Akdeniz İhracatçı Birlikleri'nin (AKİB) Güney Afrika gezisine katılan üreticiler ve ihracatçılar, narenciye konusunda üretim trendleri, paketleme teknikleri, ihracat ve bilimsel araştırmalarda gelinen noktaları ve teknikleri yerinde inceledi.
Haber Giriş Tarihi: 07.06.2013 16:46
Haber Güncellenme Tarihi: 07.06.2013 15:46
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.ilkhaber-gazetesi.com
ADANA (İHA) - Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Behçet Homurlu'nun da katıldığı inceleme gezisini değerlendiren Genel Sekreter Oana Çorat, "Kalitemiz arttırılmalı, kesim zamanı kesinlikle piyasanın arz ve talep durumuna ve kalitenin olgunlaşmasını bekleyerek gerçekleştirmeli Güney Afrika'nın da o şekilde ayarladığını gördük" dedi. Oana Çorat, Güney Afrika'da, Cape Town, Addo, Port Elizabeth ve Nelspruit şehirlerini, bu şehirlerdeki narenciye bahçeleri ve paketleme tesislerini gezdiklerini, 200-300 üyesi bulunan üretici kooperatiflerini ziyaret ettiklerini bildirdi. Çorat, aralarında ihracatçı birlikleri başkanları, yönetim kurulu üyeleri ile ihracatçıların bulunduğu yaklaşık 25 kişinin katılımıyla gerçekleşen ziyarette, narenciye bahçelerinde ürünün sertliğini, kalitesini yerinde inceleme fırsatı bulduklarını ifade etti. Çorat, Güney Afrika'nın narenciyeyi Türkiye'den farklı bir dönemde hasat ederek pazara girdiğini, dolayısıyla tam bir rakip olmadıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Biz orada güzel bir örgütlenme gördük. Mesela 4-5 tane paketleme tesisi gördük, yüzde 100'ü çiftçilerden kurulmuş. Bunların esas geliri kutu başına kestikleri belirli bir ücretten kaynaklanıyor. 15 kiloya 5 cent gibi. Bunun yanı sıra AR-GE çalışmaları da yapılıyor. Bu konuyu AKİB Başkanı Ali Kavak bey ile de uzun uzun konuştuk. Bizim de böyle bir enstitü kurmamız gerektiği görüşüne vardık." Çorat, Güney Afrika'nın sadece 2012'de 1 milyon 480 bin ton mal ihraç ettiğini belirterek, şöyle devam etti: "Güney Afrika’nın üretimlerinin yüzde 30'u limon, yüzde 1'i starruby dediğimiz bir greyfurt çeşidi, yüzde 31'i valencia portakal, yüzde 33'ü navel portakal, yüzde 5'ide soft cyprus mandalina çeşitlerinden ibaret. İhracatlarının yüzde 35'i Avrupa'ya, yüzde 20'si Ortadoğu, yüzde 10'u Uzakdoğu, yüzde 10'u İngiltere, yüzde 12'si Rusya, yüzde 1'i Afrika, yüzde 6'sı da Amerika ve Kanada’ya gidiyor. Toplamda üretim tonajlarımız hemen hemen aynı miktarda. Portakalda üretimleri bizden fazla, limon da Türkiye’nin üretimi onlardan fazla greyfurtta da aşağı yukarı aynıyız. Mandalina üretimimiz ise onların çok üzerinde."
İKLİMİ AVANTAJLI Çorat, Güney Afrika’nın iklim yönünden avantajlarının olduğunu belirterek, "İklimleri daha kuru gittiği için meyve kalitesi daha iyi oluyor. Nem olmadığı için meyve daha sert ve dolayısıyla da uzun yola dayanabiliyor" dedi. Güney Afrika'da hasat tekniklerinin de çok doğru uygulandığını ifade eden Corat, şöyle devam etti: "Onlar, Kanada’ya bile ürün gönderiyorlar. İhraç edilen mal 1 ay yolda gitmesine rağmen bozulmuyor. Bu nedenle bizim de kalite konusu üzerinde daha fazla durmamız gerekiyor. Onlar bahçelerinde bizden daha sık dikim yapıyorlar, budamayı daha radikal yapıyorlar, güneş ağacın her tarafına etki ediyor, dolayısıyla bu da kalitenin artmasında önem teşkil ediyor." Oana Çorat, üretimde masrafın yüzde 15'i gübrelemeye, yüzde 15'i toplamayla birlikte işçiliğe gidiyor. Yüzde 25 ise kullanılan kimyasallar. Gerisini de mazot oluşturuyor. Orada mazot fiyatları bizim ülkemizdekinin 3'te biri kadar. Bu da çok büyük bir avantaj. Devlet destekleri de yok. Bizim ise iyi tarım uygulamamız var, fidan desteğimiz var onların hiçbir şeyi yok ve fakat maliyetleri bizimkiyle kesinlikle kıyas götürecek gibi değil." Çorat Güney Afrika'nın topraklarını değerlendirirken de, "Ağaçları, ormanları söküp tarım arazisi açıyorlar. Toprakları son derece kumsal, geçirgen. Bizim gibi çok verimli toprakları yok. Fakat damlama yöntemiyle gerekli olan tüm mineralleri ağaçlara veriyorlar. Çok sık tropik meyve gördük orada" dedi. Çorat, gezi sonrası vardıkları kanaate de dikkati çekerek, "Bizim üreticiler olarak kesinlikle bir araştırma organizasyonunun içinde olmamız gerekiyor. Rakip üreticileri çok yakından takip etmeliyiz. Kim hangi zamanda hangi ürünü hangi piyasaya satıyor bunu bilmeliyiz. Biz hangi boşluğu yakalayabiliriz? bunu iyi araştırıp ona göre pazarlara girmemiz lazım. Bizim artık daha uzak menzilli ülkelere ürün satmanın yollarını bulmamız gerekir" dedi. Çorat, üreticinin daha fazla bilinçlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Narenciye üreticilerinin Güney Afrika çıkarması
Akdeniz İhracatçı Birlikleri'nin (AKİB) Güney Afrika gezisine katılan üreticiler ve ihracatçılar, narenciye konusunda üretim trendleri, paketleme teknikleri, ihracat ve bilimsel araştırmalarda gelinen noktaları ve teknikleri yerinde inceledi.
ADANA (İHA) - Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Behçet Homurlu'nun da katıldığı inceleme gezisini değerlendiren Genel Sekreter Oana Çorat, "Kalitemiz arttırılmalı, kesim zamanı kesinlikle piyasanın arz ve talep durumuna ve kalitenin olgunlaşmasını bekleyerek gerçekleştirmeli Güney Afrika'nın da o şekilde ayarladığını gördük" dedi.
Oana Çorat, Güney Afrika'da, Cape Town, Addo, Port Elizabeth ve Nelspruit şehirlerini, bu şehirlerdeki narenciye bahçeleri ve paketleme tesislerini gezdiklerini, 200-300 üyesi bulunan üretici kooperatiflerini ziyaret ettiklerini bildirdi.
Çorat, aralarında ihracatçı birlikleri başkanları, yönetim kurulu üyeleri ile ihracatçıların bulunduğu yaklaşık 25 kişinin katılımıyla gerçekleşen ziyarette, narenciye bahçelerinde ürünün sertliğini, kalitesini yerinde inceleme fırsatı bulduklarını ifade etti. Çorat, Güney Afrika'nın narenciyeyi Türkiye'den farklı bir dönemde hasat ederek pazara girdiğini, dolayısıyla tam bir rakip olmadıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Biz orada güzel bir örgütlenme gördük. Mesela 4-5 tane paketleme tesisi gördük, yüzde 100'ü çiftçilerden kurulmuş. Bunların esas geliri kutu başına kestikleri belirli bir ücretten kaynaklanıyor. 15 kiloya 5 cent gibi. Bunun yanı sıra AR-GE çalışmaları da yapılıyor. Bu konuyu AKİB Başkanı Ali Kavak bey ile de uzun uzun konuştuk. Bizim de böyle bir enstitü kurmamız gerektiği görüşüne vardık."
Çorat, Güney Afrika'nın sadece 2012'de 1 milyon 480 bin ton mal ihraç ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Güney Afrika’nın üretimlerinin yüzde 30'u limon, yüzde 1'i starruby dediğimiz bir greyfurt çeşidi, yüzde 31'i valencia portakal, yüzde 33'ü navel portakal, yüzde 5'ide soft cyprus mandalina çeşitlerinden ibaret. İhracatlarının yüzde 35'i Avrupa'ya, yüzde 20'si Ortadoğu, yüzde 10'u Uzakdoğu, yüzde 10'u İngiltere, yüzde 12'si Rusya, yüzde 1'i Afrika, yüzde 6'sı da Amerika ve Kanada’ya gidiyor. Toplamda üretim tonajlarımız hemen hemen aynı miktarda. Portakalda üretimleri bizden fazla, limon da Türkiye’nin üretimi onlardan fazla greyfurtta da aşağı yukarı aynıyız. Mandalina üretimimiz ise onların çok üzerinde."
İKLİMİ AVANTAJLI
Çorat, Güney Afrika’nın iklim yönünden avantajlarının olduğunu belirterek, "İklimleri daha kuru gittiği için meyve kalitesi daha iyi oluyor. Nem olmadığı için meyve daha sert ve dolayısıyla da uzun yola dayanabiliyor" dedi.
Güney Afrika'da hasat tekniklerinin de çok doğru uygulandığını ifade eden Corat, şöyle devam etti:
"Onlar, Kanada’ya bile ürün gönderiyorlar. İhraç edilen mal 1 ay yolda gitmesine rağmen bozulmuyor. Bu nedenle bizim de kalite konusu üzerinde daha fazla durmamız gerekiyor. Onlar bahçelerinde bizden daha sık dikim yapıyorlar, budamayı daha radikal yapıyorlar, güneş ağacın her tarafına etki ediyor, dolayısıyla bu da kalitenin artmasında önem teşkil ediyor."
Oana Çorat, üretimde masrafın yüzde 15'i gübrelemeye, yüzde 15'i toplamayla birlikte işçiliğe gidiyor. Yüzde 25 ise kullanılan kimyasallar. Gerisini de mazot oluşturuyor. Orada mazot fiyatları bizim ülkemizdekinin 3'te biri kadar. Bu da çok büyük bir avantaj. Devlet destekleri de yok. Bizim ise iyi tarım uygulamamız var, fidan desteğimiz var onların hiçbir şeyi yok ve fakat maliyetleri bizimkiyle kesinlikle kıyas götürecek gibi değil."
Çorat Güney Afrika'nın topraklarını değerlendirirken de, "Ağaçları, ormanları söküp tarım arazisi açıyorlar. Toprakları son derece kumsal, geçirgen. Bizim gibi çok verimli toprakları yok. Fakat damlama yöntemiyle gerekli olan tüm mineralleri ağaçlara veriyorlar. Çok sık tropik meyve gördük orada" dedi.
Çorat, gezi sonrası vardıkları kanaate de dikkati çekerek, "Bizim üreticiler olarak kesinlikle bir araştırma organizasyonunun içinde olmamız gerekiyor. Rakip üreticileri çok yakından takip etmeliyiz. Kim hangi zamanda hangi ürünü hangi piyasaya satıyor bunu bilmeliyiz. Biz hangi boşluğu yakalayabiliriz? bunu iyi araştırıp ona göre pazarlara girmemiz lazım. Bizim artık daha uzak menzilli ülkelere ürün satmanın yollarını bulmamız gerekir" dedi.
Çorat, üreticinin daha fazla bilinçlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Adana Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde değişim! Yeni müdür Mustafa Loğoğlu oldu
Vakıfbank Ortaokulu’nda Nevruz heyecanı
Adanaspor, 31. haftada İstanbulspor'a karşı zafer için hazırlanıyor
Güneş'te patlama oldu! Türkiye’de Kuzey ışıkları ve internet kesintisi bekleniyor...
Esenyurt'ta korkunç saldırı!
SON HABERLER
Kahramanmaraş'ta kapalı otoparkta yangın
Kahramanmaraş'ın Onikişubat ilçesinde bulunan kapalı otoparkta çıkan yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kontrol altına alındı. Yangında maddi hasar meydana gelirken, sebebi ise henüz belirlenemedi.
Tekirdağ'da genç, aracından inerek kendini vurdu!
Tekirdağ'ın Saray ilçesinde, 2023 yılında bileklerini keserek intihara teşebbüs eden M.L., bu kez aracından inerek kendini vurarak hayatına son verdi. Olay, akşam saatlerinde ilçede meydana geldi.
Hamur Açma Derdine Son: Tavada Erişte Böreği Su Böreği Tadında
Tavada erişte böreği, su böreği tadını aratmadan pratik bir şekilde sofralarda yerini alıyor. Kaşar ve Ezine peyniriyle hazırlanan bu nefis börek, hem kolay hem de lezzetli bir alternatif sunuyor.