Saç boyası abdest ve gusle mani midir?

Yazının Giriş Tarihi: 20.07.2019 16:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.11.2022 15:58

     Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa, abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması gerekir.

 

     Buna göre abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır. Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce giderilmesi gerekir.

    Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası, kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.

Sehiv secdesi nedir ve yapmayı unutmuşsa kişinin ne yapması gerekir?

 Bu secde, namaz kılarken kişinin yanılması veya unutması ya da dalgınlık gibi bir durumda namazın sonunda yaptığı bir secdedir.

 Kişi namazının kılarken farzı tehir etmişse veya vacibi terk ya da tehir etmişse sehiv secdesini yapması gerekir. Ancak kişi yapması gereken sehiv secdesini yanılarak veya unutarak terk etmişse, şayet selam verdikten konuşmak, gülmek kıbleden dönmek gibi namaza aykırı bir iş yapmışsa bu kimsenin sehiv secdesini yapması gerekmez namazı da kaza etmesine gerek yoktur. Fakat namaz bitiminde namaza aykırı bir iş yapmamışsa ve secde aklına gelirse hemen sehiv secdesini yapması gerekir.

Yapılan bir ibadetin ya da işlenen bir günahın imana faydası ya da zararı olur mu?

       İman inanılması gereken hususlar açısından artmaz ve eksilmez. Bir kimse, iman esaslarının tümünü kabul edip de, bir ya da birkaçına inanmazsa, iman etmiş sayılmaz. Bu durumda, iman gerçekleşmediğinden, artması ve eksilmesi söz konusu değildir. Ancak güçlü ve zayıf olmak açısından farklılık gösterir; kiminin imanı kuvvetli, kiminin zayıftır.

       İmanda bu çeşit farklılığın bulunduğuna Kur'an-ı Kerim'de işaret edilmiştir: “Herhangi bir sure indirildiğinde, içlerinden (alaylı bir şekilde) 'bu hanginizin imanını artırdı?' diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sure onların imanını artırmıştır.” (Tevbe 9/124); “O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir.” (Fetih 48/4); “Allah'ın ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların (mü'minlerin) imanlarını artırır.” (Enfal 8/2)

   Buna göre kişi günah işleye işleye imanını zayıflatmaktadır. Aynı şekilde kişi hayır işleye işleye ibadet ede ede de imanı artar.

Kerahet vaktinde Tahiyyetü’l mescit namazı kılmak caiz mi?

            Mescidi/Camiyi selamlama namazıdır. Camiye giren kimsenin, mescidlerin sahibi olan Allah'a saygı ve ta'zîm amacıyla iki rekat namaz kılması anlamına gelir ki Hz. Peygamber, "Biriniz mescide girdiğinde, oturmadan önce iki rekat namaz kılsın."(Buhârî, "Salât", 60.) buyurmuştur.

            Buna göre Camiye girdiğimizde kerahet vakti değilse iki rekat mescidi selamlama namazı kılmamız sünnettir. Şafii Mezhebine göre, camiyi girildiği her an Tahiyyetü’l mescit namazı kılınabilir ve bu namaz için kerahet vakti yoktur.

Günün Ayeti

Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur.

Talak, 65/1.

Günün Hadisi

Her kim Allah'ın rızasını nazara almadan insanların gönlünü kazanmak için iş yaparsa, Allah da onu insanların eline bırakır. Böylece felakete sürüklenir.

(Tirmizi, “Zühd”, 65.)

Günün Sözü

Dil, yırtıcı bir hayvana benzer, ipini biraz gevşetirsen ısırır.

Günün Duası

Allah’ım bugün bana kabirde ve ahirette fayda sağlayacak iş ve ameller nasip eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Muhafazat-ı Nisa Nedir?

Cemaatle kılınan bir namazda, kadının erkeklerle aynı safta veya aynı hizada ya da erkeklerin önünde namaza durmasına denir. İster cuma, ister bayram, ister cenaze namazı, isterse başka bir namaz olsun, kadınlar erkeklerle birlikte namaz kıldıkları takdirde, erkeklerden ayrı, uygun bir yerde namaza durmaları gerekir.

Günün Nüktesi

Takva sahibi olmak için…

Bir gün Hz. Davud oğlu Hz. Süleyman’a şu nasihatte bulunur:

“Ey oğul! Bir insanın takva sahibi olması şu üç şey ile belli olur:

1. Allah’ın takdir ettiği bela ve sıkıntı karşısında, O’na tam ve güzel bir şekilde tevekkül etmesi,

2. O’nun kendisine ihsan ettiği şeylere gönülden razı olması,

3. O’nun müptela kıldığı belalara karşı ise güzel bir sabra sahip olmasıdır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.