Mor Haritam’ın Lansman Toplantısı Yapıldı

İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Ajansı aracılığı ile finansal destek sağladığı ‘siyasette ve iş hayatında kadınların liderliğinin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin geliştirilmesi projesi kapsamında UN Women Türkiye, Adana Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı bir araya gelerek Mor Haritam’ın tanıtım toplantısı Divan otelde yapıldı. Açılış konuşmalarının ardından mor haritanın tanıtımı ve konukların sorduğu sorular yanıtlandı.

UN Women Türkiye Ülke Direktörü Yardımcısı Zeliha Ünaldı, “Ben de toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı geçici önlemler için elime mikrofon almış oldum. Sayın genel sekreter yardımcımız Türkan Hanım ve Adana Büyükşehir Belediyesi'nin sevgili çalışanları, sevgili çalışma arkadaşlarım ama bunu söylemeden edemeyeceğim, çok sevgili hemşerilerim çünkü bugün hakikaten burada bir Adanalı olarak da bulunmak benim için çok büyük bir ayrıcalık. Ama öncesinde bir Adanalı olarak yine aslında bu işin nasıl bir tamamlayıcılığı olduğunu ben kendi öz yaşam hikayemden de söyleyebilirim. Ben bugün bu işi yapıyorsam, yıllardır toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışıyorum. Belki de en büyük sebeplerinden bir tanesi çeşitliliğin ve farklılığın dışlandığı değil kutlandığı bir memlekette doğup büyüdüğüm için” dedi.

Zeliha Ünaldı, “Bunun içinde tüm hemşerilerimize ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Tabii en büyük teşekkür bugün özellikle bize Birleşmiş Milletler Kadın Birimi olarak toplumsal cinsiyete duyarlı hizmet sunumunda hizmet kalitesini arttırmak, ulaşılamayana ulaşmak için elinden gelen yapan ve dolayısıyla da bizim  özellikle bir araç olarak, bir sosyallik haritasını, mor haritayı Türkiye'nin başka yerlerine Ankara'da, Eskişehir'de daha önce yaptığımız ü bizimle birlikte  yapmak isteyen büyükşehir belediye başkanına ve liderliğinde tüm belediyede çalışan arkadaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum” diyerek konuşmasına başladı.

Zeliha Ünaldı, “Biz kadınların liderliği alanında çalışıyoruz”

Zeliha Ünaldı konuşmasında mor haritanın yolculuğuna değinerek şu ifadeleri kullandı: “Bütün bu mor harita yolculuğunda 2020 yılından beri Ankara'da ilk yaptığım mor haritadan bu yana birlikte çok şey öğrendik. Geliştirici yönde bir takım değişiklikler yaptık ve bugün Adana'da açılışını yaptığımız mor haritam bu İsveç Kalkınma Ajansı ve İsveç hükümetinin desteği bu anlamda bizler için çok önemli. İşte bu noktada mor haritam daha güvenli kentler, daha yaşanabilir, daha ayrımcılığı körüklemeyen ama ayrımcılığa çare olabilecek hizmetlerin sunabileceği bir model olarak biz duyarlı olarak bütün hizmet alanlarımızı örtüyor. Çünkü biz kadınların liderliği alanında çalışıyoruz. Kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi ve şiddetle mücadele alanında çalışıyoruz. Çalıştığımız tüm bu alanların aslında yerelde belediyelerle birlikte nasıl daha iyi sunulur ve kadınların çocuklarının güçlenmesine katkı sağlar. Bunun için bir araç olarak bugün burada sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.”

Ünaldı, “Özellikle güvenli kentler kapsamında çalışmalar yürütüyoruz”

Zeliha Ünaldı konuşmasında mor haritanın güvenli kent özelliğine değinerek şunları söyledi: “Mor haritamın aslında oturduğu başka bir alan daha var. Biz Birleşmiş Milletler Kadın Birimi olarak yerel yönetimlerde, özellikle güvenli kentler kapsamında çalışmalar yürütüyoruz. Güvenli kentler derken de özellikle çoğunluğu erkek olan yöneticilerin ihtiyaçlarına denk düşmediği için ya da yaşamadıkları için, görmedikleri, özellikle riskler ve güvensizlik ortamı sağlayan yerlerin tespit edilmesi, bunların ortadan kaldırılması, yine kadın liderliğinde  kent tasarımlarından  kentte birtakım hizmet sunumunun planlanmasına kadar kadınların katılımcı olarak yer aldığı  kentler güvenli kentler. İşte bunun da aslında orta yerinde yine  mor haritam bizim için hem veri toplamak hem de bu toplanan verileri ihtiyaçlara yönelik olarak sunabilmek için önemli bir araç.”

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı Araştırma Direktörü Dr. Itır Akdoğan, “Demokratik kent yönetimi en başta gelen toplumsal cinsiyet eşitsizliği, iklim krizi, göç politikaları, çocuk politikaları gibi öne çıkardığımız alanlar var. Mümkün olduğu kadarda bunların kesiştiği alanlarda projeler yapıyoruz” diyerek konuşmasına başladı.

Akdoğan, “Diğer düşünce kuruluşlarından belki de ayrılıştıran şey dijital politika araçları geliştiriyoruz”

Dr. Itır Akdoğan, konuşmasında 2016 yılından itibaren veriye dayalı politika kullandıklarını belirterek şunları söyledi: “Özellikle 2016’dan bu yana ağırlıklı olarak veriye dayalı politika süreçlerini güçlendiren işler yapıyoruz. Düşünce kuruluşlarının alışagelmiş araştırma, rapor, politika önerisi gibi işlerin yanı sıra eğitimler veriyoruz. Biz de diğer düşünce kuruluşlarından belki de ayrılıştıran şey dijital politika araçları geliştiriyoruz. Mor harita bunlardan bir tanesi. Birazdan harita üzerinde oynamaya başlayacağız.  Veriye dayalı politikayı neden demokratikleştirici bulduğumuzla ilgili bilgi paylaşmak istiyorum. Çünkü veriye dayalı politika sürecinde izlenildiği zaman öncelikle daha önceki konuşmacıların söylediği gibi kentteki kimseyi geride bırakmayacak, kapsayıcı olduğunu gerçekten kontrol edilebilmesini sağlayan şey bütün o verilerdeki veriş setlerindeki değişkenler. Ne kadar çok kentte yaşayan herkesin derdini, sorunlarını yansıtan şekilde veri toplanırsa o kadar çok insanın derdine derman olacak hizmetler yardımlar kararlar alabiliyor belediye.”

Akdoğan, “Stratejik planlama döneminde göstergeler çok önemli”

Dr. Itır Akdoğan, “Bu işi yaparken farklı birimler şu anda Türkiye'de hem merkezi yerel yönetimlerdeki önemli konulardan bir tanesi. Aynı çatı altındaki farklı birimlerin bile verilerinin  herkesin farkında olmadığı şekilde toplanması. Birbirini görmüyor olması, birbiriyle konuşmaması dolayısıyla aslında zaman, emek, mali kayıpların olması. Dolayısıyla o şeffaflık, işbirliğiyle birlikte çalışabilirlik ilkeleri de aslında karar verilme özelliği.  Özellikle stratejik planlama döneminde göstergeler çok önemli. Stratejik planlar aramızda belediyelerin stratejik planlarını yapan kişiler varsa çok kolaylıklar en zor dönemlerimizden birini şu anda geçiriyorsunuz. Ama maalesef  bütün Türkiye'deki  birçok  farklı belediyelerin baktığımız zaman birbirine çok benzer göstergeler görüyoruz. Yani amaçlar ve hedefler daha genel kavramlarla, kelimelerle yazıldığı için benzemesi bir yere kadar anlaşılabilir. Ama göstergeler yerelden ve biricik olması aslında o belediyelerin kaynaklarını daha doğru kullanmalarına, hizmetlerinin daha isabetli yardımcı oluyor. Dijital politik araçları biraz o mekânsal veriyi de kullandığı için  daha en yerelden mahalleden gelen bilgiyi daha oraya ait göstergelerin düşünülmesini, kararlaştırılmasını kolaylaştırıyor. O açıdan da demokratikleştirici buluyorum.”