Cumhuriyete giden yol taşlarla, dikenlerle, ağır cezalarla döşenmişti. Mustafa Kemal bu yoldaydı. Harp Divanı ağır cezaya çarptırmış, yönetim onaylamıştı. Şeyhülislam Esseyit Efendi de böyle bir çağrı yapmıştı Anadolu’ya.
Hatta , “hasta adam” ölecek nasıl olsa diyerek, yayılmacı (Emperyal) güçler, başta İngilizler olmak üzere Petersburg’da yaptıkları gizli anlaşmayla ülkemizi paylaştılar. Birinci dünya Savaşı sona erince uyguladılar!
Ege’yi İtalyanlara vermişlerdi, Yunanlıları çıkardılar, Çukurova’yı Fransızlara vermişlerdi kendileri çıktılar. İtirazlar gelince Çukurova’dan ayrılıp Musul, Güneydoğu Anadolu’yu işgal ettiler. İtalyanların itirazı havada kaldı.
Yalnızca bu mu?
Sayılamayacak kadar karşı duruşlar oldu. İşte onlardan birkaçı:
Anadolu halkı, dişini tırnağına takarak, Mustafa Kemal önderliğinde bütün bu engelleri ortadan kaldırdılar.
Çukurova’nın işgalinde işbirlikçiler öne çıktılar. Bunlardan, Kadirli-Fanizadelerden Ali İlmi, Kozan Milletvekilliği yapmış, edebiyatçı, gazeteci biriydi. Çukurova’yı Fransızlar işgal edince, Adana’ya gelmiş 1918-1921 yıllarında Fransızlara hizmet etmek için Ferda adında bir gazete çıkarmış; Kuvayi Milliyecileri kötüleyen yazılar yazmışlardı.
Ali İlmi, Süleymaniye’den göçen Şeyh Mehmet adında dinci, şair, hattat, bir babanın yedi oğlundan biridir. Mehmet Abdulfani Şair Ziya Paşa’nın Adana valiliği sırasında memurluğunda bulunmuş, Kozan saylavı (milletvekili) olmuş, Arapça, Farsça biliyordu.
Ferda gazetesinin ilk sayısı 01.12.1918 günü yayınlandı. Ali İlmi gazetenin baş yazarıydı. Kardeşlerinden Mesut Fani burada yazıyordu. Kurtuluş Savaşı’ının boş bir uğraş olduğunu belirtiyorlardı..
“Dört yıl savaşıldı, ne çıktı ortaya? Hiç. Şimdi kalkmışlar, Fransızları, İngilizleri mi yenecekler?” diyorlardı.
Ali İlmi, 22.04.1919’da Çukurova Kuvayi Milliyeclerine şöyle sesleniyordu:
“ Muhterem milliyetçiler böyle yapmakla Adana’yı tehlikeye sokuyorsunuz. Eğer siz bu kalkışımla Fransızları yeneceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Halkımız her lafa aldırmasın, işine gücüne baksın.”
Adanalı kahramanlar Ali İlmi’yi birkaç kez uyardılar. Dinlenmeyince yok etmeye karar verdiler. Bunun üzerine İstanbul’a kaçtı.
Kurtuluş Savaşı başarıyla sonuçlanınca 150’liklerle yurt dışına sürüldü. (1924) Cumhuriyet’in Onuncu Yılında (1938) çıkan afla yurda döndü…
Bütün bunlara karşın Mustafa Kemal halkla birlikte yayılmacı düşmanları yendi. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti kurdu. Devrimler yaptı. Ülkeyi uygarlık düzeyine ulaştırdı. Cumhuriyetle yaşıyoruz.
Yaşasın Cumhuriyet,
Kutlu olsun Cumhuriyet…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
M.Demirel Babacanoğlu
Cumhuriyete giden yolda…
Cumhuriyete giden yol taşlarla, dikenlerle, ağır cezalarla döşenmişti. Mustafa Kemal bu yoldaydı. Harp Divanı ağır cezaya çarptırmış, yönetim onaylamıştı. Şeyhülislam Esseyit Efendi de böyle bir çağrı yapmıştı Anadolu’ya.
Hatta , “hasta adam” ölecek nasıl olsa diyerek, yayılmacı (Emperyal) güçler, başta İngilizler olmak üzere Petersburg’da yaptıkları gizli anlaşmayla ülkemizi paylaştılar. Birinci dünya Savaşı sona erince uyguladılar!
Ege’yi İtalyanlara vermişlerdi, Yunanlıları çıkardılar, Çukurova’yı Fransızlara vermişlerdi kendileri çıktılar. İtirazlar gelince Çukurova’dan ayrılıp Musul, Güneydoğu Anadolu’yu işgal ettiler. İtalyanların itirazı havada kaldı.
Yalnızca bu mu?
Sayılamayacak kadar karşı duruşlar oldu. İşte onlardan birkaçı:
Çerkez Ethem, Çapanoğlu, Delibaş, Anzavur Ahmet, işbirlikçiler olmadık engeller çıkarmışlar isyan etmişlerdi…
Anadolu halkı, dişini tırnağına takarak, Mustafa Kemal önderliğinde bütün bu engelleri ortadan kaldırdılar.
Çukurova’nın işgalinde işbirlikçiler öne çıktılar. Bunlardan, Kadirli-Fanizadelerden Ali İlmi, Kozan Milletvekilliği yapmış, edebiyatçı, gazeteci biriydi. Çukurova’yı Fransızlar işgal edince, Adana’ya gelmiş 1918-1921 yıllarında Fransızlara hizmet etmek için Ferda adında bir gazete çıkarmış; Kuvayi Milliyecileri kötüleyen yazılar yazmışlardı.
Ali İlmi, Süleymaniye’den göçen Şeyh Mehmet adında dinci, şair, hattat, bir babanın yedi oğlundan biridir. Mehmet Abdulfani Şair Ziya Paşa’nın Adana valiliği sırasında memurluğunda bulunmuş, Kozan saylavı (milletvekili) olmuş, Arapça, Farsça biliyordu.
Ferda gazetesinin ilk sayısı 01.12.1918 günü yayınlandı. Ali İlmi gazetenin baş yazarıydı. Kardeşlerinden Mesut Fani burada yazıyordu. Kurtuluş Savaşı’ının boş bir uğraş olduğunu belirtiyorlardı..
“Dört yıl savaşıldı, ne çıktı ortaya? Hiç. Şimdi kalkmışlar, Fransızları, İngilizleri mi yenecekler?” diyorlardı.
Ali İlmi, 22.04.1919’da Çukurova Kuvayi Milliyeclerine şöyle sesleniyordu:
“ Muhterem milliyetçiler böyle yapmakla Adana’yı tehlikeye sokuyorsunuz. Eğer siz bu kalkışımla Fransızları yeneceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Halkımız her lafa aldırmasın, işine gücüne baksın.”
Adanalı kahramanlar Ali İlmi’yi birkaç kez uyardılar. Dinlenmeyince yok etmeye karar verdiler. Bunun üzerine İstanbul’a kaçtı.
Kurtuluş Savaşı başarıyla sonuçlanınca 150’liklerle yurt dışına sürüldü. (1924) Cumhuriyet’in Onuncu Yılında (1938) çıkan afla yurda döndü…
Bütün bunlara karşın Mustafa Kemal halkla birlikte yayılmacı düşmanları yendi. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti kurdu. Devrimler yaptı. Ülkeyi uygarlık düzeyine ulaştırdı. Cumhuriyetle yaşıyoruz.
Yaşasın Cumhuriyet,
Kutlu olsun Cumhuriyet…