaattan dolayı
ya da işin cinsine göre iş elbisesinde oluşan madeni yağlar, pas ve benzeri kirler namazın sıhhatine engel değildir. Bu şekilde kılınan namaz da dinen geçerlidir. Ancak kişi, camiye veya mescide gidecekse temiz elbise giymesi Kur'an'ın emridir.
Örf, adet ve medeniyet gereği olarak camiye veya cemaate giden kimsenin en güzel elbiselerini giymesi cemaate saygının bir gereğidir. Gerek evde, gerek diğer yerlerde tek başına da olsa namazların temiz ve güzel bir kıyafetle kılınması, şüphesiz daha iyidir.
Günün Ayeti
Şeytan size düşmandır. Siz de onu düşman tutun. O etrafına toplanan taraftarlarını ancak cehennemliklerden olsunlar diye davet eder.
Fıtır 35/ 6.
Günün Hadisi
“Temizlik imanın yarısıdır.”
Müslim, “Tahâret”, 1.
Günün Sözü
Yaşın değil yaşadıkların öğretir sana hayatı.
Günün Duası
Allah’ım bugün yüzümüzden tebessümü dilimizden tatlı ve hayırlı cümleleri eksik etme.
Bunları biliyor muyuz?
Ravd-i Mukaddese Nedir?
Hz. Peygamberin Medine’deki mescidinin içinde kabr-i şerîfi ile mescidin o zamanki minberinin arasında kalan mübarek mekân, yer demektir.
Günün Nüktesi
Allah'dan kork…
Ebû Said el–Hudrî’den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"İnsan sabahlayınca, bütün organları dile başvurur ve şöyle derler:
“Bizim haklarımızı korumakta Allah’tan kork. Biz ancak senin söyleyeceklerinle ceza görürüz. Biz, sana bağlıyız. Eğer sen doğru olursan, biz de doğru oluruz. Eğer sen eğrilir, yoldan çıkarsan biz de sana uyar, senin gibi oluruz."
Tirmizî, “Zühd”, 61.