#Halk sağlığı

İLKHABER-Gazetesi - Halk sağlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Halk sağlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ankara’da 12 milyon liralık güvenilir olmayan gıda ürünü ele geçirildi    Haber

Ankara’da 12 milyon liralık güvenilir olmayan gıda ürünü ele geçirildi   

Ankara Valiliği tarafından konuya ilişkin yapılan açıklamada, "İl Jandarma Komutanlığımız Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü koordinesinde yürütülen takipli, KOM faaliyeti kapsamında, İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüz ile Kahramankazan İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin katılımıyla, 7 Ağustos 2025 tarihinde Kahramankazan ilçemiz Saray Mahallesi’nde faaliyet gösteren bir firmaya yönelik denetim gerçekleştirilmiştir. Söz konusu işletme hakkında alınan adli arama kararı doğrultusunda yapılan kontroller neticesinde; işletmede, yaklaşık piyasa değeri 12 milyon lira olan ve halk sağlığını ciddi şekilde tehdit eden, niteliği değiştirilmiş ve güvenilir olmayan gıda ürünleri ele geçirilmiştir" denildi. Konuya ilişkin 2 şüphelinin gözaltına alındığı belirtilen açıklamada, "Yapılan aramada; 17 bin 330 kilogram peynir, bin 700 kilogram tereyağı, 150 litre süt, 14 bin 430 adet Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tağşiş listesinde yer alan ve ruhsatı iptal edilmiş firmalara ait etiket, bin gram gıda boyası ve toz formda antibiyotik ele geçirilmiş olup, ürünler imha edilmiştir. Konu ile ilgili olarak 2 şüpheli şahıs gözaltına alınmış, olayla ilgili adli tahkikata başlanmıştır. Halkımızın sağlığını korumaya yönelik çalışmalarımız kararlılıkla sürdürülecektir" ifadelerine yer verildi.

Adana'da gıda güvenliği için Ramazan boyunca denetimler devam edecek Haber

Adana'da gıda güvenliği için Ramazan boyunca denetimler devam edecek

Adana İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Ramazan ayı öncesi gıda güvenliğini sağlamak amacıyla başlattığı denetimlere hız kesmeden devam ediyor. Denetimlerin hedefinde, halkın Ramazan ayında daha fazla tükettiği gıda maddelerini üreten ve satan işletmeler bulunuyor. Adana merkez ilçeleri başta olmak üzere tüm ilçelerde görevli gıda kontrol görevlileri, un ve unlu mamuller, pasta, tatlılar, et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri ile bakliyat satan işletmeleri denetliyor. Denetimlerin, hem üretim hem de satış alanlarındaki hijyen koşulları, saklama şartları ve analiz denetimleri gibi bir dizi kriteri kapsadığı belirtiliyor. Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Nuri Kökçüoğlu, yapılan denetimlerin sadece Ramazan süresince değil 2025 yılı boyunca da süreceğini vurguladı. Kökçüoğlu, "Bakanlığımızın talimatları doğrultusunda geçen yıl başlattığımız dönemsel denetimler bu yıl da aralıksız devam edecek. Denetimlerimiz, Ramazan ayında iftar yerleri ve toplu tüketim alanlarında da sürecek" diye konuştu. Halkın en büyük gıda denetçisi olduğunu belirterek, vatandaşları herhangi bir olumsuzluk durumunda Alo Gıda 174 hattına başvurmaya davet eden Kökçüoğlu, "Vatandaşlarımız karşılaştıkları herhangi bir sorunla ilgili bizlere kolayca ulaşabilir. Ramazan ayının tüm Adanalı hemşehrilerimize hayırlı ve huzurlu geçmesini diliyorum" ifadelerini kullandı. Denetimler, Ramazan ayında gıda güvenliğinin artırılmasına ve halk sağlığının korunmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.

Adana Tarım Platformu Sözcüsü İncefikir: Halk sağlığının korunması için tüm ürünler hasat öncesi sıkı kontrolden geçirilmeli Haber

Adana Tarım Platformu Sözcüsü İncefikir: Halk sağlığının korunması için tüm ürünler hasat öncesi sıkı kontrolden geçirilmeli

İhraç edilen portakal, mandalina, domates, incir ve diğer bazı meyvelerin bir bölümünün zirai ilaç kalıntısı nedeniyle geri dönmesi, iç piyasaya da sürülen ürünlerin halk sağlığını tehdit edip etmediği sorusunu yeniden gündeme getirdi. Adana Tarım Platformu Sözcüsü Cahit İncefikir, ilkhaber-gazetesi.com'a yaptığı açıklamada, ülkenin tarımsal üretiminde önemli yeri olan Adana'da yetiştirilen turunçgil ve diğer meyve türlerinin, yurt içi tüketimin yanı sıra ciddi ihracat kalemlerini oluşturduğunu söyledi. Ülkemizin narenciye üretiminin yüzde 90’ının Adana, Mersin, Hatay ve Antalya’da yapıldığını ifade eden İncefikir, "Limon üretiminin yüzde 78,3’ü, greyfurt üretiminin yüzde 91,6'sı, portakal üretiminin yüzde 34'ü, mandalina üretiminin yüzde 47,5'i, turunç üretiminin ise yüzde 66,6’sı narenciyenin ana üretim merkezi kabul edilen Adana ve Mersin'de gerçekleşiyor" dedi. Narenciye dışında da Çukurova genelinde diğer meyve türlerinde geniş alanlarda üretim yapıldığını anlatan İncefikir, "Bölgemizde üretilen bu ürünlerin bir bölümü iç piyasaya sürülürken, bir bölümü ise ihraç ediliyor.  İhraç edilen portakal, mandalina, domates, incir ve diğer bazı meyvelerin bir bölümünde zirai ilaç kalıntısı gerekçesiyle geri dönüşler yaşanıyor. Gerek üretici, gerek ihracatçı ve gerekse tüketici açısından sıkıntı yaratan bu durum, ekonomik kayıplara yol açıyor” dedi. İhracattaki geri dönüşlerde, aynı bahçeden hasat edilen ürünün bir kısmının gönderildiği ülkede kabul edilirken, bir kısmının ise geri gönderilmesi gibi durumlarla karşılaşıldığını anlatan İncefikir, “Örneğin geçtiğimiz günlerde Bulgaristan’a ihraç edilen narın bir tırı kabul edilirken, bir tırı ise kalıntı olduğu gerekçesiyle anlamsız şekilde geri gönderildi. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Türkiye’de yapılan analiz raporları her Avrupa ülkesinde geçerli kabul edilmeli. Ürünlerde ilaç kalıntısı olmadığını gösterir raporlara rağmen, bazı ülkelerde politik nedenlerle sıkıntılarla karşılaşılıyor” dedi. İlaç kalıntısı ile ilgili en ciddi sorunun, iç piyasaya sürülen ürünler konusunda yaşandığına dikkati çeken İncefikir, “Daha önce ilaç kalıntısı ile ilgili analizler belediyelerin laboratuvarlarında yapılırken, bu konudaki yaptırım Tarım ve Orman Bakanlığına geçti. Bir ürün daha tarladayken önce numune alınıp eğer ilaç kalıntısı yoksa daha sonra hasadına izin verilmeli. Her hâlde laboratuvarlar oluşturulmalı ve üretilen tüm ürünler zorunlu olarak hâllere getirilip analizler burada yapılmalı. Pazarcı esnafının, kiraladıkları tarlada ürettiği bir ürünü direk pazara getirip sattığı gerçeğini göz önünde  bulundurursak, halk sağlığının ne kadar tehdit altında olduğunu anlatmaya gerek yok” diye konuştu. İncefikir, Avrupa Birliği tarafından yasaklanan bitki koruma ürünlerinin Türkiye’de kullanılmaması gerektiğine de dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Hangi ürünlerde pestisit kalıntısı ya da aflatoksin sorunu olduğu, nerede üretildiği, iç piyasada imha edilip edilmediği soruları ne yazık ki cevapsız kalıyor. Yurt dışından ilaç kalıntısı nedeniyle dönen yaş meyve ve sebzeler dayanıklı olmadığı için ya imha ediliyor ya da biyoyakıt olarak kullanılıyor. Ancak incir, üzüm gibi kuru meyvelerde aflatoksin olanların ayıklanarak geri kalanın ise Türkiye’ye sokulduğu iddia ediliyor. Bu konuda vatandaşların içini rahatlatacak açıklama yapılması da gerekiyor. Sonuç olarak hem ülkemizdeki vatandaşların sağlığı hem de ihracatta ekonomik kayıplar yaşanmaması adına daha sıkı tedbirlerin alınmasında yarar var.”

Uzm. Dr. Bahar Gülcay Çat'tan yüksek sıcaklık uyarısı Haber

Uzm. Dr. Bahar Gülcay Çat'tan yüksek sıcaklık uyarısı

Uzm. Dr. Bahar Gülcay Çat, yüksek sıcaklığa karşı vatandaşların su tüketim miktarını artırmalarını, özellikle 11.00-15.00 saatleri arasında mecbur kalınmadığı sürece dışarı çıkılmaması gerektiğini belirterek, "Bol su tüketin, suyun yerine başka içecekler koymaya çalışmayın" dedi. Mersin Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Halk Sağlığı ve Denetim Şube Müdürü Uzm. Dr. Bahar Gülcay Çat, vatandaşları, sıcak havadan korunmaları için beslenmeden giyime kadar birçok konuda bilgilendirdi. Çat, zorunlu olmadıkça güneş ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde dışarı çıkmaktan kaçınılması gerektiğini belirterek, “Eğer zorunlu olarak çıkmak gerekiyorsa güneş kremleri, şapka gibi koruyucular kullanılmalı, mutlaka güneş gözlüğü takılmasını öneriyoruz. Vatandaşların olabildiğince gölgeden gitmelerini ya da klimalı yerlerde bulunmalarını, mümkün olduğu kadar odalarını havalandırmalarını öneriyoruz. Susamasalar bile yaz dönemlerinde terleme ile beraber içtikleri su miktarında artış öneriyoruz. Eğer tuz yemelerine engel bir hastalık yoksa kişilerin tuz tüketiminin de bir miktar arttırmaları önerilir" diye konuştu. "Özellikle çay, kahve içmek insanların su tüketimini azaltıyor" Su ihtiyacının başka içeceklerle karşılanmaması gerektiğine dikkat çeken Çat, "Özellikle çay, kahve içmek insanların su tüketimini azaltıyor. Bunları suyun yerine koymamak gerekiyor. Ayrıca mineralli sular da yine yaz aylarında tüketilmesini önerdiğimiz içecekler arasında. Yağlı yiyeceklerden uzak durup sebze, meyve, gibi daha hafif yiyecekler yenmesini öneriyoruz. Kişilerin kronik hastalıkları varsa buna özel diyetlerini uygulamaları gerekiyor. Çok fazla yemek yememek gerekiyor" diye konuştu. "Güneş geçirebilir kıyafetleri tercih etmemeliyiz" Kişilerin özellikle geniş ve ince kıyafetler tercih etmesinin önemine değinen Çat, "Güneş geçirebilir kıyafetleri tercih etmemeliyiz. 11.00-15.00 saatleri arası denize girmememiz gerekiyor. Güneş ışınlarının en dik olduğu zamanlarda özellikle çocuk ve yaş almış vatandaşlarımızın kesinlikle denize girmesini önermiyoruz. Sahilde oturuyorlarsa da mutlaka şemsiye altında, gölgelik bir alanda bulunmalarını öneriyoruz" dedi. Bayılma ya da güneş çarpmasında yapılması gerekenler Sıcak hava kaynaklı bayılma ya da güneş çarpmasında yapılması gerekenleri de anlatan Çat, "Bunun en büyük nedeni terlemeyle çok yoğun bir şekilde sıvının atılıp vücudun susuz kalması. Böyle bir durumda bayılan kişinin yanına yaklaşıp öncelikle onu güneş olmayan bir alana çekmemiz gerekiyor. Travmatik bir şey değilse, sıcağa bağlı bir durum olduğundan eminsek onu öncelikle gölgelik bir alana almalıyız. Üzerindeki kıyafetleri gevşetmemiz gerekir. Eğer bilinci açıksa sıvı desteği verebiliriz. Eğer bilinci kapalıysa da hemen 112 Acil Servis ekiplerini arayarak hastaneye götürülmesini sağlamalıyız” dedi. "Suyun yerine başka içecekler koymaya çalışmayın Yorgun, bitkin ve kaslarda kramp hissediliyorsa vatandaşların su tüketimini artırmaları gerektiğini vurgulayan Çat, şöyle devam etti: "Bu tür durumlarda kendimizi serin bir yere almalıyız. Eğer kendimizi hala halsiz ve bitkin hissediyorsak mutlaka yardım almalıyız. Sıcaklıklara bağlı kaslarda kramplar oluşabiliyor. Kas kramplarını kesinlikle masajla açmamak gerekiyor. Sıvı alarak bu krampların geçmesini beklememiz gerekiyor. Eğer geçmezse hastaneye gitmemiz gerekiyor. Mersin gibi sıcak bölgelerde özellikle ileri yaş almış bireylerin, çocukların arabalarda tek bırakılmaması, arabalarda herhangi bir canlının kilitli bırakılmamasını öneriyoruz. Bol bol su tüketin. Suyun yerine de başka içecekler koymaya çalışmayın."

Orman yangınları, hava kirliliğiyle insan sağlığı üzerinde risk yaratıyor Haber

Orman yangınları, hava kirliliğiyle insan sağlığı üzerinde risk yaratıyor

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu, havaların ısınmasıyla birlikte yurt genelinde meydana gelen orman yangınlarının insan sağlığına olumsuz etkilerine yönelik uyarılarda bulundu. TBB'nin yetkilileri, son günlerde Adana, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Elâzığ, Denizli, Diyarbakır, İzmir, Manisa, Mardin, Muğla ve Uşak’ta meydana gelen orman yangınlarının endişeyle takip edildiğini belirtti. Orman ve anız yangınlarından dolayı yaşamını yitirenlerin ailelerine ve yakınlarına başsağlığı, yaralananlara acil şifalar dileyen TBB yetkilileri, orman yangınlarının insan sağlığına olumsuz etkilerine yönelik uyarılarda bulundu. Doğaya, canlılara ve yerleşim yerlerine zarar veren orman yangınlarının bir diğer etkisinin, yangınından kaynaklanan dumanın içinde bulunan kanserojen özellikteki parçacık maddeler nedeniyle ortaya çıktığına dikkati çeken TBB yetkilileri, "Rüzgârın da etkisiyle yayılan dumanlar, hem yangın alanında çalışan ormancıları hem de yakın çevrede yaşayanları olumsuz etkilemektedir" dedi. Orman yangınlarının, insan sağlığına zarar vermeye devam ettiğini bildiren TBB yetkilileri, yangın dumanının sağlığa olumsuz etkileri, dumandan kimlerin daha çok etkilendiği, yangın esnasında ve sonrasında alınacak önemler konusunda bilgi notu paylaştı. Orman yangınlarından kaynaklanan hava kirliliğinin sağlık etkileri TBB'nin, orman yangınlarından kaynaklanan hava kirliliğinin insan sağlığı etkileri ile ilgili bilgi notunda, şunlar kaydedildi: "Duman, ahşap ve diğer organik maddeler yandığında oluşan gazların ve ince partiküllü (parçacık) maddelerin karışımından oluşur. Dumandan kaynaklanan en büyük sağlık tehdidi ince parçacıklardır. Bazı mikroskobik parçacıklar akciğerlere derinlemesine nüfuz edebilir. Ve bunlar gözlerde yanmadan, burun akıntısından, ağır ve kalıcı kalp ve akciğer hastalıklarına kadar çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Parçacık kirliliğine maruz kalma, kanser ve erken ölümle de bağlantılıdır. Orman yangınından kaynaklanan duman, içinde bulunan ve kimi zaman gözle görülemeyen ve kanserojen olan parçacık maddeler nedeniyle sağlık tehdidi oluşturan bir karışımdır. Kısa süreli partikül madde maruziyetinin, göz ve solunum yolu tahrişinden başlayıp akciğer fonksiyonunda azalma, akciğer iltihabı (zatürre), bronşit, astım ve diğer akciğer hastalıklarının alevlenmesi gibi daha ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını, kalp yetmezliği gibi çeşitli kalp damar hastalıklarını ağırlaştırdığını, hatta erken ölümlere neden olduğunu gösteren fazlasıyla kanıt mevcuttur. Tekrarlanan ve günlerce devam eden orman yangını dumanına maruz kalma veya ardışık birden çok yangından kaynaklanan kümülatif maruziyetlerin olası sağlık etkilerine dair elde bulunan veriler, maalesef oldukça sınırlıdır. Kimler daha çok etkilenir? Orman yangınına maruz kalan nüfus çeşitli boyutlarda etkilenmektedir; fakat çoğu sağlıklı yetişkinler ve çocuklar, yangın sonrasında dumanın akut etkilerinden kısa sürede kurtulabilirler. Fakat solunum veya kardiyovasküler hastalıkları olanlar, çocuklar ve yaşlılar, hamile kadınlar, düşük sosyoekonomik koşullarda yaşayanlar ve açık havada çalışmak zorunda olan işçiler gibi belirli yaş grupları ve belli topluluklar, daha büyük sağlık sorunlarıyla karşılaşmaya adaydır. Olay yerine özgü tehlikeler, üst düzey profesyoneller dışında herkes tarafından bilinemeyeceğinden; her ne kadar istekli-gönüllü-motive yardımseverler müdahale etmek isteseler de durum, çok fazla sayıda kişinin riskli bir işe girişmesine dönüşebilir ve sağlık sorunları, can kayıpları yaşanabilir. Görevlilerin, tahliye için ‘Yaklaşmayın, şu yöne gitmeyin, bu alana girmeyin’ gibi uyarıları, ciddiye alınmalıdır. Yangın ve duman ortamları bilgisi olmayan, bu ortamlarda tecrübesi olmayıp, hazırlıklı olmayanlar için daha da ölümcül tehlikeler içerebilmektedir. Yangın dumanındaki partiküllü maddeler, ortamdaki görüş kalitesini normal fenerler ile üstesinden gelinemeyecek kadar düşürür. Yangına müdahale sırasında görevlilerin ‘Yangın elbisesi, kask ve koruyucu başlık, çizme, eldiven, temiz hava solunum cihazları ya da duman maskesi’ gibi kişisel koruyucu donanımları kullanmaları gerekmektedir.”

Bilinçsiz vatandaşlar ve işletmelerin attığı çöpler halk sağlığını tehdit ediyor Haber

Bilinçsiz vatandaşlar ve işletmelerin attığı çöpler halk sağlığını tehdit ediyor

ADANA (İLKHABER) - Adana’da bilinçsiz vatandaşlar ile işletmelerin yol kenarlarına attığı çöpler adeta dağ oldu. Çöplerin bazılarının yakıldığı görülürken çöplerin arasında köpek ölüsü olması pes dedirtti. Merkez Seyhan ilçesine bağlı Gülbahçesi ve Yenidam Mahallelerinin hemen yanı başında bulunan geri dönüşüm tesisleri, işlerine yaramayan çöpleri yol kenarlarına atıyor. Adana Havalimanı’nın hemen yanı başında bulunan boş arazide istiflenen çöpleri gören bilinçsiz vatandaşlar da başta moloz olmak üzere birçok çöpü getirip bu alana atıyor. Çöpler dağ oldu Bilinçsiz işletmeler ve vatandaşların attığı çöpler yüzünden arazide çöp birikintileri oluşurken bazı kişilerinde alana gelip çöpleri yaktığı görüldü. Ayrıca çöplerin yola taşması nedeniyle çift şeritli yolda 2 aracın yan yana geçememesi dikkat çekti. Çöpler arasında hayvan ölüleri var Çöplerin arasında fare ve kuş ölülerinin yanı sıra yol kenarında bir köpek ölüsünün olması halk sağlığı tehdidini bir kere daha gözler önüne serdi. Sulama kanalları da çöp yuvası Öte yandan boş arazideki çöp dağlarının haricinde mahalleden geçen DSİ’ye ait sulama kanallarının da çöplerle dolduğu görüldü. Ayrıca çöp dağları Adana Havalimanı’na inen uçakların iniş güzergahında olduğu için gelen turistlerin ilk gördüğü yer de çöp dağları oluyor. “Çözüm bekliyoruz” Mahallede oturan Mehmet Dişkıran isimli vatandaş, “Buraya çöp atamamaları lazım, çevre temizliği önemlidir. Geceleri gelip rastgele atıyorlar. Burada köpek leşi var, insan bile olabilir. Buradan geçerken kokudan çok rahatsız oluyoruz. Bu çöpler daha önce kenardaydı ama şu an yola kadar gelmiş. İki araba aynı anda geçemiyor moloz ve ağaç yola gelmiş” diye konuştu. “Fareler evlere kadar geldi” Başka bir mahalle sakini Reşat Doğan ise mahalleyi çöpler nedeniyle farelerin bastığını söyledi. Doğan, “Biz bu olaydan bıktık usandık, yetkililerden çözüm bekliyoruz. Bu molozlar nedeniyle kaza oluyor ve ateş yakıldığı zaman dumanlar mahalleyi kirletiyor. Belediye ekipleri gelip burada bir toparlama yapıyor ancak sabah yine aynı şekilde oluyor. Bu çöpler büyük ihtimal sanayiden geliyor. Çok fazla şikayet ettik hatta yabancı kanallara röportajda verdik ama çözüm olmadı. Büyüklerimizden çözüm noktasında destek bekliyoruz. Burada ne ararsan var. Köpek leşi var ve fareler evlere kadar geldi. Evin üzerinde 20 yakın fare gördüm tek nedeni de bu pislik” ifadelerini kullandı.

Adana Büyükşehir'den uyarı Haber

Adana Büyükşehir'den uyarı

Serhar AKARSU ADANA (İLKHABER) - Adana Büyükşehir Belediyesi, artan hava sıcaklığına karşı vatandaşları uyardı. Yaz aylarında hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve nem oranının artmasının halk sağlığını olumsuz etkileyebileceği ifade edilen uyarıda, şunlar kaydedildi: "Bu nedenle; günün en sıcak saatlerinde (10.00-16.00) mecbur kalınmadıkça dışarı çıkılmamalı.  Susuzluk hissi olmasa bile her gün en az 2-2,5 litre (12-14 su bardağı) sıvı tüketilmeli.  Dışarıda çalışması gerekenler mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamaya, aşırı hareketlerden kaçınmaya, sık sık sulu gıdalar almaya dikkat etmeli. Dışarıda bulunulduğunda açık renkli, hafif, bol ve sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılan giysiler tercih edilmeli. Yoğun fiziksel aktivite ve spor yapmak için sabah ve akşam saatleri tercih edilmeli, her bir saatlik spor için en az 2-4 bardak sıvı alınmalı. Risk altındaki yetişkinler ve yaşlılar ile bebekler günde en az iki kez güneş veya sıcak çarpması yönünden izlenmeli. Bebek, çocuk, engelliler ve hayvanlar kapalı ve park etmiş araçlarda kesinlikle bırakılmamalı. Kapalı alanlar iyi havalandırılmalı, güneş gören pencereler perde vb. güneşliklerle gölgelendirilmeli. Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı; bunun mümkün olmadığı durumlarda ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalı veya silinmeli."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.