İstanbul'un kalbinde bir hazine: Tarihi Bristol Oteli'nden Pera Müzesi'ne sanat dolu bir yolculuk
İstanbul'un kalbinde bir hazine: Tarihi Bristol Oteli'nden Pera Müzesi'ne sanat dolu bir yolculuk
İstanbul'un en canlı semtlerinden Tepebaşı'nda sanat ve tarihi buluşturan Pera Müzesi, ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor. Peki, bir zamanlar şehrin en lüks otellerinden biri olan bu tarihi yapının müzeye dönüşüm hikayesi nedir? Suna ve İnan Kıraç Vakfı'nın bu önemli kültür merkezinde hangi kalıcı koleksiyonlar sergileniyor? Picasso'dan Frida Kahlo'ya, Andy Warhol'dan Goya'ya hangi dünya devlerinin eserleri Türk sanatseverlerle buluştu? İşte Pera Müzesi geziniz için bilmeniz gereken her şey...
Oluşturulma Tarihi: 19 Ağustos 2025, Salı 16:35
Güncellenme Tarihi: 19 Ağustos 2025, Salı 16:37
Haber Merkezi
Suna ve İnan Kıraç Vakfı'nın kültür-sanat alanındaki en önemli girişimlerinden biri olan Pera Müzesi, 2005 yılından bu yana İstanbul'un kültürel hayatına yön veriyor. Tepebaşı'nın tarihi dokusu içinde yer alan müze, hem mimari öyküsü hem de ev sahipliği yaptığı paha biçilmez koleksiyonlarla yerli ve yabancı turistler için vazgeçilmez bir durak olmayı sürdürüyor.
BRISTOL OTELİ'NDEN KÜLTÜR MERKEZİNE: BİR MİMARİ DÖNÜŞÜM HİKAYESİ
Bugün Pera Müzesi olarak hizmet veren yapı, aslında 1893 yılında mimar Achille Manoussos tarafından Bristol Oteli olarak inşa edildi. Neoklasik mimarinin zarif bir örneği olan ve uzun yıllar şehrin en seçkin konuklarını ağırlayan otel, 1980'lerde hizmet dışı kaldı. Bir süre banka genel müdürlüğü olarak kullanılan tarihi bina, 2002 yılında Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından satın alındıktan sonra Mimar Sinan Genim'in projesiyle aslına sadık kalınarak titiz bir restorasyondan geçirildi ve çağdaş bir müzeye dönüştürüldü. Binanın tarihi cephesinin korunması, ziyaretçilere daha ilk adımda geçmişe doğru bir yolculuk hissi yaşatıyor.
DÜNYA SANATININ İSTANBUL'DAKİ DURAĞI
Pera Müzesi, kuruluşundan bu yana dünya sanatının dev isimlerini Türk sanatseverlerle buluşturmasıyla tanınıyor. Tate Britain, Victoria ve Albert Müzesi gibi dünyanın önde gelen kurumlarıyla işbirliği yapan müze; Jean Dubuffet, Rembrandt, Joan Miró, Marc Chagall, Pablo Picasso, Frida Kahlo, Diego Rivera, Goya ve Andy Warhol gibi ustaların eserlerine ev sahipliği yaptı. Bu süreli sergiler, müzeyi uluslararası sanat takviminde önemli bir konuma taşıyor. Aynı zamanda, dönemsel programlarıyla dikkat çeken Pera Film, sinemaseverlere klasiklerden bağımsız filmlere uzanan geniş bir seçki sunarak kültür merkezi kimliğini pekiştiriyor.
MÜZENİN KALBİ: EŞSİZ KALICI KOLEKSİYONLAR
Müzenin en değerli hazineleri ise Suna ve İnan Kıraç Vakfı'na ait üç önemli kalıcı koleksiyondur. "Oryantalist Resim" koleksiyonu, 17. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına uzanan ve Osmanlı dünyasını betimleyen Avrupalı sanatçıların eserlerini bir araya getiriyor. "Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri" koleksiyonu, binlerce yıllık bir medeniyet birikimini gözler önüne sererken, "Kütahya Çini ve Seramikleri" koleksiyonu ise bu eşsiz zanaatın en parlak örneklerini sergiliyor. Bu koleksiyonlar, sergiler, yayınlar ve öğrenme programları aracılığıyla gelecek nesillere aktarılıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İstanbul'un kalbinde bir hazine: Tarihi Bristol Oteli'nden Pera Müzesi'ne sanat dolu bir yolculuk
İstanbul'un en canlı semtlerinden Tepebaşı'nda sanat ve tarihi buluşturan Pera Müzesi, ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor. Peki, bir zamanlar şehrin en lüks otellerinden biri olan bu tarihi yapının müzeye dönüşüm hikayesi nedir? Suna ve İnan Kıraç Vakfı'nın bu önemli kültür merkezinde hangi kalıcı koleksiyonlar sergileniyor? Picasso'dan Frida Kahlo'ya, Andy Warhol'dan Goya'ya hangi dünya devlerinin eserleri Türk sanatseverlerle buluştu? İşte Pera Müzesi geziniz için bilmeniz gereken her şey...
Oluşturulma Tarihi: 19 Ağustos 2025, Salı 16:35
Güncellenme Tarihi: 19 Ağustos 2025, Salı 16:37
Haber Merkezi
Suna ve İnan Kıraç Vakfı'nın kültür-sanat alanındaki en önemli girişimlerinden biri olan Pera Müzesi, 2005 yılından bu yana İstanbul'un kültürel hayatına yön veriyor. Tepebaşı'nın tarihi dokusu içinde yer alan müze, hem mimari öyküsü hem de ev sahipliği yaptığı paha biçilmez koleksiyonlarla yerli ve yabancı turistler için vazgeçilmez bir durak olmayı sürdürüyor.
BRISTOL OTELİ'NDEN KÜLTÜR MERKEZİNE: BİR MİMARİ DÖNÜŞÜM HİKAYESİ
Bugün Pera Müzesi olarak hizmet veren yapı, aslında 1893 yılında mimar Achille Manoussos tarafından Bristol Oteli olarak inşa edildi. Neoklasik mimarinin zarif bir örneği olan ve uzun yıllar şehrin en seçkin konuklarını ağırlayan otel, 1980'lerde hizmet dışı kaldı. Bir süre banka genel müdürlüğü olarak kullanılan tarihi bina, 2002 yılında Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından satın alındıktan sonra Mimar Sinan Genim'in projesiyle aslına sadık kalınarak titiz bir restorasyondan geçirildi ve çağdaş bir müzeye dönüştürüldü. Binanın tarihi cephesinin korunması, ziyaretçilere daha ilk adımda geçmişe doğru bir yolculuk hissi yaşatıyor.
DÜNYA SANATININ İSTANBUL'DAKİ DURAĞI
Pera Müzesi, kuruluşundan bu yana dünya sanatının dev isimlerini Türk sanatseverlerle buluşturmasıyla tanınıyor. Tate Britain, Victoria ve Albert Müzesi gibi dünyanın önde gelen kurumlarıyla işbirliği yapan müze; Jean Dubuffet, Rembrandt, Joan Miró, Marc Chagall, Pablo Picasso, Frida Kahlo, Diego Rivera, Goya ve Andy Warhol gibi ustaların eserlerine ev sahipliği yaptı. Bu süreli sergiler, müzeyi uluslararası sanat takviminde önemli bir konuma taşıyor. Aynı zamanda, dönemsel programlarıyla dikkat çeken Pera Film, sinemaseverlere klasiklerden bağımsız filmlere uzanan geniş bir seçki sunarak kültür merkezi kimliğini pekiştiriyor.
MÜZENİN KALBİ: EŞSİZ KALICI KOLEKSİYONLAR
Müzenin en değerli hazineleri ise Suna ve İnan Kıraç Vakfı'na ait üç önemli kalıcı koleksiyondur. "Oryantalist Resim" koleksiyonu, 17. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına uzanan ve Osmanlı dünyasını betimleyen Avrupalı sanatçıların eserlerini bir araya getiriyor. "Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri" koleksiyonu, binlerce yıllık bir medeniyet birikimini gözler önüne sererken, "Kütahya Çini ve Seramikleri" koleksiyonu ise bu eşsiz zanaatın en parlak örneklerini sergiliyor. Bu koleksiyonlar, sergiler, yayınlar ve öğrenme programları aracılığıyla gelecek nesillere aktarılıyor.
Foto Galeriler