#Ermenistan

İLKHABER-Gazetesi - Ermenistan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ermenistan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

32 yıllık sınır kapısı açılıyor mu? Türkiye ile Ermenistan hattında hareketlilik Haber

32 yıllık sınır kapısı açılıyor mu? Türkiye ile Ermenistan hattında hareketlilik

Türkiye'nin 1993 yılında Azerbaycan ile dayanışma sergilemek amacıyla kapattığı Ermenistan kara sınırında tarihi bir gelişme yaşanabilir. Bloomberg'in haberine göre Ankara, Dağlık Karabağ Savaşı döneminde alınan bu kararı gözden geçirerek önümüzdeki altı ay içinde sınır kapısını yeniden açmayı planlıyor. TRUMP'IN BARIŞ DEKLARASYONU SÜRECİ HIZLANDIRDI Sınırın açılması ihtimalini güçlendiren en önemli faktör, ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimiyle Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin ortak bir barış deklarasyonunda buluşması oldu. Bu adım, bölgedeki normalleşme sürecine ivme kazandırdı. SINIR HATTINDA TEKNİK İNCELEME BAŞLADI Sahada somut adımların atıldığına dair işaretler de geliyor. Hafta sonu Türk ve Ermeni yetkililerin, Akyaka–Akhurik sınır kapısında teknik incelemelerde bulunduğu bildirildi. Olası bir açılma durumunda kritik rol oynayacak olan Kars–Gümrü demiryolunun faaliyete geçmesi için ray yenileme çalışmalarının yaklaşık beş ay süreceği tahmin ediliyor. Ayrıca Türkiye'nin sınır bölgesindeki devriye yollarını yenileyerek güvenlik altyapısını güçlendirdiği kaydedildi. PAŞİNYAN VE ALİYEV DENKLEMİ Sınırın açılması, Haziran ayında seçime gidecek olan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan için önemli bir siyasi hamle olarak görülüyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in de Paşinyan'ın seçimi kazanması durumunda barış anlaşmasını resmileştirmeye sıcak baktığı ifade ediliyor. Ancak Ankara, "nihai barış anlaşması sağlanmadan tam normalleşmenin mümkün olmayacağı" mesajını vererek sürecin koşullu ilerlediğini vurguluyor. YENİ TİCARET HATTI: TRIPP KORİDORU Olası barış anlaşması, sadece diplomatik değil ekonomik açıdan da büyük önem taşıyor. Trump destekli anlaşma çerçevesinde ABD, Azerbaycan'ı Ermenistan üzerinden Türkiye'ye bağlayacak olan ve "TRIPP (Trump Route for International Peace and Prosperity)" olarak adlandırılan koridorun geliştirilmesinde özel haklar elde etti. Kamuoyunda Zengezur Koridoru olarak bilinen bu hat, Pekin'den Londra'ya uzanan ticaret yolunun stratejik bir parçası olacak. Paşinyan, demiryolu ayağındaki çalışmaların 2026'nın ikinci yarısında başlayacağını duyurdu. 2026 BAŞINDA AÇILABİLİR Mİ? Uzmanlar, sınırın teknik olarak 2026 başında açılabileceğini öngörse de Ankara'nın bu adımı Ermenistan seçimlerine çok yakın bir tarihe denk getirmekten kaçınabileceğini belirtiyor. Ayrıca 1915 olaylarına ilişkin tarihsel anlaşmazlıklar, normalleşme sürecindeki hassas dengelerden biri olmayı sürdürüyor.

Paşinyan: Ermenistan üzerinden yeni enerji hatları kurulacak, Türkiye sınırı yakın zamanda açılabilir Haber

Paşinyan: Ermenistan üzerinden yeni enerji hatları kurulacak, Türkiye sınırı yakın zamanda açılabilir

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te düzenlenen 5. Tiflis İpek Yolu Forumu'nda yaptığı konuşmada, Güney Kafkasya'daki normalleşme sürecine ve yeni ekonomik projelere ilişkin kritik açıklamalarda bulundu. ERMENİSTAN ÜZERİNDEN AZERBAYCAN-TÜRKİYE ENERJİ HATTI PLANI Forumda yaptığı konuşmada Paşinyan, Ermenistan'ın bölgede bir kavşak haline gelmesi için planlanan yeni projeleri duyurdu. Paşinyan, "Kısa süre içinde Azerbaycan-Nahçıvan ile Azerbaycan-Ermenistan-Türkiye arasında, Ermenistan topraklarından geçecek boru ve elektrik hatlarının kurulması planlanıyor” dedi. PROJELERİN ANAHTARI: 'TRUMP ROTASI' VE KALICI BARIŞ Nikol Paşinyan, bu iddialı girişimin uluslararası bir temele dayandığını da belirtti. Projenin, ABD'nin başkenti Washington’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile birlikte imzaladıkları “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası (TRIPP) Projesi” kapsamında ele alındığını vurguladı. Türkiye ve Azerbaycan ile bu konularda müzakerelerin sürdüğünü belirten Paşinyan, bu projelerin hayata geçirilmesi için en önemli ve tek koşulun "barış" olduğunu söyledi. Paşinyan, "Şu anda Azerbaycan ile tesis edilen barışın daha kurumsal bir çerçeveye oturtulması yönünde çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. TÜRKİYE İLE NORMALLEŞMEDE SONA GELİNDİ: 'SINIR YAKIN ZAMANDA AÇILABİLİR' Konuşmasında Türkiye-Ermenistan normalleşme sürecine de değinen Başbakan Paşinyan, bu konuda da somut ilerleme kaydedildiğinin sinyalini verdi. Sınırların açılması konusunda iyimser olduğunu belirten Paşinyan, "Yakın zamanda Ermenistan-Türkiye sınırı açılabilir. Bu konu üzerinde uzun zamandır çalışılıyor ve her şey hazır durumda" diyerek sürecin son aşamaya geldiğini ima etti.

Tarihi anlaşma Washington'da parafladı: İşte Azerbaycan-Ermenistan barışının 17 maddelik yol haritası Haber

Tarihi anlaşma Washington'da parafladı: İşte Azerbaycan-Ermenistan barışının 17 maddelik yol haritası

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD’nin başkenti Washington DC’de yaptığı zirvede paraflanan 17 maddelik Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşması metni yayınlandı. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın 8 Ağustos’ta ABD’nin başkenti Washington DC'de düzenlediği zirvede Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan tarafından paraflanan "Azerbaycan ile Ermenistan Arasında Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Tesisi Hakkında Anlaşma" metnini yayınladı. Anlaşma metni şöyle: "Madde 1- Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) arasındaki sınırların ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırlarına dönüştüğünü ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığını teyit ederek, birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanır ve saygı göstermelidirler. Madde 2- Taraflar, 1’inci Madde’ye tam uyacak şekilde birbirlerine karşı herhangi bir toprak talebinin bulunmadığını ve gelecekte böyle bir talepte bulunulmayacağını teyit ederler. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen parçalamaya yönelik herhangi bir eyleme, bu tür eylemlerin planlanmasına, hazırlanmasına, teşvik edilmesine ve desteklenmesine izin vermeyeceklerdir. Madde 3- Taraflar, birbirleriyle karşılıklı ilişkilerde toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığa karşı ya da Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’na aykırı herhangi başka bir şekilde, güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan kaçınacaklardır. Kendi topraklarının, herhangi üçüncü bir tarafın diğer Tarafa karşı BM Şartı’na aykırı olarak güç kullanması amacıyla kullanılmasına izin vermeyeceklerdir. Madde 4- Taraflar, birbirlerinin iç işlerine müdahaleden kaçınacaklardır. Madde 5- Taraflar, bu anlaşmanın onay belgelerinin her iki tarafça karşılıklı iletilmesinden sonra ____ gün içinde, kendi aralarında 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir. Madde 6- Taraflar, bu anlaşmanın 1’inci Maddesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerine tam uygun şekilde, aralarında devlet sınırının sınırlandırılması (delimitasyon) ve devlet sınırlarının belirlenmesi (demarkasyon) hakkında bir anlaşma imzalanması amacıyla, ilgili sınır komisyonları arasında mutabık kalınan tüzüklere dayanarak iyi niyetli görüşmeler yürüteceklerdir. Madde 7- Taraflar, karşılıklı sınıra herhangi bir üçüncü tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaklardır. Aynı zamanda, karşılıklı delimitasyon ve sonrasında demarkasyon işlemlerinin tamamlanmasına kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarın sağlanması amacıyla, askeri alan dahil olmak üzere, karşılıklı mutabakata dayalı güvenlik ve güven artırıcı tedbirler alacaklardır. Madde 8- Taraflar, hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılıkçılık ve terörizmin tüm tezahürlerini kınarlar ve kendi yetki alanları çerçevesinde bu durumlarla mücadele edeceklerdir ve bu konuda ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaklardır. Madde 9- Taraflar, her ikisinin de taraf olduğu askeri bir çatışmada meydana gelmiş kayıp ve zorla kayıp edilmiş kişilerin vakalarının çözümü için, doğrudan veya uygun olduğu takdirde ilgili uluslararası kuruluşlarla iş birliği yoluyla, söz konusu kişiler hakkındaki tüm mevcut bilgilerin değişimi dahil olmak üzere, tedbirler alacaklardır. Taraflar, bu çerçevede, söz konusu kişilerin akıbetine açıklık getirilmesinin, uygun olduğunda kalıntılarının aranması ve iadesinin, gerekli soruşturma tedbirleriyle bu kişilerle ilgili adaletin sağlanmasının barış ve güven inşasında bir araç olduğunu kabul ederler. Bununla ilgili usuller tartışılacak ve ayrı bir anlaşmada ayrıntılı şekilde karara bağlanacaktır. Madde 10- Taraflar, ekonomi, transit ve ulaşım, çevre, insani ve kültürel alanlar dâhil olmak üzere, çeşitli alanlarda iş birliği tesis etmek için karşılıklı ilgi alanına giren konularda ayrı anlaşmalar yapabilirler. Madde 11- Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuktan ve her birinin diğer BM üyesi devletlerle imzaladığı sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülüklerini etkilemez. Taraflardan her biri, herhangi bir üçüncü taraf ile arasında yürürlükte bulunan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşmadan doğan yükümlülüklerine engel teşkil etmemesini sağlayacaktır. Madde 12- Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuku ve bu anlaşmayı esas alacaklardır. Taraflardan hiçbiri, kendi iç hukukunun hükümlerini bu anlaşmayı uygulamamak için gerekçe olarak göstermeyecektir. Taraflar, Antlaşmalar Hukuku Hakkında Viyana Sözleşmesi’ne (1969) uygun olarak, bu anlaşma yürürlüğe girmeden önce, anlaşmanın konusu ve amacına zarar verecek faaliyetlerden kaçınacaklardır. Madde 13- Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti ederler ve bu anlaşmanın uygulanmasını denetlemek amacıyla ikili bir komisyon kuracaklardır. Kurulacak bu komisyon, taraflar arasında mutabık kalınacak usuller çerçevesinde faaliyet gösterecektir. Madde 14- Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendileri için bağlayıcı nitelik taşıyan sözleşmelere engel getirmeden, bu anlaşmanın yorumu ve uygulanması ile ilgili herhangi bir anlaşmazlığı, 13. Maddede belirtilen Komisyon dahil olmak üzere, doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler, 6 ay içinde tarafların her ikisi için kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar anlaşmazlıkların barışçıl yolla çözümünün diğer yöntemlerine başvuracaklardır. Madde 15- Madde 14’ü engellemeden taraflar kendi aralarında bu anlaşmanın imzalanmasından önce mevcut olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, davaları ve anlaşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sona erdirecek veya herhangi bir şekilde çözeceklerdir ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve davaları başlatmayacaklardır. Ayrıca, taraflardan herhangi birine karşı üçüncü bir tarafça başlatılan bu tür iddia, şikayet, itiraz, talep ve davalara herhangi bir şekilde dahil olmayacaklardır. Bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, bilgi ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bu adımları teşvik etmeyecek veya herhangi bir şekilde bu faaliyetlere dahil olmayacaklardır ve bu amaçla düzenli olarak istişarelerde bulunacaklardır. Madde 16- Anlaşma, tarafların kendi ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürleri tamamladıklarına dair bildirimleri karşılıklı olarak iletmelerinin ardından yürürlüğe girecek. Anlaşma ayrıca BM Şartı’nın 102. maddesi uyarınca tescil edilecektir. Madde 17- Bu anlaşma Azerbaycan, Ermenice ve İngilizce dillerinde hazırlanmıştır. Tüm üç metin eşit derecede geçerlidir. Metindeki hükümlerinin yorumunda herhangi bir görüş ayrılığı olması durumunda İngilizce metin esas alınacaktır. AGİT Minsk Süreci’nin sona erdirilmesi ile ilgili ortak başvuruda bulunuldu Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Azerbaycan ve Ermenistan Dışişleri Bakanları’nın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Süreci ve ilgili yapıların kapatılması için AGİT Dönem Başkanı Elina Valtonen’a ortak bir başvuruda bulundukları duyuruldu. Açıklamada, bugün AGİT Bakanlar Konseyi’nin gönderilen karar taslağını katılımcı devletlere ilettiği ve kabulü için gerekli prosedürlerin desteklenmesi çağrısında bulunduğu ifade edildi.

Beyaz Saray'da tarihi imza: Trump, Azerbaycan ve Ermenistan arasında barış anlaşmasını duyurdu Haber

Beyaz Saray'da tarihi imza: Trump, Azerbaycan ve Ermenistan arasında barış anlaşmasını duyurdu

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, 35 yıldır çatışma halinde olan Azerbaycan ile Ermenistan arasında tarihi bir barış anlaşmasına varıldığını duyurdu. Beyaz Saray'da, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın katılımıyla düzenlenen zirvede, üçlü bir mutabakata imza atıldı. TRUMP: "BİZ BAŞARDIK" Zirvenin ardından açıklamalarda bulunan Başkan Trump, birçok ülkenin tarafları barıştırmayı denediğini ancak başarısız olduğunu hatırlatarak "Biz başardık" dedi. Trump, 35 yıl boyunca savaşan Azerbaycan ve Ermenistan'ın artık sonsuza dek dost olacağını söyledi. AZERBAYCAN'A YÖNELİK SAVUNMA YAPTIRIMLARI KALDIRILDI Anlaşmanın en önemli sonuçlarından birini de açıklayan Trump "Savunma alanında Azerbaycan'a uygulanan yaptırımları kaldırıyoruz. Bu, Azerbaycan için çok önemli" diye konuştu. ALİYEV: "BUGÜN KAFKASLAR'DA BARIŞI TESİS EDİYORUZ" Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise imza törenini "tarihi bir gün" olarak nitelendirdi. Aliyev "Gerçekten tarihi bir gün, bugün Kafkaslar'da barışı tesis ediyoruz. Bu sadece bizim için değil bölge için muazzam fırsatlar yaratacak" dedi. Cumhurbaşkanı Aliyev, bağımsızlıklarından bir yıl sonra ABD tarafından konulan ve 33 yıldır devam eden savunma sanayii kısıtlamalarını kaldırdığı için de Başkan Trump'a teşekkür ettiğini belirtti.

Ermenistan’da Başpiskopos Bagrat Galstanyan darbe girişimiyle gözaltında Haber

Ermenistan’da Başpiskopos Bagrat Galstanyan darbe girişimiyle gözaltında

Ermenistan'da muhalif Başpiskopos Bagrat Galstanyan, darbe planladığı iddiasıyla gözaltına alındı. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, "Kolluk kuvvetleri, Ermenistan'ı istikrarsızlaştırma ve güç kullanarak iktidarı ele geçirme planını engelledi" ifadelerini kullandı. Ermenistan Soruşturma Komitesi tarafından yapılan açıklamada, ülkede önde gelen Hristiyan din adamı Başpiskopos Bagrat Galstanyan'ın liderliğindeki "Kutsal Mücadele" adlı hareketin Kasım 2024'ten beri darbe planladığı duyuruldu. Galstanyan ile suç ortaklarının, "terör saldırısı düzenlemek ve iktidarı ele geçirmek için gerekli araç-gereçleri edindiği belirtildi. Galstanyan ve ortaklarının, çoğunluğu eski asker ve polis memurlarından oluşan binden fazla kişiyi hükümeti istikrarsızlaştırmak ve iktidarı ele geçirmek amacıyla yolları kapatmak, trafiği felç etmek, şiddeti kışkırtmak ve interneti kesmek için bünyesine kattığı aktarıldı. Galstanyan ve suç ortaklarının darbe girişimi planlarını tartıştığını gösteren ses kayıtları da yayınlandı. Galstanyan'ın gözaltına alındığı öğrenildi. "İktidarı ele geçirme planı engellendi" Ermenistan Başbakanı Nikol Paşiyan ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Kolluk kuvvetleri, 'kriminal oligarşik din adamlarının' Ermenistan'ı istikrarsızlaştırma ve iktidarı ele geçirme planını engelledi" ifadelerini kullandı. Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile kilise arasındaki gerginlik Paşinyan, 2018'de düzenlenen gösterilerin ardından iktidara gelmiş, ancak 2020'de 44 gün süren savaşta Azerbaycan'a karşı büyük kayıplar verdikten sonra iç politikada ağır baskıyla karşı karşıya kalmıştı. Azerbaycan 2023 yılında Dağlık Karabağ'daki Ermeni işgaline son vermiş, Başpiskopos Galstanyan ile destekçileri, yenilgiler ve "toprak tavizleri" nedeniyle halk arasında giderek artan tepkiden faydalanarak geçtiğimiz yaz Paşinyan'ın görevden alınması talebiyle günlerce protesto düzenlemişti.Paşinyan, Karabağ yenilgisinin ardından Ermeni Apostolik Kilisesi Başkanı Katolikos Garegin II'nin istifa çağrısında bulunmasından bu yana kilise ile anlaşmazlık yaşıyor.

Hocalı Katliamı nedir? 1992'de Hocalı'da yaşanan korkunç olayın ayrıntıları Haber

Hocalı Katliamı nedir? 1992'de Hocalı'da yaşanan korkunç olayın ayrıntıları

Hocalı Katliamı, 26 Şubat 1992'de Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında Ermeni güçleri tarafından gerçekleştirilen acımasız bir saldırıdır. Bu korkunç olayda 613 Azerbaycanlı sivil, kadın, çocuk ve yaşlı ayrımı yapılmaksızın öldürülmüştür. Hocalı’nın işgali ve ardından yaşanan katliam, dünya çapında tepkiyle karşılanmış ve Azerbaycanlılar her yıl bu tarihi anarak, soykırımın faillerinin cezalandırılması için uluslararası toplumu harekete geçirmeye devam etmektedir. Hiç dinmeyen acı: "Hocalı Katliamı" Hocalı Katliamı'nın üzerinden 33 yıl geçti fakat acısı bugün de Azerbaycanlıların kalbinde tazeliğini koruyor. Her yıl Hocalılıları mağlup halk olarak anan Azerbaycanlılar, ordularının 2020'de 44 gün süren 2. Karabağ Savaşı'nda kazandığı zafer dolayısıyla 3 yıldır şehitlerini galip bir halk olarak anıyor. İnsanlık tarihine kara bir leke olarak yazılan bu katliam, hiçbir zaman unutulmayacak olsa da işgal altındaki toprakların kurtarılması, Azerbaycanlıların kalbine su serpti. Azerbaycanlıların şimdi tek istediği, Hocalı Katliamı'nın faillerinin yargı önüne çıkartılması ve adaletin yerini bulması. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla Azerbaycan'a karşı toprak iddiasında bulunmaya başlayan ve saldırıya geçen Ermeniler, 1991'in son günlerinde ablukaya aldıkları, bölgenin tek havaalanına sahip ve stratejik önem taşıyan Hocalı'yı işgal için harekete geçti. Aylar süren saldırılarını 25 Şubat 1992'de yoğunlaştıran Ermeniler, gece Sovyet Rus ordusunun o zaman Hankendi'de bulunan 366. motorize alayının da yardımıyla üç koldan saldırdı. Sadece işgalle yetinmeyen Ermeniler, sivilleri toplu şekilde katlederek, esirlere acımasızsa işkence yaparak 20. yüzyılın en kanlı katliamlarından birini gerçekleştirdi. Daha önce 7 bin kişinin yaşadığı Hocalı'da savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı kurtuldu, Ermeni güçleri 1275 kişiyi esir aldı, bunların 150'sinden hala haber alınamadı. Katliamda 8 aile tamamen yok edildi, 25 çocuk her iki ebeveynini, 130 çocuk ise ebeveynlerinden birini kaybetti. Katledilenlerin adli tıp muayeneleri ve şahit ifadeleri, Hocalı sakinlerinin kafa derilerinin soyulması, kurak, burun, cinsel organlarının kesilmesi, gözlerinin çıkartılması gibi kadın, yaşlı ve çocuk ayrımı yapılmaksızın akıl almaz işkencelere maruz kaldığını açıkça kanıtlıyor. Katliamın kurbanları arasında boynu vurularak, yakılarak katledilenlerin yanı sıra karnı süngülenen hamile kadınlar da var. O dönemde çekilen görüntüler ve fotoğraflar, katliamın büyüklüğünü ortaya koyuyor. Azerbaycan'a göre, Hocalı'da yaşananlar, 1949 Cenevre Sözleşmeleri'nin, Birleşmiş Milletlerin (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi, Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi çok sayıda sözleşmenin ciddi ihlali anlamına geliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 22 Nisan 2010 tarihli kararında Hocalı'da yaşananlar, savaş suçları veya insanlık aleyhine suçlarla eş değer eylemler olarak görüldü. Bugüne kadar 18 ülkenin parlamentosu ve ABD'nin 24 eyaletinin meclisi, Hocalı'da yaşananları kınayan ve soykırım olarak gören kararları kabul etti. Hocalı'da yaşananları dünyaya duyurmaya devam eden Azerbaycan, uluslararası toplumdan suçluların cezalandırılmasını istiyor. Hocalı Katliamı Nedir? Hocalı Katliamı, 26 Şubat 1992'de Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında, Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından gerçekleştirilen bir sivil katliamdır. Ermeni güçlerinin, Azerbaycanlı sivilleri hedef alarak gerçekleştirdiği bu olay, dünya tarihinde savaş suçları ve insanlık suçlarıyla eşdeğer görülmektedir. Hocalı, o dönemdeki stratejik konumu nedeniyle büyük bir öneme sahipti. Bu katliamda, çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetmiştir. Hocalı Katliamı Nerede Gerçekleşti? Hocalı, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesinin en büyük yerleşim alanlarından birisiydi. Karabağ Savaşı sırasında, Hocalı kasabası stratejik açıdan önemli bir konumdaydı çünkü burası Dağlık Karabağ'a giriş çıkışları kontrol eden tek havaalanına sahipti. Bu bölge, 1991 yılı sonlarında Ermeni güçlerinin Azerbaycan’a karşı toprak talepleri nedeniyle sık sık çatışmalara sahne oldu. Hocalı Katliamı Kimler Arasında Gerçekleşti? Hocalı Katliamı, Azerbaycanlı sivillerin Ermeni askeri güçleri tarafından hedef alındığı bir olaydı. Ermenistan’a bağlı Dağlık Karabağ’daki Ermeni güçlerinin, Sovyet Rus ordusunun 366. motorize alayının desteğiyle gerçekleştirdiği bu saldırıda, 25 Şubat 1992 gecesi Hocalı kasabası kuşatma altına alındı ve siviller, soykırıma uğradı. Hocalı, bu dönemde Azerbaycanlıların yaşadığı bölge olarak bilinmekteydi ve Ermeni güçlerinin amacı, bu bölgedeki Azerbaycan halkını bölgeden tamamen temizlemekti. Hocalı Katliamı Neden Oldu? Hocalı Katliamı, 1988-1994 yılları arasında devam eden Dağlık Karabağ Savaşı’nın en kanlı olaylarından biri olarak kabul edilmektedir. Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından, Ermenistan ile Azerbaycan arasında Dağlık Karabağ bölgesi üzerinde toprak mücadelesi başlamıştı. Ermenistan, bu bölgeyi kendi toprakları olarak görerek Azerbaycan’a karşı saldırılara başlamıştı. Hocalı kasabası, bu çatışmalar sırasında stratejik olarak kritik bir noktaydı ve Ermeni güçleri, bölgedeki Azerbaycanlıları hedef alarak büyük bir katliam gerçekleştirdi. Hocalı’nın işgali sırasında, Ermenistan’a ait kuvvetler kasabayı kuşatarak, çıkışları kapattılar. 25 Şubat 1992 gecesi, Sovyet Rus ordusunun desteğiyle Ermeni güçleri, Hocalı kasabasına saldırarak, sivilleri acımasızca katlettiler. Bu saldırılarda, 613 Azerbaycanlı yaşamını yitirdi. Katledilenlerin çoğunluğunu kadınlar, çocuklar ve yaşlılar oluşturuyordu. Katliam sırasında, 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulmuş, 1275 kişi esir alınmış ve 150 kişiden ise hala haber alınamamaktadır. Hocalı Katliamının Vahşeti Katliam sırasında yapılan işkenceler, dünya kamuoyunun tepkisini çekmiştir. Cesetler üzerinde yapılan adli tıp incelemeleri, sivillerin kurak, kafa derilerinin soyulması, gözlerinin oyulması, kadınların cinsel organlarının kesilmesi ve diğer vahşi işkencelere maruz kaldığını ortaya koymuştur. Ayrıca, hamile kadınların karnına süngüyle saldırıldığı, bazı kurbanların ise yakılarak öldürüldüğü tespit edilmiştir. Katliamın şiddeti, dünya çapında büyük bir öfkeye yol açtı. Hocalı Katliamı Uluslararası Toplum Tarafından Nasıl Değerlendirildi? Hocalı Katliamı, Azerbaycan tarafından soykırım olarak tanımlanırken, 18 ülkenin parlamentosu ve ABD'nin 24 eyaletinin meclisi, bu olayı kınamış ve soykırım olarak kabul etmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise 2010 yılında verdiği kararda, Hocalı’daki olayları savaş suçları ve insanlık aleyhine suçlar olarak nitelendirmiştir. 1994 yılında Azerbaycan Parlamentosu, Hocalı’da yaşananları “soykırım” olarak kabul etmiştir. Bugün Hocalı Katliamı Her yıl 26 Şubat’ta Azerbaycanlılar, Hocalı Katliamı’nın kurbanlarını anmak ve katliamın sorumlularının yargı önüne çıkarılmasını talep etmek amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlemektedir. 2020 yılında Azerbaycan’ın 2. Karabağ Savaşı’nda kazandığı zafer, Hocalı Katliamı’na uğramış olan Azerbaycanlılara bir nebze olsun moral vermiştir. Ancak, Hocalı’daki katliamın failleri hâlâ yargı önüne çıkarılmamış, adaletin sağlanması için çabalar devam etmektedir.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev: Batı, Ermenistan'ı yeni bir savaşa kışkırtıyor Haber

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev: Batı, Ermenistan'ı yeni bir savaşa kışkırtıyor

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Bakü'deki Zafer Parkı'nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Bazı Batılı devletlerde yaşayan İslamofobik ve Azerbaycan karşıtı güçler, Ermenistan'ı yeni bir savaşa kışkırtıyor” dedi. Azerbaycan, 8 Kasım 2020 tarihindeki İkinci Karabağ Savaşı’nda Şuşa’nın işgalden kurtuluşunun ve Zafer Günü'nün 4. yıl dönümünü kutluyor. Kutlamalar kapsamında başkent Bakü’de inşaatı tamamlanan Zafer Parkı’nın açılışı gerçekleştirildi. Parkın açılış töreninde konuşan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Birinci ve İkinci Karabağ Savaşı'nda, terörle mücadele operasyonunda şehitlerin kanını savaş alanında alarak, toprak bütünlüğünü ve egemenliklerini yeniden tesis ettiklerini belirtti. Aliyev, “44 gün içinde şehirlerimizi ve köylerimizi kurtararak ordumuzun gücünü, askerlerimizin profesyonelliğini, halkımızın özveri ve kararlılığını tüm dünyaya gösterdik. Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığını çözmeye çalışan büyük güçler, sözde arabulucular, bu anlaşmazlığın askeri bir çözümünün olmadığını defalarca ilan ettiler. Bu işgalle uzlaşmamız gerektiğini söylemek istediler. Çünkü planladıkları tam olarak buydu. Planları meseleyi çözmek, işgali sona erdirmek değil, Azerbaycan topraklarını sonsuza kadar Ermeni işgali altında tutmaktı” dedi. “BAZI BATILI DESTEKÇİLERİ ERMENİSTAN'I BİR ‘BARIŞ GÜVERCİNİ’ YAPMAK İSTİYOR” Sadece 44 gün içerisinde Azerbaycan askerlerinin cesaretini, Azerbaycan halkının yılmaz ruhunu, gücünü ve iradesini tüm dünyaya gösterdiklerini vurgulayan Aliyev, “Düşmanı teslimiyet belgesini imzalamaya zorladık. O düşman ki, 2019'da Hankendi'de ‘Karabağ Ermenistan'dır ve nokta’ demişti. Biz onu bugün ‘Karabağ Azerbaycan'dır’ demeye zorladık. Şimdi Ermenistan'ın bazı Batılı destekçileri Ermenistan'ı bir ‘barış güvercini’ yapmak istiyor. Sanki bu 30 yıllık işgal yaşanmamış, yıkım olmamış, vahşet olmamış, Hocalı Soykırımı yaşanmamış gibi. Camilerimizin ve mezarlarımızın yıkılması, Karabağ'ın tamamının ve Doğu Zengezur'un yıkımı olmamış gibi. Yani dünya toplumuna bunu unutturmak istiyorlar. Ama biz bunu asla unutmayacağız ve Azerbaycan halkı da bunu asla unutmamalı, bizden sonra gelen nesiller bu tarihi bilmeli ve asla unutmamalıdır. Bundan sonra bu tarihi hafızalarımızdan çıkarmamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. “MİNSK GRUBU'NUN TÜM EŞ BAŞKANLARI 30 YIL BOYUNCA ERMENİSTAN'IN ARKASINDA DURDU” Ermenistan’ın savaş sırasında savaş suçları işleyerek, sivil yerleşkelere ve şehirlere "İskender M", "Tochka U", "Elbrus" füzeleri ve diğer yıkıcı silahlarla saldırılar gerçekleştirdiğini hatırlatan Aliyev, “Ancak bu Azerbaycan halkının iradesini zerre kadar etkilemedi. Minsk Grubu'nun tüm eş başkanları 30 yıl boyunca Ermenistan'ın arkasında durdu. Biri bedava silah verdi, biri para verdi, biri hem silah hem para verdi, siyasi destek verdi. Topraklarımızın sonsuza kadar işgal altında kalması hedefleniyordu. Dolayısıyla bazı Azerbaycan vatandaşları da savaşın yarım kalacağından, istediğimizi elde edemeyeceğimizden, birisinin bizi durduracağından endişe ediyorlardı. Ancak sonuna kadar savaşacağımızı, adaleti yeniden tesis edeceğimizi, uluslararası hukuku yeniden tesis edeceğimizi ve Ermenistan'a yerini göstereceğimizi söyledim” dedi “KARABAĞ TOPRAKLARINDA AYRILIKÇILARDAN ESER KALMADI” Şuşa’nın 8 Kasım 2020'deki operasyonla işgalden kurtarılmasının Ermenistan’ın yenilgiye uğramasının kilit noktası olduğunu belirten Aliyev, “Bu olayın üzerinden sadece 1 gün geçti ve 9-10 Kasım gecesi Ermenistan kapitülasyon sözleşmesini imzalamak zorunda kaldı ve biz savaşı durdurduk. Ağdam, Kelbecer ve Laçın bölgelerini tek kurşun atmadan işgalden kurtardık. Önemli yükseklikleri kontrol altına aldıktan sonra Karabağ’daki Ermeni ayrılıkçılarının ve onların arkasındakilerin akıbeti belliydi. Onlara bir seçenek sunduk ama yine de doğru kararı vermediler. Yine de birilerinin kendilerine yardım edeceğine, birinin Azerbaycan'ın haklı işini yapmasına engel olacağına inanıyorlardı. Eylül 2023'te sadece birkaç saat süren terörle mücadele operasyonu onlara bir ders daha olmuş ve böylece bölücülüğün kökü kesilerek tarihe karışmıştı. Artık Karabağ topraklarında ayrılıkçılardan eser kalmadı” dedi. “BAZI BATILI DEVLETLERDE YAŞAYAN İSLAM VE AZERBAYCAN KARŞITI GÜÇLER, ERMENİSTAN'I YENİ BİR SAVAŞA KIŞKIRTIYOR” İkinci Karabağ Savaşı ve terörle mücadele operasyonunun sonuçlarının Ermenistan'ın doğru adımları atması için yeterli olduğuna inandığını ifade eden Aliyev, “Bugün bu durumla uzlaşmak istemeyen Azerbaycan karşıtı güçler, bazı Batılı devletlerde yaşayan İslam ve Azerbaycan karşıtı güçler, Ermenistan'ı yeni bir savaşa kışkırtıyor. Bu, Ermeni devleti için tam bir trajedi olabilir ve ben Ermeni tarafına hem resmi konuşmalarımda hem de temaslarımda bundan uzak durmaları, bu kışkırtmaya bulaşmamaları gerektiğini defalarca anlatmaya çalıştım. Kendi çıkarlarını güvence altına almak adına dostları sandıkları bazı Batılı devletler, Güney Kafkasya'da çatışmaların devam etmesi, kanların yeniden akması için onları feda etmeye hazır” açıklamasını yaptı. “SAVAŞ İSTEMİYORUZ” Ermenistan için çok geç olmadığını belirten Aliyev, “Yani Ermenistan bu silahlanma politikasından vazgeçmeli, durdurmalı, bunu defalarca söyledim ve benim sözlerime dikkat etmeleri gerektiğini biliyorlar. Geç değil, durun. Asla bizimle rekabet edemeyecekler. Savaş istemiyoruz. İstediğimizi başardık, toprak bütünlüğümüzü sağladık, devlet egemenliğimizi sağladık. Tüm sınırlarda toprak bütünlüğü sağlanıyor ve daha önce ülkemizde zorla göçe zorlanmış kişiler ve mülteciler ata topraklarına geri dönüyor” ifadelerini kullandı. “BATI'DA AZERBAYCAN'A KARŞI BÜYÜK, ÇİRKİN BİR KARALAMA KAMPANYASI YÜRÜTÜLÜYOR” Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin her an her türlü provokasyonu püskürtmeye hazır olduğunu vurgulayan Aliyev, “Birileri gücümüzü bir kez daha sınamaya kalkarsa yine mağlup olur, yine rezil olur. Çünkü 44 günlük İkinci Karabağ Savaşı ve terörle mücadele operasyonu, zaferimiz sadece Ermenistan'ın yenilgisi değil, arkasındakilerin de acı ve aşağılayıcı yenilgisidir. Bizi affedemezler. Bu nedenle Batı'da Azerbaycan'a karşı büyük, çirkin bir karalama kampanyası yürütülüyor. Kendi kontrolleri altındaki yalan haberlerin kaynağı olan medya kaynaklarını ve sivil toplum kuruluşlarını kullanarak ülkemizi itibarsızlaştırmak, asılsız iftiralar atmak, karalamak, şantaj yapmak ve hakaret etmek, kendilerini aşağılanmış gören başarısız Batılı liderlerin hedefidir” dedi. “AZERBAYCAN'DA 300'DEN FAZLA KİŞİ MAYIN KURBANI OLDU” Ermenistan halkının asıl düşmanlarının kim olduğunu iyi bilmesi gerektiğini söyleyen Aliyev, “Biz değiliz. Onlara hiçbir zarar vermemiştik. Onlara ekmek verdik. Bizim topraklarımızda yaşadılar ve kendilerine bir hayat kurdular. Her ne kadar buraya sadece 19. yüzyılda gönderilmiş olsalar da onlar bize soykırım yaptı, Hocalı soykırımı. 30 yıl boyunca bütün şehirlerimizi, köylerimizi yerle bir ettiler, hakaret ettiler, camilerimizi yıktılar. Bütün bölgeyi mayınladılar. Azerbaycan'da şimdiden 300’den fazla kişi mayın kurbanı oldu. Dolayısıyla biz onların düşmanı değiliz, onların düşmanları onların arkasında duran, sonra da tavşan, fare gibi peşlerinden koşan siyasetçilerdir. Sözlerimi dikkatle dinlesinler” dedi. Azerbaycan’ın güçlenmeye devam edeceğini, hiçbir baskı, hiçbir tehdidin işe yaramayacağını belirten Aliyev, “Halk-güç birliği gücümüzün ana kaynağıdır. Bugün Zafer Bayramı'nda şehrimizin en güzel yerlerinden birinde Zafer Parkı açıldı. Bu zafer sonsuza kadar bizimle olacaktır. Bundan sonra Azerbaycan halkı muzaffer bir millet olarak yaşayacak, Azerbaycan devleti de muzaffer bir devlet olarak yaşayacak. Azerbaycan halkına sevgiler, Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine sevgiler. Karabağ Azerbaycan'dır” ifadelerini kullandı.

Ermenistan Cumhurbaşkanı Khachaturyan: Azerbaycan'ın COP29 öncesi barış anlaşmasını imzalamayı umuyoruz Haber

Ermenistan Cumhurbaşkanı Khachaturyan: Azerbaycan'ın COP29 öncesi barış anlaşmasını imzalamayı umuyoruz

Ermenistan Cumhurbaşkanı Vahagn Khachaturyan, Azerbaycan ile devam eden barış görüşmelerine ilişkin umutlu açıklamalarda bulundu. Hamburg Sürdürülebilirlik Konferansı'nda konuşan Khachaturyan, Bakü’nün ev sahipliği yapacağı COP29 İklim Değişikliği Konferansı’ndan önce Azerbaycan’ın barış anlaşmasının 16 maddesini imzalamasını beklediklerini söyledi. Khachaturyan, "Sadece biz olsaydık, hemen şimdi imzalayabilirdik. Ancak bu noktaya er ya da geç ulaşacağımızı umuyoruz" ifadelerini kullandı. KARABAĞ VE BARIŞ SÜRECİ Ermenistan ve Azerbaycan, Karabağ’ın Azerbaycan tarafından kurtarılmasının ardından geçtiğimiz yıl boyunca barış görüşmeleri yürütmüş, ancak süreç gergin bir şekilde ilerlemişti. Azerbaycan, barış anlaşmasında Karabağ ile yeniden birleşmeye yönelik herhangi bir maddenin bulunmaması gerektiğini savunuyor. Ermenistan ise 1990'ların başından beri kontrol ettiği bazı Azerbaycan köylerinden çekilmişti TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERDE İLERLEME Cumhurbaşkanı Khachaturyan, Türkiye ile sürdürülen görüşmelere de değinerek, sürecin olumlu ilerlediğini ifade etti. İki ülke arasında sınırın üçüncü ülke vatandaşları ve diplomatik pasaport sahiplerine açılması teklifinin değerlendirildiğini belirten Khachaturyan, “Bu adım, diplomatik ilişkilerin gerçeğe dönüştüğünün bir işareti olacak” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.