Çukurova Üniversitesi’nden Doç. Dr. Bilge Karga Göllü, Dr. Öğretim Üyesi Bedri Aydoğan’ın düzenlediği anma etkinliği, öğrencileri tarafından gerçekleştirildi. Halk ve davetliler izlediler.
Günümüzden 145 yıl önce 17. Mayıs 1880 yılında dünyamızdan ayrılan Ziya Paşa’yı anmak üzere, Ziya Paşa Parkı’nda Ziya Paşa Mezarı başında yetkililer, öğrenciler, izleyiciler, davetliler yer almışlar… Saygı duruşu yapıldı, İstiklal marşı okundu.
Bilge Karga Göllü, Bedri Aydoğan gözetiminde öğrenciler mezarı başında ve Duyunu Umumiye Binası’nda Ziya Paşa’nın yaşamını, şairliğini, yazarlığını, çalışmalarını serüvenlerini anlattılar...
Özetle şöyle dediler:
Ziya Paşa’nın doğum tarihi 1829’dur. Mezar taşındaki yanlış tarihin doğrusu yazılmalı.
Mezarını Abidin Paşa yaptırmış, büstünü 1962’de Valı Mukadder Öztekin diktirmiştir.
Ziya Paşa şiire başladığı yıllarda Gümüşhalkalı, Altınoluk, Servili, Kılıçlar’a gidiyor, orada bulunan kahvelerde şairlerle konuşuyor, şiirler okuyor, atışmalarda bulunuyordu…
Babası onun Farsça öğrenmesini istemiyordu. “Kim okur Farisi/ Gider dinin yarısı” diyordu. Fakat o gizlice Farça, fransızca öğrendi…
Beyitler, Tarci-i Bend, Terkib-i Bend, Zafername (…) gibi yapıtlar verdi. Zafername’de Sadrıazam Ali Paşa’yı eleştirdi. Bu yüzden sarayla arası açıldı. 1867’de Fransa’ya gitti, oradan da İngiltere’ye geçti. Burada “Hürriyet” gazetesini çıkardı, olayları eleştirilerini yazdı. Ali Paşa’nın 1871’de ölümüyle yurda döndü...
V. Murad tahta geçirildi. Çok sürmedi “Kanun-i Esasi” nin yapılmasını söz veren Abdülhamit tahta geçti; 1876’da Kanun-i Esasi’nin yapılması görevini Mithat Paşa Namık Kemal, Ziya Paşa’ya verdi. Kanun-i Esasi’yi yapıldı. Çok sürmedi Abdülhamit Kanun-i Esasi’yi kaldırdı. Yapanları sürgün gönderdi. Mithat Paşa Taif’e, Namık Kemal Midilli’ye, Ziya Paşa Suriye’ye Adana’ya sürgün edildi.
Ziya Paşa, Adana’ya gelir gelmez düşünce suçlularını çıkardı hapisten. Kendisine karşı olan şair Ziya’yı İstanbul’a gönderdi okuttu.
İstanbul’dan Tiyatro kumpanyası getirtti; Batı tarzı tiyatroyu kurdu. Tiyatro binası yaptırdı. Valilik çalışanlarının ve halkın tiyatro izlemesini sağladı.
Devasa çarklar kurdurdu Seyhan üzerine, Adana topraklarını sulattı…
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim:
Şair yazar diplomat devlet adamı Vali Ziya Paşa Adana’ya geldiğimden beri böylesine kapsamlı bir biçimde anılmadı. Teşekkür ediyorum, var olun, sağ olun diyorum…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
M.Demirel Babacanoğlu
Ziya Paşa’yı anmak
Çukurova Üniversitesi’nden Doç. Dr. Bilge Karga Göllü, Dr. Öğretim Üyesi Bedri Aydoğan’ın düzenlediği anma etkinliği, öğrencileri tarafından gerçekleştirildi. Halk ve davetliler izlediler.
Günümüzden 145 yıl önce 17. Mayıs 1880 yılında dünyamızdan ayrılan Ziya Paşa’yı anmak üzere, Ziya Paşa Parkı’nda Ziya Paşa Mezarı başında yetkililer, öğrenciler, izleyiciler, davetliler yer almışlar… Saygı duruşu yapıldı, İstiklal marşı okundu.
Bilge Karga Göllü, Bedri Aydoğan gözetiminde öğrenciler mezarı başında ve Duyunu Umumiye Binası’nda Ziya Paşa’nın yaşamını, şairliğini, yazarlığını, çalışmalarını serüvenlerini anlattılar...
Özetle şöyle dediler:
Ziya Paşa’nın doğum tarihi 1829’dur. Mezar taşındaki yanlış tarihin doğrusu yazılmalı.
Mezarını Abidin Paşa yaptırmış, büstünü 1962’de Valı Mukadder Öztekin diktirmiştir.
Ziya Paşa şiire başladığı yıllarda Gümüşhalkalı, Altınoluk, Servili, Kılıçlar’a gidiyor, orada bulunan kahvelerde şairlerle konuşuyor, şiirler okuyor, atışmalarda bulunuyordu…
Babası onun Farsça öğrenmesini istemiyordu. “Kim okur Farisi/ Gider dinin yarısı” diyordu. Fakat o gizlice Farça, fransızca öğrendi…
Beyitler, Tarci-i Bend, Terkib-i Bend, Zafername (…) gibi yapıtlar verdi. Zafername’de Sadrıazam Ali Paşa’yı eleştirdi. Bu yüzden sarayla arası açıldı. 1867’de Fransa’ya gitti, oradan da İngiltere’ye geçti. Burada “Hürriyet” gazetesini çıkardı, olayları eleştirilerini yazdı. Ali Paşa’nın 1871’de ölümüyle yurda döndü...
V. Murad tahta geçirildi. Çok sürmedi “Kanun-i Esasi” nin yapılmasını söz veren Abdülhamit tahta geçti; 1876’da Kanun-i Esasi’nin yapılması görevini Mithat Paşa Namık Kemal, Ziya Paşa’ya verdi. Kanun-i Esasi’yi yapıldı. Çok sürmedi Abdülhamit Kanun-i Esasi’yi kaldırdı. Yapanları sürgün gönderdi. Mithat Paşa Taif’e, Namık Kemal Midilli’ye, Ziya Paşa Suriye’ye Adana’ya sürgün edildi.
Ziya Paşa, Adana’ya gelir gelmez düşünce suçlularını çıkardı hapisten. Kendisine karşı olan şair Ziya’yı İstanbul’a gönderdi okuttu.
İstanbul’dan Tiyatro kumpanyası getirtti; Batı tarzı tiyatroyu kurdu. Tiyatro binası yaptırdı. Valilik çalışanlarının ve halkın tiyatro izlemesini sağladı.
Devasa çarklar kurdurdu Seyhan üzerine, Adana topraklarını sulattı…
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim:
Şair yazar diplomat devlet adamı Vali Ziya Paşa Adana’ya geldiğimden beri böylesine kapsamlı bir biçimde anılmadı. Teşekkür ediyorum, var olun, sağ olun diyorum…