Milli İstihbarat Akademisinden "İsrail'de Radikal Sağ" raporu
Milli İstihbarat Akademisinden "İsrail'de Radikal Sağ" raporu
Milli İstihbarat Akademisi, İsrail'in Gazze saldırıları ile İsrail siyasetindeki "fanatik, şiddet yanlısı ideolojileri ve uygulamaları" rapor haline getirdi.
Haber Giriş Tarihi: 03.08.2024 10:14
Haber Güncellenme Tarihi: 03.08.2024 10:14
Kaynak:
AA
Milli İstihbarat Akademisi, İsrail'in Gazze saldırıları ile İsrail siyasetindeki "fanatik, şiddet yanlısı ideolojileri ve uygulamaları" rapor haline getirdi.Raporda, 7 Ekim olaylarından daha önce "İsrail'deki radikal sağ ve işgalci yerleşimciliğin" İsrail siyasetinde nasıl hayat bulup geliştiği anlatılıyor.
Milli İstihbarat Akademisinden yapılan açıklamaya göre, akademinin hazırladığı "İsrail'de Radikal Sağ" raporunda, 7 Ekim sonrasında İsrail'in politik ve askeri hamlelerinin en belirleyici toplumsal kesimlerinden birinin, ülkedeki fanatik, şiddet yanlısı, aşırı sağcı gruplar olduğu belirtildi.
Raporda bu grupların, mevcut durumda Gazze'nin işgal altında tutularak, Gazzelilerin sürülmesini ve bu toprakların yerleşime açılmasını savunduğu vurgulandı.
Temel motivasyon "vadedilmiş toprak" inancı
Raporda, Filistin coğrafyasında ve özellikle de 7 Ekim sonrasında Gazze'de, İsrail’in yürüttüğü kanlı saldırıların teolojik ve politik bağlamının çözümlenmeye çalışıldığı kaydedildi.
İsrail'deki aşırı sağ siyaset ile işgalci yerleşimciliğin örtüştüğü bildirilen raporda, İsrail aşırı sağının temel motivasyonunun, "Ürdün Nehri'nden Akdeniz'e kadar olan bölgenin dini motivasyonlarla tamamen Yahudileştirilmesi olduğu" belirtildi.
Raporda, İsrail'in 1967'den beri Doğu Kudüs, Batı Şeria, Golan Tepeleri ve 2005/2023 dönemi hariç Gazze'yi uluslararası hukuka aykırı olarak işgal altında tuttuğu aktarıldı.
1967 yılı sonrasında ise dini motivasyonlarla buralarda işgalci yerleşimler kuran aşırı sağcı Yahudi grupların, İsrail’in bu bölgelerde askeri varlık göstermek için bahane olarak kullandığı unsurlar olduğu kaydedilen raporda, bu yönüyle yerleşimlerin de İsrail jeopolitik düzleminin ileri karakolları olarak görüldüğünün altı çizildi.
İsrail'in güvenlik sağlama kapasitesinin yetersizliği ve bu bölgelerde iskan edebileceği yeterli Yahudi nüfusuna sahip olmamasına da dikkati çekilen raporda, bu bağlamda Batı Şeria ve Gazze'nin ilhak edilerek, doğrudan siyasal egemenlik alanına dahil edilmesinin imkansız olduğu vurgulandı.
İsrail'de aşırı sağ-seküler gerilimi var
Raporun devamında ise "Batı Şeria'da yaşayan işgalci yerleşimci grupların, İsrail'den bu bölgede daha fazla askeri varlık göstermesini talep etmesi ve Filistinlilere karşı terör eylemlerinde bulunarak gerilimi zirvede tutmasının ciddi bir askeri ve finansal maliyeti vardır. Bu durum da İsrail'deki fanatik, aşırı sağcı gruplarla önemli bir kısmını liberal-seküler İsraillilerin oluşturduğu üst düzey askeri kadrolar arasında ciddi bir gerilime sebep olmaktadır." ifadeleri kullanıldı.
Raporda, 2005'te Gazze'den çekilen İsrail'in yerleşimleri boşaltmasının ise yerleşimcilerin İsrail Devleti'ne karşı şüpheci ve temkinli tutumlar geliştirmesine sebep olduğu anlatıldı.
Bu güvensizlik ortamında fanatik aşırı sağcı grupların, gerektiğinde devlete karşı yasal ve devletten bağımsız finansal ihtiyaçlarını karşılamak üzere çeşitli sivil toplum ağları kurduğu aktarılan raporda, devletten büyük destek alsalar da bu kuruluşların, aşırı sağın İsrail siyasetine angaje olmasının önemli araçları haline geldiği belirtildi.
İsrail radikal sağının devlet kadrolarıyla yaşadığı gerilimlerin de anlatıldığı raporda, İsrail'in en sağ eğilimli koalisyonunun Ocak 2023'te İsrail Yüksek Mahkemesinin yapısını ve yetkilerini değiştirme girişimine vurgu yapıldı. İsrailli "askeri elitlerin" açıktan tepkisini çekerek durumu daha da gergin hale getirdiği belirtildi.
Netanyahu soykırıma girişti
7 Ekim sonrasında gelişen Gazze'nin işgali sürecinde, "askeri elitler ve sağ koalisyon" arasındaki çatışmanın yeni bir düzleme taşındığı ifade edilen raporda, askeri kanadın yine kanlı ancak görece daha kontrollü bir işgal süreci yürütme planları yaptığı kaydedildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun başını çektiği hükümetin ise açıktan soykırıma girişerek, siyasi destek kayıplarını toparlamaya çalıştığı ve Netanyahu'nun sürecin gidişat ve nihayetini belirsizleştirdiğine işaret edildi.
Aşırı sağcı grupların, Gazze'deki işgalin kalıcı hale getirilmesini ve Gazze'nin Yahudi yerleşimine açılmasını savunmasının, İsrail ordusuyla yaşadıkları gerilimin yeni unsurlarından biri olduğu aktarılan raporda, ordunun, mevcut hükümete muhalif duruşunun da etkisiyle burada Yahudi varlığını güvence altına almanın büyük askeri ve finansal maliyetleri olacağını öne sürdüğü tespiti yapıldı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Milli İstihbarat Akademisinden "İsrail'de Radikal Sağ" raporu
Milli İstihbarat Akademisi, İsrail'in Gazze saldırıları ile İsrail siyasetindeki "fanatik, şiddet yanlısı ideolojileri ve uygulamaları" rapor haline getirdi.
Milli İstihbarat Akademisi, İsrail'in Gazze saldırıları ile İsrail siyasetindeki "fanatik, şiddet yanlısı ideolojileri ve uygulamaları" rapor haline getirdi.Raporda, 7 Ekim olaylarından daha önce "İsrail'deki radikal sağ ve işgalci yerleşimciliğin" İsrail siyasetinde nasıl hayat bulup geliştiği anlatılıyor.
Milli İstihbarat Akademisinden yapılan açıklamaya göre, akademinin hazırladığı "İsrail'de Radikal Sağ" raporunda, 7 Ekim sonrasında İsrail'in politik ve askeri hamlelerinin en belirleyici toplumsal kesimlerinden birinin, ülkedeki fanatik, şiddet yanlısı, aşırı sağcı gruplar olduğu belirtildi.
Raporda bu grupların, mevcut durumda Gazze'nin işgal altında tutularak, Gazzelilerin sürülmesini ve bu toprakların yerleşime açılmasını savunduğu vurgulandı.
Temel motivasyon "vadedilmiş toprak" inancı
Raporda, Filistin coğrafyasında ve özellikle de 7 Ekim sonrasında Gazze'de, İsrail’in yürüttüğü kanlı saldırıların teolojik ve politik bağlamının çözümlenmeye çalışıldığı kaydedildi.
İsrail'deki aşırı sağ siyaset ile işgalci yerleşimciliğin örtüştüğü bildirilen raporda, İsrail aşırı sağının temel motivasyonunun, "Ürdün Nehri'nden Akdeniz'e kadar olan bölgenin dini motivasyonlarla tamamen Yahudileştirilmesi olduğu" belirtildi.
Raporda, İsrail'in 1967'den beri Doğu Kudüs, Batı Şeria, Golan Tepeleri ve 2005/2023 dönemi hariç Gazze'yi uluslararası hukuka aykırı olarak işgal altında tuttuğu aktarıldı.
1967 yılı sonrasında ise dini motivasyonlarla buralarda işgalci yerleşimler kuran aşırı sağcı Yahudi grupların, İsrail’in bu bölgelerde askeri varlık göstermek için bahane olarak kullandığı unsurlar olduğu kaydedilen raporda, bu yönüyle yerleşimlerin de İsrail jeopolitik düzleminin ileri karakolları olarak görüldüğünün altı çizildi.
İsrail'in güvenlik sağlama kapasitesinin yetersizliği ve bu bölgelerde iskan edebileceği yeterli Yahudi nüfusuna sahip olmamasına da dikkati çekilen raporda, bu bağlamda Batı Şeria ve Gazze'nin ilhak edilerek, doğrudan siyasal egemenlik alanına dahil edilmesinin imkansız olduğu vurgulandı.
İsrail'de aşırı sağ-seküler gerilimi var
Raporun devamında ise "Batı Şeria'da yaşayan işgalci yerleşimci grupların, İsrail'den bu bölgede daha fazla askeri varlık göstermesini talep etmesi ve Filistinlilere karşı terör eylemlerinde bulunarak gerilimi zirvede tutmasının ciddi bir askeri ve finansal maliyeti vardır. Bu durum da İsrail'deki fanatik, aşırı sağcı gruplarla önemli bir kısmını liberal-seküler İsraillilerin oluşturduğu üst düzey askeri kadrolar arasında ciddi bir gerilime sebep olmaktadır." ifadeleri kullanıldı.
Raporda, 2005'te Gazze'den çekilen İsrail'in yerleşimleri boşaltmasının ise yerleşimcilerin İsrail Devleti'ne karşı şüpheci ve temkinli tutumlar geliştirmesine sebep olduğu anlatıldı.
Bu güvensizlik ortamında fanatik aşırı sağcı grupların, gerektiğinde devlete karşı yasal ve devletten bağımsız finansal ihtiyaçlarını karşılamak üzere çeşitli sivil toplum ağları kurduğu aktarılan raporda, devletten büyük destek alsalar da bu kuruluşların, aşırı sağın İsrail siyasetine angaje olmasının önemli araçları haline geldiği belirtildi.
İsrail radikal sağının devlet kadrolarıyla yaşadığı gerilimlerin de anlatıldığı raporda, İsrail'in en sağ eğilimli koalisyonunun Ocak 2023'te İsrail Yüksek Mahkemesinin yapısını ve yetkilerini değiştirme girişimine vurgu yapıldı. İsrailli "askeri elitlerin" açıktan tepkisini çekerek durumu daha da gergin hale getirdiği belirtildi.
Netanyahu soykırıma girişti
7 Ekim sonrasında gelişen Gazze'nin işgali sürecinde, "askeri elitler ve sağ koalisyon" arasındaki çatışmanın yeni bir düzleme taşındığı ifade edilen raporda, askeri kanadın yine kanlı ancak görece daha kontrollü bir işgal süreci yürütme planları yaptığı kaydedildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun başını çektiği hükümetin ise açıktan soykırıma girişerek, siyasi destek kayıplarını toparlamaya çalıştığı ve Netanyahu'nun sürecin gidişat ve nihayetini belirsizleştirdiğine işaret edildi.
Aşırı sağcı grupların, Gazze'deki işgalin kalıcı hale getirilmesini ve Gazze'nin Yahudi yerleşimine açılmasını savunmasının, İsrail ordusuyla yaşadıkları gerilimin yeni unsurlarından biri olduğu aktarılan raporda, ordunun, mevcut hükümete muhalif duruşunun da etkisiyle burada Yahudi varlığını güvence altına almanın büyük askeri ve finansal maliyetleri olacağını öne sürdüğü tespiti yapıldı.
Kaynak: AA
İnşaat sektöründe güvenli çalışma koşulları talep edildi
Press For Palestine'dan Gazze’de hayatını kaybeden gazetecilerin anısına ‘Gazzete’ basıldı: "Soykırımı Belgelediğimiz İçin Hedefteyiz"
Atılım Üniversitesi, TEKNOFEST 2024'te uçakları çocuklara tanıttı
Adana 01 FK, GMG Kastamonuspor maçı hazırlıklarını tamamladı
Bora Akkaş ve Oben Alkan'dan kızları Suzan ile yeni pozlar!
Erşan Kuneri 2. sezon yayın tarihi belli oldu!
Adana'da hükümlüyü götürmek isteyen polislere saldırı: 6 yaralı, 3 gözaltı
Hamuru Çıtır: Kayısı Galette Tarifi
Görme engelli ikizlerin F-16 hayali gerçekleşti
İzmir Körfezi'ndeki balık ölümleri için acil eylem planı hazırlandı
SON HABERLER
Hayrabolu Tatlısı Tarifi: Lezzetli ve Pratik Bir Tatlı
Geleneksel Türk mutfağının vazgeçilmez tatlılarından biri olan Hayrabolu tatlısı, lor peyniri ve irmikle hazırlanarak misafirlerinize unutulmaz bir lezzet sunuyor. Bu pratik tarifle, evde kolayca yapabilirsiniz.
TEKNOFEST'te Adana semaları 10 hava gösterisiyle renklendi
Adana'da düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali'nin son gününde Türk Yıldızları ve SOLOTÜRK gibi ekiplerin gerçekleştirdiği 10 farklı hava gösterisi büyük ilgi gördü.
7 Ekim Pazartesi Adana Hava Durumu I Adana hava durumu, yarın hava nasıl olacak?
Adana'da 7 Ekim Pazartesi günü hava durumu değişken olacak. İşte günün detaylı hava durumu raporu ve dikkat edilmesi gerekenler...