Otobüs durmadığında namazımız kazaya kalsa bizim bunda bir günahımız olur mu?
Yazının Giriş Tarihi: 25.11.2024 17:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.11.2024 17:30
Namaz günün belli vakitlerinde yerine getirilmesi gereken bir ibadettir. Bu farz ibadetin yerine getirilmesi için belli şartlar ve erkanlar söz konusudur. Bu şart ve erkanlar yerine getirilmeden kılınan namaz geçerli olmaz.
Namaz vakti de bu şartlardan bir şarttır. Dolayısıyla bir namaz vakti girmeden (öğlen namazı gibi) onu eda etmek geçerli değildir. Kılınansa dahi kulun üzerindeki farzıyeti düşürmez. Onun için vakti girmeden bir namazı yolculukta olma veya arabanın durmaması gibi bir sebep de olsa kılmak doğru ve geçerli değildir. Şayet vakit girmeden kılınmışsa vakit girdikten sonra yeniden kaza etmek gerekir.
Buna göre kişi seyahate çıkacağı zaman namaz vakitlerini göz önünde bulundurarak yola çıkmalıdır. Buna rağmen yolda otobüs durmasa durması için ricacı olur. Netice alamasa son çare olarak namazı kazaya kalmaması için oturduğu yerde kılar.
Kişi doğduğu yere gittiğinde seferi olur mu?
İnsanın doğup büyüdüğü veya evlenip içinde yaşamak istediği ya da içinde sürekli olarak barınmayı kastettiği yere asli vatan (vatan-ı asli) denir.
Yetişkin bir kimse doğup büyüdüğü, ya da sürekli yaşamak üzere temelli yerleştiği asli vatanını terk edip her hangi bir sebeple sürekli yaşamak üzere bir başka yere yerleşirse burası onun asli vatanı olur ve eski asli vatanının hükmü ortadan kalkar. Eski asli vatanında anne-babasının veya yetişkin çocuklarının bulunması durumu değiştirmez. Tercih edilen görüş budur.
Buna göre bir kimse sürekli yaşamakta olduğu vatanından ayrılıp, ziyaret vb. amaçlarla 90 km. ve daha uzak yerde yerleşik olan anne-babasının yanına giderse seferilik hükümlerine tabi olur. Dolayısı ile gittiği yerde 15 günden daha az kalmaya niyet ettiği takdirde seferi olur.
Özürlü bebeği aldırmak caiz mi?
Anne karnındaki çocuğun sakat veya hastalığından dolayı kürtaj yapılması caiz değildir. Bu şekildeki bir muamele insan hayatına karşı islenmiş bir cinayettir ve haramdır. Sakat olanların da yasama hakki vardır, bunu Allah vermiştir. Dünya imtihan dünyasıdır. Yarın insanın ne hale geleceğini kimse bilemez.
Ancak anne bu hamilelikte veya doğumda hayati tehlikeye girecekse çocuğu aldırmada bir sakınca yoktur.
Günün Ayeti
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız.
Bakara 2/21.
Günün Hadisi
“Temizlik imanın yarısıdır.”
Müslim, “Tahâret”, 1.
Günün Sözü
Yaşın değil yaşadıkların öğretir sana hayatı.
Günün Duası
Allah’ım bizi bugün mutsuz edecek insanlardan uzak eyle.
Bunları Biliyor muyuz?
Kiramen Katibin nedir?
Değerli, dürüst, görevini kusursuz yapan yazıcılar anlamına gelen kirâmen kâtibîn tabiri, insanların hayır ve şer, iyi ve kötü bütün yaptıklarını amel defterlerine kaydedip korumakla görevli meleklerin unvanıdır. Bunlara hafaza melekleri de denir.
Günün Nüktesi
Sence ne yapardı?
Hasan-ı Basri, bir kabrin başında durdu. Defin işi bittikten sonra yanındaki adama sordu:
"Şayet bu adama izin verilseydi de dünyaya geri dönseydi, sence ne yapardı?"
Adam: Tevbe eder ibadet ederdi deyince.
Hasan-ı Basri:
“O, bu fırsatı kaçırdı sakın sen de kaçırma.” Dedi.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Otobüs durmadığında namazımız kazaya kalsa bizim bunda bir günahımız olur mu?
Namaz günün belli vakitlerinde yerine getirilmesi gereken bir ibadettir. Bu farz ibadetin yerine getirilmesi için belli şartlar ve erkanlar söz konusudur. Bu şart ve erkanlar yerine getirilmeden kılınan namaz geçerli olmaz.
Namaz vakti de bu şartlardan bir şarttır. Dolayısıyla bir namaz vakti girmeden (öğlen namazı gibi) onu eda etmek geçerli değildir. Kılınansa dahi kulun üzerindeki farzıyeti düşürmez. Onun için vakti girmeden bir namazı yolculukta olma veya arabanın durmaması gibi bir sebep de olsa kılmak doğru ve geçerli değildir. Şayet vakit girmeden kılınmışsa vakit girdikten sonra yeniden kaza etmek gerekir.
Buna göre kişi seyahate çıkacağı zaman namaz vakitlerini göz önünde bulundurarak yola çıkmalıdır. Buna rağmen yolda otobüs durmasa durması için ricacı olur. Netice alamasa son çare olarak namazı kazaya kalmaması için oturduğu yerde kılar.
Kişi doğduğu yere gittiğinde seferi olur mu?
İnsanın doğup büyüdüğü veya evlenip içinde yaşamak istediği ya da içinde sürekli olarak barınmayı kastettiği yere asli vatan (vatan-ı asli) denir.
Yetişkin bir kimse doğup büyüdüğü, ya da sürekli yaşamak üzere temelli yerleştiği asli vatanını terk edip her hangi bir sebeple sürekli yaşamak üzere bir başka yere yerleşirse burası onun asli vatanı olur ve eski asli vatanının hükmü ortadan kalkar. Eski asli vatanında anne-babasının veya yetişkin çocuklarının bulunması durumu değiştirmez. Tercih edilen görüş budur.
Buna göre bir kimse sürekli yaşamakta olduğu vatanından ayrılıp, ziyaret vb. amaçlarla 90 km. ve daha uzak yerde yerleşik olan anne-babasının yanına giderse seferilik hükümlerine tabi olur. Dolayısı ile gittiği yerde 15 günden daha az kalmaya niyet ettiği takdirde seferi olur.
Özürlü bebeği aldırmak caiz mi?
Anne karnındaki çocuğun sakat veya hastalığından dolayı kürtaj yapılması caiz değildir. Bu şekildeki bir muamele insan hayatına karşı islenmiş bir cinayettir ve haramdır. Sakat olanların da yasama hakki vardır, bunu Allah vermiştir. Dünya imtihan dünyasıdır. Yarın insanın ne hale geleceğini kimse bilemez.
Ancak anne bu hamilelikte veya doğumda hayati tehlikeye girecekse çocuğu aldırmada bir sakınca yoktur.
Günün Ayeti
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki (Allah'ın) azabından korunasınız.
Bakara 2/21.
Günün Hadisi
“Temizlik imanın yarısıdır.”
Müslim, “Tahâret”, 1.
Günün Sözü
Yaşın değil yaşadıkların öğretir sana hayatı.
Günün Duası
Allah’ım bizi bugün mutsuz edecek insanlardan uzak eyle.
Bunları Biliyor muyuz?
Kiramen Katibin nedir?
Değerli, dürüst, görevini kusursuz yapan yazıcılar anlamına gelen kirâmen kâtibîn tabiri, insanların hayır ve şer, iyi ve kötü bütün yaptıklarını amel defterlerine kaydedip korumakla görevli meleklerin unvanıdır. Bunlara hafaza melekleri de denir.
Günün Nüktesi
Sence ne yapardı?
Hasan-ı Basri, bir kabrin başında durdu. Defin işi bittikten sonra yanındaki adama sordu:
"Şayet bu adama izin verilseydi de dünyaya geri dönseydi, sence ne yapardı?"
Adam: Tevbe eder ibadet ederdi deyince.
Hasan-ı Basri:
“O, bu fırsatı kaçırdı sakın sen de kaçırma.” Dedi.