İklim değişikliği artık hepimizce bilinen bir gerçek.. Çünkü mevsimlerdeki anormal değişimleri görmekle birlikte, yaşamımız üzerindeki etkilerini de artık tüm insanlık iyi biliyor. Bundan 25-30 yıl öncesinde bilim adamları, akademisyenler, STK temsilcileri vs. toplantılar yaparak, televizyonlara çıkarak iklimlerdeki değişimlere dikkat çekerlerdi ve hep 2-50’den sonrası gösterilirdi ancak biraz daha erken geldi gibi..
Şimdi bir bakıyorsunuz aşırı sıcak ve kurak geçen yaz ayları, aynı şekilde yağmurların az yağdığı kış mevsimleri, yaz dönemlerinde yaşanan aşırı yağışlar, hortumlar, zirai don vs. daha değişik değişik olaylar..
Yaşanan bu değişim beraberinde yaşamımızın vazgeçilmezi olan sağlıklı gıda ve gıdanın tedariği sorunu ile bizleri karşı karşıya bıraktı. Kurak geçen mevsimler, dengesiz iklim, kaybedilen tarım arazileri, havadaki, sulardaki kirlilik ister istemez gıdada üretim sorunları ile karşı karşıya bırakıyor.
Sonuçta tüm tarım ürünlerinin büyümesi toprak, su, güneş ışığı ve sıcaklığa bağlı.. Bunun yanında dengeli mevsimler olmalı.. Mevsimlerdeki değişim, bölgeye adapte olan bitkiyi doğal olarak etkiliyor. İşte iklimlerdeki değişim, tüm bunlara etki eden önemli bir bileşen olarak karşımıza çıkıyor.
Uzmanların deyişlerine baktığımızda bu değişimin en büyük etmeni, yaklaşık 250 yıl öncesinde başlayan ve hayatımızı kolaylaştıran sanayi devrimi ile başlıyor. Sonuçta artan nüfusla birlikte artan enerji ihtiyacı ve bunun da neredeyse tamamını fosil yakıtlar ile karşılıyoruz.
Fosil yakıtların da bu denli yüksek kullanımı, beraberinde atmosferdeki sera gazı miktarı arttırıyor, suya, toprağa karışan plastikler yapısını bozuyor. Zaten havamızdaki CO2 miktarı artmaya devam ediyor.
Atmosferdeki sera gazlarının sebep olduğu ısı artışı, yani iklim değişikliğiyle birlikte tarımsal verimlilik üzerinde etkili olan sıcaklık, yağış miktarı ve güneşlenme süresi değişmekte, deniz seviyesindeki yükselmelere bağlı bazı bölgeler sular altında kalma riskiyle karşı karşıya kalmakta..
Sadece bu mu? Değil tabi ki.. Küresel iklim değişimiyle beraber, sıcaklıklardaki artış bitkilerde çiçeklerin erken açmasına neden oluyor. Döküyor. Ve sonuç ya verim kaybı, ya da tamamen bitkinin yaşayamaması.. Bazı bitkilerin yer değiştirmesi vs. daha birçok sorun..
O bakımdan acilen çözüm üretilmeli ve özellikle yenilenebilir enerji alanlarına yönelmeli.. Suyun çok kullanıldığı tarımda modern sulama sistemleri kullanılmalıdır. Hava, su ve toprağı en çok kirleten fosil yakıtlardan da mümkün olduğunca uzak durmalı..
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Serhat Şanlı
İklim değişikliğinin tarıma etkisi
İklim değişikliği artık hepimizce bilinen bir gerçek.. Çünkü mevsimlerdeki anormal değişimleri görmekle birlikte, yaşamımız üzerindeki etkilerini de artık tüm insanlık iyi biliyor. Bundan 25-30 yıl öncesinde bilim adamları, akademisyenler, STK temsilcileri vs. toplantılar yaparak, televizyonlara çıkarak iklimlerdeki değişimlere dikkat çekerlerdi ve hep 2-50’den sonrası gösterilirdi ancak biraz daha erken geldi gibi..
Şimdi bir bakıyorsunuz aşırı sıcak ve kurak geçen yaz ayları, aynı şekilde yağmurların az yağdığı kış mevsimleri, yaz dönemlerinde yaşanan aşırı yağışlar, hortumlar, zirai don vs. daha değişik değişik olaylar..
Yaşanan bu değişim beraberinde yaşamımızın vazgeçilmezi olan sağlıklı gıda ve gıdanın tedariği sorunu ile bizleri karşı karşıya bıraktı. Kurak geçen mevsimler, dengesiz iklim, kaybedilen tarım arazileri, havadaki, sulardaki kirlilik ister istemez gıdada üretim sorunları ile karşı karşıya bırakıyor.
Sonuçta tüm tarım ürünlerinin büyümesi toprak, su, güneş ışığı ve sıcaklığa bağlı.. Bunun yanında dengeli mevsimler olmalı.. Mevsimlerdeki değişim, bölgeye adapte olan bitkiyi doğal olarak etkiliyor. İşte iklimlerdeki değişim, tüm bunlara etki eden önemli bir bileşen olarak karşımıza çıkıyor.
Uzmanların deyişlerine baktığımızda bu değişimin en büyük etmeni, yaklaşık 250 yıl öncesinde başlayan ve hayatımızı kolaylaştıran sanayi devrimi ile başlıyor. Sonuçta artan nüfusla birlikte artan enerji ihtiyacı ve bunun da neredeyse tamamını fosil yakıtlar ile karşılıyoruz.
Fosil yakıtların da bu denli yüksek kullanımı, beraberinde atmosferdeki sera gazı miktarı arttırıyor, suya, toprağa karışan plastikler yapısını bozuyor. Zaten havamızdaki CO2 miktarı artmaya devam ediyor.
Atmosferdeki sera gazlarının sebep olduğu ısı artışı, yani iklim değişikliğiyle birlikte tarımsal verimlilik üzerinde etkili olan sıcaklık, yağış miktarı ve güneşlenme süresi değişmekte, deniz seviyesindeki yükselmelere bağlı bazı bölgeler sular altında kalma riskiyle karşı karşıya kalmakta..
Sadece bu mu? Değil tabi ki.. Küresel iklim değişimiyle beraber, sıcaklıklardaki artış bitkilerde çiçeklerin erken açmasına neden oluyor. Döküyor. Ve sonuç ya verim kaybı, ya da tamamen bitkinin yaşayamaması.. Bazı bitkilerin yer değiştirmesi vs. daha birçok sorun..
O bakımdan acilen çözüm üretilmeli ve özellikle yenilenebilir enerji alanlarına yönelmeli.. Suyun çok kullanıldığı tarımda modern sulama sistemleri kullanılmalıdır. Hava, su ve toprağı en çok kirleten fosil yakıtlardan da mümkün olduğunca uzak durmalı..