'Maden Kanunu' teklifine tepkiler çığ gibi artıyor

TBMM’ye sunulan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, çevreci kuruluşların sert tepkilerine neden oluyor. Teklifin, doğal alanlarda büyük tahribatlara neden olacağı endişesiyle geri çekilmesi isteniyor.

Haber Giriş Tarihi: 24.06.2025 13:06
Haber Güncellenme Tarihi: 24.06.2025 13:09
Muhabir: ALİ GÜRELİ
'Maden Kanunu' teklifine tepkiler çığ gibi artıyor

TBMM’ye sunulan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne göre, bazı orman ve sit alanlarında madencilik faaliyetlerine izin verilmesinin yolu açılırken, çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) süreçlerinde de değişikliğe gidildiği öne sürülüyor. Teklifin, yatırım süreçlerini hızlandırma amacı taşıdığı ifade edilirken, çevreci kuruluşların temsilcileri, bu değişikliklerin çevre koruma ilkeleriyle çeliştiğini savunuyor.

"Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı" alınmadıkça projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemeyeceği, proje için yatırıma başlanamayacağı ve ihale edilemeyeceği, ancak bu durumun söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına da engel teşkil etmeyeceği belirtiliyor.

TEMA Vakfı, Doğa Derneği ve WWF-Türkiye gibi birçok sivil toplum kuruluşu yaptıkları açıklamalarda, “Kanun teklifi, doğayı ve ekosistemleri geri dönüşü olmayan şekilde tahrip etme riski taşımaktadır. Kamu yararı gözetilmeden yapılan bu düzenlemeler, anayasal çevre hakkını zedelemektedir” ifadelerine yer veriyor.

Uzmanlar ise teklifin yasalaşması halinde, Türkiye'nin birçok doğal ve korunması gereken bölgesinde madencilik faaliyetlerinin artabileceğine dikkat çekiyor. Orman alanları, milli parklar ve su havzaları gibi kritik ekosistemlerin tehdit altına girebileceği iddia ediliyor.

“Sosyal ve hukuki açıdan da ciddi riskler taşıyor”

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, teklifin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda sosyal ve hukuki açıdan da ciddi riskler taşıdığını söyledi.

Ataç, 1985’ten bu yana 30 kez değiştirilen Maden Kanunu’nun her düzenleme ile doğa koruma önlemlerini zayıflattığını öne sürerek "2004’te yapılan değişiklikle milli parklar, ormanlar ve özel çevre koruma alanları madenciliğe açıldı. Maden Kanunu adeta diğer çevre koruma yasalarının üzerine konumlandırıldı" dedi.

Yeni teklifin, sadece Maden Kanunu’nu değil, Çevre Kanunu, Mera Kanunu, Elektrik Piyasası Kanunu ve Yenilenebilir Enerji Kanunu’nu da etkileyeceğini ifade eden Ataç, düzenlemenin kamu yararı ilkesini zayıflattığını söyledi. Ataç, "ÇED sürecine kamu kurumlarının vereceği görüş üç ayla sınırlandırılıyor, bu sürede yanıt gelmezse otomatik olumlu kabul ediliyor. Tüm izin süreçlerinin MAPEG’e devredilmesiyle denetim bağımsızlığı ortadan kalkıyor. Yasa teklifinin geçmesi halinde, korunan alanlarda madencilik faaliyetlerinin önü açılacak. Bu teklif doğayı korumuyor, onu yok sayıyor” diye konuştu.

Kaynak: ALİ GÜRELİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.