TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

MERAL SEVAL RESİM SERGİSİ

Yazının Giriş Tarihi: 30.04.2024 15:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.04.2024 15:23

Meral Seval bir olmuşlar, tablolarını bir araya getirmişler, 26.04.2024 günü Adana Ressamlar Derneği Salime Kaman Sanat Galerisi’nde(*) sergilemişler. Bize, seyircilere bakmak, değerlendirmek düşüyor.

Ressamları tanıyalım:

Meral Soylu; Niğde 1959 doğumlu, Niğde-Ticaret Lisesi’ni mezunu; Adana’da, Selçuk Üner, Veysel Kubat atölyelerinden ders almış, gerçekçi resimler yapıyor. Adana’da yaşıyor.

Seval Eroğlu, Adana doğumlu. Paksoy Lisesi ‘ni bitirmiş. Mustafa Dulda Atölyesi’nden mezun olmuş. Dışavurumcu anlayışla resimlerini yapıyor. Adana’da yaşıyor.

Tablolara bakalım.

Çok görkemli bir sergi oldu. Adana ressamları hep oradaydılar. Davetlilerle kaynaştılar. Resimler hakkında konuştular, değerlendirdiler.

Tablolar genel olarak figüratif, sıcak renk ağırlıklarındaydılar, yer yer soğutulmuş renkler yok değildi. Her bir tablonun kendine özgü çekiciliği vardı. İzleyicilere sesleniyordu.

Bahardayız ama, kış beni unutmayın diyordu. Eski taş evlerden oluşmuş eski bir mahalle eski sokağını karlar kaplamış, ağaç dalları kuru gibi duruyor. Arasında eşeğe binmiş, yanında bir çocukla bir yolcu betimlenmiş…

Nasıl da canlı, bizi bile çekiyor yanına, haydi böyle bir tatlı görüntüyü yayın diyor… Yaşamak için karlı dağlara gitmek gerek, Uludağ, Süphandağ, Toroslar gibi yerlere… Kışın da ayrı bir zevki güzelliği var…

Bir tablo daha;

İnsanlar hep bir yerde duracak değil ya, kendiliğinden bir yerlerde toplanıyorlar ölçülü aralarlarla duruyorlar; her biri göıü gözlüyor, sonuçlar çıkarıyor kendine; ayrıca tanışıyorlar, sosyolojik yaşamı tadıyorlar; böyle bir yaşamı, sarı yeşil, kahve, gri … renklerle betimliyor ressam…

Eski bir sokak ama dar, eşekli bir satıcı, ne satıyorsa… çok güzel betimlenmiş. Eşekli satıcılar bizim köye de gelirdi, kitap, kanaviçe, pestil, kuru incir, üzüm satarlardı. Onlardan Karacaoğlan kitabı almıştım…

Ev yaşamı bir başka oluyor. Karevit, kerevette oturan üç kişi, biri gazete okuyor, biri düşünüyor, biri bastonuna dayanmış; koyu renklerle betimlenmiş bir tablo…

Bakınız şurada ilginç bir kadın portresi…dağılmış saçlar, pembe yüzler, boyalı dudaklar, kısa bir boyunla çevrelenmiş kafa beyin… içi düşüncelerle dolu, sorunları çözmeye çalışıyor olmalı, az biraz soğutulmuş, sıcak rengin ağır tonlarıyla betimlenmiş bir portre…içinde ne varsa dışa vurmuş, görünüyor, algılanıyor, düşündürüyor…

Ya şu kediye ne demeli…efe gibi duruyor, çevresini gözlüyor… araç gereçleri tarıyor… sıcak renkle betimlenmiş…harika bir kedi tablosu… Adana kedileri hep böyle; sokakları dolaşırlar, kimseye minnet etmezler!…

Şu tablo da ilginç; sarı soyut renge bulanmış, yalnızca yüzü algılanıyor bir kadın tablosu. Sarıp sarmalanan bir kadının dünyası… O dünya yeni dünyayı oluşturuyor…

 

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.