SON DAKİKA
Hava Durumu

Karacaoğlan’ın zamanından yakınması 

Yazının Giriş Tarihi: 20.10.2025 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.10.2025 08:00

“Dinleyin ağalar zamane azgın” diyor Karacaoğlan.

Kimdir bu “zamane”?

Derebeyler, ağalar, Kozanoğluları’dır; çıkarına, hesabına, kitabına düşkün (…) olanlardır.

Karacaoğlan, düpedüz halkın yanında, içindedir. Onlar için çalar, onlar için söyler. Ağadan (…) yana çalıp söyleyecek değil ya? Özgürlüğünü düşüncesini satacak değil ya?.. Çiçekler, yaylalar, dağlar, güzeller, kendinden olan herkes onunladır.

Kim bilir belki de bunun için kızmıştır Kozanoğlu, öldürmek istemiştir Karacaoğlan’ı. Karacaoğlan da kaçmıştır Van’a.(1) Van’a değil de belki İstanbul Bursa, belki Karaman Konya, belki Bor Niğde, belki Tokat Engürü, belki Erzurum Kayseri, belki Çukurova Şam Halep, Mısır, yahut Frengistan… Belki kaçmamış da öyle sanmıştır Kozanoğlu!

Kim bilir ozan bu? Sevgilisin aramaya çıkmıştır. Ya da yeni sevgili bulmaya? Ya da hiç biri değil, dostlarını, arkadaşlarını görmeye gitmiştir. Memleket memleket, diyar diyar gezmeye, türkü çağırmaya çıkmıştır. Garibin, yoksulun sorununu çözmeye, üzüntüsünü, sıkıntısını dinlemeye, gidermeye, gönlünü almaya çıkmıştır? Kısacası çağından, dağından, tepesinden, baydan bayandan, çocuktan büyükten (…) sorumlu olmaya soyunmuştur.

İşte bundandır ki gezdiği gördüğü yerler, dertleşip söyleştiği kimseler, sevişip buluştuğu güzeller, kendini kendinden saymıştır. Kimi Farsaklı, kimi Behçe’li kimi Gökçeli, kimi Mut’lu, kimi Kilisli, kimi Erzurumlu, kimi Binboğalı, kimi Belgratlı olduğunu söylemiştir…

Niye böyle olmuştur?

Halkın içinden çıkmış, halka mal olmuş bir insan ne olabilir? Belki ileri gidiyorum ama, anonim olmuştur.

Ama kim nereli derse desin, şurası iyice bilinmeli, herkesin kafasına dank etmeli ki Karacaoğlan Çukurovalı ve hepimizindir.

Şimdi Karacaoğlan’ı dinleyelim, bakalım nasıl yakınıyor zamanından?

“Dinleyin ağalar zamane azgın

Yiğidin başında döner bir kuzgun

Tohumu almış da tarsalı bozgun

Yiğit ne desin day olmayınca

Söylerim söylerim sözümden almaz

N’ideyim cahildir halimden bilmez

Bu dostluğun senin boyuna sürmez

Anadan atadan soy olmayınca

Amana da deli gönül amana

Kalmadı iyi gün devri zamana

Cevheri de denk ettiler samana

Yük masnıtın bulmaz denk olmayınca

Karacaoğlan der ki yiğitler öğer

Açılmış meyvenin dalını eğer

Güzelin kıymeti bin altın değer

N’etmeli güzeli huy olmayınca

Karacaoğlan’ın kendi çağında, (17.yy.’da) zamane azgın! Bugün de öyle değil mi? her çağda, her devirde güzellik de vardır, azgınlık da…

Niçin kalkmıyor, kaldırılamıyor bu azgınlıklar?

Yönetim zayıflığından, yasaların uygulana aksaklığından, yaptırımından… kaynaklanıyor olabilir! Eşkıyalık, yol kesme, haksızlık etme, başkalarının malına göz dikme, kadınına kızana sataşma, öldürme, avantadan, beleşten geçinme, çocuk kaçırma, taciz etme (…) gibi olaylar o gün de vardı, bugün de var. Bu nasıl bir aymazlık? Hapishaneler doluyor taşıyor, af ediliyor. Kısa zaman geçiyor, yine doluyor… Hele savaşlar… Hele toplu katliamlar… Bir türlü durdurulamıyor zamane azgınlıkları… Karacaoğlan’ın derdi bu. Ondan bu zamana bir değişim, bir iyileşme görülemiyor! Bugün yaşasaydı kim bilir ne derdi?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.