Karacaoğlan sazı elinde, sözü dilinde halkın, hakkın bilge ozanların biridir. Yaşadığı çağda, öz yaşamında söylediği, dediği, ettiği, yaptığı açık seçiktir. O, salt dilberlere değil güzelliğe, doğruluğa sevdalıdır. “Bana kara diyen dilber” dediğinde, neye kara denir, neye denmez dolaysız, yalın anlatım içindedir.
Kişiliğinde karalanmak istenen iyinin, doğrunun savunucusudur. Elbet doğa çok renklidir. “Kara” denilecek de vardır, denilmeyecek de. Kötülükler, aymazlıklar, vurguncular, vurucular, yalancılar, her türlü pisliğin içinde olanlar (…) karalanmak niteliğindedir. Hatta onlara “kara” demek bile yeterli gelmeyebilir. Yılışırlar, anlamazdan gelirler… Onların sindiremeyeceği başka bir sıfat bulmalı onlar için. Yandaşları, eşdeşleri, istese de aklayamaz onları.
Kara’yı kimi yerde güzellik, kimi zaman da çirkinlik anlamına kullanmaktayız. Bir insana, ya da herhangi birisine tenrinden dolayı, “kara” diyemeyiz. Dersek, insana saygımızı, insana sevgimizi yitirmek an bile değildir. Bizim ödevimiz insanı sevmektir. Doğruya varmak, gerçekçi olmak, sevmekten geçer. Doğru olmanın temeli sevmektir. Sevginin olmadığı yerde bataklık vardır, çirkinlik, çirkeflik, kötülük, aymazlık vardır. Böyle bir ortamda nasıl yaşanır?
Bağımsız ve koşulsuz düşünmek, düşündürmek; iyiyi, güzeli, doğruyu sevmeyi öğretir insana. Böyle bir bilince varan insan olgunluğa yetkinliğe varmış demektir. Böyle düşünen insan, sevdiklerine “kara yağız, kara oğlan, kara kaşlım, kara gözlüm, Kara Fatmam, Kara Mehmedim, Aslan Karam (…) gibi sözlerle seslenilmektedir… ülkemizde. Acıdıklarına ise kara yazgılım, karasevdalım, kara yaslım, kara gün dostum, kara kara düşünme (…) demektedirler. Karalanmayı hak edenlere, karaçalı, kara kedi, kara çıyan, ağzı kara, kara haberci, kara deve, kara lök (…) dendiğini hepimiz duymuşuzdur. Bu konuda, kara güldürü, kara mizah yapanlar yok değildir.
Kara nitemi özgün biçimiyle bizim insanımızca kullanılmıştır. Amerika insanıysa bu yapıya sahip değildir! Olsaydı, zencileri “Kara köpek” diye horlamaz, aşağılamaz, köle olarak kullanmazlardı. Okullarını, otobüslerini, bürolarını, silolarını, ofis’lerini, gemilerini, uçaklarını, trenlerini, yollarını ayırmazlardı. Siyah beyaz kavgası bugün bile sürmektedir. “Kökler” filminin “Kuntakinteleri” kara nitemini daha iyi anlatmaktadır…
Karacaoğlan’a “kara” diyen dilber horlamak, aşağılamak için söylememiştir. Tutkusunun, aşkının saygı sevgiye varan sonucudur. İster ki, kendisini görsün Karacaoğlan, kendisini sevsin. Ama olmaz ki, her güzele özel sevgi göstermek?!
Karacaoğlanc’a sevilen dilberler, sayrı/sevgiye tutulanları kıskandırmak için, yolda yolakta, belde durakta, pınarda, pınar başında, çeşmede, çeşme başında, düğünde dernekte, harmanda samanda onun sevgisiyle öğünürler, tutkusuyla onurlanırlar! Bu sevgiye, onura ulaşamayanlar, sevda bunalımı içinde kıvranırlar, marazi bir kıskançlıkla, ona “kara” demekten kendilerini alamazlar. Çekişmeye, tartışmaya, kavgaya tutuştular… “Karadır, kara marsığın biridir” diye söylerler. Aşk sayrılığına tutulmuş dilberlerin, kavgası döğüşü, bağırtısı, söylemi Karacaoğlan’ın kulağına gelir. Karacaoğlan kendisine “Kara” denilmesini yüreğinde, büyütür. Kim kara demiştir, neden kara demiştir? Bulmak için dolaşır, güzeller içinde, güzeller durağında; dört köşeyi dinler, hakkında konuşanlar çoktur. Bir gün güzellerin harman olduğu yerde, Karacaoğlan senindir, benimdir kavgasına tanık olur. O sırada bir dilber, “Alın kara malınızı, çalın başınıza” diye bağırır. Karacaoğlan gülerek gülümseyerek saklandığı yerden çıkar…
“Bana ‘kara’ diyen dilber, dur gitme sözüm var, diyeceklerimi var, dinle” der,
Alır sazı eline bakalım ne der:
“Bana kara diyen dilber
Gözlerin kara değil mi
Yüzünü sevdiren dilber
Kaşların kara değil mi
Beni kara diye yerme
Mevlam yaratmış hor görme
Ala göze siyah sürme
Çekilir kara değil mi
İllerde konup göçerler
Lale sümbül biçerler
Ağalar beyler içerler
Kahve de kara değil mi
Karacaoğlan der inşallah
Görenler desin maşşallah
Karadonludur beytullah
Örtüsü kara değil mi”
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
M.Demirel Babacanoğlu
Karacaoğlan’ın Karası
Karacaoğlan sazı elinde, sözü dilinde halkın, hakkın bilge ozanların biridir. Yaşadığı çağda, öz yaşamında söylediği, dediği, ettiği, yaptığı açık seçiktir. O, salt dilberlere değil güzelliğe, doğruluğa sevdalıdır. “Bana kara diyen dilber” dediğinde, neye kara denir, neye denmez dolaysız, yalın anlatım içindedir.
Kişiliğinde karalanmak istenen iyinin, doğrunun savunucusudur. Elbet doğa çok renklidir. “Kara” denilecek de vardır, denilmeyecek de. Kötülükler, aymazlıklar, vurguncular, vurucular, yalancılar, her türlü pisliğin içinde olanlar (…) karalanmak niteliğindedir. Hatta onlara “kara” demek bile yeterli gelmeyebilir. Yılışırlar, anlamazdan gelirler… Onların sindiremeyeceği başka bir sıfat bulmalı onlar için. Yandaşları, eşdeşleri, istese de aklayamaz onları.
Kara’yı kimi yerde güzellik, kimi zaman da çirkinlik anlamına kullanmaktayız. Bir insana, ya da herhangi birisine tenrinden dolayı, “kara” diyemeyiz. Dersek, insana saygımızı, insana sevgimizi yitirmek an bile değildir. Bizim ödevimiz insanı sevmektir. Doğruya varmak, gerçekçi olmak, sevmekten geçer. Doğru olmanın temeli sevmektir. Sevginin olmadığı yerde bataklık vardır, çirkinlik, çirkeflik, kötülük, aymazlık vardır. Böyle bir ortamda nasıl yaşanır?
Bağımsız ve koşulsuz düşünmek, düşündürmek; iyiyi, güzeli, doğruyu sevmeyi öğretir insana. Böyle bir bilince varan insan olgunluğa yetkinliğe varmış demektir. Böyle düşünen insan, sevdiklerine “kara yağız, kara oğlan, kara kaşlım, kara gözlüm, Kara Fatmam, Kara Mehmedim, Aslan Karam (…) gibi sözlerle seslenilmektedir… ülkemizde. Acıdıklarına ise kara yazgılım, karasevdalım, kara yaslım, kara gün dostum, kara kara düşünme (…) demektedirler. Karalanmayı hak edenlere, karaçalı, kara kedi, kara çıyan, ağzı kara, kara haberci, kara deve, kara lök (…) dendiğini hepimiz duymuşuzdur. Bu konuda, kara güldürü, kara mizah yapanlar yok değildir.
Kara nitemi özgün biçimiyle bizim insanımızca kullanılmıştır. Amerika insanıysa bu yapıya sahip değildir! Olsaydı, zencileri “Kara köpek” diye horlamaz, aşağılamaz, köle olarak kullanmazlardı. Okullarını, otobüslerini, bürolarını, silolarını, ofis’lerini, gemilerini, uçaklarını, trenlerini, yollarını ayırmazlardı. Siyah beyaz kavgası bugün bile sürmektedir. “Kökler” filminin “Kuntakinteleri” kara nitemini daha iyi anlatmaktadır…
Karacaoğlan’a “kara” diyen dilber horlamak, aşağılamak için söylememiştir. Tutkusunun, aşkının saygı sevgiye varan sonucudur. İster ki, kendisini görsün Karacaoğlan, kendisini sevsin. Ama olmaz ki, her güzele özel sevgi göstermek?!
Karacaoğlanc’a sevilen dilberler, sayrı/sevgiye tutulanları kıskandırmak için, yolda yolakta, belde durakta, pınarda, pınar başında, çeşmede, çeşme başında, düğünde dernekte, harmanda samanda onun sevgisiyle öğünürler, tutkusuyla onurlanırlar! Bu sevgiye, onura ulaşamayanlar, sevda bunalımı içinde kıvranırlar, marazi bir kıskançlıkla, ona “kara” demekten kendilerini alamazlar. Çekişmeye, tartışmaya, kavgaya tutuştular… “Karadır, kara marsığın biridir” diye söylerler. Aşk sayrılığına tutulmuş dilberlerin, kavgası döğüşü, bağırtısı, söylemi Karacaoğlan’ın kulağına gelir. Karacaoğlan kendisine “Kara” denilmesini yüreğinde, büyütür. Kim kara demiştir, neden kara demiştir? Bulmak için dolaşır, güzeller içinde, güzeller durağında; dört köşeyi dinler, hakkında konuşanlar çoktur. Bir gün güzellerin harman olduğu yerde, Karacaoğlan senindir, benimdir kavgasına tanık olur. O sırada bir dilber, “Alın kara malınızı, çalın başınıza” diye bağırır. Karacaoğlan gülerek gülümseyerek saklandığı yerden çıkar…
“Bana ‘kara’ diyen dilber, dur gitme sözüm var, diyeceklerimi var, dinle” der,
Alır sazı eline bakalım ne der:
“Bana kara diyen dilber
Gözlerin kara değil mi
Yüzünü sevdiren dilber
Kaşların kara değil mi
Beni kara diye yerme
Mevlam yaratmış hor görme
Ala göze siyah sürme
Çekilir kara değil mi
İllerde konup göçerler
Lale sümbül biçerler
Ağalar beyler içerler
Kahve de kara değil mi
Karacaoğlan der inşallah
Görenler desin maşşallah
Karadonludur beytullah
Örtüsü kara değil mi”