#Birleşmiş Milletler Genel Kurulu

İLKHABER-Gazetesi - Birleşmiş Milletler Genel Kurulu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, BM Temsilcisi M’jid ile dijital dünyada çocuk haklarını görüştü Haber

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, BM Temsilcisi M’jid ile dijital dünyada çocuk haklarını görüştü

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ziyareti kapsamında bulunduğu New York’ta ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Bakan Göktaş, bu çerçevede BM Genel Sekreteri Çocuklara Yönelik Şiddet Özel Temsilcisi Najat Maalla M’jid ile bir araya geldi. Görüşmede, çocuklar ve aileler konusunda ortak vizyon paylaşıldığını belirten Göktaş, her çocuğun güvenli, destekleyici ve sevgi dolu bir aile ortamında büyümesi gerektiğinin altını çizdi. Türkiye olarak koruyucu aile hizmetlerini yaygınlaştırdıklarını ifade eden Bakan Göktaş, "Bu kapsamda koruyucu ailelere özel eğitim programları sağlıyoruz. Meslek elemanları hizmet içi ve akademik eğitimlerle sürekli olarak desteklenmektedir. Kurum bakımından ayrılan gençlerimizi eğitim, barınma ve istihdam anlamında destekleyerek bağımsız yaşama geçişlerine imkan sağlıyoruz." dedi. Göktaş, “Türkiye, dijital çağda çocukların korunmasında öncü” Bakan Göktaş, dijital çağda çocukların korunmasına yönelik çalışmalarda Türkiye'nin öncü ülke olduğuna dikkat çekerek, "UNICEF iş birliğiyle 2024 yılındaki Dijital Dünyada Çocuk Çalıştayımız ile birlikte 40 binden fazla ebeveyn ve çocuk bakım personeline güvenli internet kullanımı konusunda eğitim verildi. Ayrıca Bakanlığımızca 2025–2029 yıllarını kapsayacak Dijital Dünyada Çocuğu Güçlendirme Eylem Planı'nı hazırlanmaktadır. Enstitü Sosyal ile birlikte hazırlanan Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından da imzalandı. Bu girişimi ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtıyoruz” şeklinde konuştu. Göktaş, bu sözleşmenin dijital ortamda çocuğun yüksek yararının korunmasına yönelik tarihi bir taahhüt olduğuna dikkat çekti. “Dijital dünyada çocuk hakları konusunda Türkiye ile iş birliğinden memnunuz” BM Genel Sekreteri Çocuklara Yönelik Şiddet Özel Temsilcisi Najat Maalla M’jid de yaptığı açıklamada, Türkiye’nin çocuk alanındaki çalışmalarının birçok ülkeye yol gösterici nitelikte olduğunu vurgulayarak Türkiye’nin iyi uygulama örneklerinin birçok ülke ile paylaşıldığını ifade etti. Türkiye’nin desteğinin kendileri açısından çok değerli olduğunu belirten M'jid şunları söyledi: "Bu bağlamda ortaklık ve iş birliği büyük önem taşımaktadır. Bu iş birliğini sürdürerek, daha fazla paydaş ile iş birliği yapılması sürece önemli katkılar sağlayacaktır. Çocukların dijital şiddetten korunması konusunda Türkiye ile iş birliği yapmaktan memnuniyet duyarız. Türkiye’de sivil toplum girişimiyle hazırlanan ve Bakanlık tarafından da sahiplenilen Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi, uluslararası düzeyde çok kıymetli bir adım. Bu konuda Türkiye’yi desteklemekten memnuniyet duyarız."

İMO Adana Şube Başkanı Hıdır Çak: Su varlıklarımızı korumak zorundayız Haber

İMO Adana Şube Başkanı Hıdır Çak: Su varlıklarımızı korumak zorundayız

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Hıdır Çak, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1993 yılında ilan ettiği Dünya Su Günü’nün bu yılki teması “Buzulların Korunması” olarak belirlendi. Çak, buzulların küresel iklimi düzenleme ve tatlı su sağlama açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekerek, “Ancak, 1800'lerden beri insan faaliyetleri tarafından yönlendirilen iklim değişikliği nedeniyle, bu hayati kaynaklar hızla eriyor. Hızla eriyen buzullar, insanlar ve gezegen üzerinde derin etkilere neden oluyor” dedi. Çak, açıklamasının devamında şu sözlere yer verdi: “Güvenli içme suyuna ulaşabilmek insan hakkıdır. Temiz suya erişim olmadan, onurlu, istikrarlı ve sağlıklı bir yaşam neredeyse imkansızdır. Bugün yeryüzünde suya erişemeyen ve yeterli hijyen koşullarından yoksun insanların sayısı milyarlarla ifade edilmektedir. Güvenli su miktarına erişimden yoksun olduklarından, her yıl su ile ilişkili hastalıklardan çok sayıda insan ölmektedir. Dünya nüfusu hızla artarken ve iklim değişikliği kuraklıkları yoğunlaştırdıkça, su kaynaklarının eşitsiz paylaşımı dolayısıyla yoksul ülkelerin payına düşen daha da azalmaktadır. Ülkemizde suyun çıkarılması, işlenmesi, dağıtımı, atık suyun toplanması ve arıtılması gibi su hizmetlerinin tüm aşamalarında ticarileşme ve özelleştirilme süreci yaşanmaktadır. Su varlıklarımızın gözümüz gibi korunması gerekirken, ne yazıktır ki özel sektör tarafından rant alanı haline dönüştürülmesine imkan verilmektedir. Tarım alanları ve meralar yapılaşmaya açılmaktadır. Plansız büyüme artan nüfus, nüfusun belli merkezlerde toplaması sorunu büyütmektedir. Artan betonlaşma ve kentsel dönüşüm uygulamalarıyla yoğunluğun artması da yeni sorunlar yaratmaktadır. Ülkemizde su kaynaklarının korunmasında merkezi yönetimin, yerel yönetimlerin ve halkın işbirliği içinde çalışması önem teşkil etmektedir. Bu da doğru su politikasının hayata geçirilmesi ile mümkündür. Şehir planlamasında atılacak adımlar kuraklık ve su varlıklarımızın korunması açısından önemli bir yer tutmaktadır. Doğru su politikasının yönlendirmesi altında, tarımsal üretimde vahşi sulama, ilkel tarım terk edilmeli, bilinçli tarıma geçilerek, suyun verimli kullanılmasına yönelik yağmurlama ve damla sulama yöntemleri kullanılmalıdır. Doğru adımlar atılması gerekirken kapalı kapılar ardında hazırlanan ve maalesef ki doğru çözümler içermediği gibi, büyük şirketlerin çıkarları doğrultusunda hazırlanan İklim Kanunu 26 Şubat 2025 tarihinde Çevre Komisyonu’ndan geçirildi. Ticari kaygılarla yürütülen bu yasal değişiklik, derelerin kurumasını, tarım arazilerinin yok edilmesini bölgelerin ormansızlaştırılmasını, havanın kirletilmesini engellemek bir yana bunun yolunu açacaktır. Enerji, madencilik, altyapı, tarım, turizm alanlarındaki mevcut yıkıcı politikalar değiştirilerek; bilim insanlarının görüşleri doğrultusunda, sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla, iklim adaletini sağlayan, doğayı ve halkı gözeten bir İklim Kanunu oluşturulmalıdır. İnşaat Mühendisleri Adana Şubesi olarak Dünya Su Gününde; su varlıklarımızın doğru yönetilmesi ve geleceğe yönelik doğru planlanması yönündeki adımların acilen atılması gerektiğini vurgularız.” 

BM Genel Kurulu'ndan tarihi karar: 11 Temmuz "Srebrenitsa Soykırımını Anma Günü" olarak kabul edildi Haber

BM Genel Kurulu'ndan tarihi karar: 11 Temmuz "Srebrenitsa Soykırımını Anma Günü" olarak kabul edildi

BM Genel Kurulu'nda alınan tarihi kararla, 11 Temmuz artık "Srebrenitsa Soykırımını Anma Günü" olarak anılacak. Almanya, ABD ve birçok ülkenin önerisiyle gündeme gelen bu karar, 84 üye ülkenin oylarıyla kabul edildi. Öneriye ABD, İngiltere ve Fransa'nın da destek vermesi dikkat çekti. Karara sert tepki gösteren ülkeler arasında ise Sırbistan, Rusya, Çin ve Macaristan gibi ülkeler bulunuyor. Slovakya ve Yunanistan gibi ülkeler ise çekimser kaldı. Karar, basit çoğunlukla kabul edildiği için BM Genel Kurulu'nda gündeme geldi. BM Genel Kurulu'nun kabul ettiği karar, sadece Srebrenitsa'da yaşanan soykırımı anma günü olarak belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda soykırımın inkarını da kınayarak, benzer olayların tekrarlanmasını önlemeyi amaçlıyor. Karar metni, uluslararası mahkemeler tarafından suçlanan kişileri yücelten eylemlerin kınanmasını öngörüyor ve üye ülkeleri bu konuyu eğitim sistemlerinde ders olarak işlemeye çağırıyor. Karar tasarısında, Bosna Hersek'te istikrarın korunması ve çeşitlilik içinde bütünlüğün teşvik edilmesi amacıyla değerlendirme yapıldı. Bu öneri doğrultusunda karar metnine, "uluslararası hukuka göre soykırım suçunun cezai sorumluluğunun bireysel olduğu ve bir bütün olarak herhangi bir etnik, dini veya başka grup ya da topluluğa atfedilemeyeceği" ifadesi eklendi. 11 Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da yaşananlar, Bosna-Hersek'teki iç savaş sırasında BM tarafından "güvenli bölge" ilan edilen şehirde yaşandı. Srebrenitsa, Sırp güçleri tarafından kuşatılarak yaklaşık 8 bin Bosnalı erkek ve çocuğun katledildiği trajik olaylara sahne oldu. Bu olaylar, uluslararası mahkemelerde "soykırım" olarak nitelendirildi ve sorumluları yargılandı. Ancak, Sırp tarafı karara sert tepki gösterdi. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, kararın eski yaraları açacağını ve siyasi kargaşaya yol açacağını belirtti. Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik ise Srebrenitsa'da soykırım yaşanmadığını iddia ederek, BM kararını tanımayacaklarını açıkladı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.