TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Davutoğlu: Adana öncü şehirdir

Gelecek Partisi Genel Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Adana'ya  öncü şehir dediğini belirterek, “Çünkü Adana 01 plakayla Türkiye'yi arkasından sürükleyen bir şehirdir. Adana nereye giderse Türkiye oraya gider” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 11.11.2023 16:06
Haber Güncellenme Tarihi: 11.11.2023 16:06
Kaynak: Haber Merkezi
Davutoğlu: Adana öncü şehirdir

Selma Ataş- Abdurrahim Sağ

ADANA (İLKHABER)-Gelecek Partisi Genel Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Adana'ya  öncü şehir dediğini belirterek, “Çünkü Adana 01 plakayla Türkiye'yi arkasından sürükleyen bir şehirdir. Adana nereye giderse Türkiye oraya gider” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başbakanı Ahmet Davutoğlu Seyhan İlçe 2. Olağan Kongresi’ne katıldı. Selman-ı Pak Kültür Merkezi'nde düzenlenen kongre dün öğle saatlerinde başladı. Kongreye katılmak üzere kente gelen Gelecek Partisi Genel Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay ve partililer katıldı. Burada bir konuşma yapan Davutoğlu, Adana’ya defalarca geldiğini belirtti. Başbakanlık döneminde de, Gelecek Partisi Genel Başbakanı olarak da kentte çok defa geldiğini dile getiren Davutoğlu, “Adana'yı tanımayan Anadolu Kültürünü anlayamaz. Adana'yı tanımayan köklerimizi keşfedemez. Başbakan olarak da defalarca Adana'ya geldim. Gelecek Partisi genel başkanı olarak defalarca burada bulundum. Gittiğim her şehre bir isim veririm. Bursa'ya Ulu Şehir demiştim. Erzurum'a Kale Şehir. Konya'ya Merkez Şehir. Adana'ya da öncü şehir demiştim. Çünkü Adana 01 plakayla Türkiye'yi arkasındana sürükleyen bir şehirdir” diye konuştu.

Davutoğlu Adana öncü şehirdir (5)

Türkiye’nin Adana’nın peşinden gittiğini anlatan Davutoğlu, “Adana nereye giderse Türkiye oraya gider. Tarihe bakın. Bizim Orta Asya'dan buraya geldiğimizde isimler bile önemlidir. Bizim kültürümüzün Orta Asya'daki en önemli merkezi Maveraünnehir, yani iki nehir arasındaki bölgedir. Bu iki nehrin arkaları ne biliyor musunuz? Coğrafyada geçer ama bir de ben Adana perspektifinden bakayım. Seyhun ve Ceyhun. Bu nehirlerin ortasında biz Türk-İslam medeniyetinin en köklü şehirlerini kurmuşuz: Semerkand, Buhara. Sonra Anadolu'ya gelmişiz. Ve Anadolu'ya gelen kollarımız bir bakmışlar burada da iki nehir ve iki nehrin arasında bir bereket diyarı var. Bir küçük harf değişikliği olmuş Seyhun yerine Seyhan, Ceyhun yerine Ceyhan. Ve Çukurova demişler o topraklara. Bereketin adı olsun diye. Maveraünnehri kolu burada devam etsin diye. Onun için Çukurova sadece bizim bereket diyarımız değil, tarihimizin de o köklerden Anadolu topraklarına yansıyan resmidir. Selam olsun Çukurova'ya” şeklinde konuştu.

Davutoğlu Adana öncü şehirdir (1)

Türkiye'de tarımın klasik anlamda yapılmasında öncü bölgesinin Çukurova olduğunu işaret eden Davutoğlu, “Tarım modernleşmesinin de merkezi Çukurova'dır. İlk tren yollarının, ilk ticaret odası kuruluşlarının olduğu yer de burasıdır. Ve kişilere bakın. Şu ana kadar birkaç il var ki bu özelliklere uyar. Adana da bunlardan biri. Adana hiçbir zaman vasat olmamıştır. Yani sıradan bir Adanalıya rastlamazsınız. Ya öndedir ve sürükler arkasındakileri ya da mutlaka bir sesi çıkar. Sıradan Adanalı görmedim ben. Adanalı, hep cesur, Adanalı hep yiğit, Adanalı hep öndedir. Örneğin; Edebiyat diyeceksiniz Yaşar Kemal, Orhan Kemal. Müzik diyeceksiniz, Ferdi Tayfur çığır açıyor. Seven sevmeyen herkes 'Bu şehir bir çığır açtı' der. Futbol diyeceksiniz Fatih Terim, sinema diyeceksiniz Yılmaz Güney. Hangi alanı açarsanız açın mutlaka Adanalı kendini fark ettirir. Allah'ına kurban Adana” ifadelerini kullandı.

Teşkilatları ve partilerinin kuruluşundan başlayan süreci anlatan Davutoğlu değerlendirmelerine devam ederek sözlerini şöyle sürdürdü;

“İşte böyle güzel bir yerde kongremizi yapıyoruz. Evet siyasetle rekabet olur ama siyasi geleneği kuran partiler o rekabeti mutlaka siyasi nezaketle süslerler. İşte ben bu bakımdan adam teşkilatımızla gurur duyuyorum. Emeği geçen her arkadaşımıza da tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Biz Gelecek Partisi'ni çok zor şartlarda kurduk. Türkiye'de partilerin kurulması hep zor oldu. Bazen darbeler sonrasında, bazen olağanüstü şartlarda ama hiçbir parti bizim kurulduğumuz şartlarda zorluklar yaşamadı. Neden? Çünkü biz, ben iktidarda otoriteleşmeye doğru giden bir partinin içinden çıkarak kendim o partinin genel başkanlığını yaptıktan sonra o partiye dönüp bayrak açtım. O iktidara dönüp bayrak açtım. Çünkü ülke kötüye gidiyordu. Benim için siyaset, bir parti itaatten daha önemli, daha erdemli, daha hikmetli bir işti. 'Yanlış gidiyorsunuz' dedim. 'Yolsuzluklarla bu ülkenin kaynaklarını tüketmeyin' dedim. 'Hukuku egemen kılın' dedim. 'Ülkenin dar kaynaklarını faize, ranta yatırmayın. Orada harcamayın. Ülkenin dar kaynaklarını tarıma, sanayiye, üretime ayırın' dedim.

Arkadaşlarımızla birlikte söylediğimiz sözlere yirmi 22 Nisan 2019'da yayınladığımız manifestoya bir tek Ak Partili çıkıp da 'Yanlış söylüyorsunuz' diyemedi. Çünkü biz milletin halinden anlayarak yola çıkmıştık ve o zaman haykırmıştık. Ya halinizi değiştirirsiniz ya da çöküşe gidersiniz. Büyük baskılar gördük arkadaşlar. Kolay yürünmedi bu yol. Türk siyasetinde hiçbir genel başkan iktidarda bulunduğu partiden ayrılıp o partinin yanlış politikalarına karşı sesini yükseltmedi. Rahmetli Bülent Ecevit Cumhuriyet Halk Partisi den ayrılmış ki genel başkan olarak ama zaten Cumhuriyet Halk Partisi o sırada kapatılmıştı. Kendi arkadaşlarınız, eski dostlarınız tarafından baskı görmekten daha ağır bir şey yok. Üstümüze geldiler. Genel başkan yardımcımızı cuma namazına giderken öldüresiye bir saldırıya muhatap kıldılar. Yine genel başkan yardımcılarımız hala mahkemelerde her ifadeleri dolayısıyla mahkeme huzuruna çıkıyorlar. Biz korkmayız. Milletin önüne çıkmaktan korkmayan, hele hele yüreğinde hep Allah'ın huzuruna çıkacağı günü düşünen insanları korkutabilmek mümkün mü arkadaşlar? Korkutamazlar bizi. Sonra, toplumdaki kutuplaşmayı gidermek için muhalefetle bütün çabalarımızda ne kadar dayanış sarf ettiğimizi bir birlik ve beraberlik için herkes gördü.

Ümitsizlik vardı dört yıl önce. Ama daha büyük ümitsizlik son seçimlerden sonra ortaya çıktı. Nereye giderseniz gidin insanlar, gençler gelecekten ümidi kestiler. Nereye giderseniz gidin iktidara oy verenler bile umutsuzluk girdabı içerisindeler. Şimdi de düşünün çiftçilerimiz ki ben Çukurova'ya her bahar gelirim. Çiftçinin yüzü Çukurova'da gülüyorsa durum iyi demektir. Ama her yerde iyi anlamına gelmez. Çünkü Çukurova zaten bereket diyarı. Ama çiftçilerimizin yüzü Çukurova'da dahi gülmüyorsa Türkiye'de felaket var demektir. Şu ana kadar son üç sene içinde değişik vesilelerle tam da bahar aylarında Adana'ya hep geldim. Ve çiftlerimizden hep feryat işittim. Çukurova çiftçisi mutlu huzurlu değilse Türkiye'de hiçbir çiftçi mutlu değildir. Hangi ürünü alırsanız alın bir önceki yıla göre enflasyonun çok gerisinde alım fiyatları verildi. Buğday dokuz bin TL'ydi, altı bin TL'ye zor alıcı buldu”

Kaynak: Haber Merkezi

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.