Vakit girmeden kılınan namaz tekrar kılınmalı mıdır?  

Yazının Giriş Tarihi: 31.10.2025 08:42
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.10.2025 09:43

Vakit girmeden kılınan namaz tekrar kılınmalı mıdır?

Namaz kılmada esas olan ezanın okunması değil namaz vaktinin girmiş olmasıdır. Yani bir namaz vakti girmişse ezan okunmamış olsa dahi o namaz kılınabilir.

Aynı şekilde bir namaz vakti girmemişse ezan okunsa dahi kılınmaz. Mesela hoca yanlışlıkla sabah namazı vakti girdi diye ezan okursa ve vakit girmemişse velev ki ezan okunmuş olsa dahi namaz kılınmaz kılınsa da geçersizdir. Çünkü vakit girmemiştir.

Aynı şekilde namaz vakti girmişse ama gerek elektrik olmayışından, gerekse imamın herhangi bir maruzatından dolayı ezan okunmamışsa bile namaz vakti girmiştir. Kişi namazını kılabilir

Vefat eden kişinin geride kalan borçları dinen nasıl ödenir?

Dinen insanın borcu ikiye ayrılmaktadır. Allah’a karşı borçlar, kullara karşı olan borçlar. Bir kimse, üzerinde mesela oruç borcu olduğu halde vefat etmişse bu onun için Allah’a karşı bir borçtur. Kişi hayattayken bu oruçlarını tutmaktan aciz kalmış ise, orucunun borcunu fidye vererek ödemelidir. Ödeyememiş ise o zaman mirasından ödemeleri için mirasçılarına vasiyet etmelidir.

Aynı şekilde zekat, keffaret gibi borçları için de vasiyet ederse varisleri bunu bıraktığı mirasın üçte birinden yerine getirmek zorundadırlar. Vasiyet etmemesi halinde ise varisler dilerlerse onun borcunu ödeyebilirler.

Borç Allaha karşı değil de kullara karşı ise o zaman bu borcu kişi ya ödemeli ya da helalık almalıdır. Zira dinimizde insanların kul haklarına saygılı olunması emredilmiş; kul hakkı ihlalinin, hakkı ihlal edilen affetmedikçe, kimse tarafından affedilemeyeceği belirtilmiştir. Nitekim Veda Hutbesinde efendimiz: “Ey insanlar! Sizin canlarınız, mallarınız ırz ve namuslarınız, rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır. )” (Buhari, Hac, 132) buyurmuştur.

Bu yüzden ölen kişinin borçları varsa, techiz ve tekfinden sonra kalan malının tamamından borçları ödenir. Kalan miras borçların tamamını ödemeye yetmiyorsa, bu terikenin tamamı borçlar oranında alacaklılara bölüştürülür.

Deodorant kullanmanın abdeste veya namaza zararı olur mu?

Alkolü içmek bütün mezheplerde haramdır. Ama onunla temizlik yapma veya koku olarak kullanma hususu ise mezhepler arasında tartışmalıdır. Kişinin bedenine sürdüğü veya elbisesine dökülen ya da yüze sürülen deodorant, kolonya konusu da bunlardan biridir.

Hanefi mezhebine göre deodorant, kolonya ve benzeri temizlik maddelerini içmek, içki içmek gibi yasak ve haramdır. Çünkü içinde alkol vardır. Ama bunları süslenmek, güzel kokmak veya temizlikte kullanmak caizdir. (Tıraştan sonra yüze sürmek gibi).

Aynı şekilde bedene, ele yüze sürülen veya elbiseye dökülen deodorant, kolonya veya sürülen parfümle namaz kılmak caizdir. Çünkü necis ve pis sayılmaz. Bununla namaz kılınması halinde de bu namaz geçerlidir.

Şafii mezhebine göre ise deodorant, kolonya ve benzeri maddeler içinde alkol barındırdığından necistir. Yani pistir. Bu ve benzeri maddeler necis olduklarından onları içmek haram olduğu gibi onları temizlik ya da başka bir gaye için de olsa kullanmak caiz değildir.

Dolayısıyla Şafii mezhebine göre bedene, ele yüze, ya da elbiseye dökülen deodorant, kolonya, parfüm ve benzeri maddeler ile namaz kılmak caiz değildir. Kılınması halinde namaz geçersizdir. Bu namazı yeniden kılmak gerekir.

Günün Ayeti

Allah insanlara hiç zulmetmez, fakat insanlar kendilerine zulmederler.

Yûnus, 10/44.

Günün Hadisi

“Kim Allah için huşûundan dolayı tevazu gösterirse, Allah onu kıyamet gününde yüceltir. Her kim kibrinden dolayı böbürlenirse Allah da onu kıyamet gününde alçaltır.”

İbn Hanbel, III, 76.

Günün Duası

Ya rabbi bugün hakkımda hayırlı olmayan hiçbir işi bana nasip etme.

Bunları biliyor muyuz?

Kasem nedir?

Bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere Allah'ın ismini vererek söz vermek anlamına gelir.

Günün Sözü

Kuvvetine güvenerek zayıfları hor görenin kuvveti başına bela olur."

Hint Atasözü

Günün Nüktesi

Allah yolunda öldürülenler…

Mesruk (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:

“Biz, Abdullah ibni Mesud’a Allah’ın:

“Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Hayır, onlar diridirler! Rab’leri katında rızıklanmaktadırlar. Allah’ın keremiyle kendilerine verdiklerinden mesrur olarak, arkalarında henüz (şehit olup) kendilerine yetişemeyenlere de korku olmadığına, onların da üzüntüye uğramayacaklarına sevinirler.” Ali İmran Suresi 169, 170 ayetinin tefsirini sorduk.

Abdullah ibni Mesud şöyle dedi:

−Biz de bunu sormuştuk da Rasulullah:

−‘Onların ruhları bir takım yeşil kuşların içindedirler. Onlar için Arşa asılmış kandiller vardır. Onlar cennette diledikleri her yere uçarlar sonra o kandillere girerler. Rab’leri onlara muttali olup:
−‘Herhangi bir şey arzu ediyor musunuz?’ buyurur.

Onlar:

−Ne arzu edelim ki? Biz cennette dilediğimiz her yere gidebiliyoruz derler. Rab’leri bunu onlara üç defa tekrarlar. Onlar kendilerine bu teklif edilmekten vazgeçilmeyeceğini görünce:

−Ey Rabbimiz! Bizim senin yolunda tekrar öldürülmemiz için bizim ruhlarımızı cesetlerimize iade etmeni istiyoruz derler. Nihayet Rab’leri kendileri için bir şey istemediklerini görünce, onlar terk olunur’ dedi.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.