SON DAKİKA
Hava Durumu

Tüketim çılgınlığının romantik maskesi

Yazının Giriş Tarihi: 14.02.2025 13:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.02.2025 13:10

Sevgililer Günü, her yıl 14 Şubat'ta, dünyanın dört bir yanında kutlanıyor. Ama ne kutlaması? Bu özel gün, aslında birbirine olan sevgisini her zaman gösteren, hayatına değer verdiği insanları sürekli takdir eden bireyler için bir ihtiyaç değil.

Sevgililer Günü’nün anlamı, modern tüketim kültürünün altında kaybolmuş durumda. Aylardır hazırlanan reklamlar, mağaza vitrinlerinde "Sevgilinize en iyi hediye" kampanyaları ve çiçekçilerin orman yangını gibi parlayan kırmızı güllerle dolu tezgahları… Hepsi, bu günü kutlamak için kendini dayatıyor.

Sevgililer Günü’nü kutlamak zorundaymışız gibi hissediyoruz. Oysa ki sevgiyi göstermek bir takvime, bir güne, bir hediye paketine bağlı olamaz.

Gerçekten sevdiklerimizi her an hatırlamak, onlara değer vermek, minnettarlık göstermek, bir günün içine sığdırılabilecek şeyler değil. Ancak ne yazık ki kapitalizm, bu duyguları birer ürün haline getiriyor.

Sevgililer Günü’nün, ilişkilerin derinliğini ölçen bir anı kutlama amacı gütmediği apaçık ortada. Çiçek, çikolata, takı, pahalı akşam yemekleri…

Bu günün neredeyse "gereklilikleri" arasında yer alıyor. "Eğer bir hediye almazsan, seni sevmediğini düşünür" gibi bir tuhaf sosyal baskı, sevgiyi maddiyatla ölçmeye çalışıyor.

Oysa sevgiyi tek bir günde yoğunlaştırmak, adeta tüm yıldızı kaybolmuş bir yılın son 24 saati içinde sınırlı bir şeye indirgemek anlamına geliyor. Gerçek sevgi, günlük küçük jestlerle, samimi sözlerle, gözlerdeki ışıkla var olur; bir günle değil.

Diğer taraftan, bu "özel" günün, zaten yalnız olanlar için nasıl bir yük haline geldiğini de düşünmek gerekir.

Sosyal medyada her köşe başında, aşkını göstermek isteyenlerin göz alıcı paylaşımları arasında kaybolanlar, yalnızca bir gün için bile olsa toplumsal baskı altında hissediyorlar.

Gerçekten insanın sevgiyi hissetmesi için tüm bunlara mı ihtiyacı var?

Sevgililer Günü’nün bir başka çarpıcı sorunu da, aşkın sadece "romantik" bir ilişki ile özdeşleştirilmesidir. Oysa sevgiyi, ailemizle, arkadaşlarımızla, hatta kendimizle de hissedebiliriz. Her gün, her an aslında "sevgililer günü" olabilir. Sevgi, bir günün anlamını derinden hissetmek yerine, günlere ve takvime sıkıştırılmamalıdır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.