Yaralı Akdeniz foku ‘Çiftlik’ için örnek dayanışma

SAD-AFAG, DKPM, yerel gönüllüler, veteriner hekimler ve resmi kurumların ortak çalışmasıyla Datça’dan Kaş’a izlenen ve “Çiftlik” adı verilen Akdeniz foku, tedavi edilerek koruma altına alındı. Uzmanlar, dünyada yalnızca 800-900 birey kalan tür için insan kaynaklı tehditlere dikkat çekiyor.

Haber Giriş Tarihi: 09.12.2025 10:06
Haber Güncellenme Tarihi: 09.12.2025 10:15
Muhabir: ALİ GÜRELİ
Yaralı Akdeniz foku ‘Çiftlik’ için örnek dayanışma

Ağustos ayı sonunda Datça’da kıyıya çıkan ve yerel gönüllüler tarafından “Çiftlik” adı verilen yetişkin Akdeniz foku, Sualtı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu (SAD-AFAG), Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) Jandarma ve Datçalı veteriner hekimlerin koordineli çalışmasıyla koruma altına alındı. Temmuz ayından bu yana SAD-AFAG ekipleri tarafından izlenen fokun, Datça kıyılarından doğuya doğru ilerlediği aktarıldı.

Kaş kıyılarına ulaştığında ise yüzeysel bir yarası tespit edilen “Çiftlik” için bu kez SAD-AFAG temsilcileri, Kaş’taki veteriner hekimler ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) devreye girdi. Yaraya yönelik antibiyotik uygulaması ve merhemlerle tedavi gerçekleştirildi.

“Türkiye, Akdeniz fokunun en kritik yaşam alanlarından biri”

SAD-AFAG Koordinatörü Cem Orkun Kıraç, dünyada yalnızca 800–900 birey civarında Akdeniz foku kaldığını belirterek, “Türkiye kıyıları, Akdeniz fokunun üreme yaptığı nadir coğrafyalardan biri konumunda. SAD-AFAG ve ODTÜ-DBE verilerine göre ülkemizde yaklaşık 120 yetişkin birey yaşıyor. Tür, bugün dünyada sadece iki ana bölgede düzenli olarak üreme popülasyonu gösteriyor. Bunlar Doğu Akdeniz’de Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs, Atlantik tarafında ise Batı Sahra kıyıları ve Portekiz’in Madeira Adaları” dedi.

Kıraç, SAD-AFAG olarak 1987 yılından buyana kıyı habitatlarıyla birlikte koruma çalışmaları yürüttükleri Akdeniz fokunun Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından küresel ölçekte “tehlike altında” sınıfında değerlendirildiğini anımsatarak şöyle devam etti:

“Akdeniz foku, milyonlarca yıldır denizlerimizde varlığını sürdürüyor. Onu korumanın yolu ise yaşam alanlarını korumaktan geçiyor. Akdeniz fokunun habitatını barındıran tüm ülkeler, taraf oldukları uluslararası sözleşmeler gereği bu benzersiz türü korumakla yükümlüdür.”

Kıraç, Akdeniz foklarına asıl tehdidin insan kaynaklı faaliyetler olduğunun altını çizdi.

Kıraç, “Kıyıların yapılaşma nedeniyle doğallığını yitirmesi, fokların mağaralarda tekneler ve dalışlarla rahatsız edilmesi, ağlara takılarak boğulma, hastalıklar, kasıtlı öldürme vakaları, yoğun deniz trafiği, deniz-kıyı kirliliği ve aşırı balıkçılıkla balık stoklarının azalması gibi olumsuzluklar türün geleceğini tehlikeye atan başlıca faktörler” ifadelerini kullandı.

Son 30 yıldır özellikle kıyılardaki betonlaşmadan kaynaklanan habitat kaybı ve mağara içlerinde rahatsız edilmenin, Akdeniz foku için en kritik tehditler haline geldiğini söyleyen Kıraç, şunları kaydetti:

“Onu tanıdıkça daha çok sevecek, sevdikçe de koruyacağız. Aksi halde Akdeniz, en nadir canlısını sonsuza dek kaybedebilir.”

Kaynak: ALİ GÜRELİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.