#Doğa Koruma Ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü

İLKHABER-Gazetesi - Doğa Koruma Ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Doğa Koruma Ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yavru goril Zeytin’in Türkiye’de tutulma kararına eleştiri Haber

Yavru goril Zeytin’in Türkiye’de tutulma kararına eleştiri

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 21 Aralık 2024'te Nijerya'dan Tayland'a transit geçiş yapacak bir kargoda, İstanbul Havalimanı'ndaki Türk Hava Yolları nakil deposunda yapılan kontrollerde Nesli Tehlike Altında Olan Yaban Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) belgesi olmayan bir yavru goril tespit edildiğini anımsattı. CITES belgesi olmaması sebebiyle Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nce (DKMP) yavru gorile el konularak sağlık kontrolünden geçirildiğini belirtilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “Yavru goril, İstanbul'da kurumumuzdan resmi izinli bir hayvanat bahçesinde koruma altına alınmıştır. Burada veteriner hekim eşliğinde özel bir bakıcı tahsis edilerek güvenli bir şekilde yaşamını devam ettirmesi sağlanmıştır. Sosyal medya mecraları ile yazılı ve görsel medyaya konu olan yavru gorile vatandaşların da katılım sağladığı bir anket düzenlenerek ‘Zeytin’ adı verilmiştir. Zeytin'in yakalandığı ilk andan itibaren, hayvan refahı ve sağlığı gözetilerek hareket edilmiş konusunda uzman kişilerden görüş alınarak, veteriner hekimler ve özel bakıcılar eşliğinde gerekli bakımı titizlikle sağlanmıştır. Zeytin'in CITES sözleşmesine göre, ihraç eden ülkenin geri talep edebilme hakkına sahip olması sebebiyle Nijerya tarafından iade işlemi konusunda ülkemize resmi talepte bulunulmuştur. İadeye ilişkin süreçte, Nijerya'ya tekrar gönderildiğinde yasadışı ticarete konu edilmeyeceği yönünde güvence alınması, hayvanın maruz kaldığı stresin en aza indirilmesi, iki ülke arasındaki iklim koşullarının uygunluğu gibi temel faktörler dikkate alınmıştır. Tüm bu şartların uygunluğu değerlendirilerek, iade sürecine yönelik İşlemlere başlanmış ve Eylül ayı içinde iade sürecinin tamamlanması için planlamalar yapılmıştır. Ancak iade işlemleri esnasında Zeytin'in gerçekten Nijerya'ya ait bir tür olup olmadığının netleştirilmesi amacıyla DNA testi uygulanmasına karar verilmiştir. Ankara Üniversitesi Evrimsel Genetik Laboratuvarı koordinasyonunda yürütülen ve tüm genom dizilime ile gerçekleştirilen DNA testi geçtiğimiz günlerde sonuçlanmış olup Zeytin'in Batı Ova Gorili olduğu tespit edilmiştir. Bu gelişmeyle birlikte Nijerya'nın Zeytin'in menşei ülkesi olmadığı bilimsel veriler neticesinde anlaşılmıştır. Bu durum Zeytin'in korunması yönünde ve ilgili mevzuatlara uygun olarak en doğru şekliyle yeniden değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. CITES Taraflar Konferansında (COP-19) alınan kararlara göre el konulan hayvanlar için yerleştirme yerleri belirlenirken hayvanlar için insancıl koşullar ve yaşam süreleri boyunca uygun bakım sağlamak taahhüt edilmiştir. Ayrıca, Nijerya'nın menşei ülke olmaması sebebiyle, COP-19 kararları doğrultusunda, Zeytin'in Türkiye'de bir hayvanat bahçesine yerleştirilmesine karar verilmiştir. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Zeytin, emin ellerde yaşamını sürdürecek ve gerekli bakımı titizlikle yapılacaktır. Türkiye olarak zengin biyolojik çeşitliliğimizi ve yapan hayatını geleceğe taşımak için büyük bir özveriyle çalışmaya devam edeceğiz." Doğa Derneği’nden eleştiri Doğa Derneği de, yavru goril Zeytin’in Türkiye’de ömür boyu tutulma kararını eleştirdi. Derneğin sosyal medya hesabından konuyla ilgili paylaşımında, şunlar kaydedildi: “Bu kararı kabul etmiyoruz. Buna dair dair etik ve bilimsel gerekçelerimiz şöyle: CITES’in ruhuna aykırılık: DKMP, Zeytin’in Türkiye’de kalmasının CITES ve COP kararlarıyla uyumlu olduğunu iddia ediyor. Oysa CITES’in amacı, yasa dışı ticarete konu edilen bireylerin doğalarına en yakın ortamlarda rehabilite edilmesidir. Türkiye menşe ülke olmadığı için bu karar, CITES’in temel koruma ilkesine aykırıdır. COP-19 kararlarına yanlış atıf: COP kararları, insan bakımında kalacak bireylerin uluslararası iş birliğiyle, türdeşleriyle birlikte yaşamasını öngörür. Türkiye’de goriller için akredite bir bakım ya da rehabilitasyon merkezi bulunmadığından, bu koşulların sağlanması mümkün değildir. Hayvan etiğine aykırı uygulama: Büyük maymunlar yüksek bilişsel kapasiteye, sosyal farkındalığa ve duygusal bağ kurma yeteneğine sahip canlılardır. Bu nedenle birçok ülkede örneğin İspanya, Avusturya, Yeni Zelanda gibi ülkelerde büyük maymunların tek başına barındırılması yasaktır. Zeytin’in tek başına bir hayvanat bahçesinde tutulması, etik açıdan bir ‘yalnızlık’ cezası. Refah ifadesi içi boş bir gerekçe: DKMP’nin ‘hayvan refahı gözetilecektir’ ifadesi, somut bir etik taahhüt değil. Gerçek refah, türdeşlerle sosyal bağ kurma, doğal davranışları sergileyebilme ve teşhirden uzak yaşama hakkını içerir. Hayvanat bahçesi bu koşulları sağlayamaz. Etik sorumluluk yerine idari meşrulaştırma: Karar, etik bir çözüm değil, bürokratik bir ‘kalıcılık gerekçesi’ üretmektedir. Türkiye’nin etik sorumluluğu Zeytin’i tutmak değil, PASA veya JGI gibi uluslararası merkezlerle iş birliği yaparak onu türdeşleriyle buluşturmaktır. Şeffaflık eksikliği: Zeytin’in nerede, hangi koşullarda yaşadığına dair bilgi paylaşılmaması, etik hesap verebilirliğe aykırıdır. Kamuoyunun ilgisini kazanan bir hayvanın yaşam koşulları gizlenmemeli, bağımsız gözlemciler tarafından denetlenmelidir.”

Orman yangınları avı durdurdu Haber

Orman yangınları avı durdurdu

Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde çıkan orman yangınları nedeniyle çevreciler ve hukukçular, Tarım ve Orman Bakanlığı’na 2025–2026 kara avcılığı sezonunun ertelenmesi çağrısında bulunmuştu. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde çıkan orman yangınları, orman ekosistemine zarar verirken, yaban hayvanlarını da olumsuz etkiledi. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, yangından etkilenen alanlarda 2025–2026 av döneminde avlanmanın yasaklanmasına karar verildiğini duyurdu. Duyuruda, yaban hayatının korunması ve ekosistemin sürdürülebilirliği adına vatandaşların yasağa hassasiyetle uyması gerektiği belirtildi ve yasağa uymayanlar hakkında cezai işlem uygulanacağı ifade edildi. Çevreci avukat İsmail Hakkı Atal, bir süre önce Türkiye genelinde sıcaklık rekorlarının kırıldığı ve kuraklığın doğayı derinden etkilediği bir dönemde meydana gelen orman yangınları nedeniyle, “av yasağı” talebinde bulunduklarını anımsattı. Atal, ilkhaber-gazetesi.com'a yaptığı açıklamada, “Ormanlar, meralar ve sulak alanlar susuzlukla mücadele ederken, yaban hayvanları da yiyecek ve su bulmakta zorlandı. Ülke genelinde çıkan yangınlarda birçok canlı türü yok oldu ve yaşam alanlarını ile biyoçeşitlilik ciddi anlamda zarar gördü” dedi. Orman yangını meydana gelen bölgelerde av yasağı uygulanması kararının yerinde bir karar olduğunu dile getiren Atal, “Ancak, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin görüldüğü bir dönemden geçtiğimiz dikkate alınırsa, bir süre av yasağı ülke genelinde uygulanmalı. Avcılık bir gelenektir ancak doğa da bizim ortak mirasımızdır. Avcılardan doğaya zarar vermemelerini, tetik yerine deklanşöre basmalarını istiyoruz” dedi.

Türkiye’nin iki ceylan türü için koruma çalışmaları devam ediyor Haber

Türkiye’nin iki ceylan türü için koruma çalışmaları devam ediyor

Ceylanlar üzerine yapılan taksonomik araştırmalarda zaman zaman karışıklıklar yaşansa da, son bilimsel veriler doğrultusunda Hatay’da yerleşik olan Hatay Dağ Ceylanı ile Şanlıurfa Sahası’nda görülen Kum Ceylanı’nın Türkiye’de yaşadığı kesinleşmiş durumda. Ancak bu iki türün de nesli tehdit altında. Doğa Derneği Tür Koruma Programı Koordinatörü ve Yaban Hayatı Uzmanı Şafak Arslan, bu kritik duruma dikkat çekerek, koruma ve araştırma çalışmalarının sürdüğünü, özellikle Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü personellerinin büyük özveriyle çalıştığını vurguluyor. Ceylanların geleceği için transfer çalışmaları Ceylanların neslinin korunması adına en önemli adımlardan biri de popülasyonun uygun alanlara transfer edilmesi ve yeniden yerleştirme çalışmaları. Arslan, bu konuda yapılan çalışmalara değinerek şu bilgileri paylaştı: "Özellikle Kum Ceylanlarının, Şanlıurfa Kızılkuyu’dan Şırnak’taki Gabar Dağı eteklerine ve birkaç farklı noktaya transfer edilmesi, türün geleceği açısından kritik öneme sahip. Bu tarz transfer çalışmaları, ceylanların daha geniş bir alanda güvenli bir şekilde yaşamasını sağlayacaktır." Hatay’daki Dağ Ceylanları için de benzer bir sürecin gerekli olduğuna dikkat çeken Arslan, bu popülasyonun uygun yaşam alanlarına yeniden yerleştirilmesinin neslin devamı açısından büyük önem taşıdığını belirtti. "Popülasyonları güvence altına almak zorundayız" Şafak Arslan, Türk bilim insanları, araştırmacılar, sivil toplum kuruluşları ve ilgili devlet kurumlarının iş birliğiyle bu türleri koruma altına almak için önemli çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. Arslan, "Umuyoruz ki bu çalışmaların ardından Hatay Dağ Ceylanları için de benzer bir süreci başlatabilir ve popülasyonlarını güvence altına alabiliriz. Bu türlerin yok olmasını önlemek için koruma projelerinin hız kesmeden devam etmesi gerekiyor" diye konuştu. Türkiye’nin doğal mirası olan bu iki ceylan türünün korunması için yapılan çalışmaların, gelecekte daha kapsamlı projelerle desteklenmesi bekleniyor.

Yavru goril için isim aranıyor: Üzüm, Kömür, Misket veya Zeytin olacak Haber

Yavru goril için isim aranıyor: Üzüm, Kömür, Misket veya Zeytin olacak

İstanbul Havalimanı'nda yasa dışı yıllarla getirildiği belirlenen ve daha sonra Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından rehabilitasyona alınan yavru gorilin evine güvenle dönme süreci, WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) tarafından yakın takibe alınmıştı. WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Ömür Kula, yavru gorilin durumunu yakından takip ettiklerini ve onun en uygun şartlarda evine dönebilmesi için gereken adımları desteklediklerini açıklamıştı. Kula, "Goril yavrusunun bakımı yetkililer tarafından titizlikle yapılırken, korunmasına yönelik gerekli güvenlik önlemleri de alınmış durumda. Ülkemizin de taraf olduğu CITES Sözleşmesi (Nesli Tehlike Altındaki Yaban Hayvan ve Bitki Türlerinin UIuslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme) uyarınca yavru gorilin ait olduğu doğaya güvenle dönebilmesi için gerekli süreçler, DKMPGM tarafından yürütülüyor. Nijerya’dan Bangkok’a götürülmek üzere kafese hapsedilmiş olan yavru goril, ne yazık ki doğal yaşamından koparılan, yasadışı ticaretin kurbanı olan türlerden biri. Birçok hayvan türü yaban hayatı ticareti nedeniyle tehlike altında. Goriller, tehdit altındaki türler arasında yer alıyor. Koruma önlemlerine rağmen yasa dışı hayvan ticareti nedeniyle yüzlerce goril, doğal yaşamlarından koparılıyor, ailesinden ayrılıyor ve hayatta kalma mücadelesi veriyor" ifadeleri kullanmıştı. Tarım ve Orman Bakanlığı da,  goril yavrusuna verilecek isim için 4 seçenekten oluşan anket düzenledi. Bakanlığın sosyal medya hesabından, Ticaret Bakanlığına bağlı Gümrükler Muhafaza ekiplerinin İstanbul Havalimanı'nda yakaladığı ve nesli tükenmek üzere olan goril yavrusuna ilişkin paylaşım yapıldı. Bakanlık daha önceki paylaşımında yavru gorile isim arandığını duyurarak, vatandaşlardan isim önerilerini paylaşmalarını istemişti. Yeni paylaşımında Bakanlık, "Yavru goril için binlerce isim önerisine teşekkür ediyoruz. Şimdi seçim vakti." ifadesine yer vererek, 4 isimden oluşan bir anket düzenledi. Kullanıcılara sunulan seçenekler "Üzüm", "Kömür", "Misket" ve "Zeytin" oldu.

Yavru gorilin evine güvenle dönme sürecine yakın takip Haber

Yavru gorilin evine güvenle dönme sürecine yakın takip

WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Ömür Kula, İstanbul Havalimanı’nda yasa dışı yollarla taşınan bir goril yavrusunun, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMPGM) himayesine alındığını anımsattı. Yavru gorilin durumunu yakından takip ettiklerini ve onun en uygun şartlarda evine dönebilmesi için gereken adımları desteklediklerini ifade eden Kula, "Goril yavrusunun bakımı yetkililer tarafından titizlikle yapılırken, korunmasına yönelik gerekli güvenlik önlemleri de alınmış durumda. Ülkemizin de taraf olduğu CITES Sözleşmesi (Nesli Tehlike Altındaki Yaban Hayvan ve Bitki Türlerinin UIuslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme) uyarınca yavru gorilin ait olduğu doğaya güvenle dönebilmesi için gerekli süreçler, DKMPGM tarafından yürütülüyor" dedi. Kula, Nijerya’dan Bangkok’a götürülmek üzere kafese hapsedilmiş olan yavru gorilin, ne yazık ki doğal yaşamından koparılan, yasadışı ticaretin kurbanı olan türlerden biri olduğunu belirterek, "Birçok hayvan türü yaban hayatı ticareti nedeniyle tehlike altında. Goriller, tehdit altındaki türler arasında yer alıyor. Koruma önlemlerine rağmen yasa dışı hayvan ticareti nedeniyle yüzlerce goril, doğal yaşamlarından koparılıyor, ailesinden ayrılıyor ve hayatta kalma mücadelesi veriyor" diye konuştu. Her canlının, doğanın döngüsünde kritik bir role sahip olduğunu dile getiren Kula, şunları kaydetti: "Ancak bu döngü, yasadışı ticaret ve insan etkisiyle kırılıyor ve birçok türün yok oluşa sürüklenmesine sebep oluyor. İstanbul’da kurtarılan yavrunun evine güvenle dönebilmesi için süreci yakından takip etmeye ve gelişmeleri duyurmaya devam edeceğiz. Tüm canlıların ait oldukları yerde, özgürce yaşamalarını sağlamak zorundayız. Doğal hayatı ve tüm canlılarla ortak geleceğimizi korumak birlikte mümkün." Rehabilitasyon süreci devam ediyor Tarım ve Orman Bakanlığı da, İstanbul Havalimanı'nda yakalanan goril yavrusunun rehabilitasyon sürecinin devam ettiğini duyurdu. Bakanlığın sosyal medya hesabından "ufaklıktan haber var" mesajıyla yapılan duyuruda, "Goril yavrusunun rehabilitasyon süreci Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ekiplerince sürdürülüyor. Önceliğimiz 5 aylık erkek yavrunun sağlığı ve aynı durumları tekrar yaşamaması için ona güvenli ortamı oluşturmak. Başta nesli tehlike altındaki türler olmak üzere yaban hayatını korumaya ve yasa dışı hayvan ticaretiyle mücadeleye devam edeceğiz" ifadelerine yer verildi.

Salda Gölü çevresindeki kızıl geyikler kar yağışıyla yol kenarına indi Video Galeri

Salda Gölü çevresindeki kızıl geyikler kar yağışıyla yol kenarına indi

Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen "Nesli Tehlike Altında Olan Türlerin Tekrar Eski Yaşam Alanlarına Geri Kazandırılması Projesi" kapsamında Burdur’un Salda Gölü çevresinde çalışmalar devam ediyor. Proje kapsamında bölgeye bırakılan kızıl geyikler, yoğun kar yağışı sonrası beyaz örtüyle kaplanan Eşeler Yaylası’nda yol kenarına inerek yiyecek aradı. KIZIL GEYİKLER SALDA GÖLÜ’NDE Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen proje çerçevesinde 5 erkek ve 18 dişi olmak üzere toplam 23 kızıl geyik, Salda Gölü çevresindeki Eşeler Yaylası’na salındı. Projenin amacı, nesli tehlike altında olan kızıl geyiklerin eski yaşam alanlarına yeniden kazandırılması ve popülasyonun artırılması olarak açıklandı. KAR YAĞIŞI SONRASI YOL KENARINDA GÖRÜLDÜLER Çarşamba günü etkili olan yoğun kar yağışı sonrası beyaza bürünen Eşeler Yaylası’nda yiyecek bulmakta zorlanan kızıl geyikler, yol kenarına inerek vatandaşlardan yiyecek aldı. Vatandaşlar, geyiklere meyve vererek karınlarını doyurdu. DKMP Burdur Şube Müdürlüğü tarafından sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, iki kızıl geyiğin yol kenarındaki ağaçların arasından çıkarak bir araca yaklaştığı görüldü. YEMLEME FAALİYETLERİ DEVAM EDİYOR Doğa Koruma ve Milli Parklar Burdur Şube Müdürlüğü ekipleri, yaban hayvanlarının kış şartlarında yiyecek sıkıntısı çekmemesi için düzenli olarak yemleme faaliyetleri gerçekleştiriyor. Ekipler, doğaya yem bırakarak hayvanların zorlu kış koşullarında hayatta kalmalarını sağlıyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.